Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/415 E. 2021/148 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/415
KARAR NO: 2021/148
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2018
NUMARASI: 2016/1163E. 2018/1059K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; sigortalı … A.Ş.’nin maliki olduğu … model … Makinasının müvekkili … sigorta şirketi tarafından makina kırılması sigorta poliçesi kapsamında sigortalandığnı, 20.11.2015 tarihinde makina operatörü …’un sevk ve idaresindeki sigortalı konteyner taşıma makinası ile içinde davalı … Şti.’ne ait malzemenin bulunduğu konteyneri taşıdığı esnada söz konusu konteynerin düştüğünü ve sigortalı makinada hasar oluştuğunu, yapılan ekspertiz incelemesi sonucu düzenlenen raporlarda işletmede meydana gelen hasarın konteynere yüklenen mermer bloklarının konteyner taşınabilir ağırlık sınırının üzerinde yüklenmesi neticesinde ve konteyner twisclok bağlantı alanlarının deforme olması neticesinde oluştuğunun tespit edildiğini, sigortalı makinada KDV dahil toplam 13.058,44 TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, makinanın servis istasyonuna verilerek tamirin gerçekleştiğini ve servis istasyonu (… Makina) tarafından makinanın tamirine ilişkin fatura bedelinin sigortalısına ödendiğini, müvekkilinin TTK’daki halefiyet hükmü uyarınca ödemiş olduğu hasar bedelini, hasarın meydana gelmesinde sorumlu olanlardan rücuen talep etme hakkına sahip olduğunu belirterek; 13.058,44 TL alacağın, sigortalıya ödeme tarihi olan 22.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekilinin 25.05.2017 havale tarihli olup inkar kapsamında değerlendirilmesi gereken cevap dilekçesinde; hasarın iddia edildiği şekilde konteyner yükünün, öngörülenden 170 kg daha fazla olmasından kaynaklanması mümkün olmadığını, toplam ağırlık içindeki bu farkın küçük bir fark olduğunu, konteynerin düşmesinin sebebinin konteynerdeki arıza olup bu arızadan konteyner sahibinin sorumlu tutulabileceğini, konteynerin üzerindeki açıklamaya göre, konteynerin yük kapasitesinin 30.480 kg olduğunu, müvekkilinin yaptığı yükleme sonucu ise 170 kg’lık bir fazlalık bulunduğunun iddia edildiğini, bunun çok küçük bir fark olup konteynerin düşmesine sebebiyet vermeyeceğini, eksper raporundaki tespitinin tek taraflı ve sübjektif olduğunu, konteyner içi ağırlık yüklemesinin liman yetkilileri tarafından tartılıp yapıldığını, müvekkilinin bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça sigortalısına ait … makinesinin 20.11.2015 tarihinde makina operatörü …’un sevk ve idaresindeki sigortalı konteyner taşıma makinası ile içinde davalı … Şti’ne ait malzemenin bulunduğu konteynırı taşıdığı esnada söz konusu konteynırın düştüğünü ve sigortalı makinada hasar oluştuğunu, yapılan ekspertiz incelemesi sonucu düzenlenen raporlarda işletmede meydana gelen hasarın konteynıra yüklenen mermer bloklarının konteynır taşınabilir ağırlık sınırının üzerinde yüklenmesi neticesinde ve konteynır twisclok bağlantı alanlarının deforma olması neticesinde oluştuğunun tespit edildiği iddiasıyla makineden meydana gelen hasarın davalıdan tahsili amacıyla iş bu dava açılmışsa da bilirkişi heyetince yapılan inceleme sonucu hasarın davacının iddia ettiği gibi davalıya ait yük fazlalığından kaynaklandığının ispat edilemediği, bilirkişilerce yapılan teknik değerlendirmeye göre %0,5577’lik yük fazlasının düşmeye sebep olmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddi gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Hasarın nedeni ilk derece mahkemesince aksi iddia edilen istiap haddinin aşılmış olmasından kaynaklandığını, mahkemenin gerekçeli kararında dayanmış olduğu bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını ve denetime elverişli olmadığını, Dosya kapsamında alınan tüm raporlarda dikkate alınan husus konteynerin taşıma kapasitesi olduğunu, somut olayda dikkate alınması gereken konteynerin taşıma kapasitesi değil, müvekkili şirkete sigortalı iş makinesinin konteyner ve içindeki emtialar ile birlikte yekün taşıma kapasitesi olduğunu, Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarını tanzim eden heyette istiap haddinin aşılıp aşılmadığını tespit edecek taşıma konusunda uzman bir bilirkişi bulunmamadığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23.09.2014 tarihli 2013/12439E. 2014/14318K. Sayılı ilamının eksik incelemeye yönelik emsal nitelikte olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı sigorta şirketi tarafından makine kırılması sigortasıyla sigortalanan … aracının, davalıya ait yükün içinde bulunduğu konteynerin düşmesi sonucu hasarlandığı, bu hasar bedelinin sigortalıya ödendiği, davalının konteynere istiap haddinden fazla yük yüklenmesi sebeyile bu hasardan sorumlu olduğu iddiasıyla, TTK’nın 1472. maddesi uyarınca halefiyet hükümlerine göre açılmış bir rücuen tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriYLE ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, müvekkili sigorta şirketi tarafından makine kırılması sigortasıyla sigortalanan … makinesinin, davalıya ait emtianın içinde bulunduğu konteyneri kaldırdığı sırada konteynerin düşerek stacker makinesine zarar verdiğini, bu olayın konteynerin istiap haddinden daha fazla yük konulmasından kaynaklandığını, bu nedenle konteynerin içindeki yükün sahibi olan davalının sorumlu olduğunu iddia etmektedir. Dosyada yer alan sigorta ekspertiz raporunda; ” … 20.11.2015 tarihinde operatör … yönetiminde … seri nolu … model … araç 3.sırasındaki dolu konteyneri alarak, yürüyüş halindeyken konteynerin düşmesi neticesinde, makinanın spreader twislock pil mekanizmasında, eğilme ve kasıntı oluştuğu, makinanın ön sol çamurluk ve üzerindeki bulunan ayna, far ve sol basamak hasarlı olduğu görülerek değişmesi gerekmektedir. ” şeklindeki sigortalı beyanına göre yaptığı inceleme sonucunda, ” … İlgili hasarda konteynerin içine yüklenen ürün ağırlığının konteyner istiap haddini aşması neticesinde oluştuğu tespit edilmiştir. Bu çerçevede konteynere yüklenen ürün sahibi firmaya rücu imkanımız bulunmaktadır. ” şeklinde tespit yapıldığı anlaşılmaktadır. Sigortalı şirket çalışanlarının düzenlediği 20.11.2015 tarihli tutanakta; konteynerin düşmesi sonucu makinede oluşan hasara ilişkin tespitler yapıldığı, hasarın sebebi hakkında bir değerlendirmeye yer verilmediği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle keşfen bilirkişi incelemesi yapılması istenilmiş, Antalya 1.ATM’nin 2017/80 talimat sayılı dosyası üzerinden keşfen yapılan inceleme sonucunda, makine mühendisleri ve sigorta bilirkişisinden oluşan üç kişilik heyetten 30.11.2017 havale tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişiler, bu keşif sırasında hasarlanan stacker makinesini incelemiş, konteynerin mahallinde olmadığını belirlemiş ve sonuç olarak; konteyner içerisindeki mermer blokların net ağırlığının 30.650 kg olduğu, konteynere yüklenen yükün ağırlığının ise bundan 170 kg daha fazla olduğu, yani farkın %0,05577 olduğu, bu farkın istiap haddinin toplam miktarının yanında ihmal edilebilir bir fazlalık olduğu, bu fazlalığın konteynerin düşmesine sebebiyet vermeyeceği, konteyerin düşme sebebinin ise stacker makinesinin kaldırma aparatının twislock pim mekanizmasındaki malzeme yorulmasına bağlı gelişmiş olabileceği tespitleri yapılmıştır. Davacı iş bu davadaki tazminat talebini münhasıran, davalıya ait mermer emtiasının bulunduğu konteynerin, konteyner üzerinde yazılı istiap haddinden 170 kg daha fazla yüklendiği ve bunun konteynerin düşmesine sebebiyet verdiği iddiasına dayandırmıştır. Bilirkişi kurulunca da belirtildiği üzere, her ne kadar konteynerin istiap haddi 170 kg aşılmış ise de toplam istiap haddi olan 30.650 kg yanında 170 kg fazlalık oldukça önemsiz bir fark olup bu nedenle konteynerin düştüğünden söz etmek oldukça güç görünmektedir. Bu husus üç kişilik bilirkişi kurulunca açıkça ortaya konulmuş ve esasen stacker makinesinin yük kaldırma kapasitesinin, kaldırılan konteynerin ağırlığından çok daha fazla (en az 42.000 kg) olduğu da dikkate alındığında, 170 kg’lık farkın oldukça önemsiz bir fark olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi kurulu, teknik olarak bu hasarın sebebinin, istiap haddinin küçük bir miktar olan 170 kg aşılması olmayacağı, sigortalı makinenin kaldırma aparatının mekanizmasındaki malzeme yorulmasının olabileceği tespitini yapmıştır. İlk derece mahkemesindeki alınan bilirkişi raporundaki teknik tespitler gerekçeli ve denetime elverişlidir. Sigorta eksperi tarafından hasar nedeni olarak gösterilen 170 kg’lık ağırlık farkının düşmeye neden olacağına dair teknik ve denetlenebilir bir gerekçe içermemektedir. Dolayısıyla, mahkemece alınan bilirkişi raporundaki tespitlerin hüküm vermeye elverişli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekili istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 6-Karar kesinleştikten sonra, dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11.02.2021 tarihinde, oy çokluğuyla ve kesin olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinafa konu edilen avukatlık ücretinin değerine göre karar kesindir.
KARŞI OY Somut olayda dava dışı sigortalıya ait … makinesi, davacı şirket tarafından sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alınmakla; davalı şirkete ait yükün bahsi geçen stacker makinesi vasıtasıyla kaldırılmak suretiyle konteynere yüklenerek taşımaya konu edilmesi esnasında konteynerin düşmesi neticesi stacker makinesinin zarar gördüğü iddia edilmektedir. Davacı ,dava dışı sigortalının zararını gidermekle eldeki dava ile halefiyet ilkesi gereği hadise esnasında konteynerin içindeki yükün maliki konumundaki davalıya rücu etmiştir. Davacı, davalı tarafından yükün istiap haddi aşılmak suretiyle yüklendiğini ve bu sebeple davaya konu stacker makinesinin konteyneri kaldırması esnasında sözkonusu hadisenin meydana geldiğini ve sonuç olarak dava dışı sigortalıya ait stacker makinesinin hasarlandığını iddia etmektedir. Dosya içerisindeki ekspertiz raporu hasarın esas sebebini istiap haddinin aşılmış olmasına dayandırmış buna rağmen yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarında konteynerin düşme sebebinin; stackerin konteyneri kaldırma aparatının twislock prim mekanizmasındaki malzeme yorulmasından kaynaklandığı, istiap haddindeki %0,55 oranındaki aşılma miktarının mevcut hasara sebep olamayacağı sonucuna ulaşılmış, ek raporun da kök raporla benzer mahiyette olduğu görülmüştür. Ancak” …in konteynerin kaldırma aparatının twislock prim mekanizmasındaki malzeme yorulmasının” neden kaynaklandığı hususunda herhangi bir açıklama getirilmemekle; tespit edilen malzeme yorulması neticesi ortaya çıkan hasara ilişkin kusurun irdelenmesi bilirkişilerce hiç bir şekilde yapılmadığından bu husus ispata muhtaçtır. Zira bu noktada taraflar arasında müterafik kusura ilişkin hususların da tartışılabilirliği gündeme gelebilecektir. Dava dışı sigortalıya ait dava konusu makinenin bir parçasında malzeme yorulması olduğu bilirkişilerce belirlenmiştir. Ancak malzeme yorulması için belli bir süreç gerekmekle, somut olay açısından sürecin bu şekilde sonuçlanıp hadise anında etkisini göstermesinde istiap haddinin bilirkişilerce tespit edildiği oranda aşılmasının etkisinin bulunup bulunmadığı irdelenmelidir. Davalı konteyner içi ağırlık yüklemesinin tartılmak suretiyle liman yetkilileri tarafından yapıldığını, müvekkilinin bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını öne sürmüş olmakla, somut uyuşmazlıkta ağırlık yüklemesinin hangi esaslara göre ve kim tarafından yapılmış olduğu konusundaki belirsizlik dahi giderilmeden eksik inceleme ile davanın reddi yoluna gidilmiştir. HMK’nın 353/1.a.6. maddesindeki düzenlemeye göre, ilk derece mahkemesince, dosya kapsamındaki mevcut ekspertiz raporu ve bilirkişi raporları arasında çelişki giderilmeden, hasarın niteliği ve hasarın meydana gelmesindeki kusur oranları net olarak ortaya koyulmadan hukuka aykırı şekilde karar verilmiştir. Hasara dava konusu stacker makinesine ait bir parçadaki ”malzeme yorulması” şeklinde tanımlanan zafiyetin sebep olduğu belirlenmekle istiap haddinde tespit edilen aşılma tek başına hadisenin oluşmasında etkili olmasa da az yukarıda bahsi geçtiği üzere istiap haddinin belirlenen şekilde aşılmış olmasının ” malzeme yorulmasına” etkisi hiç bir şekilde değerlendirilmeden dolayısıyla müterafik kusur hususu irdelenmeden karar verilmiştir. Yukarıda anlatılanlar ışığında; konteyner taşımacılığı konusunda uzman bir bilirkişinin de dahil olduğu bir heyetten halen imkan dahilindeyse hasarlı stacker makinesi başında inceleme yapmak suretiyle rapor alınarak bahsi geçen eksikliklerin giderilmesi suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Bahsi geçen sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden sayın çoğunluğun kararına muhalifim.