Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/501 E. 2019/451 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/501
KARAR NO : 2019/451
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2018
NUMARASI : 2018/1558 D.İş .2018/1626 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekilince, süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesi ile; 24/08/2018 tarihli genel kredi sözleşmesine, kredi kullandırım belgelerine, kat ihtarına v.s. bilgi ve belgelere dayanarak, hesap katına rağmen kredi borcunun ödenmediği gerekçesiyle, borçlular hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
İlk derece mahkemesi, dosya üzerinden verdiği 07/11/2018 tarihli kararı ile; “… İhtiyati haciz talep eden vekilince, Anayasa başta olmak üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hak sahibinin hakkını kullanırken objektif iyi niyet kuralları içinde hareket edip etmediğinin yaklaşık ispat zımmında denetimin sağlanabilmesi açısından ihtiyati haciz talep eden vekilince beyan dilekçesinin ekinde sunulan gecikilen/ödenmeyen kredi listelerinin yapılan tetkikinde; hesabın kat edilmesini gerektirir düzeyde yoğun bir temerrüt halinin bulunmadığı, ihtiyati haciz talebinin İİK 257. ve 258. maddeleri kapsamında yaklaşık ispat ölçülerinde kanıtlanamadığı anlaşılmakla yerinde görülmeyen ihtiyati haciz talebinin İİK 257 ve müteakip maddeleri ile Medeni Kanunun 2. Maddesi gereğince reddine” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili ile borçlu …TİC. LTD. ŞTİ. arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi akdedildiğini, …’in genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kefil …’in borçlu firmanın ortağı / yetkilisi olduğunu, Borç muaccel hale geldiğinden borçlu şirket ve kefiline kat ihtarnamesi gönderildiğini, borcun bugüne kadar ödenmediğini, borçlular aleyhine ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu,Borçlunun sabit ikamet sahibi olması, mallarını devretmesine engel bir husus olmadığını, borçlunun mallarım kaçırması tehlikesinin bulunması ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli bir sebep olduğunu, Uyuşmazlık konusu bu iken; usul, yasa ve özel hukuk kişileri olan banka ile borçtan sorumlular arasında tarafların hür iradesi ile imzalanan sözleşmelerde belirtilen edimsel yükümlülükler haricinde taraflara temenni hükmündeki başkaca bir kısım edimler tahmil edilmesinin, ihtiyati haciz talebini değerlendiren mahkemenin görevi ile bağdaşmadığını,Mahkemece taleplerinin somutlaştırılmasına ilişkin beyanda bulunulması istenmesine rağmen bu hususta açıklamada bulunulmadığı yönündeki tespitlere taraflarınca anlam verilememiş olduğunu, 29.11.2018 tarihli ve 06.12.2018 tarihli dilekçeleri ile dosyaya beyanda bulunulmuş ise de verilen kararın bunu göz ardı edecek şekilde kaleme alındığını,Mahkemece, geçici hukukî koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulunun aranması gerekmekte olduğunu ve somut olayda bu unsur gerçekleştiğini,İİK’nın 258/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğunu,Ek olarak verilen kararda istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği ibaresinin bulunduğunu, ancak istinaf yoluna başvurma süresine yer verilmediğini,
Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca, genel kredi borçlusu ve kefil aleyhine ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı alacaklı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin “ç.” bendi uyarınca, hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi bir zorunluluktur. Yargı kararlarına karşı başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olması bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını doğrudan engelleyecek ve hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacaktır. Ancak somut olayda, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olduğundan, karardaki bu eksiklik eleştirilmekle yetinilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Vadesi gelmiş muaccel bir alacak nedeniyle ihtiyati haciz talep edebilmek için başkaca bir koşul aranmamıştır.İİK’nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesi uyarınca kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse, alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz (Yargıtay 11. HD 2016/13086 E 2016/9051 K 22.11.2016 T. Yine Yargıtay 19 HD 2012/4803 E 2012/10127 K 14.06.2012 T. Ve 2010/6302 E 2010/10114 K 22.09.2010 tarihli emsal kararı).Somut olayda, asıl borçlu … Otomotiv Ltd. Şti.’ne alacaklı banka tarafından kredi kullandırılmış, … kredi sözleşmelerini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış, kredi borcu vadesinde ödenmediği için asıl borçlu ve kefile hesap kat ihtarnamesi gönderilmiştir. Kredi ilişkisinde asıl borçlu olan şirkete çıkarılan tebligatın şirketin GKS’de bildirdiği adrese çıkarıldığı, tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, hesap kat ihtarının İİK’nın 68/b maddesi ve sözleşmenin ” Kanuni ikametgah ve yetkili imzalarda meydana gelecek değişiklikler ” başlıklı maddesi uyarınca asıl borçluya tebliğ edilmiş sayılması gerekir. Yani, asıl kredi borçlusuna hesap kat ihtarı hukuken tebliğ edilmiş hükmündedir. TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca, müteselsil kefil olan borçluya alacaklının müracaat edebilmesi için gerekli olan “ihtarın sonuçsuz kalması” koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hesabın kat edilmesiyle birlikte banka alacağı muaccel hale gelmiş, ihtarın hükümsüz kalmasıyla da müteselsil kefile müracaat koşulu da gerçekleşmiştir. İhtiyati haciz için İİK’nın 257 vd. maddelerindeki koşullar gerçekleşmiştir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararı hukuka aykırı bulunmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/son maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ret kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebi hakkında dairemizce yeniden karar verilmesine, ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun İİK’nın 265/son ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesinin, ihtiyati haciz talebinin reddine dair 07/12/2018 tarihli kararının kaldırılarak, borçlular hakkındaki ihtiyati haciz talebinin Dairemizce karara bağlanmasına, bu doğrultuda;
1-İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca alacaklı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile borçluların (asıl borçlu ve kefilin) 277.612,04 TL alacağı karşılar miktardaki menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının İcra İflas Kanunu’nun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE,
2-Alacak tutarının %15’i oranında hesaplanan 41.641,80 nakdi teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı halinde, kararın infazı için bir örneğinin ilk derece mahkemesince alacaklı vekiline verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,
3-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 485,00 TL vekalet ücretinin borçlulardan alınarak alacaklıya verilmesine,
5-Alacaklı tarafından yapılan 65,50 TL yargılama giderinin borçlulardan alınarak alacaklıya verilmesine,
6-Peşin harcın Hazineye gelir kaydına, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
7-İstinaf yargılaması yönünden;
a-Kanun yoluna başvuran alacaklı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,
b-Alacaklı vekili tarafından harcanan 98,10 TL başvuru harcının borçlulardan alınıp alacaklıya verilmesine,
c-Alacaklı vekili tarafından harcanan 35,00 TL posta giderinin borçlulardan alınıp alacaklıya verilmesine,
9-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/son maddeleri uyarınca karar kesindir.