Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/493 E. 2021/244 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/493
KARAR NO: 2021/244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2018/1125 Esas – 2019/23 Karar
DAVA: Limited Şirket Genel Kurul Kararının İptali
Taraflar arasındaki Limited Şirket Genel Kurul Kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair kararın, davalı vekili tarafından istinaf, davacı vekili tarafından katılma yoluyla istinaf edilmesi üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %12,5 oranında hissedarı olduğunu, 2008 yılından itibaren müvekkiline herhangi bir kâr payı dağıtılmadığını, 2008-2015 yıllarını kapsar şekilde 26/07/2016 tarihinde yapılan olağan genel kurulda alınan kararların mevzuata ve şirket ana sözleşmesine aykırı olduğunu, söz konusu kararların müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet verdiğini bu nedenlerle genel kurulda alınan kararların tamamının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafın iddialarının gerçek olmadığını, 2008 yılından itibaren alınan kararlara davacının da iştirak ettiğini, davacının aynı zamanda şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, şirketin kar payı dağıtması için bu hususta karar alınması gerektiğini, bu bağlamda alınan kararların gerek ticaret kanunu hükümlerine gerekse şirket ana sözleşmesine uygun olması nedeniyle iptalini gerektirir bir husus bulunmadığından yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 26/12/2018 tarihli, 2018/1125 Esas – 2019/23 Karar sayılı ilamıyla: “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu yapılan 3-4-6-8 ve 9 nolu kararların TTK 610.maddesi yollamasıyla TTK 514-515 ve 516.maddelerindeki düzenlemeye bağlı olarak ayrıca Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 4 ve 5.maddesine uygun olarak finansal tablolar ve faaliyet raporunun hazırlanıp genel kurula sunulmadığı, davacının şirkete ait ticari defter ve diğer kayıtların incelenmesine ve belge alınmasına müsade edilmediği, bu koşullarda yapılan genel kurul toplantısında şirketin faaliyet raporlarının ve buna bağlı bilanço gelir gider hesaplarının görüşülmesi ve bu görüşmeye bağlı olarak şirket müdürünün ibra edilmesi (Yargıtay 11.HD 2007/12262 esas 2009/1228 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere), ayrıca uzun süre kar payı dağıtılmamasının ve kar payı dağıtmayan şirketin 15.000-TL gibi yüksek bir ücret ödenmesine ilişkin kararların kanuna, şirket ana sözleşmesine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu değerlendirilerek iptallerine, ancak 5 nolu karar kapsamında yer alan şirket müdürünün 20 yıllık süre ile seçilmesi hususunun münhasıran genel kurulun yetkisinde olduğu, bu kararın iptalini gerektirir haklı bir neden bulunmadığı değerlendirilerek…” davacının davasının kısmen kabulü ile davalı şirkete ait 26/07/2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3-4-6-8 ve 9 nolu kararların ayrı ayrı iptallerine, 5 nolu karara yönelik istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf, davacı vekilince 18.02.2019 tarihli katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 26/07/206 tarihli genel kurul toplantısı öncesi müvekkil şirket tarafından 23.05.2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile davacıya inceleme hakkını tanıdığını, davacının bilgi alma ve inceleme hakkını kullanması için 24.06.2016 saat 15:00’ te şirketin merkezine çağrıldığını, bu tarihte şirket merkezinde toplantı yapıldığını, bu incelemeye davacı tarafın vekil tayin ettiği yeminli mali müşavir …, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … ve şirket müdürü …’ın katıldıklarını, şirketin yönetimine ilişkin kar dağıtımı ve sermaye konuları hakkında davacı vekillerine gerekli bilgi verildiğini ve inceleme yapıldığını, inceleme toplantısı sona erdiğinde kapanış tutanağının tutulduğunu ve incelemeye katılanlar tarafından imzalandığını, davacının vekil tayin ettiği mali müşavirler tarafından inceleme yapıldığını, müvekkilinin davacı tarafın iddia ettiği gibi şirketin bilgi ve belgelerini incelemesinin engellendiği iddiası inceleme tutanaklarından da görüleceği üzere doğru olmayan bir ifade olduğunu, davacının bilgi edinme ve inceleme hakkının ihlal edildiğini öne sürmesi haksız ve hukuka aykırı olup; açıkça hakkın kötüye kullanıldığını, kararların tamamının usulüne uygun alındığını, ayrıca davacının inceleme hakkını kullanamadığına dair dosya kapsamında mutlak bir delil bulunmazken, ilk derece mahkemesinin yanlı olarak eklenen şerhten ötürü ilgili kararların iptaline karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin 28.06.2016 tarihinde sicil gazetesinde genel kurul toplantısını ilan ettiğini, bu davette “Finansal tablolar, Yıllık faaliyet raporları v.s rapor ve tablolar Genel Kurul toplantısından en az on beş gün önce şirket merkez adresinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulacaktır.” şeklinde pay sahipleri için inceleme günü ilan edildiğini, davacının ilan sonrasında herhangi bir inceleme talebi olmadığını, inceleme talebi olmayan davacının inceleme hakkının engellendiğini savunarak iptal davası açmasının davacının kötü niyetini ortaya koyduğunu, Tüm bunlara rağmen davacının incelemesinin engellendiğini iddia etmesi ve inceleme yapmadığı nedeniyle genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Davacı taraf iptalini istediği kararların hepsine karşı olumsuz oy kullandığını, şirketin tüm yıllarına ilişkin bilanço kayıtlarını dosyaya sunduklarını, şirketin yıllık yapmış olduğu gelir ve giderlere ilişkin bilgilerin tamamı ayrıntılı olarak yer aldığını, Davacının aynı zamanda şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, davacının her hangi bir şekilde şirket çalışmalarına katılması konusunda engellendiğini, aksine, kararları onaylamış herhangi bir aykırılık iddiasında bulunmadığını, 7 yıldan sonra bu şekilde şirketle ilgilendiğini göstermeye çalışıp aykırılık iddia etmesinin düşündürücü olduğunu, davacının kendisini temsil dahi ettirmediğini, TTK 625/1.maddesine göre faaliyet raporlarının düzenlenmesi müdürlerin vazgeçilemez ve devredilemez yetkilerinden olduğunu ve düzenlenen bu raporun onay için genel kurula sunulduğunu, ilk derece mahkemesinin her ne kadar gerekçeli kararında faaliyet raporunun hazırlanıp genel kurula sunulmadığını belirmiş ise de bu karar gerçeğe aykırı olduğunu, zira gündeminin 3. maddesinde de belirtildiği gibi faaliyet raporlarının onaya sunulduğunu, Davacı tarafın faaliyet raporlarının sunulmadığına ve faaliyet raporlarının kendileri tarafından incelenemediğine dair bir şerhi bulunmadığını, davacı tarafça ilgili raporlar incelenmiş ve gerekli bilgilendirilmeler kendilerine yapıldığını belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin 26/12/2018 tarihli kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 18.02.2019 tarihli istinafa cevap dilekçesiyle davanın reddedilen 5 nolu karar yönünden katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle: davalının istinaf başvurusunun reddi ile dava konusu 5 nolu kararın da iptali gerektiğini ileri sürerek, kararın bu yönden kaldırılmasına ve davadaki tüm taleplerin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı limited şirketin 26.07.2016 tarihli Genel Kurulunun 3,4,6,8 ve 9 nolu kararların iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulü ile dava konusu 3,4,6, 8 ve 9 nolu kararların iptaline, 5 nolu kararın iptali isteminin reddine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekilince istinaf, davacı vekilince katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355 maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekilinin 18.02.2019 tarihli istinafa cevap dilekçesiyle davanın reddedilen kısmı yönünden katılma yoluyla istinaf başvurusunun incelenmesinde; İlk derece mahkemesinin istinafa konu gerekçeli kararının davacı vekiline 31.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki haftalık sürede kararın istinaf edilmediği, davalı vekilince karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin davacı vekiline 01.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilince iş bu dilekçeye cevap ve katılma yoluyla istinaf başvurusu içeren dilekçenin 18.02.2019 tarihinde verildiği, katılma yoluyla istinaf süresinin davacı vekiline yapılan 01.02.2014 tarihli tebliğe göre 15.02.2019 tarihinde dolduğu, kaldı ki istinaf başvuru harcının da yatırılmadığı görülmüş, ancak öncelikle süre yönünden değerlendirme yapılması gerektiğinden, davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinin, HMK’nın 348-346-352 maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Limited şirket genel kurul toplantısına çağrı, çağrısız genel kurul, kararların butlan ve iptali hakkında, TTK’nın 617 ve 622. maddelerindeki atıf nedeniyle, anonim şirketler hakkındaki hükümler uygulanır. Davacı, ortağı olduğu şirketin 26.07.2016 tarihli genel kurulu toplantısında şirketin faaliyet raporu müzakeresi ile bilanço görüşmeleriyle ilgili 3, 4 nolu gündem maddelerinin görüşülmesinin ertelenmesini talep ettiği halde, bu gündem maddelerinin karara bağlandığını, keza aynı gerekçe ile 6 nolu karar ile şirket müdürünün ibra edilmesi ve kâr dağıtılmamasına ilişkin 8 nolu gündem maddesinde alınan tüm dava konusu kararlara muhalefet ettiğini iddia ederek, 26.07.2016 tarihli ortaklar kurulunun 3,4,5,6, 8 ve 9 nolu kararların iptalini istemiştir. Mahkemece 5 nolu karar dışındaki kararların iptaline karar verilmiştir. Davalı yan iptal edilen kararlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı, davalı şirketin %12,5 oranında hissedarıdır. TTK 617/3 madesi atfıyla limited şirketler yönünden de uygulanacak olan TTK’nın 420/1. maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Azlığın finansal tabloların müzakeresi ile buna bağlı konuların ertelenmesini talep ederken, herhangi bir gerekçe göstermesi zorunlu değildir. Erteleme talebi karşısında genel kurulda oylama yapılmasına ve bir karar alınmasına gerek bulunmamaktadır. Genel kurul kararının aranmadığı böyle bir durumda toplantı başkanının da farklı yönde bir karar alıp uygulaması söz konusu olamayacaktır. Divan başkanı bu talebe uygun hareket etmek zorundadır. Nitekim Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelikte “Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular sermayenin en az onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip azlık pay sahiplerinin İstemi üzerine genel kurul kararına gerek olmaksızın, toplantı başkanı tarafından bir ay sonraya ertelenmesi zorunludur.” denilerek bu konuda doğabilecek tereddütler giderilmeye çalışılmıştır (Yönetmelik md. 28/f.3). Azınlık bu şekilde finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesini ister, bu husustaki gerekçelerini açıkça ortaya koyar ve bunları genel kurul toplantı tutanağına geçirtirse, genel kurul bunların haklı olup olmadığı konusunda herhangi bir karar alamaz. Bu durumda genel kurul başkanı, karar alarak finansal tabloların ve bununla bağlantılı hususların görüşülmesini bir ay sonraya bırakır. Şayet böyle yapılmaz, genel kurul karar alarak azınlığın talebini oylar ve reddederse bu durumda bu karar TTK’nın 445 vd. maddelerine uygun olarak iptal ettirilebilir. Ancak burada iptal ettirilebilecek kararlar, sadece finansal tabloların onaylanması ve bununla bağlantılı diğer genel kurul kararlarıdır. Genel kurulun aynı toplantıda aldığı bunların dışındaki diğer kararların, şayet başka sakatlıkları yoksa, iptal edilebilmesi olanağı yoktur (Bkz. Prof Dr. Oruç Hami Şener, Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku Ders Kitabı, 2012, 468 vd.). Bu durumda, finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesine bağlı olarak öncelikle kârın belirlenmesi ve kâr dağıtılması veya dağıtılmamasına ilişkin gündem maddeleri görüşülemez. Yine yönetim kurululunun yıllık raporu ve ibrası da bu durumda görüşülemez. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Dava konusu olan 2008-2015 yıllarına ilişkin olağan ortaklar kurul toplantısının 26.07.2016 tarihinde yapıldığı, şirketin sermayesinin ve hissesinin tamamının asaleten ve vekaleten olmak üzere toplantıda temsil edildiği, toplantı nisabının sağlandığı, dava konusu genel kurul toplantı tutanağının sonuna şerh verildiği üzere, davacı tarafından şirket defterlerinin incelenememesi nedeniyle TTK’nın 420. madde uyarınca inceleme talebiyle, sonuçta finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi talebinin iletildiği ve gerekçesinin tutanağı geçirtildiği görülmüş, bu talep dikkate alınmaksızın gündem maddelerinin görüşülüp oy çokluğu ile kararların alındığı anlaşılmıştır. Buna göre, gündemin 3. maddesinde; “Şirketin 2008-2015 yıllarına ait genel kurul faaliyet raporlarının okunup onaylanmasına, 4. maddesinde “Şirketin 2008-2015 yıllarını ilişkin bilanço ve gelir gider hesaplarının onaylanmasına, 5. maddesinde “20 seneliğine şirket müdürü olarak Adil Salmanın seçilmesine”, 6. maddesinde; “Şirket genel müdürünün ibrasına” 8. maddesinde “2008-2015 yılları için geçmiş yıllar karın dağıtılmamasına” 9. maddesinde “Şirket müdürüne aylık bürüt 15.000 TL maaş ödenmesi” oy çokluğuyla kabul edilmiş, davacının usulüne uygun muhalefet şerhini toplantı tutanağına geçirdiği görülmüştür. Her ne kadar şerh tutanak sonuna yazılı ise de şerhin içeriğinden ilgili kararlar görüşülmeye başlanmadan önce bu talebin iletildiği kanaatine ulaşılmıştır. O halde, dava konusu ortaklar kurulunun genel kurul faaliyet raporları ile finansal tablolarının görüşülmesine ilişkin 3 ve 4 nolu gündem maddesi ile buna bağlı 6 ve 8 nolu gündem maddelerinin TTK’nın 420/1. maddesi uyarınca, görüşülmesinin bir ay sonraya bırakılması gerekirken söz konusu görüşmelerin ertelenmeyerek karara bağlanması usul ve yasaya aykırı olup iptali gerekir. Buna göre mahkemenin bu kararlar yönünden iptal kararı sonucu itibariyle isabetli olup aksi yöndeki davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi tespitleri uyarınca davalı şirketin son dört yıl zarar edip, uzun süre ortaklarına kar payı dağıtamayan şirket olduğu da gözetildiğinde, 9 nolu karar ile şirket müdürüne aylık bürüt 15.000 TL maaş verilmesi yönündeki kararının dürüstlük kuralına uygun olmadığı sonucuyla kurulan hüküm de isabetli olup, aksi yöndeki davalı vekilinin istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı vekilinin süresinde olmayan istinaf başvurusunun HMK’nın 348-346-352 maddeleri uyarınca reddine; davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, ilk derece mahkemesinin karar gerekçesinin yukarıdaki şekilde düzeltilmesi gerektiğinden, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca, gerekçesi düzeltilmek üzere ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda yazıldığı üzere; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-Davacı vekilinin süresinde olmayan istinaf başvurusunun HMK’nın 348-346-352 maddeleri uyarınca reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; peşin istinaf karar harcının, karar kesinleştiğine ve talep halinde iadesine, 3-Davacı tarafından sarf edilen istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, B-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: Davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, ilk derece mahkemesi kararın gerekçesinin yukarıdaki şekilde düzeltilmesi gerektiğinden, HMK’nın 33,355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 26.07.2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3,4,6,8 ve 9 nolu kararların ayrı ayrı iptallerine, 5 nolu karara yönelik istemin reddine, 3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 31,40 TL ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,20 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan 3.794,05 TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 29,20-TL, tebligat-posta gideri: 14,85-TL, bilirkişi ücreti: 3.750,00-TL”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 1.897,00 TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Karar kesinleştiğinde, kullanılmayan gider avanslarının ilgilisine iadesine, 8-Davalı vekilinin istinaf giderleri yönünden; a-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; peşin istinaf karar harcının, talep halinde iadesine, b-Davacı tarafından sarf edilen istinaf yargılama giderlerinin, takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 9-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce, taraf vekillerine tebliğine 10-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 33,355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25.02.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.