Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/398 E. 2021/134 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/398
KARAR NO: 2021/134
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI: 2017/33E. 2017/1521K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Taraflar arasında görülen zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin yarı hissesinin maliki olduğu “… Sokak … Çıkmazı No:… Beyoğlu/İSTANBUL” adresindeki mecurun bodrum katı hariç üst katını kiralamış olup bodrum katını ise iş yeri olarak kullandığını, müvekkilinin sağlık nedenleriyle uzunca bir süre iş yerine gidememiş olduğunu, 27/12/2016 tarihi itibariyle iş yerine gittiğinde iş yeri olarak kullandığı mecurun kapısının kırıldığını, iki adet su deposunun işyerine konulmuş olduğunu, içerideki demirbaşlara zarar verildiğini, iş yerine ait 2016 yılı ve geçmiş yıllara ait tüm ticari defter, fatura, irsaliye faturalarının, ticari deftere konu sair tüm belgelerin ve boş fatura ve irsaliye fatura koçanlarının çalındığını, tüm bu belgeler hırsızlık nedeniyle zayi olduğunu belirterek, TKK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacının bildirdiği delil ve belgeler ticaret sicil kayıtları,vergi kayıtları, SGK kayıtları getirtilip dosya içerisine alınmış, yapılan incelemede davacının faal gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı gibi herhangi bir şirket kaydı da bulunamamıştır. 6102 sayılı TTK 82/7. maddesi kapsamında zayi belgesi verilmesi isteme tacirlere özgü olup, tacir olmayan kişilerin tutmuş olduğu ticari kayıt ve belgelerin zayi olduğunun tespitinin talep edilebilmesi mümkün olmayıp davanın bu nedenle reddi gerektiği,…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla; İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğünün 68923064-250.02-E.86016 sayı ve 28/03/2017 tarihli cevabında; müvekkilinin ”Beyoğlu/İSTANBUL” adresindeki ticari faaliyetine, 31/12/2016 tarihi itibariyle son verdiğinin belirtildiğini, müvekkilinin son bir yıla ilişkin olarak vermiş olduğu beyannameler ile yoklama fişlerinin birer suretlerinin mahkemeye sunulduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen 21/03/2017 tarihli müzekkere cevabında ise müvekkilin faal gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığının ve sicil kayıtlarına göre ortağı olduğu komandit, kollektif ve limited şirket kaydı bulunmadığının belirtildiğini, Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğünün, müvekkilin ticari faaliyetine son verdiğini belirttiği tarihin 31/12/2016 olduğunu, oysaki müvekkilinin ilişik kesilmesi talebinde bulunduğu tarih dava tarihinden sonraki bir tarih olduğunu, ilk derece mahkemesi kararında belirtilenin aksine, müvekkilinin ticari belge ve kayıtların zayi olduğu tarihte, tacir sıfatını haiz olduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün müzekkere cevabında, müvekkilinin herhangi bir gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının belirttiğini, ancak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün, davacıya ilişkin araştırmayı “…” soyadı ile yapmış olduğunu, halbuki müvekkilinin, Çaykara Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/64 E-2009/128 K. sayılı ve 02.03.2010 kesinleşme tarihli kararıyla “…” olan soyadının “…” olarak değiştirildiğini, “…” adına yapılan ticari işletme kaydı aramasında, müvekkilinin “…” ibarelerini taşıyan ticaret sicil ünvanına haiz bir tacir olduğunun görüleceğini, firma kapatma tarihinin dava tarihinden sonraki tarih olan 02.02.2017 olduğunu, İlk derece mahkemesinin; müvekkilinin ticari sicil kaydını yaptırdığı dönemdeki soy ismi olan … yerine yeni soyismi olan … üzerinden yazdırdığı müzekkere cevapları doğrultusunda müvekkilinin tacir olmadığı ve bu sebeple de ticari kayıt ve defterlere ilişkin zayi belgesi isteme hakkının bulunmadığı yönündeki gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle, talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.” Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8). TTK’nın 82/7 madde ve fıkrası uyarınca sadece tacirler zayi belgesi isteminde bulunabilirler. TTK’nın 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.“ hükmü mevcuttur. Dosya içerisinde … adına, SKG Of Sosyal Güvenlik Merkezine yazılan müzekkere doğrultusunda verilen cevaplar mevcut olmakla, ilk derece mahkemesi tarafından Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap gelmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili, müvekkilinin soyadında değişiklik yapıldığına dair mahkeme kararı sunmuş olmakla dava dilekçesine konu edilen, yani haklarında zayi belgesi verilmesi talep edilen defter ve belgelerin tarihlerinin 2016 yılından geriye dönük olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince öncelikle, hakimin davayı aydınlatma ödevi gereğince, dava dilekçesine konu edilen belge ve ticari defterlerin somut şekilde açıklanması yönünde ara karar kurularak bu hususta davacı vekiline süre verilmeli, sonrasında ise davacı vekilinin beyanları doğrultusunda soyad değişikliğine ilişkin iddia da dikkate alınarak ve dava tarihi itibariyle davacının gerçek kişi tacir sıfatını haiz olup olmadığ değerlendirilerek, dosya kapsamında ilgili yerlere yazılan müzekkere cevapları da dosyaya kazandırılmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.04.02.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.