Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/450 E. 2021/212 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/450
KARAR NO : 2021/212
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2018
NUMARASI: 2016/46 E.2018/1045K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekili şirket tarafından İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi ile 12/08/2009-08/05/2012 tarihleri arasında sigorta edilen, “…4x10NYY 3.000 metre ve 4X10NYM 1.006 metre kablonun” … Mah. … Sok. No:… … Şantiyesi Maltepe/İstanbul adresinden, 23/06/2011 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde çalındığını, eksper raporu ile tespit edilen 23.746,77 TL tazminatın sigortalıya ödendiğini, hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına göre şirketin sigortalısının halefi olduğunu, davalının inşaat alanında üstlenmiş olduğu güvenlik hizmetini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle zararın meydana geldiğini, davalı şirkete gönderilen ihtarnamenin şirket yetkilisine tebliğ edildiğini, ihtarnamede belirtilen sürede sigorta hasar bedelinin ödenmemesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına yapılan ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafından kötü niyetle itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davanın bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olup rücu’en tazminat talep edilen dava konusu hırsızlık olayının 23.6.2011 tarihinde gerçekleştiğinden zamanaşımının geçtiğini belirterek, öncelikle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, esas yönünden haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyaya celp olunan belge ve bilgiler, icra dosyası, usul ve yasaya, dosyadaki belge ve bilgilere uygun, haklı gerekçelere dayanan, karar vermeye yeterli olduğu kabul ve takdir olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının sigortalısı olan dava dışı şirketin inşaat alanında bulunan 4 adet kablo makarasının 23/06/2011 tarihinde çalınmış olduğu, bu hasar nedeniyle davacı sigorta şirketinin sigortalısına poliçe kapsamında 23.746,77 hasar bedeli ödediği, davalı şirketin davacının sigortalısı dava dışı şirkete güvenlik hizmeti verdiği tarihte vuku bulan hırsızlık olayında davalı şirketin kusurunun bulunması nedeniyle davacı şirketin ödediği sigorta bedelini davalı şirketten talep ettiği, davacı şirket tarafından … nolu ve 12/08/2009-08/05/2012 vade tarihli İnşaat All Risk Sigorta poliçesinin tanzim olunduğu, İnşaat All Risk sigorta poliçesi incelendiğinde özel şartlarda olay başına tazminat limitinin 100.000,00-TL olduğu, hırsızlık teminatının her bir olayda olay başına hasarın %10’u ve minimum 2.500,00-USD karşılığı TL tenzili muafiyet uygulanacağı belirtildiği, sigortalı mahalle 24/06/2011 tarihinde vuku bulan hasarın poliçe teminatı kapsamında kaldığı, ödenen tazminatın poliçe teminatlarına uygun olduğu, davacının poliçe teminatı kapsamına giren hasarı sigortalısına 27/09/2011 tarihinde temlik ve ibra belgesi ile ödeyerek T.T.K.1472. Md. kapsamında rücu hakkının doğabilmesi için; hasarı kapsayan sigorta poliçesinin varlığı, meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamına girmesi, gerçek hasar bedelinin sigortalıya ödenmesi, sigortalının zarar verene rücu hakkı bulunması gerektiği, davalı ile davacı şirket sigortalısının yaptıkları güvenlik sözleşmesi ile üstlendiği denetim, gözetim ve önlem almak hizmetlerini sunma yükümlülüğünü sözleşmede belirtilen 6 adet görevlisi ile 24 saat esasına göre vardiyalı olarak taahhüt etiğinde hırsılık olayının meydana gelmesinde kusurunun bulunup bu kusurdan sorumlu olduğu, buna karşılık güvenlik şirketinin 202.500 m2’lik inşaat şantiyesinin güvenliğinin sağlanması, hırsızlık olayının oluş biçimi, sanık ifadeleri, eksper raporu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 15.09.2010 tarihli yazısıyla söz konusu şantiyede güvenlik önlemlerinin arttırılması gerektiğini ihtar etmesi, bu ihtara rağmen davacının sigortalısının gerekli tedbirleri almadığı, inşaatı çevreleyen alanın büyük bölümünün tel örgülerle çevrilmediği tespitleri yapıldığında davacının sigortalısı işverenin de kusuru oranında sorumlu olması gerektiğinden davalı güvenlik şirketinin tek başına sorumlu tutulmasının uygun olmayıp ortak kusurunun bulunması nedeniyle oluşan zarardan davalının zararın meydana gelişinde %50 oranında kusur ve sorumluluğu bulunduğu, dosya kapsamında yer alan tutanaklar, beyanlar, ekspertiz raporu ve faturalar incelendiğinde, inşaat alanında bulunan 4 adet kablo makarasının çalınmış olduğu, bu makaralara sarılı bulunan toplam 27.812,02-TL hasar bedelinden alınan bedellerin makul, birim fiyatların ve toplam hasar bedelinin de piyasa rayiç bedellerine uygun olduğu, poliçede yer alan şantiye dışında depolanan inşaat malzemeleri hasarlarında minimum 2.500-USD muafiyet uygulanacağı belirtilmiş olmakla, hasar tarihi olan 30/06/2011 tarihinde 1 USD=1.6259-TL olduğundan 23.747,27-TL davacının sigortalısına ödemesi gereken hasar bedeli olduğu, davalının %50 oranında kusurlu olması nedeniyle davalının tazminat sorumluluğunun 11.873,39-TL olduğu …” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 11.873,39 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağın takip tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına, %20 oranında hesaplanan 2.374,678 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla;Olay yeri görgü ve tespit tutanağı ile hırsızlık olayının gerçekten olup olmadığı dahi belli değilken müvekkili şirkete % 50 oranında kusur isnat edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu,Olay günü açık mahalden her biri bir ton ağırlığındaki makara kabloların çalındığına ilişkin hiçbir somut delil ve emare bulunamadığını, sigortalı tarafından tek taraflı olarak tanzim edilen tutanaklara itibar edilmesinin mümkün olmadığını, Daha önce alınan kök ve ek bilirkişi raporları ve bilirkişi heyeti ayrık raporunda müvekkili güvenlik şirketine en fazla %20 oranında kusur atfedilmiş olduğunu, davacının sigortalısının %80 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, yine dosyaya mübrez 10.08.2017 tarihli güvenlik uzmanı tarafından verilen kusur raporunda müvekkili güvenlik şirketine hiçbir kusur isnat edilemeyeceği sonucuna varıldığını; buna rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkili güvenlik şirketine %50 oranında kusur yüklendiğini, müvekkili güvenlik şirketinin olayda kusurlu olduğuna ve ihmali bulunduğuna ilişkin tespit yapılmadığı halde bu yönüyle hükme esas alınan bilirkişi raporununu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığını,Zararın meydana geldiği kabul edilse dahi zarar ile müvekkili şirketin verdiği güvenlik hizmeti arasında illiyet bağı bulunmadığını, müvekkili şirketle sigortalı arasında akdedilen sözleşmenin, talimat ve kanun gereğince tam olarak yerine getirdiğini,Sigortalının şifahi talimatı gereğince müvekkili güvenlik şirketinin şantiyede gündüz saatlerinde görev yapmadığını, gece görev yaptığını, hırsızlık olayından müvekkili güvenlik şirketinin kusurlu ve sorumlu kabul edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme tarafından davacı tarafın olaydaki kusur ve ihmallerini ortaya koyan hususlar dikkate alınmadan eksik incelemeyle karar verildiğini, İcra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerektiğini, alacağın likit olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, inşaat all risk sigortasıyla sigortalanan ve davalı tarafından güvenlik hizmeti verilen inşaat alanında meydana gelen hırsızlık sonucu oluşan zarar bedelinin, davalı güvenlik şirketinden tahsili istemiyle sigortacı tarafından açılmış bir rücuen tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki güvenlik hizmet sözleşmesi başlıklı belge çıktısının incelenmesinde, tarafların işveren sıfatıyla …. Ltd. Şti. , yüklenici sıfatıyla … Ltd. Şti. olduğu, sözleşmesinin süresinin 13.03.2011 ve 13.03.2012 tarihleri arasını kapsadığı, sözleşmenin konusunun … Mahallesi … Sok, No:… … Sitesi Maltepe/Kartal/ İstanbul adresinde belirtilen … alanının güvenlik ve koruma hizmetlerinin yürütülmesi olduğu, sözleşmenin hem … Ltd. Şti. Hem de … Ltd Şti. tarafından kaşelenip imzalandığı anlaşılmaktadır. Sözleşme tarihi 13.03.2011 ‘dir.İstanbul Anadolu C. Başsavcılığının 2012/188639 soruşturma nolu dosyasının suretinin incelenmesinde, hırsızlık olayına ilişkin olarak daimi arama kararı verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde … A.Ş. tarafından keşide edilen 18.05.2011, 21.06.2011 tarihli faturalar bulunmakla, faturaların ”….” açıklamalı emtia için düzenlendiği anlaşılmaktadır. İnşaat Tüm Riskler Sigorta poliçenin incelenmesinde; tanzim tarihinin 02.08.2009, poliçe vade tarihlerinin 12.08.2099 ila 08.05.2012 olduğu, sigorta ettirenin …. Ltd Şti. olduğu, sigorta poliçesinde kloz 507 olarak inşaat/ montaj malzemeleri, ekipmanları ve iş makinaları, hırsızlık özel şartının düzenlendiği görülmektedir. … A.Ş.’nin … tarihinde, yazmış olduğu yazının incelenmesinde, … Mah. … Sok No:… … Şantiyesinde 23.06.2011 tarihinde meydana gelen hırsızlık neticesi 4-5-6 nolu blokların önündeki açık sahada duran bakır kabloların çalındığı, taraflar arasındaki 13.03.2011 tarihli sözleşmenin ”Çalıştırılan güvenlik personelinin görevleri” başlıklı bölümün 6.4.maddesi ve “Kötü niyetli şahısların görev alınına girişini önlemek girenleri uzaklaştırmak” başlıklı bölümde yer alan 6.15. maddesi uyarınca … yükümlülüklerini yerine getirmediğinden, hadise neticesi eksper raporu ile tespit edilen 23.746,77 TL hasarın 27.09.2011 ödeme tarihinden itibaren faiziyle taraflarına ödenmesini talep etmiştir.Dosya içerisindeki ibraname başlıklı belgenin incelenmesinde, sigortalı …. Ltd Şti.’nin … nezdinde İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığı, 27.06.2011 tarihinde meydana gelen hasarın 23.746.77 TL tutarlık kısmı açısından sigorta şirketinin ibra edilmiş olduğu imza altına alınmıştır. İbranamenin verildiği tarih 06.09.2011’dir. Dosya içerisindeki EFT dekont çıktısında gönderinin …, işlem tarihinin 27.09.2011, EFT tutarının 23.746,77 TL, alıncının …. Şti olduğu, dekont üzerindeki açıklamada ”… nolu hasar dosyasına genel sigorta ödemesi” ibaresinin bulunduğu görülmektedir. 06.09.2011 tarihli belgenin …. tarafından düzenlendiği, … A.Ş.’ye hitaben yazıldığı, yazı içeriğinin incelenmesinde; … Projesi işini alt taşeronu …. Şti’nin sigortalı işi neticesinde 23.746,77 TL ‘liuk hasar bedelinin … ödenmesine muvafakat edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. 26.08.2011 tarihli ekspertiz raporunun incelenmesinde, 28.06.2011 tarihinde ve muhtelif tarihlerde meydana gelen hırsızlık hadisesi ile ilgili olarak yapılan inceleme neticesi sigortalı firmanın taşeronlara ait bulunması muhtemel mallara karşı sigorta yaptırdığı, …. sigortalının bakır kablo döşeme işini yapan resmi taşeronu olduğu, şantiyeye toplam alınan miktar ile inşaatlarda kullanılan kablolar ve kapalı depodaki stokta bulanan kabloların tenzili sonucunda elde edilen miktarın talep edilen 4.006 metre uzunluğundaki 4 adet makaranın eksik olduğu, çalındığı beyan edilen 4 makaranın her biri içindeki bakır ve makarası ile birlikte yaklaşık 860 kg civarında olduğu, bu şekilde hasar tespiti neticesi 27.818,02 TL hasarlı mal bulunduğuna ilişkin tespit yapılmıştır. İstanbul 24.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif yapılmış, 22.10.2013 havale tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir. Söz konusu raporun incelenmesinde; hasarın meydana gelmesinde sigortalı … Ltd. Şti. ile davalı … mütefarik şekilde %50’şer oranında kusurlu oldukları, bunun neticesi halefiyet ilkesi gereği … A.Ş.’nin sigortalı …. Ltd. Şti.’nin uğradığı zarara tekabül eden 16.551.50 TL’nin %50’si oranındaki 8.275,75 TL’yi ve 28.10.2011 tarihli hırsızlık rizikosu nedeniyle zarara tekabül eden 7.900,00 TL tutarındaki sigorta tazminatının %50’si olan 3.950,00 TL’yi ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminle yükümlü olduğu değerlendirilmiştir. 16.06.2014 tarihli raporun incelenmesinde ise, raporun özel güvenlik uzmanı emekli ticaret mahkemesi başkanı ve elekrik mühendisi tarafından hazırlandığı, bu raporda tarafların kusur oranın ve oluşan zarar miktarının değerlendirildi, sonuç olarak, olay meydana gelişinde dava dışı sigortalı … %80, davalı … %20 oranında kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketinin isteyebileceği rücu alacağının 4.749,35 TL olduğu yönünde tespit yapılmıştır. 10.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda ise; görevsiz mahkeme olan İstanbul 24.Asliye Hukuk Mahkemesinin keşif esnasında dinlediği tanık ifadeleri, görüntü kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilmiş ve sonuç olarak; şüpheli şahısların şantiye giriş çıkış yaptıklarına dair herhangi bir somut delil ve görüntü kaydı olmadığından … hizmetine herhangi bir kusur yüklenemeyeceği ancak … sorumluluk alanındaki şantiyede giriş çıkış noktalarının bariyer vs. ile kontrol altına alınması gerektiği, bu bağlamda şantiyeye giriş çıkış yapan araçların içerisindeki şahıs ve malzemelerin … tarafından kayıt altına alınmadığı, şantiye etrafının dışarından gelebilecek tehlikelere karşı muhafaza altına alınması gerekirken, kamera aydınlatma ve yeterli güvenlik personeli ile tedbir almayan … kusurlu olduğu yönünde tespit yapılmıştır. 10.09.2017 tarihli bilirkişiler ayrık raporu şeklindeki raporda, İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/38 E. sayılı dosyası içerisinde 16.06.2014 tarihli rapor ve bu bağlı kalınarak ek rapor hazırlandığı, davalı şirketin önceki raporda belirtilen %20 oranında kusurlu kabul edilmesi gerektiği görüşlerini aynen muhafaza ettiklerini belirtmişlerdir. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılmış olan en son bilirkişi raporu, 25.05.2018 tarihli rapordur. Bahsi geçen bu rapor, önceki raporlarda yer almayan beş farklı bilirkişi tarafından hazırlanmıştır. Raporda; kusur hususu irdelenmiş ve dava dışı … ile davalı … Şti.’nin somut olayda yarı yarıya kusurlu oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Yine, hırsızlığa konu dört adet kablo makarasının KDV ve iskonta oranı gözetilmek suretiyle hasar bedeli hesaplanmış, 27.812,02 TL tutarındaki bedelin kadri marufunda olduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince; dosya içerisindeki 22.10.2013 havale tarihli bilirkişi raporu ve 25.05.2018 tarihli bilirkişi raporu birbirini doğrular nitelikte olmakla ilk derece mahkemesince bu raporlar gözönünde bulundurularak yapılan değerlendirmeler neticesi davalının somut olayda % 50 oranında kusurlu kabul edilerek hüküm kurulmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davalının bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Ancak, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin mümkün olması gerekir. Şayet alacak tartışmalı ve yargılamayı gerektiriyorsa likit olduğundan söz edilemez. Somut olayda davacının alacağı, ancak kusur oranı belirlenmek suretiyle bilirkişi raporu ile tespit edilebildiğinden, ortada likit bir alacağın varlığından söz edilemez. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur. Davlı vekilinin bu konuya ilişkin istinaf talebinin kabulü ile hükmün icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmesi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının icra inkar tazminatı yönününden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 11.873,39 TL asıl alacağın, icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına, 2- Davacının alacağı yargılama ile belirlenmiş olup likit olmadığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, 3-Karar ve ilam harcı 811,07 TL’den peşin alınan 21,15 TL’nin mahsubu ile kalan 789,92 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,4-Davacı tarafından yapılan 4.700,00 TL bilirkişi ücreti ve 780,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.480,00 TL yargılama giderlerinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 2.740,00 TL ile ilk harç 42,30 TL’nin davadan alınarak davacıya verilmesine,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,8-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden:a-Davalı tarafından istinaf başvurusu için yatırılan 98,10 TL istinaf yoluna bavurma harcının Hazineye gelir kaydına; 197,25 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, c-Davalı tarafından istinaf aşamasında harcanan yargılama 98,10 TL harç gideri ile 40 TL posta giderlerinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, d-Artan gider avanslarının, yatıran tarafa iadesine, e-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından, istinaf yargılaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 18.02.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.