Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/433 E. 2021/132 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/433
KARAR NO : 2021/132
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2018
NUMARASI: 2017/264 E. – 2018/407 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yurt içi yurt dışı taşımalara aracılık eden taşıma komisyonculuğu (forwarder) hizmetleri sağladığını, dava konusu uyuşmazlıkta müvekkilinin, davalının Çin’den ithal edeceği malların nakliye ve gümrük işlerini organize etmek için görevlendirildiğini, davalıya ait malların dava dışı … AŞ. aracılığıyla deniz yolu ile Çin’in Shenzen limanından 06.02.2015 tarihinde Ambarlı Limanına getirildiğini, 29.02.2015 tarihinde emtianın bulunduğu konteynerin limana indirildiğini, davalının 29.11.2016 tarihine kadar kendisine gelen malları çekmeyerek konteyner demurajının oluşumuna neden olduğunu, 640 günlük bekleme süresi oluştuğunu, armatör … AŞ’nin normalde 7 gün serbest zaman süresi uygulamasına rağmen müvekkili ile olan özel anlaşma gereği 20 günlük serbest zaman uyguladığını, bakiye 620 gün üzerinden demuraj bedeli hesaplayarak toplam 36.900 USD’nin müvekkilinden talep edildiğini, müvekkilinin talep edilen miktarı cari hesap kapsamında ödediğini, ödenen bedelin e-fatura olarak davalıya rücu edildiğini ve davalının yasal süresi içinde bu faturalara itiraz etmemesi ve borcun ödenmemesi üzerine Üsküdar ….Noterliğinin 22.03.2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarının keşide edildiğini, davalının İstanbul …. Noterliğinin 20.04.2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödemeyi reddetmesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin haksız itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin 36.900 USD alacak üzerinden devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin emtiayı gümrükten çekmeyerek demuraj bedeline yol açtığı yönündeki iddiasının yerinde olmadığını, müvekkilinin 06.03.2015 tarihinde serbest süre geçirilmeden emtiayı almak üzere işlemlere başladığını, Ambarlı Gümrük Müdürlüğünün muayene sonucu “Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu” yönünden farklılık bulunduğu belirtilerek hiçbir idari işlem yapılmaksızın Büyükçekmece Sulh Ceza Hakimliğinin 26.05.2015 tarih 2015/2342 Değişik İş sayılı kararı ile haksız yere mallarına el konulduğunu, ardından Bakırköy 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/263 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili şirket yetkilisi ve gümrük müşaviri hakkında kamu davası açıldığını, gecikmeye yol açan hususunun ceza yargılaması süreci olduğunu, bu nedenle ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, ceza yargılaması ile işbu davaya konu emtianın aynı olması nedeniyle her iki davanın bir birini etkiler nitelikte olduğunu, ceza soruşturmasında alınan raporla idarenin işleminin hatalı olduğunun belirlendiğinden müvekkilince takibe yönelik yapılan itirazın haksız olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; ” Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, dava konusu alacağın demuraj talebine ilişkin olduğu, davalının ise idarece mallarına haksız el konulması sonucu demuraj bedeli doğduğunu, bundan sorumlu olmayacaklarını öne sürdüğü, idarenin mallarına el koymaları ile başlayan yargı sürecinin devam ettiğini ifade ettiği, davacının davalıya 25.03.2016 tarihinde 23.580 USD, 17.01.2017 tarihinde 13.320 USD demuraj bedeli fatura ettiği, 30.06.2017 tarihinde 36.900,00 USD karşılığı 129.411,99 TL tutarı şüpheli alacaklar hesabına aktararak bu hesapta izlemeye başladığı, davacı şirketin ticari defterlerinde dava dışı Mersk firmasına ait … nolu e.faturanın 06.04.2017 tarihinde … yevmiye kaydı ile kayıtlarına alındığı, … A.Ş. cari hesabına (135.673,92 TL) borç kaydedildiği, davacı şirketin bu fatura bedelinin tamamını 13.12.2017 tarihinde iade ettiği, dava dışı … A Ş. tarafından bu kez bedelin yarısını 18.450 USD yeniden fatura edildiği, davalı … Ticaret Ltd. Şti tarafından … numaralı konişmento tahtında taşınan emtianın, beyan edilen emtia ile uyumsuz olması sebebi ile konteyner varma limanı Ambarlıda beklemeye girdiği, konişmento incelendiğinde, 375 karton kutu emtianın taşımaya alındığı, bir adet 20′ lik konteynerin ‘taşıtan yükledi, saydı ve mühürledi’ kaydı ile taşımaya alındığı, bu durumda konteyner içi malın niteliği ve türü bakımından davalının sorumluluğu olmadığı, davacının, taşıma işleri organizatörü olduğu ve katlandığı demuraj ve sair masrafları davalı yana yansıtabileceği, ancak davacının katlandığı demuraj hesabında, piyasa rayiçleri, ticari teamüller ve deniz ticareti uygulamalarını gözeterek, davalı yanı zarara uğratacak nitelikte hesaplamalara karşı çıkmak durumunda olduğu, aksi takdirde fazladan ödediği demuraj kalemlerinden kendisi sorumlu kalabileceği, Bakırköy l.Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 2015/263 esas sayılı ceza dosyası gözetildiğinde, demuraja davalının sebebiyet verdiği, davacının hesaplamada dayanak yaptığı tarifeye göre, toplam 36.900$ olduğu, alanında uzman bilirkişi heyeti görüşüne göre, sonsuza kadar sürekli olarak 60 USD üzerinden hesaplamanın bir sonunun mutlaka tarifede yer alması gerektiği, ticari teamül ve deniz ticareti uygulamasında, konteyner bedeline kadar demuraj hesabından sonra, konteyner bedeli eklenerek bulunan miktarı aşan miktarda demuraj taleplerinin hakkaniyete aykırı olduğu, bu durumda özel talimat veya sözleşme bulunmadığı sürece, sonsuza kadar sürecek demuraj hesabının yapılamayacağı, 20′ lik bir adet konteynerin 4.000 USD civarında olduğu, ayrıca 4.000 USD’ye kadar da demuraj hesabı gözetildiğinde, somut olayda davacının 8.000 USD miktarını aşan taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, mahkememizce de teknik bilirkişi görüşüne uyularak davacının davasının 8.000 USD üzerinden kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının 8.000,00 USD üzerinden iptali ile takibin bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın %20’si oranında 5.628,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar vermiştir.Bu karara karşı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Müvekkilinin, davalının Çin’den ithal edeceği malların nakliye ve gümrük işlemlerini organize ettiğini, dava dışı … A.Ş tarafından taşımanın gerçekleştirilerek 29.02.2015 tarihinde konteynerin limana indirildiğini, davalının 29.11.2016 tarihine kadar emtiayı gümrükten çekmediğini, yükün 640 gün konteynerde beklediğini, taşıyıcının normalde uyguladığı 7 günlük serbest zamanı müvekkili yönünden 20 gün olarak uyguladığını, 620 günlük demuraj bedeli olan 36.900 USD için fatura düzenlendiğini ve müvekkilin fatura bedelini ödediğini, yargılama sırasında yapılan görüşmelerde taşıyıcının indirim sağlaması üzerine demurajın 18.450 USD’ye indirildiğini, 18.450 USD’ iade faturası düzenlendiğinin ve duruşmada da talebin 18.450 USD olduğunu belirttiklerini; bilirkişi raporuyla demuraj talebinin yerinde olduğu ancak iki konteyner bedelini aşan talebin fahiş olarak nitelendirileceği bu nedenle 20’lik bir konteyner bedeli olan 4.000 USD hesabıyla iki konteyner bedeli olan 8.000 USD yönünden müvekkilinin alacaklı olduğunun belirlendiğini, mahkemece raporun esas alındığını, ancak daha fazla demuraja hükmedilmesinin ticari teamüle aykırı olması gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen kabul edilen gerekçenin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, mahkemenin ne şekilde bu miktarı belirlendiğinin anlaşılamadığını, tespitin bilirkişi kurulunun soyut kabulleri olduğunu, tespitin dayanağı olarak herhangi bir yasa yada yargı uygulamasının gösterilmediğini, mahkemece bilirkişilerin afaki hesaplarına göre hüküm kurulduğunu, bunun dışında hiç bir gerekçe gösterilmediğini, mahkemenin neye göre demuraj hesabını fahiş bulduğunun anlaşılamadığını, müvekkilinin aracılık ettiği iş nedeniyle mahkeme hükmüne göre 10.450 USD zarar ettiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kısmen kabulüne rağmen müvekkili yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, yasada açıkça düzenlenen bir konuda mahkemenin takdir yetkisinin bulunmadığını; dava konusu emtiaya ilişkin kamu davası açılması nedeniyle emtianın teslim alınamadığını, müvekkilinin 06.03.2015 tarihinde serbest zaman süresi içinde, emtiayı almak için girişimlere başladığını ancak gümrük idaresince yapılan muayene sonucu GTİP(Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) yönünden bir farklılık bulunduğu iddiasıyla idari işlemleri yapmadığını, Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 26.05.2015 günlü kararıyla emtiaya haksız şekilde el konularak kamu davası açıldığını, ceza davasının konusunun aynı malların oluşturması nedeniyle davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yük taşımasında kullanılan konteynerin zamanında boşaltılmaması nedeniyle oluşan konteyner demuraj alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısman kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerince, yasal süresi içerisinde, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İstanbul Gümrük Muhafaza ve Kaçakçılık İstihbarat Müdürlüğünün 26.05.2015 tarihli yazısıyla, davalı tarafından ithal edilen bir kap 06.03.2015 tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesine konu emtianın beyan edilen niteliği ile gerçek niteliğinin farklı olduğu, vergi oranında değişiklik bulunmamasına rağmen ilgili tebliğe göre brüt kğ başına 30 USD gözetim farkı oluştuğu, eşyanın ağırlığına göre 304.400,00 USD gözetim tutarı olarak yurt dışı gidere eklenmesi gerektiği belirtilerek el koyma kararı alınması istenmiştir. Büyükçekmece 1.Sulh Ceza Hakimliğinin 26.05.2015 tarih ve 2015/2342 D.İş sayılı kararıyla emtiaya el konulmasına karar verilmiş, davalı şirket yetkilisi ile gümrük müşaviri hakkında Kaçakçılık Kanun’una muhalefetten Bakırköy 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/263 Esas sayılı dosyasında kamu davası açılmıştır. İlk derece mahkemesinin hüküm tarihi itibariyle kamu davasının sonuçlanmadığı taraf anlatımlarından anlaşılmaktadır.Davacı, taşıma işleri organizatörü olduğunu, davalının yurt dışından ithal ettiği emtianın deniz yoluyla Ambarlı Limanı’na taşınmasını organize ettiğini, taşıma işini dava dışı Maerks Line’a ait gemi ile yaptığını, konteyner ile taşınan emtianın gümrüğe teslim edildiğini, davalı alıcının konteynerin süresinde iade etmemesi nedeniyle müvekkili tarafından dava dışı taşıyıcıya konteyner demuraj ücreti ödendiğini, bu ödemeden davalı yük alıcısının sorumlu olduğunu belirterek, iş bu alacak davasını açtığı görülmektedir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yapılan bilirkişi incelemesindeki değerlendirmeler esas alınarak iki konteyner bedeli kadar tazminat talep edilebileceği, deniz ticaretinin teamülleri uyarınca daha fazla konteyner gecikme tazminatı talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin hükme esas aldığı 28.09.2018 tarihinde UYAP sistemine kayıt edilen bilirkişi raporunda; taşımanın konteyner ile yapıldığı, konteynerin yükleten tarafından kapalı ve mühürlü bir şekilde taşıyana teslim edilmesi nedeniyle konteyner içeriği malın faturayla uyumlu olup olmadığını taşıyanın denetleme yükümlülüğünün bulunmadığı, fatura içeri ile emtianın uyuşmaması sonucu gümrükte ortaya çıkan sorunun davalının sorumluluğunda olması nedeniyle davalının konteyner demurajı ödemekle yükümlü olduğu tespiti yapıldıktan sonra davacının hesaplamaları itibariyle 36.900,00 USD alacak talep edilmiş ise de ticari teamül ve deniz ticareti uygulamasında, konteyner bedeline kadar demuraj hesabından sonra konteyner bedeli eklenerek bulunan miktarı aşan tutarda demuraj taleplerinin hakkaniyete aykırı olduğu, 20’lik bir adet konteynerin 4.000,00 USD olduğu, bir o kadar da demuraj hesabı halinde davacının talep edebileceği miktarın 8.000,00 USD olup fazla talebin reddi gerektiği görüşünün ortaya konulduğu anlaşılmaktadır.Bilirkişi kurulu vardığı kanaati ticari teamül ve deniz ticareti uygulamasına dayandırmışsa da böyle bir teamülün varlığına dair hiçbir somut veri sunulmamıştır. Yine bilirkişi kurulu tarafların hukuki statülerini (Taşıyan, taşıtan, yükleten veya gönderilen) belirlemediği gibi sorumluluğun kaynağının sözleşme mi yoksa konişmento mu olduğu ortaya konulmadığı, konişmentoda veya onun atıf yaptığı belgelerde yük alıcısının yani gönderilenin ya da davacı yükletenin konteyner demurajından sorumlu olduğuna dair bir kaydın bulunup bulunmadığı tartışılmadığı gibi eğer konişmentoda ve onun atıf yaptığı taşıyanın tarifesinde konteyner demurajı ödenmesi kararlaştırılmışsa miktarın ne olduğu, serbest sürenin ve aşamalı olarak ödenmesi gereken demuraj miktarlarının ne kadar olduğu konusunda denetlenebilir hiçbir tespitin yapılmadığı, soyut bir gerekçeyle sonuca varıldığı anlaşılmaktadır. Konteyner taşıyan tarafından sağlanmışsa, konteynerin taşıyana, kararlaştırılan sürede iadesi gerekir. Aksi takdirde bu gecikme nedeniyle taşıyanın gecikme bedeli talep hakkı doğar. Talep hakkının kapsamının belirlenmesi için taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine bakmak gerekir. Buna ilişkin düzenleme konişmentoda yer alabileceği gibi taraflar arasındaki navlun sözleşmesinde de yer alabilir… Konteyner gecikme bedeline ilişkin şartların genellikle konişmento üzerinde yer alması gerekir. Uygulanacak tarifenin gönderilen tarafından bilinmesi gerekir. Ancak uygulamada çoğu kez tarifeye atıf yapılmakla birlikte bu tarifenin konişmentoya eklenmediği görülmektedir. Alacağın varlığına esas teşkil eden hukuki sebebin öncelikli olarak irdelenmesi gerekir. (Prof. Dr. Didem ALGANTÜRK LIGHT, “Konteyner Taşımacılığında Uygulamada Ortaya Çıkan Hukuki Sorunlar”, İstanbul Kültür Ü.H.F.D, C:16, S:2-3, s.23-25).Yargıtay’ın yerleşik içtihadı uyarınca, konteyner demurajı ücretinin kaynağı genelde konişmento veya taşıma sözleşmesidir. Demuraj ücreti ödemekle yükümlü olanın sorumluluğunun öncelikle sözleşme veya konişmentoya göre belirlenmesi gerekir. Sözleşmede bir hüküm bulunmaması halinde ise piyasa rayiçlerine göre demuraj ücretlerinin tespiti gerekir (Yargıtay 11. HD’nin 2008/10839 Esas – 2010/2527 Karar, 08.03.2010 tarihli kararı; aynı Dairenin 2015/1669 Esas – 2016/481 Karar, 19.01.2016 tarihli kararı ve aynı Dairenin 2015/2967 Esas – 2015/8406 Karar sayılı kararı).Dosya kapsamında iki adet konişmento yer aldığı görülmektedir. Bunlardan bir tanesi non-negotiable waybill (Ciro edilemez yük senedi) olup bu belgeye göre yükletenin dava dışı … Ltd olduğu, yük alıcısının, alıcının acentesi sıfatıyla davacı şirket olduğu görülmektedir. Bu belge davacının taşıma işleri organizatörü olduğuna dair iddiasını doğrulamaktadır. Esasen davalının da bu hususa bir itirazı bulunmamaktadır. İkinci konişmento ise bill of lading başlıklı konişmento olup, bu konişmentoda yükleten olarak dava dışı …Ltd, alıcı olarak ise davalı şirketin gösterildiği, taşımanın bu konişmento uyarınca gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu ikinci konişmentonun, ilk bahsedilen konişmentoda yer alan mallar teslim edilmeden önce yükletenin alıcıyı değiştirme hakkında dayanılarak düzenlendiği ve davalı adına olan konişmentonun düzenlenerek taşımanın buna göre gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Konişmentoların tercümesine göre, güncel … konişmentosuna atıf yapıldığı ve oradaki şart ve klozların geçerli olduğunun belirtildiği, yine davalının alıcı olduğu konişmentoda arka sayfadakiler de dahil konişmentonun şart ve koşullarına tabi olarak taşımanın gerçekleştiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan hukuki açıklamalara göre konteyner demurajı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu gibi konuların öncelikle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisindeki taraf statülerine göre ve konişmento hükümlerine ve onun atıf yaptığı taşıyanın tarifesi hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği halde ilk derece mahkemesince bu hususlar üzerinde hiç durulmadan, soyut gerekçelerle sonuca gidildiği görülmektedir. İlk derece mahkemesinin vardığı sonucun denetlenmesi mümkün olmadığı gibi davanın çözümü açısından çok önemli olan taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin irdelenmediği, bu konuda hakimin davayı aydınlatma ödevinin yerine getirilmediği, konişmentonun tüm maddelerinin ve eklerini içeren örneğinin ve tercümesinin sunulmadığı, yine dava dışı taşıyanın standart taşıma koşullarını içeren belgelerin ve varsa konteyner demurajına ilişkin tarifelerinin dosyaya kazandırılmadan ve hiç tartışılmadan karar verildiği, tarifeye ya da tarife yoksa piyasa rayicine göre belirlenen demuraj ücretinden indirim yapılacaksa, öncelikle konteyner demurajı nedeniyle talep edilen alacağın hukuki niteliğinin ne olduğu, yapılan indirimin hukuki dayanaklarının (ceza koşulunun tenkisi mi, yoksa TBK m.114 f.2 atfıyla 51-52.maddeleri mi ya da genel işlem koşulları gibi başka bir hukuki gerekçe mi) ne olduğu ortaya konulmadan, bu konularda altlama faaliyetinde bulunulmadan ve varlığı kanıtlanmayan ticari teamül gerekçe gösterilerek karar verildiği anlaşılmaktadır.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, taraf vekillerinin esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca yatırılan istinaf peşin harçlarının, talep halinde iadesine,4-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.04.02.2021