Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/41 E. 2020/985 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/41
KARAR NO : 2020/985
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2018
NUMARASI : 2016/1151 E. – 2018/620 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca müvekkilinin kendisine ait minibüs ile davalının dava dışı üçüncü kişilerden yüklenici sıfatıyla üstlendiği taşıma edimini yerine getirdiğini, sözleşme uyarınca 2015 yılı Haziran ayı ile 2016 yılı Haziran arasında taşıma yaptığını, taşıma hizmetinin büyük kısmının davalının talimatıyla dava dışı … A.Ş’ye verildiğini, alt yüklenici sözleşmesinin ücret ve ödeme başlıklı 12.1 maddesi gereği müvekkiline ödenecek günlük ücretin 150 TL+ KDV olarak belirlendiğini, verilen hizmete ilişkin faturaların düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından taşıma ücretinin bir kısmının nakden bir kısmının ise yakıt olarak ödenmesine karşılık 41.930,49 TL hak edişten 15.294,49 TL’nin ödenmemesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında asıl alacak ile işlemiş faizin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu, ileri sürerek, davalının asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 2015 yılı Haziran ayı ile 2016 yılı Temmuz ayları arasında geçerli olduğunu, ancak davacının 06.06.2016 günü bildirimsiz olarak iş bırakması nedeniyle feshedildiğini, peşin olarak olarak tahsil edilen Haziran ayına ilişkin taşıma bedelinin iade edilmediğini, fesih sonrası müvekkilinin başka bir araç temin ederek ifada bulunması nedeniyle 500,00 TL ek ödeme yapmak zorunda kalındığını, verilen hizmet karşılığı davacıya 11.378,03 TL yakıt verildiğini, 16.007.00 TL ödeme yapıldığını, … servisleri için yapılan anlaşma gereği 8 ay boyunca aylık 747,00 TL den 5.976,00 TL komisyon tahakkuk edildiğini, davalının taşıma yapamadığı günler için temin edilen ek servis ücreti olarak 8 aylık dönemde 1.395,00 TL ek servis ödemesi yapılarak toplamda 41.331,03 TL ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “.. İddia , savunma , alınan bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; taraflar arasındaki uyuşmazlığın personel taşıma sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağına ilişkin takibe itirazının iptaline ilişkin olduğu , İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 15.294,49 TL asıl alacak, 467,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.761,91 TL alacağın tahsili genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafa 14/10/2016 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği , davalı tarafından 20/10/2016 tarihinde yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu , davacı alacaklı tarafından 24/11/2016 Tarihinde yasal bir yıllık süresi içerisinde İİK 67. Maddesi gereği itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki ihtilafın özü takibe dayanak faturalar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı bulunup bulunmadığı ve bulunuyor ise bunun hangi miktarda olduğu hususlarında toplanmaktadır. Bu hususta mahkememizce bilirkişi görevlendirilerek icra dosyası, faturalar, ödeme belgeleri ve taraf defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış ve rapor aldırılmıştır. Dosyada mevcut 21/02/2018 tarihli kök ve 16/08/2018 tarihli ek bilirkişi raporlarında, taraflar arasında bir ticari ilişkinin var olduğu, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu ve tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, davacının defterlerinde davalı adına düzenlenmiş 12 adet faturanın kayıtlı bulunduğu, davacı defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 15.294,49 TL asıl alacak, 467,42 TL faiz tutarında alacaklı göründüğü, tespitlerine yer verilmiştir. Söz konusu rapor dosya içeriğine uygun bulunmuş ve mahkememizce hükme esas alınabilir kabul edilmiştir. Bu tespit ve kabuller kapsamında davacının takip tarihi itibariyle davalıdan bilirkişi raporundaki tespit gibi 15.294,49 TL asıl alacak, 467,42 TL faiz tutarında alacaklı bulunduğu takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan taraflar arasındaki bu alacağın miktarı taraflarca net olarak bilinebilecek durumda olmayıp bir yargılama faaliyetinin sonunda anlaşılabilir ve bilinebilir duruma gelmiştir. Bu itibarla mahkememizce alacak likit olarak kabul edilmemiş ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.” gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin defter ve kayıtları dikkate alınmaksızın, kayıtlar incelenmeksizin sadece davacı defter ve kayıtları incelenerek düzenlenen bilirkişi raporuna dayanarak verilen kararın hatalı olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının da bilirkişice incelerek rapor düzenlenmesi gerektiğini, mahkeme ilamı gereğince ödeme yapılması halinde davacının sebepsiz zenginleşeceğini, kararla ekonomik olarak zorda olan davalının hatalı karar sonucu yapılacak ödeme ile daha da zor duruma düşeceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, personel taşıma sözleşmesi kapsamında davacı tarafından verilen taşıma hizmeti alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında düzenlenen “Taşıyıcı Hizmet Sözleşmesi” kapsamında, davacının kendisine ait ticari araç ile davalı tarafından belirlenen taşıma işini yaptığı, yapılan kısmi ödemeler sonucu bakiye sözleşme alacağının tahsili amacıyla, davalı aleyhine başlattığı takiple taşıma hizmeti faturalarından kaynaklanan 15.249,49 TL asıl alacak ile 467,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.761,91 TL’nin tahsilinin istendiği, davalı vekilinin borç ve ferilerine itirazı sonucu takibin durduğu, itiraz ile eldeki itirazın iptali davasının yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf başvurusunda, müvekkiline ait ticari defter ve belgelerin incelenmediğini ileri sürmüştür. Dosya kapsamından, mahkemece taraf teşkilinin sağlanarak yargılamanın yapıldığı, ön inceleme duruşmasına davalı vekilinin katılmadığı, mahkemece uyuşmazlığın tespit edilerek eksik delillerin sunulması için taraflara süre verildiği, tahkikat aşamasına geçilmesine ilişkin duruşma tutanağının davalı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır. 27.11.217 tarihli ara kararla taraf defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla incelenmesine karar verildiği, inceleme gününün belirlenmesine ilişkin ara kararın 07.12.2017 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiği, incelemeye ilişkin ara kararda inceleme günü olarak belirlenen 29.12.2017 günü saat 14:00 da incelemenin yapılacağı, ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde defterlerin ibrazından kaçınılmış sayılacağının ihtar edildiği görülmüştür. İnceleme tarihinde, davalı yanın ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, ibraz edilen davacıya ait ticari defter ve beleler ile dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilerek bilirkişi raporunun düzenlendiği, rapora göre davacı alacağının 13.945,46 TL olduğu görülmüştür. Bilirkişi raporunun HMK’nun 281.maddesi gereğince taraflara tebliğ edildiği, davalı vekilinin 05.03.2018 tarihinde tebliğ edilen rapora karşı itiraz veya beyanda bulunmadığı, davacı vekilinin itirazı üzerine bilirkişiden alınan 18.08.2018 tarihli ek raporda, davacının 15.294,49 TL asıl alacağının bulunduğunun belirlendiği, tebliğ edilen ek rapora karşı da davalı vekilince herhangi bir beyan ve itiraz sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından, verilen hizmete ilişkin faturaların düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edildiği, davalı yanca cevap dilekçesinde bildirilen ödeme kapsamında verilen ek servis ve komisyonlar ile davacının kabulünde olmayan yakıt ödemelerine ilişkin herhangi bir kanıt sunulmadığı, ticari defter ve belgelerin davalı yanca ihtara rağmen sunulmaması nedeniyle davalının soyut ödeme ve mahsup itirazının kabul edilemeyeceği, mahkemece hükme esas alınan raporda, nakdi ve yakıt temini suretiyle yapılan ödemelerin sözleşme bedelinden mahsubu sonrası bakiye sözleşme bedelinin belirlendiğinden, mahkemece belirlenen alacağın hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı tarafından ileri sürülen diğer ödeme ve mahsup kalemlerinin davalı tarafından ispat edilmemesi, bunlara ilişkin hiç bir kanıt sunulmaması karşısında davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 madesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 544,76 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 01/10/2020