Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/47 E. 2020/1127 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/47
KARAR NO : 2020/1127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2018
NUMARASI : 2015/1289 E. – 2018/632 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların kızları/desteği … 12.12.2014 tarihinde kendi banyoda bulunan şofbenden sızan gaz sonucu karbondioksit zehirlenmesinden yaşamını yitirdiğini, davacıların desteğinin ölümüne sebebiyet veren gaz sızıntısının meydana getiren İpragaz marka tüplerin verdiği zararların davalı … nezdinde tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortası ile sigorta örtüsü altına alındığını, desteğin Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksekokulu cilt bakımı ve güzellik bölümü ön lisans mezunu olduğunu ve kendi uzmanlı alanıyla ilgili ticari faaliyeti bulunduğunu, ticari faaliyet kapsamında desteğin yanında iki kişinin de çalıştığını, desteğin aylık ortalama kazancının 10.000,00 TL civarında olduğunu, desteğini kaybeden davacıların maddi destekten yoksun kaldıklarını, davalı … nezdinde tazminat ödenmesi hususunda 30.07.2015 tarihinde başvuru yapılarak 2314472-1 nolu hasar dosyasının açıldığını, ancak davalının destekten yoksun kalma tazminatını, rizikonun teminat dışında olduğu gerekçesiyle reddettiğini, oysa tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortası genel şartlarının birinci maddesi kapsamında poliçe teminatı kapsamında olduğunu, karbonmonoksit zehirlenmesinin ayrı bir riziko olmayıp tüpün gaz kaçırması nedeniyle oluşması nedeniyle teminat kapsamında olduğunu, genel şartlar uyarınca rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta ettirenin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın zarara uğrayan üçüncü kişinin zararının ödeneceğini, ölümün de tüpten kaynaklanan karbonmonoksit zehirlenmesi nedeninden kaynaklanması nedeniyle poliçe teminatı kapsamında olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 1.250,00 TL olmak üzere toplam 2.500,00 TL destekten yoksunluk tazminatının davalı … şirketine başvuru tarihinden 8 gün sonrası olan temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların, kızları … 12.12.2014 tarihinde şofbenden sızan gaz sonucu vefatından dolayı davalının, tüp gaz zorunlu sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğunun bulunmadığını, poliçenin likit petrol gazını tüpleyen şirketlerin tüplerinin bulundukları yerlerdeki infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması gibi nedenlerle verecekleri zararları kapsadığını, desteğin dışarı atılmayan karbonmonoksit gazından zehirlenerek vefat ettiğini, somut olayın poliçe teminatı kapsamındaki bir halden meydana gelmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında, davacıların kızları/desteği …’ın 12.12.2014 tarihinde kendi evinde banyoda bulunan şofbenden sızan gaz neticesinde karbondioksit zehirlenmesinden yaşamını yitirdiği; davacıların desteğinin ölümüne sebebiyet veren gaz sızıntısının meydana getiren tüpün markazının İpragaz olduğu ve ipragaz firmasının davalı … nezdinde sigorta poliçesinin bulunduğunu; davacılar tarafından, davalı … nezdinde tazminat ödenmesi hususunda 30.07.2015 tarihinde başvuru yapıldığını ve davalı şirket nezdinde; 2314472-1 nolu hasar dosyasının açıldığını; ancak, davalı tarafından, davacılara destekten yoksunluk tazminatı ödemesinin reddedildiği; hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıların desteğinin vefatı nedeniyle davalının Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında davacıların uğradığı destekten yoksunluk zararını karşılama yükümlülüğünün doğup doğurmadığı; doğmuş ise her bir davacının uğradığı destekten yoksunluk zararının miktarının saptanması ve bu zarardan davalı … şirketinin poliçe limiti kapsamında bulunup bulunmadığının saptanması; noktalarında toplanmaktadır.Kural olarak; 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8. maddesinde, Tüp Bayilerinin 2 kg ve üzeri tüp teslimini ve bağlantısını adreste yapacakları, yine Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın LPG dağıtım bayileri ve tüketicilerin uyarılması gereken şartlara ilişkin tebliğin 14. maddesine göre, tüpleri cihaza bağlamak, sızdırmazlık kontrolü yapmak, tüplerin kullanılması konusunda tüketicileri bilgilendirmek görevi olan bayinin, tüp takılan yerde herhangi bir eksiklik gördüğünde, tüketiciyi uyarması, uyarıya rağmen eksiklikleri gidermezse gerektiğinde tüpü takmaması gerekmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacıların kızları/ desteği … 12.02.2014 tarihinde kendi evinde banyoda bulunan şofbenden sızan gaz neticesinde karbondioksit zehirlenmesi sonucu yaşamını yitirdiği; anılan olayda, .. ölümü sebebiyle asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucunda; TBK.m.55 uyarınca, davacı anne/…’ın 31.265,32 TL destekten yoksunluk zararına uğradığının saptandığı ve hesaplanan bu zararın, kaza tarihinde cari poliçe limitini de aşmadığı; davalı … şirketinin sigortalısı olan şirketin çalışanı/ elemanı tarafından yukarıda ayrıntıları verilen mevzuat kapsamında, tüp takılan yerde herhangi bir eksiklik gördüğünde, tüketiciyi uyarması, uyarıya rağmen eksiklikleri gidermezse gerektiğinde tüpü takmaması gerektiği halde davacı …’un konutunda, olayın meydana geldiği yere tüp takıldığı; … vefatı ile ilgili davacı … hakkında, taksirle ölümü neden olma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; olayın meydana gelmesinde banyoya tüplü şofbeni kuran ya da kurduran davalı …’ın ceza hukuku yönünden tali kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; bu davada, kusurun belirlenmesinin mahkememiz görevi kapsamında bulunduğu; tüm dosya kapsamına göre mahkememizce yapılan çıkarsama/istintaç sonucu; olayın meydana gelmesinde davacı … ve davalı şirketin sigortalısının eylemlerinin ortak illiyet/tamamlayıcı illiyet (zaruri içtima) [eylemi işleyenlerin ortak hareketinin iradi olmasının aranmayacağı; yegâne aranacak husus sebeplerin teker teker kendi başına aynı sonucu doğuramayacak niteliği dikkate alınarak] oluşturduğundan birlikte/eşit oranda kusurlu bulunduklarının kabulünün gerektiği; bu durumda; genel hukuk prensiplerinden olan “hiç kimse kendi kusuruna dayanarak menfaat/hak elde edemez” ilkesi gözetildiğinde; davacı …’ın işbu davasınının dinlenilebilir/haklı nitelikte bulunmadığı; davacı …’ın, TTK.m.1478 uyarınca sigorta poliçesi ve teminat limiti kapsamında; sigortalısının sorumluluğunu üstlenen davalı şirket aleyhine uğradığı zararın tazmini için doğrudan işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın sübut bulduğundan kabulü ile 31.265,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının [davacı tarafından davalıya tazminat ödenmesi yönünde 01.09.2015 tarihinde başvuruda bulunulduğu dikkate alınarak TBK.m117-(1) ve PGŞ. dikkate alınarak] 13.09.2015 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın sübut bulmadığından reddine; karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine, davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile, 31.265,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının 13.09.2015 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı … tarafından açılan davanın reddine…” gerekçesiyle, davacı …’ın davasının reddine, davacı …’ın davasının kabulü ile 31.265,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının 13.09.2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı … vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuşlardır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı … vekili İstinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkillerinin kızlarının vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı alabilme hakları bulunduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının konusunun, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar olduğunu, buradaki amacın destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunması olduğunu, bilirkişi raporunda, müteveffanın %50 oranında kusuru bulunduğundan bahsedilmesine rağmen müteveffaya atfedilen kusurun yersiz olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22.10.2002 tarih 2001/8923 Esas 2002/1069 Karar nolu kararında; “Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 1/son maddesinde “…zarar meydana geldiğinde sigorta ettirenin kusurlu olup olmadığına bakılmadan zarara uğrayan üçüncü şahısların tazminatı ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanma hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz, musluk hatalarından meydana gelmesi durumu değiştirmez.” denildiğini, bundan anlaşılması gerekenin zararlandırıcı sonucun meydana gelmesi halinde, kusur durumuna bakılmaksızın, ölümün karbonmonoksit zehirlenmesi sonucunda olduğu da sabit olduğuna göre, poliçe teminatının miras payları oranında, davalı … şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesi gerektiğidir.” denildiğini, Yargıtayın istikrarlı kararları ile tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortası genel şartları gereğince kullanıcının, kullanma hatasından meydana gelen herhangi bir kusur söz konusu olsa dahi, bu durumun tazminatın ödenmesine engel teşkil etmediğininin vurgulandığını, bu tip zararlandırıcı olaylarda, sigorta şirketlerinin kusursuz sorumluğunun bulunduğunu, müteveffaya atfedilen %50 oranındaki kusuru hiçbir şekilde kabul etmemekle beraber, müteveffaya atfedilen bu kusur varlığını sürdürse dahi; sigorta şirketlerinin poliçe genel şartları uyarınca kusursuz sorumlulukları bulunduğundan destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, desteğe atfedilen kusurla birlikte davacıların dosya kapsamındaki, destekten yoksunluk paylarının yarıya düştüğünü, sonrasında ise ayrıca davacı babanın kusurlu olduğundan bahisle davanın reddine karar verilerek tehlike sorumluluğunun getirdiği kusursuz sorumluluk ilkelerinin çiğnendiğini, hem desteğe hem de davacı babaya kusur yüklenmesinden sonra esasen sigortacının sorumluğunun bulunmadığının belirlendiğini, oysa davacı babanın temel ihtiyaçlarını gidermek amacı ile şofben kurdurduğunu, kurulumun profesyonel bilgiyi gerektirdiğinden davacının buna müdahale olanağının bulunmadığını, şofben kurulumu konusunda hiç bir bilgisi olmayan davacıya kusur atfının yerinde olmadığını, davacı babanın müterafik kusuru olması halinde dahi tazminat talebinin tümden reddinin hatalı olduğunu, tazminat miktarının en azından tali kusura göre belirlenmesi gerektiğini, mahkemece TBK’nın 44/1 maddesinin hatalı değerlendirildiğini, buradaki amacın ortak kusur durumunda, zarar görenin kusuruna isabet eden payın zarardan indirilmesi olduğunu, kaldı ki babanın hak sahibi olmaması halinde annenin payının artırılması gerekirken buna uygun karar da verilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davacı … yönünden talep edilen tazminatın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Tüpgaz zorunlu sorumluluk sigorta poliçesinin, likit petrol gazı tüpleyen firmaların, doldurdukları veya doldurttukları ve yetkili bayileri vasıtasıyla veya doğrudan doğruya tüketiciye intikal ettirdikleri tüplerin kullanılmak üzere bulundurdukları yerlerde infilaki, gaz kaçırması, yangın çıkarması verecekleri bedeni ve maddi zararlara karşı sorumluluklarının sigorta örtüsü altına aldığını, bunun dışındaki hallerin sigorta örtüsü altında olmadığını, somut olayda belirtilen durumlardan herhangi birinin mevcut olmadığını, desteğin, dışarıya atılamayan karbonmonoksit gazının solunması neticesinde vefat ettiğini, bunun da poliçe teminatında sayılan hallere girmediğini, rizikonun tüpün gaz kaçırması ve/veya infilak sonucunda çıkan bir yangın sonucu oluşmadığını, 22.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere şofbenin uygun ortam içerisinde çalışmasını sağlayacak şartların bulunmaması ile sağlıklı yanma olayının oluşmadığı, banyo ortamında sıcak su ile oluşan nem ve yeterli miktarda oksijenin kalmaması ile şofbenin sönmesi sonucu yanma olayının gerçekleşmemesi ve çiğ gazın ortama salınımı ile ortamda CO gazının artması neticesinde ölümün gerçekleştiğini, rizikonun LPG tüpünün gaz kaçağından, tüpün imalat veya bağlantılarının hatasından kaynaklanmadığını, tamamen şofbenden ve müteveffanın yanlış ve hatalı müdahalesinden meydana gelmesi nedeniyle teminat harici olmasına rağmen müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu; banyoda bulunan tertibatın baca çıkışının uygun olmadığı, havalandırma camının kapalı olması, şofben ve bağlantı tertibatının banyo içerisinde olması ile sistemin sağlıklı çalışamaması sonucu dava konusu olayın meydana geldiğinin belirlenmesi karşısında sigortalının kusurunun bulunmadığını, ceza soruşturmasında da tüplü şofbeni kuran davacı babanın tali kusurlu bulunmasına rağmen, banyodaki baca ve çıkışın uygun olup olmadığını kontrol etmeyen sigortalıya yarı oranında kusur atfının hatalı olduğunu, rizikonun tamamen şofbenden ve davacı ile desteğinin yanlış ve hatalı müdahalesinden kaynaklanması nedeniyle sigortalıya atfedilebilecek kusur bulunmadığını, sorumluluk kabul edilse dahi, desteğin geliri tam belirlenmeden asgari ücretin iki katı gelir elde ettiği varsayımı ile karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, şofben kullanımı esnasında oluşan gazdan dolayı vefat eden davacıların murisinin destekliğinin kaybolması ve ölümü nedeniyle oluşan maddi zararın tüp gaz zorunlu sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçe ile davacı …’ın davasının kabulüne davacı …’ın davasının reddine karar verilmiş, karara karşı davacı … ve davalı vekili yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Sigorta poliçesinin incelenmesinde, 01.01.2014 başlangıç tarihli bir yıl vadeli tüpgaz zorunlu sorumluluk sigorta poliçesi ile poliçesiyle davalı şirket dava dışı … A.Ş.’nin doldurduğu veya doldurttuğu ve yetkili bayileri vasıtasıyla veya doğrudan tüketiciye sattığı tüplerin kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infılaki, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu (kusurları olsun veya olmasın) verecekleri bedeni ve maddi zararlara karşı sorumluluklarını poliçede yazılı şartlar altında, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle kaza başına üçüncü şahısların ölüm-sürekli sakatlığından doğan zararlar için 262.500,00 TL’sına kadarını sigorta örtüsü altına aldığı görülmüştür. Desteğin vefatı üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, Karşıyaka 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/304 Esas sayılı dosyasında, davacı babanın tali kusurlu olması nedeniyle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. Mahkemece, desteğin vefatı ile ilgili olarak sanık (davacı) … hakkında taksirle ölümü neden olma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; olayın meydana gelmesinde banyoya tüplü şofbeni kuran ya da kurduran sanığın tali kusurlu olduğunun kabul edildiği, ancak vefat eden …’ın sanığın kızı olması nedeniyle, failin kişisel ve ailevi durumu bakımından artık bir cezaya hükmedilmesinin gereksiz kılacak derecede mağdur olduğu dikkate alınarak, TCK’nın 26/6 ve CMK’nınnun. 223/4-d.maddeleri gereğince sanığa ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Ceza yargılaması sırasında alınan Adli Tıp raporundan, desteğin karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu vefat ettiği belirlenmiştir. Ceza soruşturması sırasında, dosya kapsamındaki tutanak ve delillerin değerlendirildiği 22.02.2015 tarihli bilirkişi raporundan, banyoda bulunan şofbenin baca bağlantısı bulunmadığı, banyodaki pencerenin kapalı olduğu, ortamdaki solunabilir havanın azalarak baca gazı tahliyesinin bulunmaması nedeniyle banyo ortamındaki karbonmonoksit gazının birikerek limit değerin üzerine çıkması, desteğin farkına varmadan karbonmonoksit gazanı soluyarak hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Mahkemece yargılama sırasında makine mühendisi bilirkişiden alınan 22.06.2017 tarihli kusur raporunda, desteğin banyoda bulunan şofbenden sızan gaz neticesinde karbondioksit zehirlenmesi sonucu hayatını kaybettiği, banyoda bulunan tertibatın baca çıkışının uygun olmadığı, havalandırma camının kapalı olduğu, şofben ve bağlantı tertibatlarının banyo içerisinde olması nedeniyle sistemin sağlıklı çalışmaması sonucu olayın meydana geldiği, olayın şofbenin imalat hatasından veya arızasından meydana gelmediği belirlenmiştir. Ayrıca banyodaki baca çıkışının uygun olmadığının tespitini, tüp satışı yapan bayinin kullanıcıya gerekli uyarıyı yaparak tüpü kullanıcıya vermesinin gerektiği halde yapılmaması nedeniyle sigortalı … A.Ş.’nin olayda %50 oranında kusurlu olduğu, mevcut şartların uygunluluğunun sağlanmaması nedeniyle ölenin de %50 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. Maddesinde, “Bu sigorta, Likit Petrol Gazı (LPG) tüpleyen firmaların, doldurdukları veya doldurttukları ve yetkili bayileri vasıtasıyla veya doğrudan doğruya tüketiciye intikal ettirdikleri tüplerin kullanılmak üzere bulundurdukları yerlerde infılaki, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu (kusurları olsun veya olmasın) verecekleri bedeni ve maddi zararlara karşı sorumluluklarını, aşağıdaki şartlar dairesinde temin eder. Bu sigortayı, Likit Petrol Gazını (LPG) depolayan, tüplere dolduran, nakleden, bayileri vasıtasıyla veya doğrudan doğruya tüketiciye satan LPG Dağıtım Şirketleri, yaptırmak zorunda oldukları Tehlikeli Maddeler Sorumluluk Sigortasına ek olarak yaptıracaklardır. Tehlikeli Maddeler Sorumluluk Sigortası bulunan bir işyerinde, kullanılmak üzere bulundurulan LPG tüpünün infılaki, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu verilecek zararlar, Tüpgaz Sorumluluk Sigortası limitleri dahilinde sigortacısı tarafından tazmin edilir.” hükmü bulunmaktadır. Dosya kapsamındaki tespitler, genel şartlar ve poliçe özel şartları dikkate alındığında, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30.11.2017 tarih ve 2016/6346 E.2017/6783 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi, Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1/1-3 maddelerinde sorumluluk sigortasının üç hali “LPG tüpünün infılaki, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu verilecek zararları” teminat altına aldığı, somut olayda ise zararın bu üç halin en az birinden meydana gelmemesi karşısında, davalı … şirketinin meydana gelen zarardan sorumlu tutulması mümkün değildir. Esasen, sigortalının olayın meydana gelmesinde bir kusuru bulunsa dahi bu hususun sigortalıya yöneltilmesi gerekir. Davalı … tarafından her türlü zararın teminat altına alındığı kabul edilemeyeceği, poliçenin ancak özel ve genel şartlar kapsamında teminat altına aldığı rizikolar bakımından geçerli olduğu, poliçe genel ve özel şartlarında teminat altına alınmamış bir rizikondan kaynaklı olarak sigortacının kusursuz sorumluluğunun kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07.03.2017 tarih ve 20162711 E.2017/1337 K. Sayılı ilamı, 04.12.2018 tarih ve 2016/12532 E.2018/7601 K.sayılı ilamı, 08.06.2010 tarih ve 2009/11341 E.2010/6597 K.sayılı ilamı ile 20.10.2015 tarih ve 2014/14740 E.2015/10744 K sayılı ilamları aynı yöndedir). Mahkemece, belirtilen nedenlerle, davalı … şirketine karşı açılan davanın tümden reddi gerekirken, davacı … yönünden kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusu bu nedenle haklı bulunmuştur. Aynı nedenlerle, davacı …’ın istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1maddesi uyarınca davacı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak dairemizce davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A) Davacı … vekilinin istinaf başvurusu yönünden:1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı …’ın istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,B)Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 247,05 TL harçtan (ıslah-tamamlama harcı dahil) mahsubu ile artan 192,65 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’deki esaslara göre belirlenen 8.107,61 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,6-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 533,93 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine, b-Davalı tarafından harcanan 98,10 TL istinaf başvuru harcı gideri ve 32,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 130,60 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,8-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,9-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 22/10/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.