Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/486 E. 2020/567 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/486
KARAR NO: 2020/567
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2018
NUMARASI: 2018/329 2018/1214
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından bilgisi ve rızası dışında 695.000 TL’nin … isimli şahsın hesabına Eft talimatı doğrultusunda gönderildiğini öğrendiğini, davalı bankadan yanlışlığın düzeltilmesi istenmesine karşın davalı bankaca herhangi bir işlem yapılmadığını, olayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek fazlaya ilişki hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 31.07.2018 tarihli dilekçesiyle talebini 457.860,00 TL artırarak neticeden 477.860,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı banka vekili, davacının talebinin muhatabı Eft alıcısı olup, müvekkiline husumet düşmediğini, davaya konu işlemin davacının ıslak imzalı yazılı talimatı doğrutusunda yapıldığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, somut olayda tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici ve dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayılmasının gerektiği, bu durumda dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Yasa’nın 73/1.md. gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığa bakma, delilleri değerlendirme ve uyuşmazlığı çözme görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine Gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacının mevcut hesabı şahsi hesap niteliğinde olmayıp ticari hesap tanımıyla uyuştuğunu, tacir olarak hareket ettiği yönünde haklı kanaatlerinin olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Davacı, davalı banka nezdinde bulunan hesabından dava dışı 3. bir kişiye bilgisi ve rızası dışında para havalesinin yapıldığını iddia etmiştir. İlk derece mahkemesince, tüketici mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davalı banka vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 28.05.2014’te yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesinde “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesinde ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir. Yine anılan yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, davacı ile davalı banka arasında akdedilen bireysel bankacılık hizmet sözleşmesi gereğince davacının davalı banka nezdinde mevduat hesabının bulunduğu ihtilafsız olup, sahte olarak oluşturulan eft talimatı uyarınca hesabından 3. bir kişinin hesabına rızası ve bilgisi dışında para gönderildiğinden dolayı zarara uğranıldığı iddia edilmiş olup, davanın 28.05.2014 tarihinden sonra açılmış bulunmasına ve davanın bankacılık işleminden doğan zararın tahsiline yönelik olduğuna göre, mahkemece davanın görev yönünden reddedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı bankanın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince HMK 20.maddesi gereğince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK.353.1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK 362/1.c. maddesi uyarınca karar kesindir.