Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/418 E. 2021/152 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/418
KARAR NO: 2021/152
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2018
NUMARASI: 2017/242E. 2018/1333K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ürün satışından kaynaklı bakiye alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ilamsız icra takibini başlattıklarını, davalının icra dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı itirazlarında müvekkil şirkete borcu bulunmadığını ileri sürerek borca itiraz ettiğini, müvekkili şirketin TTK’nın 1530/4. maddesinde belirtildiği şekilde ve zaman sürecinde alacağına faiz işletmek hakkına sahip olduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek, İstanbul … icra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yapılan tüm itirazların iptali ile takibin devamına, %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının davalı şirketten bir alacağı olmadığından icra takibine itiraz ettiklerini, kabul anlamına da gelmemek üzere, tarafların ticari defterlerinde yapılacak incelemelerden de şayet davacı yanın bir alacağı ortaya çıkarsa bu miktarın davacı yanın takip yapmış olduğu miktar kadar olmadığını, bu nedenle yapılan takipteki borca itiraz edildiğini, yapılan takipte borçla birlikte faize de itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesinde müvekkili şirketin TTK’nın 1530/4. maddesine göre temerrüde düştüğünden faiz de ödemek zorunda olduğunu iddia ettiğini, taraflar her ne kadar birbirlerine fatura kesmekte iseler de esas çalışma şekilleri cari hesap şeklinde olduğunu, tarafların defter ve belgelerinde de görüleceği üzere taraflar cari hesap şeklinde çalışmakta, kesilen fatura ve belgelerin bedelleri cari hesap şeklinde peyder pey ödendiğini, yani davacının kesmiş olduğu her fatura tek başına ödemeye konu olmadığını, zaten davacının da yapmış olduğu takipte hangi faturaya dayalı bir alacak olduğunu belirtmeden alacak sebebine “bakiye fatura bedeli” şeklinde yazarak belirli somut bir fatura alacağından bahsetmediğini, bu nedenle cari hesap alacağına dayanan fatura alacağına fatura tarihinden değil, ancak takibin müvekkili şirkete tebliğ edildiği tarihten itibaren faiz işletilebileceğini belirterek, davanın reddine, % 20 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmamakta olup, davalının 1530/4a-b maddeleri uyarınca temerrüde düşmesi söz konusu olmadığı ve davalı adına takip öncesi keşide edilen ayrıca bir ihtar bulunmadığından temerrütün takip ile başladığı kanaatine varılmışır. Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasıyla başlatılan takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 91.023,90 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına (yıllık %9.75 i geçmemek kaydıyla), davalının likid ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20’si oranında hesaplanan 18.204,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; İlk derece mahkemesi kararında 6102 sayılı TTK’nın 1530/4. maddesi uyarınca somut olayda temerrüdün oluşması için taraflar arasında sözleşme bulunması gerektiği belirtilmekle bu yönde değerlendirmenin açıkça anılan madde düzenlemesine aykırı olduğunu,
TTK’nın 1530. maddesinde yer alan ifadeyle “mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde” para borcunun ifa edileceği tarih belirli veya kesin vade biçiminde belirlenmemişse kural olarak faturanın borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda ayrıca ihtara gerek olmaksızın borçlunun temerrüde düşeceğinin düzenlendiğini, davalı şirkete dava konusu ürünlerin teslim edildiğini ve bu mal teslimine istinaden düzenlenen faturaların tebliğ edildiğini, bu hususlarda davalı tarafında bir itirazı olmadığını, müvekkili şirketin TTK’nın 1530/4. maddesinde belirtildiği şekilde ve zaman sürecinde alacağına faiz işletmek hakkına sahip olduğunu, TTK’nın 1530/4-a maddesinde borçlunun yasada belirtilen sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılacağının ve alacaklının faize hak kazanacağının açıkça düzenlendiğini,
İlk derece mahkemesi kararındaki ”faize yönelik ( %9.75 i geçmemek kaydıyla) …” şeklindeki kararının talebe ve yasal düzenlemeye açıkça aykırı olduğunu, takip talebinde değişen oranlarda avans faizi talebi olduğunu, mahkemenin avans faiz oranını bu şekilde sınırlandırmasının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin faturalı açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabul- kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 1530. maddesinde yer alan düzenlemeler, tedarik sözleşmelerine ilişkin olduğundan somut olayda taraflar arasında tedarik sözleşmesi bulunduğuna dair iddia ve belge sunulmadığından, davalının temerrüt tarihinin bu yasal düzenlemeye göre belirlenmesi mümkün görülmemiştir. TBK’nın 117. maddesi uyarınca “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlenmişse, bu günün geçmesiyle…borçlu temerrüde düşmüş olur” şeklinde düzenleme mevcuttur. Somut uyuşmazlıkta takipten önce ihtar gönderilerek davalının temerrüde düşürüldüğü de kanıtlanmadığından, davacı vekilinin işlemiş faize ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak, davacı vekili icra takip talebinde avans faiz oranını göstermiş olmakla birlekte, faizdeki muhtemel değişen oranlara ilişkin talep hakkını saklı tutmuştur. Bu sebeplerle ilk derece mahkemesince faizin % 9.75 oranını geçmeyecek şekilde sınırlandırılması hukuka aykırı olmakla, davacı vekilinin bu konuya ilişkin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının faiz yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının faiz yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine bu doğrultuda; 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takip dosyasıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 91.023,90 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Asıl alacak tutarına, icra takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar, 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre belirlenecek oranda temerrüt faizi yürütülmesine, 3-Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, alacağın %20’si oranında belirlenmiş olan 18.204,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.217,84- TL. Harçtan peşin alınan 1.544,82-TL. harcın mahsubu ile bakiye 4.673,02-TL. harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 10.031,91 TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Reddedilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca belirlenen 4.407,38 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan 1.576,22 TL ilk gider, 99,20 TL tebligat ve müzekkere gideri ile 750 TL bilirkişi ücreti olmak üzere, toplam 2.425,42 TL. yargılama giderinin, red ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,54 TL’lik kısmının davalıdan tahsili davacıya verilmesine, 8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avanslarının iadesine, 9-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 44,40 TL peşin istinaf karar harcının talep halinde iadesine, b-Davacı tarafça harcanan 121,30 TL istinaf başvuru harcı gideri ile 31,50 TL posta giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 10-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 11-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11.02.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinafa konu edilen kısmın değerine göre karar kesindir.