Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/502 E. 2021/16 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/502
KARAR NO: 2021/16
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:13/11/2018
NUMARASI:2016/1143 E. – 2018/1001 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında 15.01.2016 tarihli 2.156,86-TL bedelli ve 18.02.2016 tarihli 2.122,75 TL bedelli faturalara konu emtianın satımı konusunda anlaştıklarını, fatura konusu emtianın irsaliyeli faturalarla davalı şirketin çalışanlarına eksiksiz olarak teslim edildiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine, Beşiktaş … Noterliğinin 20.09.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek fatura bedelinin ödenmesinin istendiğini, ihtarın 22.09.2016 tarihinde tebliği ile davalının temerrüte düştüğünü, alacağın ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin sözleşme ilişkisini kabul etmediğini, davacının satım konusu emtiayı müvekkiline teslim ettiğini kanıtlaması gerektiğini, emtianın teslim edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” … Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen 15.01.2016 tarihli seri … numaralı 2.156,86-TL bedelli ve 18.02.2016 tarihli, seri … numaralı 2.122,75-TL bedelli iki adet fatura içeriğine konu malların irsaliyeli faturalar ile davalı şirketin adresine davalı şirketin çalışanlarının imzası ile eksiksiz olarak teslim edildiği, her iki fatura bedelinin davalı şirket tarafından ödenmemesi üzerine Beşiktaş … Noterliğinin 20.09.2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek her iki fatura bedelinin ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin tebliğine rağmen ödeme gerçekleştirilmediğinden bahisle davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği, davalı tarafın takibe vaki itirazı sebebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı taraf ise; davacı tarafça takibe konu edilen faturalar nedeniyle borçlu bulunmadığını, irsaliyeli fatura altındaki imzaların davalı şirket çalışanlarına ait olmadığını ve faturaya konu malların kendisine teslim edilmediğini savunmuştur. Dosya kapsamına sunulan ve takibe konu edilen irsaliyeli faturalar altında imzası bulunan kişilerin davalı şirket çalışanı olup olmadığı hususunda SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, müzekkere cevabında faturalar altında imzaları bulunan … ve …’ın fatura tarihi itibariyle davalı şirket bordrolarında çalışanı olmadıkları anlaşılmıştır. Takibe konu faturaların davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden Ba/Bs formları istenmiş; ancak davalı şirketçe işleme alınmadığı ve yasal sınırın altında bulunması sebebiyle de bildirilme zorunluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında; davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve takip tarihi itibariyle davacı ticari defterlerine göre 4.551,62-TL davalı taraftan alacaklı bulunduğu tespit edilmiştir. Davacı satıcı, dava konusu satılanı davalı alıcıya teslim etmiş olduğu yönündeki savunmasını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Yine satım sözleşmesinde malın teslim edildiği kişinin teslim almaya yetkili olması gerekir. Davaya konu faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ tebellüğ belgesi sunulmadığı gibi, kaldı ki faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği varsayılsa bile; faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı takdirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğar; yoksa faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımaz. Uyuşmazlık halinde, işin yapılmış olduğunun kanıtlanması gerekir. Yine davalı tarafça yapılan ödemelerin ise davaya konu faturaya ilişkin olmadığı da dosya kapsamına alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Ayrıca; davaya konu irsaliyeli faturalarda imzaları bulunan … ve …’ın davacı veya dava dışı şirketler tarafından davalıya yapılan mal satışından kaynaklı teslimlerde imzasının bulunup bulunmadığı hususunun yalnızca davalı defterlerinde yapılabilecek bir inceleme ile tespit edilebileceği; fakat davalı defterlerinin inceleme için ibraz edilmediğinden bu tespitin yapılamayacağı gibi davalının bankalardaki para çekme ve para yatırma işlemlerinin yine bu kişi tarafından yapıldığının da kanıtlanamadığı anlaşılmış, davacı tarafça yemin deliline de başvurulmadığından takibe konu faturalara ilişkin malları davalıya satıp, teslim ettiğini ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru delikçesinde; Müvekkilince 15.01.2016 tarihli ve 2.156,86 TL bedelli fatura ile 18.02.2016 tarihli ve 2.122,75-TL bedelli fatura konusu emtianın davalıya teslim edildiğini, davalının satım bedelini ödememesi üzerine Beşiktaş …Noterliğinin 20.09.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek fatura bedelinin istenildiğini, ihtarnamenin 22.09.2016 tarihinde tebliğine rağmen davalının itirazda bulunmadığını, dava dışı olan satımlara ilişkin ödeme dekontlarının mahkemeye ibraz edildiğini, bu dekontlardan da anlaşıldığı üzere ödemenin dava dışı … tarafından yapıldığı, bu kişinin de SGK kayıtlarına göre davalı şirkette çalışmadığının tespit edildiğini, yine davalı tarafından yapılan ödemelerin bir kısmının da … tarafından yapıldığını, bu kişinin de SGK kayıtlarında davalı şirkette çalışmadığının tespit edildiğini, SGK kayıtlarının incelenmesinde görüleceği üzere, davalı şirketin iki çalışanının bulunduğunu, bunlardan birinin şirketin avukatı olduğunu, davalının sigortasız işçi çalıştırması nedeniyle müvekkilince yapılan şikayetin akıbetinin mahkemece araştırılmadan karar verildiğini, davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davalı lehine hüküm kurulamayacağını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, satım konusu emtianın davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin kanıtlanmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisinde, yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı yan iki adet fatura konusu emtianın davalı şirket merkezinde, davalı şirketin çalışanlarına teslim ettiğini belirterek, satım bedelinin tahsili amacıyla takip başlatılmıştır. Mahkemece, yapılan incelemede satım konusu faturalarda teslim alan olarak imzası bulunan … ve …’ın davalının çalışanı olmadığı belirlenmiştir. Davalı yan ticari defterlerini ibraz etmediği için bilirkişi incelemesi davacı defterleri üzerinde yapılmış, faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Satım sözleşmesinde, satım konusu emtianın alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü satıcıya aittir. Satıcı, emtiayı teslim ettiğini usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Davacı yan, satılan emtianın davalının çalışanlarına teslim edildiğini, daha önce ödeme yapan ve emtiayı teslim alan çalışanların da SGK kayıtlarının bulunmadığını, bu nedenle 21.03.2018 tarihinde Kadıköy SGK Merkezi’ne sigortasız işçi çalıştırılması nedeniyle ihbarda bulunulduğunu 30.03.2018 havale tarihli dilekçesinde açıklamıştır. Bu durumda, anılan başvurunun sonucunun araştırılarak sevk irsaliyelerinde imzaları bulunan … ve …’ın davalı ile olan ilişkisinin araştırılarak, davalının çalışanı olup olmadığı ve mal teslimi konusunda yetkilerinin bulunup bulunmadığı konusunda davacı delillerinin toplanmadan eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının, talep halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.14.01.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.