Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/44 E. 2021/94 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/44
KARAR NO : 2021/94
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI : 2017/163 E. – 2018/209 K.
DAVANIN KONUSU:Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Türkiye’de mukim acentelik hizmeti veren bir firma olduğunu, donatanının … Ltd. ve işleteninin … Ltd. olduğu … Bayraklı, … IMO numaralı M/V “UCF-4” gemisine müvekkili şirket tarafından acentelik hizmeti verildiğini, işleten … Ltd’nin donatan … Ltd adına hareket ettiğinin belgelerden anlaşılacağını, donatanın adresi olarak işletenin adresinin sisteme kayıt edildiğini bu bağlamda müvekkili tarafından söz konusu gemiye sağlanan hizmetlerin; pilotaj, fener, kumanya, kaptana verilen avans ve diğer ilgili hizmetlerini kapsadığını, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini ve söz konusu bu hizmetten doğan 19.900,00 USD alacağının oluştuğunu, söz konusu alacağın davalı tarafından ödenmemesi üzerine, bu alacağın tahsili için, M/V UCF-4 gemisine ihtiyati haciz talepleri doğrultusunda İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014-50 Değişik İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararına istinaden İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla geminin 02.05.2014 tarihinde seferlerden men edildiğini, ardından borçlunun teminatı depo etmesi üzerine geminin serbest kaldığını, müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini ileri sürerek, müvekkili şirketin masraflarla birlikte 19.900,00 USD alacağının 3.223,77 USD’sinin 08.03.2013 tarihinden, 3.177,74 USD’sinin 26.01.2013 tarihinden, 5.033,31 USD’sinin 13.07.2013 tarihinden ve 6.115,83 USD’sinin 08.06.2013 tarihinden itibaren ödeme gününe kadar işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın UCF4 gemisi donatanı aleyhine açtığını, ancak kesilen faturaların büyük bir kısmının UCF 4 gemisinin işletici … Ltd. adına düzenlendiğini, davacı ile UCF 4 gemisi donatanı … Ltd. arasında faturalardaki hizmetlerin UCF 4 gemisine verilmesi için imzalanmış herhangi bir sipariş talebi ya da bir protokolün bulunmadığını, davacı tarafından düzenlenen faturaların borçlusu olan … Ltd. Şirketinin davada taraf gösterilmediğinden davanın reddi gerektiğini, davacının kıyı emniyetine ödediğini iddia ettiği fener, pilotaj ücretinin ödenmediğini, ödemenin davaya konu olan geminin acenteliğini yapan … tarafından yapıldığını, davacı tarafından ödemesi yapılmayan kalemler için Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğünün UCF-4 gemisi aleyhine icra takibinde bulunduğunu ve geminin seferden men edildiğini, davacının tüm bu işlemleri kendisi yapmış gibi gösterdiğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün …E. ve İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyalarına ödemeyi müvekkili geminin acentesi olan … Tic. Ltd. Şti.’nin yaptığını, müvekkilinin icra dosyasına toplam 9.346,00 TL ödeme yaptığını, davacı yanın alacaklı olduğunu iddia ettiği diğer faturalardaki kalemler için … gemisi Donatanının davacı yana karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava dışı işleten … Ltd. Şti. adına düzenlenen D/A masraf belgelerine konu faturalarda kaptanın mührünün bulunması ve hizmet verilen tarihlerin yakınlığı bakımından talimatların bir elden verildiğinin açık olduğunu, dava dışı işletenin davalı donatan adına hareket etmesi nedeniyle husumet itirazının yerinde olmadığını, gemiye ilişkin bilgilerin kayıtlı olduğu Equasis sisteminde “care of” ibaresinin kullanılması ve hem donatan hem de işletenin aynı adreste tanımlanmasının temsil ilişkisinin dış dünyaya açıklanması niteliğinde olduğunu, bu nedenle işletenin donatana izafeten geminin ihtiyaçları için temsil yetkisini kullanabileceğini, bir kısım belgelerde donatanın imza ve kaşesinin bulunması karşısında aktif dava ehliyetinin bulunduğunu belirtilerek, davanın kabulünü istemiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde; davada dayanılan faturaların büyük bölümünün geminin işleteni … Ltd.Şti. adına düzenlendiğini, bu durumda davanını gemiye verdiğini iddia ettiği hizmetin borçlusunun işletene ait olduğunu, fatura ve gemi maliki borçlunun aynı olmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin düzenlenen faturalar nedeniyle borçlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, davacının acenta sıfatıyla, davalıya sağlanan plotaj, fener, kumanya, kaptana verilen avans ve diğer hizmetler karşılığında faiz ve masraflar toplamı 19.900 USD’nin tahsilini talep ettiği olayda, davacının acente sıfatı ile davalı gemi için katlandığı masrafları davalı donatandan dava ve talep edebileceği, davacının ibraz edilen 2014-2015 yıllarına ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK 64/3 maddesi gereğince yaptırılması gereken Yevmiye Defterinin kapanış tasdikinin (Haziran sonu) yaptırılmış olduğu dolaysıyla davacının 2014 ve 2015yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı vekilinin 26.06.2014 tarihli delil dilekçesi ekinde sunulan, M/V UCF-4 Gemisi adına tanzim edilen “PROFORMA FATURA”ların toplam tutarının 17.550,65 USD olduğunun tespit edildiği, proforma faturalar içeriği verilen hizmetlerin ise (plotaj ve diğer bazı kalemler hariç olarak) belirli hizmet/gider kalemlerinin fatura edildiği ve ticari defter kayıtlarına 120.02.01.040- … nolu Müşteriler hesabına borç kaydedildiğinin görüldüğü, davacı tarafından tanzim edilen 4 adet toplamı 5.833 USD’nin detaylarının raporda gösterildiğini, dolayısıyla davacının 17.550,65 USD toplam tutarındaki proforma faturalar karşılığı 5.833 USD’lik faturaları gemi donatanı … Ltd. adına tanzim ederek kalan 11.717,65 USD’lik kısmının ise fatura edilmediğinin tespit edildiği, davacının tanzim edilen faturalar ile diğer yapılan giderlerin tahsilini talep ettiği ve delil dilekçesi ekinde katlanılan giderlere ilişkin belgeleri ibraz ettiği, davacının söz konusu fatura ve fatura içeriği gider belgelerini ibraz ettiği, davacı tarafından …Ltd. adına yapılan hizmet/gider kalemlerinin ticari defter kayıtlarında 740 Hizmet Üretim maliyetlerine (11.049,75 TL.) gider kaydedildiği ve bu gider kalemlerinin fatura düzenlenerek dava dışı … Ltd. hesabına borç kaydedildiği, sunulan gider makbuzları ile tanzim edilen faturaların birbiri ile örtüştüğü, cari hesaba borç kaydedilen fatura toplamının 5.833 USD karşılığı 11.049,75 TL fatura içeriği giderlere ilişkin dosyaya ibraz edilen makbuz/fatura toplamı 11.131,81 TL olduğu, davalı yan, davacı tarafından talep edilen alacağa konu Kıyı Emniyeti Müdürlüğü tarafından tanzim edilen faturaların taraflarınca ödendiğini, davacının bu fatura bedellerini mükerrer talep ettiğini beyan ettiği görülmüş ise de; icra dosyalarının tetkikinde faturaların dava dışı Kıyı Emniyeti Müdürlüğü tarafından icra takibine konu edildiği, davacı tarafından gemi sahibi … Ltd. adına tanzim edilen fatura içeriğinde yer alan gider kalemleri ile örtüşmediği, diğer bir ifadeyle faturaların davacı tarafından mükerrer talep edilmediğinin tespit edildiği, dava dışı gemi sahibi … Ltd.’nin muavin kayıtlarının takip edildiği 120.02.01.040 nolu cari hesap kayıtlarında yer alan, UCF 4 gemisine ilişkin borç kaydı yapılan aşağıdaki kayıtlara/ giderlere ilişkin belgeler sunulmadığı, bu sebeple davacının alacak miktarının tespitinde bu borç kalemlerinin hesaplamalara dahil edilmediği, … Ltd. hesabına borç kaydı yapılan kalemler olan 5.671,81 USD’nin alacak hesaplanmasında dikkate alınmayacağı, davacı tarafından dosyaya sunulan 23513 seri nolu 517,91 USD ve 23566 seri nolu 1.925,42 USD’lik Fora Gümrükleme ve Müşavirlik Hizmetleri’ne ait gider kalemlerinin sıralamasının yapıldığı belgenin fatura vasfını taşımadığı, kaldı ki bu proforma faturayı kapsayan belge üzerinde tercümesi yapılmamış gider kalemlerinin … Ticaret Ltd. Şti. tarafından 09.09.2013 tarih 950 seri nolu 2.655,00 TL. ve 31.08.2013 tarih 936 seri nolu 472 TL. bedelli iki fatura ile davacı adına tanzim edildiği, bu iki adet fatura miktarının (472 TL+ 2.655,00 TL) davacının alacak miktarının hesaplanmasına dahil edildiği, neticeten yapılan mali incelemeler sonucunda, davacının usulüne uygun ticari defterlerinde, davaya konu edilen gider kalemlerinin fatura tanzim edilerek dava dışı/gemi sahibi … Ltd. hesabına borç kaydedildiği, davacının tanzim edilen 4 adet toplamı 5.833 USD’yi talep edebileceği, davacının toplam alacak miktarı olarak gösterdiği alacak kalemlerinden önemli bir kısmına kendisinin katlanmadığının kendi ticari defter kayıtları ile sabit olduğu, davacının bu dört fatura tutarının dışında düzenlediği faturaların sebebi ile mal ve hizmet sunduğu ve alacaklı olduğunu dosya kapsamına göre ortaya koyamadığı… ” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 5.833 USD alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafırdan istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Önceki beyanlarını tekrarla, mahkemece hükme esas alınan 09.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda hatalı tespitlere yer verildiğini, rapora yönelik itirazların dikkate alınmadığını, bilirkişi heyetinde yer alan mali müşavir bilirkişinin raporunda hatalı hesaplamalarda bulunduğunu ve tüm itirazlarına rağmen mahkemenin bu hatalı hesaplamalar üzerinden karar verdiğini, mahkemenin alacağın varlığı, pasif ehliyet, ödenen borcun mükerrer tahsil edilmediğine ilişkin kararının yerinde olduğunu, ancak mahkemenin alacağın miktarı konusunda yanılgıya düştüğünü, müvekkilinin dosyaya ibraz ettiği fatura, dekont ve ticari defter kayıtlarından anlaşılabileceğini, bu belgelerin gerek eksik incelenmesi gerekse hangi belgelerin ödeme kanıtı olarak kabul edileceği hususunda hatalı kabullerin yapılması sebebiyle mahkemece hukuka aykırı karar verildiğini, raporun sunulan faturalar üzerinde gerekli inceleme yapılmadan tanzim edilmesi nedeniyle alacağın eksik hesaplandığını, raporu düzenleyen bilirkişinin deniz hukuku alanındaki uygulamalara hakim olmaması nedeniyle dosyada bulunan belgeleri yanlış değerlendirdiğini, bilirkişinin sadece UCF-4 gemisi ile ilgili olarak yapılan acentelik işlerinin bir kısmı için donatanın temsilcisine kesilen 4 adet faturayı dikkate aldığını, oysa UCF-4 gemisi için yapılan diğer harcamalara ilişkin fatura ve ödeme belgelerini gözardı ettiğini, sunulan tüm belgelerin UCF-4 gemisi için yapılan harcamaları kanıtladığını, ancak bilirkişinin deniz ticareti alanında uzman olmaması nedeniyle belgeleri hatalı yorumladığını, sadece UCF-4 gemisi ile ilgili olarak yapılan acentelik işlerinin bir kısmı için donatanın temsilcisine kesilen 4 adet faturayı dikkate aldığını, oysa UCF-4 gemisi için yapılan diğer harcamalara ilişkin fatura ve ödeme belgelerini hiç dikkate almadığını, raporun 9. sayfasının 5 numaralı paragrafta yapılan tespitin hatalı olduğunu, oysa söz konusu tüm bu kalemlerin hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, bu masrafların tamamının UCF-4 gemisi için yapılmış masraflar olduğunundan davalıdan talep edilebileceğini, raporda listelenen müvekkilinin UCF-4 gemisi için yaptığı 2.195,77 USD ödemenin dikkate alınmadığını, bilirkişinin talebi üzerine bilirkişiye ayrıca iletilen elektronik ortamdan dökümü alınan muavin kayıtlarında ve yevmiye defterlerinde bu alacak miktarının 357 numaralı yevmiyede kalem kalem sıralandığını, bu kalemlerin gemi için ödenen kılavuzluk hizmeti ve deniz feneri hizmetine ilişkin olduğunu, belgelerin tam olarak incelenmesi halinde müvekkilinin alacaklı olduğu miktarın belirlenebileceğini, deniz ticaret alanında faaliyet gösteren müvekkilinin acentelik işlemlerini gerçekleştirdiği gemiler bakımından acentelik hizmeti verdiği kişilere fatura kesme yükümlülüğü bulunmadığını, bu tür ilişkilerde alacağın ve yapılan harcamaların dekontla ispat edilebileceğini, gemiler için yapılan masrafların bazen makbuz, dekont gibi belgelere yansıtıldığından bu makbuz, dekont gibi kalemlerin ilgili geminin donatanının veya donatanı temsil eden kişinin cari hesabına borç kaydedildiğini, müvekkilinin de dava konusu gemi için yaptığı bir kısım masraflar için fatura kesmeyerek masrafları yaptığını gösteren dekontları usulüne uygun olarak geminin donatan veya temsilcisinin cari hesabına borç olarak kaydettiğini, ancak bilirkişice usulüne uygun kanıtlanan bu alacakların dikkate alınmadığını, bu harcamaların donatan veya işletenin cari hesabına işlendiğinin açık olduğunu, bilirkişinin proforma fatura olarak adlandırdığı belgenin aslında proforma fatura olmayıp UCF-4 gemisi için yapılan masrafların birer listesi olduğunu, yapılan fahiş hatayla alacağın eksik hesaplandığını, bilirkişinin dosyaya sunulan “Disbursement Acccount” (D/A) isimli dört adet belgeyi proforma fatura olarak değerlendirdiğini, bu belgelerin proforma fatura olmayıp müvekkilinin gemi hakkında yapmış olduğu masrafların listesini içeren bilgilendirme mahiyetindeki belge olduğunu, her bir D/A belgesinin ekinde de bu listede yer alan alacak kalemlerine ilişkin yapılmış olan masrafların fatura veya dekontlarıyla ödeme belgelerinin bulunduğunu, D/A belgelerinde yer alan tüm kalemlerin müvekkilince verilmiş hizmetler ve katlanılmış olan masraflardan olduğunu, proforma faturanın ise niteliği itibariyle, henüz gerçekleştirilmemiş olan gider kalemlerinin önceden borçluda bir tahmin yaratmak üzere gösterilmesi için düzenlendiğini, D/A belgelerine konu hizmetlerin ise müvekkilince verildiğini, sonuç olarak bilirkişi tarafından D/A belgelerine yansımış olan … Ltd.ye kesilen 4 adet faturayı dikkate alarak D/A belgelerine yansıyan ve D/A belgelerinin ekinde sunulan ödeme belgelerindeki diğer miktarların alacak hesabında değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, bu masrafların gösterildiği dekontların cari hesaba borç olarak kayıt edilmesinin dikkate alınmadığını, ticari defterlerle, fatura ve dekontlarla kanıtlanmış olan miktarının en azından 13.700,58 USD olduğunu, itirazlarını karşılayacak ek rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve alınacak ek rapor sonucu davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Davacı tarafından düzenlenen faturaların borçlusunun müvekkili gemi Donatanı olmadığını, borçlunun dava dışı … Ltd.Şti. olduğunu, müvekkilinin fatura ve davalı defterinde borçlu olmaması nedeniyle donatana açılan davanın reddi gerektiğini, tüm aşamalarda davacının verdiği hizmetlerin gemiye verilmediğinin savulduğunu, davacı ile müvekkili gemi donatanı … Ltd. arasında bir sözleşme ya da sipariş talebi olmadığını, TTK’nın 1369. maddesine göre deniz alacağına dayanarak ihtiyati haciz alınabilmesi için deniz alacağının borçlusu geminin maliki ile faturaların borçlusunun aynı olması gerektiğini, oysa bilirkişi raporunda bir kısmı UCF 4 gemisinin işleticisi …. Ltd. adına kesilen faturalar olduğunu, davacının gemiye verdiğini iddia ettiği hizmet var ise borçlusunun …Ltd. Şti. olup davacının UCF 4 gemisi donatanına karşı dava açamayacağını, TTK’ın 1369. maddesi gereğince donatan hakkında ihtiyati haciz dahi isteyemeyeceğini, itirazlarının mahkemece görmezden gelindiğini, iddia edilen faturalara konu malların gemiye teslim edildiğine ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmamasına rağmen buna rağmen envanter defterini dahi ibraz etmeyen davacının alacağının neye göre hesaplandığının anlaşılamadığını, müvekkilinin husumet ehliyetinin bulunmadığını, işleticinin … şirketi olmasına rağmen donatan aleyhine karar verilmesinin yerinde olmadığını, borçlunun da davada taraf gösterilmemesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini, reddedilen miktar üzerinden güncel kur belirlenmeden dava tarihindeki kur üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesin yerinde olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı tarafından, davalının işlettiği gemiye verilen hizmet bedellerinin tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının bir kısım mal ve hizmet teslimini kanıtladığı, diğer hizmetlerin verildiğini kanıtlayamadığı, davalının husumet ehliyetinin bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince, yasal süreler içinde ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, taraf vekillerinin ileri sürdüğü istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmışır.TTK’nın 1061/1. maddesi uyarınca donatan, gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir. Ancak, aynı maddenin 2. fıkrasına göre, “Kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılır.” Bu kişilere (gerçek veya tüzel kişi olabilir) işleten ya da gemi işletme müteahhidi denilir ve üçüncü kişilere karşı donatan gibi sorumlu olurlar. Gemisini işletmek üzere başkasına kiraya verin malik donatan değildir. Donatan gibi sorumlu olan, artık bu gemiyi işleten kiracıdır (Prof. Dr. Emine YAZICIOĞLU, Kender- Çetingil Deniz Ticareti Hukuku, 16. Basım, Filiz Kitabevi, İstanbul 2020, s. 245-248). Gemi yöneticisi (manager) ise, donatan ya da işleten adına ve hesabına, temsil ilişkisi çerçevesinde, geminin yönetimini üstlenen gerçek veya tüzel kişidir. Gemi yöneticisi ile donatan ya da işleten arasındaki ilişki -ister vekalet, ister acentelik isterse de kendine özgü bir sözleşme olarak adlandırılsın- TBK’nın 40.maddesi anlamında doğrudan temsil ilişkisi olup, yöneticinin yaptığı işlemler gemi donatanı ya da işletenini bağlar (Prof. Dr. Zehra ŞEKER ÖĞÜZ, Gemi Yönetim Sözleşmesi, Filiz Kitabevi, İstanbul 2013, s. 40 vd.) Diğer bir tanımla gemi yöneticisi, donatan veya işletenle akdettiği gemi yönetim sözleşmesi uyarınca ücret karşılığında geminin ticari, teknik veya diğer alanlardaki yönetimini kısmen veya tamamen üstlenen ve üstlendiği iş ve işlemleri donatan veya işleten adına yapan kişidir. Gemi yöneticisi işleten olarak nitelendirilemez. Yönetici, donatan veya işletenin TBK m.40 anlamında temsilcisidir (YAZICIOĞLU, a.g.e, s.183).Bu hukuki açıklamalara göre somut olaya dönüldüğünde; geminin Equasis kaydına göre davalı … Ltd.’nin gemi maliki olduğu; …Ltd.’nin ise gemi yöneticisi (manager) olduğu, her iki şirketin aynı adreste faaliyette bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda gemi yöneticisi eliyle gemiyi işleten ve aynı zamanda malik olan davalı … Ltd.’nin donatan olduğu anlaşılmaktadır. Donatan ile yönetici arasındaki ilişki temsil ilişkisi olmakla, yönetici adına kesilen faturaların donatana kesilmiş gibi sonuç doğuracağı açık olup Gemiyi yöneten şirketin, yönetim işleriyle ilgili davalı donatanı temsil yetkisinin bulunduğu belirlenmiştir. Bu durumda davalı vekilinin, pasif husumete dair istinaf nedenleri yerinde değildir.Diğer yandan, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre çözülmesi gerektiğinden, mahkemece kabul ve ret edilen miktarlar yönünden dava tarihindeki USD kurunun esas alınarak vekalet ücretinin ve belirlenen dava değerine göre yargılama giderlerinin paylaştırılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, bu yöne ilişkin davalı istinafı yerinde görülmemiştir.Davacı yan, davalı acenteye izafeten M/V UCF 4 gemisine verilen mal ve hizmet bedellerinin tahsilini talep etmektedir. Davacı tarafından verilen hizmet ve teslim edilen emtia karşılığı fatura düzenlenerek davacının ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Davacı tarafından verildiği kanıtlanan ve faturaya bağlanan kısımlar yönünden mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenen miktar hüküm altına alınmıştır. Davanın reddedilen kısmı yönünden ise; sözleşmeye konu malın teslim edildiğini ve hizmetin yerine getirildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacıda olup, davacı tarafından ibraz edilen “Disbursement Account” (D/A) belgelerine konu emtia veya hizmetlerin verildiğinin usulüne uygun belgelerle kanıtlanması gerekir. Dosyada rapor düzenleyen ve deniz taşıma konusunda uzman bilirkişiler, D/A belgelerini proforma fatura- teklif olarak yorumlamışlardır. Bu nedenle, D/A belgelerinin tek başına ispata yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, verdiği hizmete ilişkin bir kısım faturalar düzenlenmiştir. Dosya kapsamında bulunan tüm bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere, davacının kendi defterlerine göre faturaya bağlı 5.833,00 USD alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, daha fazla alacağa ilişkin ticari defterlerine bir kayıt düşmemiştir. Dosya kapsamında bulunan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne ait belgelerin incelenmesinde, davacı tarafından geminin kılavuzluk hizmeti ile fener hizmeti için giderler yapıldığı görülmüştür. 28.02.2013 tarihli belgeye göre davacının anılan idareye gemi adına 2.253,30 TL ödeme yaptığı sabittir. Diğer yandan davacının geminin kılavuz kaptan gideri için 06.03.2013 tarihli idarenin faturası karşılığı 446 USD ve 13.03.1013 tarihinde ise ayrıca 446.00 USD ödediği anlaşılmaktadır. Nitekim bilirkişi raporunun 8. sayfasında hüküm altına alınan alacağın detaylandırıldığı tabloda, bu alacak kalemleri alacak olarak belirlenen fatura kalemleri içinde yer aldığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Bunlar dışında D/A belgelerine konu edilen mal veya hizmetin davacı tarafından davalıya teslim edildiğine veya hizmetin verildiğine ilişkin bir kanıt sunulmamıştır. Esasen, kanıtlanarak faturaya bağlanan miktarlar mahkemece dikkate alınmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda düzenlenen 2. Heyet raporunda davacının hesaplanan alacağına dahil edilen kalemler aynen yer almakta olup aralarındaki tek farkın, ilk bilirkişi raporunda yer alan 09.09.2013 tarihli fatura bedeli olan 2.665 TL’nin yer aldığı, ancak açılımının gösterilmediği, 2. Heyet kök raporunda hizmet açılımının yapıldığı, sadece davacı tarafından kanıtlanan alacakların hesaba dahil edildiği, iki rapor arasındaki farkın bundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 09.09.2013 tarihli fatura “nakliye, tahmil, tahliye” içerikli olup tek başına bütün bu hizmetin verildiğini kanıtlamaya yeterli görülmemiştir. Bu durumda, alacağın tespitine ilişkin alınan ve hükme esas alınan rapor yeterli olup, itirazların değerlendirilerek ek rapor alınması gerektiğine ilişkin davacı istinafı da yerinde değildir. Sonuç olarak, davacı tarafından davalının müvekkilinin donatanı olduğu gemiye verilen mal ve hizmet bedeline ilişkin yapılan işlemde temsil yetkisinin kullanılması nedeniyle donatanın sorumluluğunun bulunduğu, esasen verilen hizmetlerin de geminin işletilmesiyle doğrudan ilgili olduğu ve geminin işletilmesi kapsamında yapıldığı, davacı tarafından verildiği kanıtlanan mal ve hizmet bedelinin mahkemece denetime elverişli bir şekilde belirlenerek hüküm altına alındığı, davacının kanıtlanmayan talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece uygulanan faizin türü ve başlangıç tarihi ile yargılama giderlerinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 660,72 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiliyle Hazineye irad kaydına,3-Taraflarca yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28.01.2021