Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/483 E. 2021/50 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/483
KARAR NO: 2021/50
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI: 2014/390 E. – 2017/722 K.
DAVANIN KONUSU:Kıymetli Evrak İstirdadı (Çek İstirdadı Hasımlı)
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş yerinin idari kısmına 03.02.2013 tarihinde kimliği belirsiz kişi veya kişilerce girilerek büroda bulunan çelik kasada bulunan nakit para, altın, müşteri çek ve bonolarının çalındığını, hırsızlık olayıyla ilgili olarak müvekkilince Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/1103 soruşturma sayılı dosyasında şikayetçi olduğunu, Afyonkarahisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/178 Esas sayılı dosyası ile çalınan kıymetli evraklar hakkında ödeme yasağı kararı alındığını, dava konusu çeklere ilişkin olarak davalı tarafından ihtiyati haciz kararı alınarak İstanbul …İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyalarında icra takibine geçilerek müvekkili ile keşideci hakkında haciz uygulanarak çek bedellerini cebri icra baskısı altında tahsil edildiğini, dava konusu çeklerin müvekkilinin kaşesi üzerine sahte imza atılmak sureti ile ciro edildiğini, müvekkilinin çeklerin meşru hamili olduğunu, çeklerin ticari ilişkisi olan dava dışı … ve … isimli keşidecilerden aldığını, çeklerin çalınmasından iki gün sonra tedbir kararlarının bankaya ulaştığını, davalının bankacılık faaliyeti bulunması nedeniyle bunu kolayca farkedebilmesi gerekirken iktisabında ağır kusurlu davranarak müvekkilinin zararına çekleri kabul ederek takip başlattığını ileri sürerek, keşidecisi … olan … Menderes şubesine ait … çek nolu 04.03.2013 keşide tarihli 5.694,00 TL bedelli, … çek nolu 06.04.2013 keşide tarihli 6.000,00 TL bedelli ve keşidecisi … olan … A.Ş Kütahya şubesine ait … çek nolu 15.04.2013 keşide tarihli ve 7.272,00 TL bedelli istirdadına, çek bedellerinin haciz baskısı altında icra veznesine ödenmesi nedeniyle icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, çeklerin faktoring müşterisi … İnş.Tanıtım.-… ile imzalanan faktoring sözlemesi kapsamında alındığını, faktoring müşterisinin dava dışı … İnş.metal Paz Tic.-…’den olan alacağını temlik aldığını, sözleşme kapsamımda çeklerin müvekkiline ciro edildiğini, ibraz edilen çeklerin karşılıksız çıkması üzerine takibe konu edildiğini, faktoring şirketi olan müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, ödeme yasağı olan çeklere ilişkin ihtiyati haciz işlemi yapılmasına engel bulunmadığını, dava konusu çeklere ilişkin hak sahibinin yargılama ile tespit edileceğini, müvekkilince gerçekleştirilen factoring işlemine dayalı bilgi ve belgeler incelendiğinde davalının iyi niyetli hamil olduğu, usul ve yasaya uygun işlemler çerçevesinde dava konusu çekleri teslim aldığının anlaşılacağını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; faktoring sözleşmesinin 23.01.2013 tarihli olmasına rağmen çeklerin müvekkilinin kasasından 04.02.2013 tarihinde çalındığını, evrak asıllarının incelenmesi halinde çeklerin sonradan listeye eklendiğinin anlaşılacağını, basiretli bir tacirin gerekli araştırmaları yaparak hırsızlık ürünü olan çekleri iktisap etmemesi gerektiğini, ödeme yasağı kararına rağmen çeklerin iktisap edilmesinin ağır kusur oluşturduğunu, müvekkilinin sonraki cirantayla ticari ilişkisinin bulunmadığı gibi çeklerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek, davanın kabulünü istemiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ilgili yasa hükümlerine göre çekleri iyi niyetli hamil olarak iktisap ettiğini, iktisapta ağır kusur veya kötü niyet bulunduğunun davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, ödeme yasağının ihtiyati hacze engel olmadığını, yasadan kaynaklanan hakların kullanılmasının kötü niyet olarak değerlendirilmeyeceğini, çeklerin faktoring sözleşmesi kapsamında fatura ve diğer belgelere dayalı olarak iktisap edildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “Dava çek istirdadı istemine dairdir. Davacı, dava konusu çeklerin çalındığını, kaşe üzerindeki imzanın sahte olduğunu beyanla çeklerin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiş, davalı ise çeklerin facktoring işlemi çerçevesinde alındığını ve iyi niyetli olduğunu beyan etmiştir. 6102 sayılı Yasanın 792.maddesi uyarınca çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Somut durumda, Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davalının çekleri ediniminde Yasaya aykırılık bulunmadığı, factoring işleminin kanunun emrettiği şekilde usulüne uygun olarak yapıldığı, dava konusu çeklerin davalı tarafından mevzuata uygun olarak factoring işlemine tabi tutulduğu tespit edilmiştir. Davalının yasa hükümlerine uygun olarak çeke hamil olduğu, çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunun ya da iktisabında ağır kusurlu bulunduğunun ispat edilemediği anlaşılmakla çekin istirdadı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine, karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Önceki beyanlarını tekrarla, davaya konu çeklerin meşru hamilinin müvekkili şirket olduğunu, çeklerin ticari ilişki kapsamında … ve … isimli keşidecilerden aldığını, çeklerin hırsızlık sonucu müvekkilinin iş yerinden çalındığını, müvekkilinin ticari kayıtlarından da çeklerin yetkili hamili olduğunun açık olduğunu, müvekkilin cirosunda kullanılan imzanın sahte olduğunu, çeklerin sahte ciro tedavüle konulduğunu, müvekkilin kendinden sonraki cirantalarla hiçbir alışverişi olmadığını, müvekkilin un fabrikası işlettiğini, diğer cirantaların ise mensucat veya inşaat işi yaptıklarını, taraflar arasında hiç bir bağ bulunmadığını, dava konusu çekler yönünden 06.02.2013 tarihinde Afyonkarahisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/78 Esas sayılı dosyası ile ödeme yasağı kararı alınarak bankalara bildirildiğini, çeklerin davalı şirket kayıtlarına göre 07.02.2013 tarihinde ibraz edildiğini, bu durumda çeklerin ödemeden men yasağı verildikten sonraki bir tarih olan 07.02.2013 tarihinde davalı tarafından kabul edilmesi karşısında davalının iktisapta gereken özen ve dikkati göstermeden, basiretli bir tacir gibi davranmayarak, ağır kusurlu bir şekilde çekleri kabul ettiğini, bu eylemin açıkça ağır kusurlu kötü niyetli olduğunu, davalının, davalının, çeklerin müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığını bilebilecek durumda olduğunu, faktoring şirketinin basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olduğunu, çalınmak suretiyle piyasaya sürülen ve hakkında tedbir kararı bulunan bir çekin iyi niyetli olarak iktisap edildiği savunmasının yerinde olmadığını, davalının tedbir kararı bulunan çekleri kabul ederek basiretli bir tacir gibi davranmayarak müvekkilinin zararına neden olduğunu, mahkemece tüm bu gerçekliğe aykırı şekilde davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdadı davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çeklerin incelenmesinde, keşidecisi … Ltd. Şti. Olan davacı emrine düzenlenen 04.03.2013 keşide tarihli … çek nolu 5.694,00 TL bedelli çekin ilk cirosunun lehtar adına atıldığı, çekin lehtar cirosuyla …’ye onun cirosuyla … Gıda-…’a geçtiği, aynı bankaya ait … çek nolu 6.000,00 TL bedelli 06.04.2013 tarihli çekinde aynı ciro silsilesi bulunduğu ve çeklerin faktoring işlemi kapsamında davalı tarafından iktisap edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu … Kütahya şubesine ait, keşidecisi … olan 15.04.2013 keşide tarihli 1003963 çek nolu 7.272,00 TL bedelli çekin lehtarının davacı olduğu, lehtar cirosuyla … Malzemeleri-… San. Ltd. Şti.-… ve … Gıda-… tarafından iktisap edildiği, çekin faktoring işlemi kapsamında son ciranta tarafından davalıya verildiği belirlenmiştir. Davalı tarafından sunulan faktoring sözleşmesinin incelenmesinde, sözleşmenin davalı ile … Gıda-… arasında düzenlendiği, faktoring borçlusunun çek cirantası olan … Tic. -… olan ticari ilişkisi kapsamında sunduğu 02.01.2013 tarihli satım faturasına istinaden aldığı çekleri aynı tarihli teslim bordrosuyla davalıya teslim ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan adli tıp incelemesinde, çekteki cirantaya atfen atılan imzaların davacı şirket yetkililerine ait olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davalının iktisabında ağır kusurlu veya kötü niyetli olup olmadığı incelenmiştir. Davacının, dava konusu çeklerde lehdar olarak yer alması nedeniyle aktif dava ehliyetinni bulunduğu görülmüştür. TTK’nın 792.maddesine göre; “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790.maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.” 6361 sayılı Yasa’nın 9/2 maddesi hükmü, faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, TTK’nın 790.maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. Faktoring şirketlerine bunların dışında daha fazla yükümlülük yükleyen bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Belirtilen yasal düzenlemeler karşısında somut olayın incelenmesinde, davalının hak sahipliği birbirini takip eden ve kopukluk bulunmayan ciro silsilesine göre anlaşılan dava dışı … Gıda-… ile düzenlenen faktoring sözleşmesi kapsamında dava konusu üç çeki iktisap ettiği, faktoring borçlusunun çekleri mal ve hizmet teslimini kanıtlayan fatura ile kanıtladığı, bu durumda davacının iktisap anında ağır kusuru veya kötü niyetinin bulunduğunun kanıtlanamadığı, çeklerin cirosunda kopukluk bulunmadığı, davalının şekli anlamda kopukluk bulunmayan ve bir birini izleyen ciroları bulunan çekleri iktisap ettiği anlaşılmakla davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Bu açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Alınması gereken 59,30 TL nispi istinaf karar harcından başvuru sırasında yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 21.01.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.