Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/490 E. 2021/42 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/490
KARAR NO: 2021/42
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2018
NUMARASI: 2017/183 E. – 2018/1108 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 3.599,37 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazının haksız olduğunu, müvekkilinin alacağının faturadan kaynaklandığını, satılan emtianın borcunun ödenmesinin geciktirilmesi amacıyla itirazda bulunulduğunu, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmesi halinde alacağın varlığının belirleneceğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, davalı süresinde cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; ” Dava, fatura alacağından kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Tarafların defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup davalı tarafın defterlerinin tamamını ibraz etmediği, envanter defterinin incelenemediği, bu sebeple davalı tarafın defterlerinin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı tespitinin yapılamadığı, davalı, defterlerinin tamamını sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulünün gerekeceği, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığının kanıtlandığı, açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesine, alacağın %20’si oranında 719,74 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının sözleşme konusu emtiayı teslim ettiğini veya faturanın tebliğ edilerek süresinde itiraz edilmediğini kanıtlaması gerektiğinin açıklandığını, buna rağmen mahkemece davalının envanter defterini ibraz etmemesi gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiğini, ibraz edilen yevmiye ve defteri kebirin usulüne uygun düzenlendiğini, satılanan teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün davacıda olduğunu, müvekkilinin ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde dahi davacının satılanı teslim ettiğini veya faturayı tebliğ ettiğini kanıtlaması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki ilişkide, yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Satım sözleşmesinde, satılanın sözleşmeye uygun şekilde teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacıda olup, davacının teslimi kanıtlaması halinde davalı alıcının sözleme bedelini ödediğini kanıtlaması gerekmektedir. Davalı yan, sözleşme konusu emtianın teslim edilmediğini belirtmektedir. Bu durumda, davacının satılanın davalıya usulüne uygun şekilde teslim ettiğini kanıtlaması gerekir. Davacı yan, fatura konusu emtiayı davalıya teslim ettiğini kanıtlamamıştır. Mahkemece taraf defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan raporda, davalının envanter defterini ibraz etmediği, diğer defterlerin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, davacı defterlerinde kayıtlı olan 12.07.2016 tarihli 6.037,35 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının fatura konusu emtiayı teslim ettiğini kanıtlaması gerektiği belirtilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, satılanın alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü satıcıdadır. Gerçekten de, davalının cevap vermeyerek dava dilekçesinde ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmesi karşısında, HMK’nın 190.maddesi gereğince teslim vakıasının kanıtlanması yükümlülüğü davacıdadır. Davacı, fatura konusu emtiayı davacıya teslim ettiğini usulüne uyun şekilde düzenlenmiş sevk irsaliyesi veya başka bir belgeyle kanıtlamadığı gibi, faturanın alıcıya tebliğ edildiğini kanıtlamadığı gibi açıkça yemin deliline de dayanılmamıştır. Bu durumda, ispat yükü davacı satıcıda olmasına rağmen mahkemece ispat yükünde hataya düşülerek, ispat yükünün davalıya yüklemesi doğru değildir. O halde, davacının emtiayı teslim ettiğini usulüne uygun şekilde kanıtlamaması nedeniyle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi geriğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup davalının istinaf sebepleri haklı bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası ile ilgili Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, sabit görülmeyen davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu 30.10.2018 tarihli, 2017/183 Esas -2018/1108 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın reddine, 2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin yatırılan 61,47 TL harçtan mahsup edilerek artan 2,17 TL harcın davalıya iadesine, 3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca belirlenen 3.599,97 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 6-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 121,30 TL’nin Hazineye gelir kaydına; 61,47 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde davalıya iadesine, b-Davalı tarafından istinaf aşamasında harcanan 121,30 TL başvuru harcı ile 33,00 TL posta giderinin derinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, c-İstinaf yargılaması dosya üzerinden yapıldığından, istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 8-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 21.01.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a. maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.