Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/409 E. 2021/150 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/409
KARAR NO : 2021/150
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI: 2015/561E. 2018/539K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili Bankanın Kaynarca şubesi ile davalı … A.Ş. arasında 11.01.2010 tarihinde 400.000 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, işbu krediye diğer davalılar … ile …’in kefil olduklarını, hesabın kat edildiğini, tazmin edilen teminat mektubundan borçlu olunan 3.523,04 TL nakdi alacak ile üç adet çek için banka taahhüt tutan olan 1.980.TL’nin faiz getirmeyen bir hesapta 24 saat içinde depo edilmesinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen borç ödenmeyince alacağın tahsili amacıyla davalı – borçlular hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 29.09.2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların borca ve takibe itiraz ettiklerini belirterek, fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının borca, faize ve sair kalemlere yönelik itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 oranından aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini istemiştir.Davalı … vekili savunmasında özetle; müvekkilinin davacı bankada … ve … numaralı iki mevduat hesabı bulunduğunu, davacı bankadan herhangi bir nakit kredi alınmadığını, olmayan bir krediye kefaletin sözkonusu olmayacağını, ancak asıl borçlu … A.Ş. lehine ve Turizm Bakanlığına hitaben 7.000 TL’lik teminat mektubu alındığını, müvekkili … alacaklı bankaya yukarıdaki mevduat hesaplarından mektup bedelleri ile masrafları kadar nakit blokajında bulunduğunu, bu nedenle teminat mektubu bedelinin buradan ödenmiş olduğunu, teminat mektubunun 3.476,96 TL’lik kısmının ödendiğini, bakiye kalan 3.523,04 TL tutarın ise çözülmediğini, öte yandan 1.980 TL’lik çek bedellerinin ödenmediğini, bundan dolayı banka talebinin yerinde olmadığını ileri sürmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Kefillerden …’in davacı banka nezdindeki hesabındaki bakiye 1536,18 TL.nin 3476,96 TL.den mahsup edilmesi ile davalıların davacıya teminat senedinden dolayı bakiye 1940,78 TL borçlarının bulunduğu, ayrıca, sözleşmede kefilin sorumluluğunu düzenleyen maddede gayrinakit çek kredisi bakımından herhangi bir husus yer almadığı, bu nedenle gayrinakit çek kredisi için 1980,00 TL çek sorumluluk bedelinden kefil olan davalıların sorumlu tutulamayacağı, Bu durumda davalıların davacı bankaya karşı asıl alacak olarak 1940,78 TL ile sorumlu oldukları, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 108,47 TL, BSMV.nin ise 5,45 TL olduğu ve takibin bu miktarlar üzerinden devam etmesi gerektiği, 22/03/2016 tarihli bilirkişi raporu ile ek raporda farklı miktarda alacak tespit edilmiş ise de, bilirkişi … tarafından tanzim edilen raporda taraf beyan ve itirazları ile önceki raporlar da değerlendirildiğinden ve gerekçeli olduğunun üstünlük tanımak gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davalılar itirazların kısmen haklı oldukları dikkate alınarak icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Fakat davacı 7039,22 TL bakımından dava açmakta haklı olmadığı, sözleşme yer almayan alacak kalemi ile teminat mektubunun kullanılmayan bakiye bedelini ve nezdinde blokeli bulunan miktarı icraya koyması nedeniyle davalılar lehine tazminat koşullarının oluştuğu anlaşıldığı gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 1940,78 TL asıl alacak, 108,47 TL işlemiş faiz, 5.45 TL BSMV bakımından devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40 oranında faiz uygulanmasına, icra inkar tazinati talebinin reddine,7039,22 TL’nin %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Bilirkişi raporlarında da yer aldığı üzere davalı şirketin Kültür ve Turizm Bakanlığına hitaben kullanmış olduğu 7000 TL’lik teminat mektubunun 3.476,96 TL tutarındaki kısmının nakde dönüştüğünü, raporda yer alan ve blokeli olan kısmın ise üzerinde haciz bulunduğunu, blokenin kaldırılmasının mümkün olmadığını, mektup aslı borçlu tarafından teslim edilmeden borcun sona ermiş sayılamayacağını,İkinci bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, ancak mahkemece ikinci rapora üstünlük tanındığını,İlk derece mahkemesince, ödenmemiş 1940,78 TL alacağın varlığının tespit edildiğini, ancak bu yönden icra inkar taleplerinin kabul edilmediğini, ancak karşı taraf lehine red ettiği kısım için tazminata hükmedilmiş olduğunu,Her halükarda ilk derece mahkemesince icra inkar tazminatına hükmedilecek ise 3476,96+1980=5456,96 TL üzerinden hükmedilmesi gerektiğini, davalının üç adet çek riskinden de sorumluluğunun mevcut olduğunu, takibin esasının genel kredi sözleşmesine değil kambiyo senedine dayandığını, kefil … kambiyo hukukuna göre avalist olduğundan işbu çek risklerinden de sorumlu olduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında doğan nakdi ve gayri nakdi alacağın tahsili için kefiller aleyhine başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. … A.Ş. ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında 11.01.2010 tarihinde 400.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılar … ve …’in asıl borçlu yanında kefil oldukları görülmektedir. Banka tarafından, dava dışı asıl borçlu şirket lehine, T.C. Turizm ve Kültür Bakanlığı’na hitaben kesin ve süresiz teminat mektubu düzenlenmiştir. İlk bilirkişi kök raporunda yapılan değerlendirmelerde, 3.476,96 YTL asıl alacak,173.80 YTL temerrüt faizi, 8,69 YTL BSMV olmak üzere toplamda 3.659,45 YTL alacağın banka tarafından talep edilebileceği, yine bankanın 3.523,04 YTL gayrinakdi risk bakiye bedeli ve üç adet çek yaprağı için taahhüt bedeli 1.980 YTL olmakla toplam 5.503,04 YTL gayrinakdi risk bedelinden davalıların sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 15.07.2016 tarihli ek raporda ise; davalı …’ ın davacı banka nezdindeki vadesiz mevduat hesabı incelenmekle, davalının bu hesaba bloke talimatı verdiği ancak halen blokajlı mevduat hesabı 1.588,68 TL alacak bakiyesi vermekle bu miktarın davalının bankaya olan riskini karşılamadığı dolayısıyla davalının, bankaya sorumluluğunun devam ettiği tespiti yapılmıştır. 10.07.2017 tarihli ikinci ek raporda ise benzer nitelikte değerlendirmeler mevcuttur. Teminat mektubu 7.000 TL tutarındadır. Davalı …, asıl borçlu şirketin davacı bankadan kullanmış olduğu teminat mektubu kredisi için kefil olmuş ve teminat mektubu riski için banka nezdinde bulunan vadesiz TL hesabına yönelik bloke talimatı vermiştir. Bunun üzerine teminat mektubunun 3.476,96 TL üzerinden nakde tahvil olduğu 05.03.2018 tarihli yeni bilirkişi tarafından kaleme alınan raporda tespit edilmiştir. Yine bu raporda; takibin 8.980,00 TL asıl alacak, 24,45 TL faiz, 88,91 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 9,493,36 TL üzerinden yapıldığı ancak esasen takibe konu asıl alacağın 1.940,78 TL, BSMV alacağının 5,40 TL, işlemiş faizin ise 1.08,07 TL tutarındaki kısımlarının banka tarafından talep edilebileceği; yani toplamda 2.054,25 TL açısından itirazın haksız olduğu değerlendirilmiştir. Yine davalı …’ın banka nezdindeki mevduat hesabındaki paranın bloke edilmesiyle teminat mektubunun 3.659,45 TL tutarındaki kısmının nakde tahvil olduğu, sözkonusu mevduat hesabında halen 1.588, 68 TL alacak bakiyesi bulunduğu, tazmin edilmeyen 3.523,04 TL ve üç adet çek nedeniyle taahhüt edilen 1.980 TL olmak üzere toplamda 5.503,04 TL’nin gayrinakdi riski oluşturduğu ve davalıların bu miktardan da sorumluluğunun bulunduğu sonucuna varılmıştır. İlk derece mahkemesince mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden, ikinci rapora neden itibar edilmiş olduğu gerekçeli bir şekilde açıklanmadan karar verilmiş olduğu görülmektedir. Somut olayda, teminat mektubunun bir kısmının nakde çevrildiği anlaşılmakla; ilk derece mahkemesince teminat mektubunun iade edilip edilmediği, iade edilmemişse bunun mevcut duruma etkisinin ne olacağı değerlendirilmelidir. Bunun yanısıra raporlar arasındaki bahsi geçen çelişkinin giderilmesi için yeni bilirkişiden rapor alınarak asıl borçlu ve davalı banka arasındaki genel kredi sözleşmesinin kefalete ilişkin düzenlemeleri ilgili kanun maddeleriyle birlikte irdelenmek suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Ayrıca ilk derece mahkemesinin varacağı sonuca göre, davalı …’in davacı banka nezdindeki hesabına bahsi geçen blokenin tam olarak ne zaman konulduğu, bu blokenin davacı banka yönünden tahsilat anlamına gelip gelmediği, hesap üzerinde haciz bulunup bulunmadığı da tespit edilerek bu bağlamda kötüniyet ve inkar tazminatının somut olay açısından oluşup oluşmadığı da denetlenmelidir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 11.02.2021