Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/474 E. 2021/45 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/474
KARAR NO: 2021/45
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2018
NUMARASI: 2018/185 E. – 2018/828 K.
DAVANIN KONUSU:Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı, dava dilekçesinde özetle; tasfiye edilen … A.Ş’de 01.06.1987 tarihinde çalışmaya başladığını, iş yerinde 8 ay çalıştığını, ancak çalışılan döneme ilişkin primlerinin ödenmediğini, bunun üzerine davalı yanında çalıştığını ve prim ödemelerinin sigortalı hizmet olarak tespiti için İstanbul 36.İş Mahkemesinin 2017/259 Esas sayılı dosyası ile hizmet tespiti davası açtığını, mahkemece şirketin tasfiyesinin yapıldığı belirlenerek ihya davası için süre verildiğini ileri sürerek, hizmet tesbitinin yapılabilmesi için tasfiyesine karar verilen şirketin ihyasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın 1987-1988 yıllarına dayandığını, şirketin aktif faaliyet halinde iken davacı tarafça alacağa ilişkin şirkete herhangi bir ihbar, ihtar veya ödeme emri gönderilmediğini, davacı tarafın TTK’nın 547.maddesi gereğince sınırlı sayılan bir sıfata haiz olduğunu ispatlayamadığını, taraf teşkili sağlanmadan ikame olunan bu haksız ve hukuka aykırı davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, 22.12.2016 tarihinde tasfiyesi kapatılan … Ltd.Şti’nin ihyasının talep edilmesine rağmen davacının alacaklı olduğuna dair herhangi bir belge sunmadığını savunarak, davanın usul ve esas yönünden reddini istemiştir. Davalı … Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TTK’nın verdiği yetki çerçevesinde tasfiye işlemlerini yaptığını, tasfiye sürecindeki yetki ve sorumluluğun tasfiye memuruna ait olduğunu, tasfiye memurunun eksik yaptığı işlemlerin müvekkilince tespit edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; ” Tüm dosya kapsamı sunulan delil ve dayanaklar, incelenen dosyalar, değerlendirilmiş olup davacının davasının yürümekte olan İstanbul 36.İş Mahkemesinin 2017/259 E.sayılı dosyasının sonuçlanmasına teminen TTK 547. Maddesi gereğince … Ltd.Şti’nin yeniden ihyasına karar verilerek, ancak davalılardan ticaret sicil memurluğunun davanın açılmasına neden olmadığı dikkate alınarak aleyhine masraf ve vekalete hükmedilmeyip aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. Davanın kabulü ile İstanbul 36. İş mahkemesinin 2017/259 E. Sayılı dosyasının sonuçlandırılmasına muhasır olmak üzere İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı … A.Ş’nin ihyasına, ” gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul 36. İş mahkemesinin 2017/259 Esas sayılı dosyasının sonuçlandırılmasına muhasır olmak üzere İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı … A.Ş’nin ihyasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacının, sicilden terkin edilen şirketin ihyasını talep ettiğini, TTK’nın 547.maddesindeki düzenleme dikkate alındığında maddede belirlenen, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar olarak sınırladırdığını, davacının maddede sayılan kişilerden olmadığını, uyumazlığın 1987-1988 yıllarına ilişkin olmasına rağmen şirketin tasfiyesine kadar alacağa ilişkin şirkete herhangi bir ihbar, ihtar veya ödeme emri gönderilmemesi nedeniyle davacının talep hakkınını bulunmadığını, davacının 22.12.2016 tarihinde tasfiyesi ilan edilen şirketin ihyasını istemesine rağmen alacağınına ilişkin hiç bir belge veya gerekçe sunmadığını, ihya için davacının korunmaya değer bir yararının bulunması gerektiğini, ihya davası açılmasından başka şekilde hakkın elde edilmesinin olanaksız olması gerektiğini, aradan geçen süre dikkate alındığında davacı talebinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK 547.madde gereğince açılan, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, ancak ek tasfiye için tasfiye memuru görevledirilmeden, talep edilen dava dosyasıyla sınırlı olmak üzere ihya kararı verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece incelenen İstanbul 36.İş Mahkemesinin 2017/259 Esas sayılı doyasında, davacı tarafından ihyası istenen şirket ile SGK aleyhine hizmet tespiti davası açtığı, mahkemece, terkin edilen şirketin ihyası için davacıya süre verildiği, bu kapsamda eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Anonim Şirketinin 22.12.2013 tarihinde tasfiye sürecine girdiği, tasfiye kararının 28.02.2014 tarihinde ilan edildiği, davalının tasfiye memuru olduğu, tasfiye raporunun görüşülerek şirketin terkinine karar verildiği, tasfiye ve terkine ilişkin kararın 22.12.2016 tarihli sicil gazetesinde yayınlandığı anlaşılmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketlerin terkin olmadan önce merkez adresinin İstanbul ili Kağıthane ilçesi olduğu, buna göre mahkemenin 6102 sayılı TTK’nun 547/1.maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/259 Esas sayılı dava dosyasında hizmet tespiti davası açıldığı, davacının taleplerin bu davada değerlendirilecek olması karşısında, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nun 547.maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Mahkemece, yasal şartların oluşması nedeniyle şirketin ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı tasfiye memuru vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak, mahkemece talep gibi isabetli şekilde yargılama konusu dosyayla sınırlı olmak üzere ek tasfiyeye karar verilmesine rağmen TTK’nın 547/2. maddesi gereğince ek tasfiyenin yapılması için tasfiye memuru görevlendirilerek bu hususun tescil edilmesine karar verilmesi gerekir. Belirlenen husus HMK’nın 355.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olup, istinaf incelemesi sırasında resen incelenmiştir. İlk derece mahkemesinin ek tasfiye için tasfiye memuru görevlendirmemiş olması yerinde görülmediğinden belirtilen şekilde işlem yapılması için kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 33, 355.maddesi gereğince, ek tasfiye için tasfiye memuru görevlendirilmesi gerektiğinden, HMK’nın 353.1.a.6 maddesi gereğince, mahkemece talep konusunun önemli bir kısmı hakkında karar verilmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararın kaldırılarak, ilk derece mahkemesince belirtilen şekilde inceleme yaparak karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tasfiye memuru … tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tasfiye memuru … tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.21.01.2021
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.