Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/467 E. 2021/13 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/467
KARAR NO: 2021/13
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2018
NUMARASI: 2015/536 E. – 2018/1093 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap alacağı bulunduğunu, davalının satım sözleşmesinden doğan borçlarının bir kısmını ödemesine rağmen bakiye borcunu yapılan görüşmelere rağmen borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, satım konusu emtianın teslim edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı İstanbul İl Özel İdaresi İmar Yatırım ve İnşaat Daire Başkanlığı arasında düzenlenen sözleşme gereği, müvekkilinin Sultangazi İlçesi Hükümet Konağı inşaatı işini üstlendiğini, inşaatın birinci derece deprem bölgesinde yapılması nedeniyle İdareyle yapılan sözleşmede C30 tipi hazır beton kullanılmasının kararlaştırıldığını, inşaat işinde kullanılacak betonun temini amacıyla taraflar arasında “hazır beton satışı sözleşmesi” düzenlendiğini, davacının sözleşme gereğince kullanılacak betonun nitelikleriyle ilgili olarak İstanbul Noterliğinin 23.09.2013 tarih ve … yevmiye nolu taahhütnamesini ihale makamına sunduğunu, bu taahhütname kapsamında davacı yüklenicinin temin edeceği betonların belirli standartlarda olacağı ve gerektiğinde laboratuvar hizmeti vereceğinin taahhüt edildiğinden davacının taahhüt ettiği hususlar yönünden iş ve işlem yapması gerektiğini, davacı tarafından … blokta dökülen 950 m3 betonun C 20 sınıfında olduğunun belirlendiğini, basınç test raporları ve karot basınç testleri sonucu idarece 04.12.2013 tarihli yazıyla inşaatın durdurulduğunu, ihale sözleşmesinde nitelikleri belirtilen betonun kullanılmaması nedeniyle imalatın durdurulduğunu, müvekkilince keşide edilen Ankara …Noterliğinin 06.12.2013 tarihli ihtarıyla, inşaatın idarece durdurulduğunun ihtar edildiğini, ihtarda ayrıca davacının sözleşme ve taahhütnameye aykırı eylemleri nedeniyle doğmuş ve doğacak zararların karşılanmasının ve kullanılan betonun sözleşme ve taahhüde uygun olduğunun kanıtlanmasını, aksi halde müvekkilinin tüm zararlarının tahsil edileceğinin bildirildiğini, davalının ihtara cevap vermediği gibi ihtarın gereklerini de yerine getirmediğini, davalının sözleşme ve taahhütname ile yüklendiği edimini basiretli bir tacir gibi yerine getirmediğini, İdarece İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ilgili biriminden alınan raporda, C20 tipi beton kullanılmasının yapı kalitesine olumsuz etkisinin bulunmadığı ve binanın amacına uygun şekilde kullanılabileceğinin belirlenmesi üzerine 40 gün sonra işin devamına karar verildiğini, davacının akde aykırı davranışları nedeniyle imalatın 40 gün süreyle durdurulduğunu ve imalatın devamının sağlanması için müvekkilince ekstra harcama yapıldığını, bu süre zarfında istihdam edilen personelin çalışamadığını, müvekkilinin ayıplı ifa nedeniyle 47.573,35 TL zararının oluştuğunu, sözleşmede belirlenenden daha düşük betonun kullanılması nedeniyle idarece iş azalışı raporu düzenlenerek fiyat farkı oluşturulduğunu, bu kapsamda 13.317,29 TL iş bedelinden eksik ödendiğini, itirazın iptali davasının süresinde açılmadığını savunarak, davanın zaman aşımı ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “…Dava cari hesap alacağından kaynaklanan itirazın iptaline, alacağın varlığına ve miktarına ilişkindir. Buna ilişkin tarafların ticari kayıt ve defterler incelenmiştir. İspat kurallarına dikkat edilmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan bilirkişi raporu alınmıştır. İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna dikkat edilmiştir. Usulüne uygun tutulan ticari kayıtların sahibi lehine delil olduğuna dikkat edilmiştir. Taraf şirketlerin usulüne uygun ticari defter ve kayıtlarını tuttuğu, davacı şirket tarafından 398.358,02 TL tutarında 14 adet fatura düzenlediği, davalı tarafından 318.608,00 TL ödeme yapıldığı, aradaki farkın 79.182,02 TL olduğu, davacı beton firmasından alınan beton küp numunelerinin C30 şartlarını sağlamasına rağmen denetim firması tarafından alınan beton küp sonuçlarının taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olmayacak şekilde C30 sınıfı değerlerini sağlamadığı, yerinden alınan beton numunelerinden de İTÜ tarafından ve denetim firmasınca yapılan deneylerde de C30 standardının şartlarının sağlanmadığı, beton sınıfının düşüklüğü nedeni ile davalı firmada masraf ve zararın meydana geldiği, kule vinç kirası ile personel giderlerinde maliyetlerin nereye ait olduğuna dair dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı anlaşılmakla saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacının davalıdan alacağı bulunduğu iddiasında bulunduğu ancak bu hususu ispatlayamadığı, davalı tarafın savunmasında haklı olduğu özel ve teknik incelemeden anlaşılmakla ve dosyaya mübrez belgeler, hesap hareketleri ve ticari kayıtlar uyarınca delillerin değerlendirilmesi sonucunda ayrıca basiretli tacir ilkesi, dürüstlük ilkesi ile iyi niyet ilkesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine, karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacının ticari ilişkiyi kabul ettiğini ancak beton kalitesinden dolayı inşaatta gecikme yaşandığını ve masrafları olduğunu savunduğunu, oysa satılan emtianın teslim edildiğini, bakiye borcun ise satılan betonun C30 yerine C20 sınıfında olmasının gerekçe gösterilerek ödenmediğini, davalının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davalıya satılan betonun C30 sınıfında olduğunu, müvekkili şirket laboratuarlarında ve denetlemelerde alınan sonuçlarda beton sınıfının C30 olduğunun görüldüğünü, ibraz edilen yaş beton test numunelerine göre müvekkilinin, davalıya yaş numunesi C30 standartlarında beton teslim ettiğini, ancak davalının betonun dökülmesi sırasında ve sonrasında betonun bakımına ilişkin hataya düştüğünü, betonun dökümü sırasında veya sonrasında yaşanan bir kısım sorunlar nedeniyle beton kalitesinde düşüklükler meydana gelebileceğini (betonun sulanması, çimentonun yanmasının engellenmesi, döküm sırasında ustaların kolay döküm yapmak adına betona su karıştırmaları vb.), bu hususların üretimden değil doğrudan bakımla ilgili olduğunu, davalının varlığını iddia ettiği zararlarını dava ile talep etmediğini, karşı dava açmadığını, bu iddiaların itirazın iptali davasında dinlenemeyeceğini, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde, davalının zararlarını kanıtlayamadığının anlaşıldığını, ileri sürülen zararların ise alacaktan az olmasına rağmen mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu; alacağın varlığının taraf defterleriyle sabit olmasına rağmen alacağın kanıtlanmadığının kabulünün yerinde olmadığını, davalının, müvekkilince dökülen betonu kullandığını, betonun yerinden sökülmediğini, buna rağmen satım bedelinin tahsiline karar verilmemesinin hatalı olduğunu, mahkemece davalının zararını kanıtlayamadığı belirtilmesine rağmen savunmasında haklı olduğunun belirtilmesi karşısında gerekçenin çelişkili olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesinde, davacının davalıya sözleşme konusu betonu teslim ettiği sabittir. Satılan betonun özellikleri 25.03.2013 tarihli sözleşmede düzenlenmiştir. Sözleşme konusu beton, davacının ihale ile yapımını üstlendiği dava dışı kamu idaresinin inşaatında kullanılmış olup, 23.09.2013 tarihinde davacı tarafından dava dışı idareye kullanılacak betonun niteliğine ilişkin taahhütname sunulmuştur. Davalı taraf … Blok inşaatında kullanılan betonun C30 yerine C20 olarak kullanılması nedeniyle, İdarece işin 40 gün süreyle durdurulması nedeniyle, personel vb. giderler yönünden zararının oluştuğunu, betonun test ve deneyleri için masraf yapıldığını, idarece düşük nitelikli beton kullanılması nedeniyle hak edişinden kesinti yapıldığını, bu kapsamda 47.537,35 TL zararı ile 13.317,29 TL hak ediş kesintisi yapıldığını savunmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda beton sınıfının düşük olması nedeniyle işin durdurulmasına bağlı olarak davalının en az 18.639,09 TL masraf ve zararının bulunduğu, kule vinç kirası ve personel giderleri konusundaki maliyetlerin sadece, … Blok ile ilgili olup olmadıkları konusunda dosyada bilgi bulunmadığı, bunların sadece … Blok’la ilgili olması halinde ilave masrafların dikkate alınmasının uygun olacağı belirlenmiştir. Mahkeme gerekçesinde, davalının, davacıdan alacaklı olduğunun ispatlayamadığı belirtildikten sonra davalının savunmasında haklı olduğu belirtilerek, gerekçede çelişki oluşturulmuştur. HMK’nın 297.maddesi uyarınca, mahkeme gerekçeli kararında bulunması gereken hususlar düzenlenmiş olup buna göre karar gerekçesinde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkan sonuç ve hukuki sebep kararda gösterilmelidir. Yukarıda belirtildiği üzere, davalının takas ve mahsubunu talep ettiği masraf ve kesintiler yönünden öncelikle davalının savunmasını kanıtlayamadığı belirtildikten sonra, davalının savunmasında haklı olduğunun kabul edilerek gerekçede çelişki oluşturulması nedeniyle ortada denetlenebilecek bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının bakiye sözleşme alacağı belirlendikten sonra, davacının eksik ifada bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, eksik ifa bulunması halinde, davalının bu kapsamda uğradığı zarar ve masrafları denetime elverişli şekilde belirlendikten sonra kanıtların her bir iddia ve savunması yönünden ayrı ayrı değerlendirilerek gerekçeli şekilde HMK.’nın 297.maddesinde gösterilen şekilde hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın, HMK’nın 297.maddesine uygun bir karar olmadığı, gerekçenin çelişkili olması ve tarafların iddia ve savunmalarının denetime elverişli bir şekilde değerlendirilmediği, sonuç olarak kararın istinaf incelemesine uygun bir karar olmadığı kanaatine varıldığından, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının, talep halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.14.01.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.