Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/410 E. 2021/281 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/410
KARAR NO: 2021/281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2016/1059E. 2018/1171K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirketin, önceden davalı adına mobil hat ve benzeri hatların satışını yaptığını, davalı ile imzalanan 15.06.2005 tarihli sözleşmenin davalı tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden haksız olarak feshedildiğini, müvekkil şirketin fesih nedeni ile yüksek miktarlarda zararının olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme feshedilmeden önce yaptığı çalışmalar neticesinde davalı şirkete çok miktarda yeni abone kazandırdığını, davalı tarafından davacıya gönderilen 31.08.2007 tarihli faturasız Hat Prim sistemi, Faturalı Hat Prim Sistemi ve Faturasız ve Faturalı Hat Sistemlerindeki Ortak Prim Kalemleri başlıklı duyuruda bayilerin yapacağı aktivasyon, fatura ödemesi alma, anahtar kart, sabit gider desteği vb. işlemlerinde bayilere belli oranların hesaplanarak fon primi adı altında ödeme yapılacağının belirtildiğini, ancak müvekkilinin hak etmiş olduğu fon primlerinden ve hasılatlardan davalı şirket tarafından 2007 yılından başlamak üzere değişik tarihlerde sessiz hat kesinti bedeli, eksik ve gelmeyen evrak kesinti bedeli, bayi pc teknik destek kesintisi, devir cezası, hatalı işlem bedeli vb. adlar altında müvekkil şirketten haksız yere ceza kesintileri yapıldığını, alınan bedellerin tutarlarının 2007 yılından haksız olarak bayilik sözleşmesinin feshedildiği tarih olan 2011 yılına kadar 92.700,00 TL’ye ulaştığını, davalı şirketin abonelik işlemine ait olduğu belirtilmemiş olup sadece sessiz hat kesinti bedeli vb. gibi muğlak ifadelere yer verdiğini belirterek, davalı tarafından haksız olarak tahsil edilen ceza tutarı toplamı olan 92.700,00 TL’nin, sözleşme fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; 15.06.2005 tarihinde akdedilen davaya konu bayilik sözleşmesinin istanbul … Noterliğinin 23.09.2011 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin 35/3. maddesi uyarınca, müvekkili şirket tarafından fesih öneli bildirilmek suretiyle usulüne uygun şekilde feshedildiğini, fesih olgusunun beş yıllık sözleşme süresinin dolmasından sonra uzayan dönemde gerçekleştiğini, söz konusu 133 kalem ceza kesintisi için keşide edilen faturalara itiraz edildiğine dair herhangi bir evrakın dosyaya sunulmadığını, davacının bayilik sözleşmesinin 41. maddesi gereğince sözleşmenin eki sayılan duyurulara aykırı hareket etmiş olması nedeniyle hak edişinden kesinti yapıldığını, bunun yanında birçok kesinti kaleminin ise esasında davacının iddia ettiği sekliyle ceza mahiyetinde olmadığını, vergi dairesine müzekkere yazılarak ya da davacının ticari defterlerinin kontrol edilerek davacının eğer varsa gerçek zararının tespit edilebileceğini belirterek, davanın esastan reddine ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki 15/06/2005 tarihli sözleşme ile davacı, davalının bayisi olmuş akabinde davalı 23/09/2011 tarihli ve … yevmiye nolu İstanbul … Noterliğinden gönderdiği ihtarname ile bayilik sözleşmesini feshetmiştir. Davacı feshin geçersiz olduğunu, kendisinin kusurundan kaynaklanmadığı halde, davacıdan tahsil edilen 92.700,00TL’lik cezanın iadesini talep etmiştir. Davamızın konusu davalının bayilik sözleşmesinin feshi ve kesilen cezaların haklı sebebe dayanıp dayanmadığı, akabinde de kesilen bu cezaların davacıya iadesinin gerekip gerekmediğidir. Davacının ticari defterleri, davalının sistem kayıtları, faturalar ve dosyadaki belgeler üzerinde bilirkişi heyetine teknik inceleme yaptırılmış ve alınan rapor denetime elverişli olduğundan Mahkememizce kabul edilmiştir. Davalının sistem kayıtlarına her iki tarafta dayandığı için bu kayıtlar incelendiğinde, davalının cezai işlemleri ve kesinti uygulamaları taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğundan davacının davalıdan bakiye alacağı bulunmadığından davanın reddi gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla; Karara esas alınan 28.09.2018 tarihli teknik bilirkişi raporunun içerik kısmı ile sonuç kısmı arasında bariz bir çelişki mevcut olduğunu, taraflarınca ilgili bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen itirazlarının kabul görmediğini, ilk derece mahkemesinin teknik bilirkişi raporunun içerik kısımlarını göz ardı ettiğini ve raporun sonuç kısmına istinaden davanın reddine karar verdiğini, Davalı kurumun tek taraflı keyfi kesintiler ile davacı müvekkilini zarara uğratmış olduğunu, Davalı kurumun müvekkili firmaya herhangi bir sahtecilik eğitimi vermediği halde sanki eğitim vermiş gibi bir durum yaratarak kötü niyetli hareket ettiğini,
Bilirkişilerce yapılan tüm bu tespitlere rağmen bilirkişilerin değerlendirme ve sonuç kısmının 2. ve 3. maddeleriyle bahsi geçen tespitlerinin tam aksi kanaatte görüş bildirmiş olduklarını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında önceden mevcut olan bayilik sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak mahsup yoluyla davacı şirket alacağından yapıldığı söylenilen kesintilerin tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki …. Bayilik Sözleşmesinin incelenmesinde; … Ltd.Şti.’nin bayi sıfatının olduğu, sözleşmenin ”Abonelik işlemleri ve müşteri şikayetleri” başlıklı maddesinde; bayinin abonelik başvurularını kabul ederken ve işlemlerini yürütürken aboneden alınması gereken tüm bilgi ve belgelerin tamlığını ve doğruluğunu kontrol etmek, gizliliğini korumakla yükümlü olduğunu, sözleşmenin 10.2.maddesinde; aboneden alınması gereken bilgi ve belgelerde tahrifat, yanlışlık, eksiklik olması ya da belgelerin sahte olması, aboneye ait bilgilerin gizliliğinin ihlali durumunda …’nın ve 3.kişilerin bu nedenle uğrayacağı zararlardan …’nın kendisine bildirdiği prosedür çerçevesinde bayinin sorumlu olacağı, …’nın zarar tutarını bayiye ödenecek primlerden kesmek, bayinin teminat mektubundan hiçbir ihbara gerek kalmaksızın tahsil etmek ve/ veya bayinin sözleşmenin derhal feshetme hakkına sahip olduğunu, sözleşmenin 10.4. maddesinde; bayinin … tarafından talep edilecek her türlü belge ve bilgiyi … tarafından bildirilecek süre içerisinde ve formatta …’ya ulaştırmakla yükümlü olduğu, bayinin …’nın ve üçüncü kişilerin bu nedenle uğrayacağı zararlardan …’nın kendisine bildirdiği prosedür çerçevesinde sorumlu olacağı, …’nın bu durumda zarar tutarının bayiye ödenecek primlerden kesmek, bayinin teminat mektubundan hiçbir ihbara gerek kalmaksızın tahsil etmek ve/veya bayinin sözleşmenin derhal feshetme hakkına sahip olduğunu, sözleşmenin 10.5. maddesinde, bayinin …’nın belirlediği ve kendisine yazılı olarak bildirdiği tarifeler ve abonelik türleri dışında hiçbir abonelik vaadinde bulunamayacağı, …’nın ilan ettiği tarifelerde belirtilen rakamlar dışında aboneden hiçbir nam altında ilave ücret komisyon talep edemeyeceği, sözleşmenin ”3.kişilere verilecek zararlardan sorumluluk” başlıklı 12.maddesinde; bayinin sözleşme konusu faaliyetleri ifa ederken … veya 3. kişileri zarar vermesi durumunda bu zararı tazminle yükümlü olacağı düzenleme altına alınmıştır. Sözleşmenin feshi başlıklı 35.maddesinin 1.bendinde, bayinin iş bu sözleşmenin 38. maddesinde belirtilen mücbir sebep halleri dışında iş bu sözleşme kapsamında belirlenmiş olan yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmemesi halinde … yazılı olarak bildirmek kaydıyla iş bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkına sahip olduğuna dair düzenlenme yapıldığı görülmektedir. Söz konusu maddenin 3. bendinin incelenmesinde; …’nın 30 takvim günü öncesinden yazılı olarak bildirmek kaydıyla her zaman iş bu sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki 15.06.2005 tarihli sözleşme ilişkisinin davalı tarafından 23.09.2011 tarihli ve … yevmiye nolu İstanbul … Noterliğinden gönderilen ihtarname ile feshedildiği anlaşılmaktadır. İhtarnamenin içeriğinden, sözleşmenin feshi başlıklı 35/3. maddesine atıf yapılarak bu madde kapsamında sözleşmenin devamının uygun görülmemesi sonucu iş bu ihtarnamenin keşide edilerek sözleşmenin feshi yoluna gidildiği anlaşılmaktadır. Bahsi geçen ihtarnamede söz konusu fesih işleminin ihtarnamenin karşı tarafa tebliğ tarihinden itibaren 30. günün sonunda hüküm ifade edeceği belirtilmekle bu bağlamda keşideci …’nın davacıya göndermiş olduğu bahsi geçen ihtarname ile aradaki bayilik ilişkisinin usulüne uygun şekilde sona erdirdiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/54 talimat sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda, … ve … İletişim arasındaki ticari ilişki kapsamında dava konusu haksız yere tahsil edildiği iddia edilen ceza tutarı kesintileri 2007,2008,2009,2010,2011 yıllarına ilişkin olarak incelenmiş, davacının 2007, 2009, 2010,2011 yılları yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, bu sebeple usulüne uygun olmadığı tespit edilmiştir. Davacı vekilinin 2008 yılına ilişkin ticari defterleri bilirkişi incelemesine sunmadığı, sonuç olarak, dava konusu haksız yere tahsil edildiği iddia edilen ceza tutarı kesintileri ait belgelerin davacının usulüne uygun tutulmamış olduğu ticari defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan 18.09.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davalı taraf ticari defterlerini sunmayıp, sadece davalı yanın ticari defterlerinin noter tasdiklerini ihtiva eden sayfalarının fotokopileri ile davalı nezdindeki davacıya ait cari hesap ekstresi sunulmakla bilirkişi raporunun cari hesap ekstresi incelenmek suretiyle hesaplandığı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiş, davalının 06.11.2008 tarihli, 27.06.2008 tarihli, 06.05.2008 tarihli, faturasız hatlara yönelik eksik evrak statüsündeki eksik evrak listesini ibraz etmiş olduğu anlaşılmakla, davacı tarafından davalı adına 2007 yılında 24 fatura karşılığında 4.682,07 TL, 2008 yılında 39 fatura karşılığında 15.079,15 TL, 2009 yılında 28 fatura karşılığında 5.984,11 TL, 2010 yılında 23 fatura karşılığında 59.433,16 TL ve 2011 yılında 18 fatura karşılığında 7.613,27 TL olmak üzere toplam 92.297,85 TL tutarında 132 adet muhtelif içerikli fatura tanzim edildiği yönünde tespit yapılmakla, davacının talep ettiği söz konusu faturaların 90.876,08 TL tutarındaki 128 adedinin davalı kayıtlarına zaten işlendiği, 1.421,77 TL’lik farkın irdelenmesinde; 426.15 TL tutarında davalı kayıtlarına işi olmayan faturaların bulunduğu, geri kalan 906,52 TL tutarı yönünden ise, davacı tarafından talep edilen faturanın mükerrer olarak hesaplanır talep edilmesinden kaynaklandığı, davalının davacıya sonuç olarak davaya konu fatura bedellerinin davacı tarafından davalıya ödendiği kanaatine varılmıştır. Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede; davacının 2007 yılından başlamak üzere esasen hak etmiş olduğu fon prim ve hasılatlarından davalı tarafından değişik tarihlerde sessiz hat kesinti bedeli, eksik ve gelmeyen evrak kesinti bedeli, bayi PC teknik destek kesintisi, devir cezası, hatalı işlem bedeli adı altında yapmış olduğu kesintilerin haksız olduğu yönündeki iddiası karşısında; davalının, sözleşme gereğince ödemesi gereken davacı alacağını, tek taraflı iradeyle mahsup işlemini gerçekleştirip faturaya bağlayarak bu faturaları davacıya tebliğe göndermiş olduğu, davacı tarafça sözkonusu faturalara yönelik bir itirazda bulunulmadan faturaların ticari defterlerde kayıt altına alındığı, uygulamanın bu şekilde devam ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin az yukarıda bahsi geçen 10.2 ve 10.4 maddelerinde yer alan düzenleme karşısında tek taraflı kesinti yapma hakkı olduğu, bu kapsamda yapılan kesintilerin davacı tarafça kabul edilerek ticari defterlere kaydedilen faturalara yansıtıldığı, bu faturalara TTK’nın 21/2.madesinde öngörüle süre içinde faturalara itiraz edilmeyerek benimsendiği ve ticari kayıtlara işlendiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesi red kararı isabetli olduğundan, davacının istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 04.03.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.