Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/373 E. 2019/394 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/373
KARAR NO : 2019/394
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkamesi
NUMARASI : 2018/1097 Esas
KARAR TARİHİ: 19/10/2018
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati haczin reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı … mal sattığını, karşılığında çek ve bono aldığını, bu süreçte davalı … konkordato talebinde bulunduğunu ve 19/07/2018 tarihi itibariyle kendisine 3 aylık geçici mühlet verildiğini, bu şirket tarafından verilen 3 adet çekin ödenmediğini, bu davalının konkordato ilan etmesi sebebiyle alacak için icra takibine geçemediklerini, davalı … tüzel kişilik kurmasından yararlanmak suretiyle müvekkil şirketin alacaklarını sürüncemede bıraktığını, diğer davalıların davalı …. ortakları olduğunu, benzer çok sayıda şirketleri bulunduğunu, müvekkilinin alacağının tüzel kişilik perdesi aralanarak diğer davalılardan da tahsili gerektiğini, davalı şirket aleyhine konkordato sürecinde verilen geçici mühlet süresi nedeniyle icra takibine girişemediklerini, diğer davalıların ise kötü niyetli bir şekilde hareket ettiklerini, müvekkilinin alacağını tahsil etme imkanının güçleştiğini, ileride müvekkilinin alacağı kesinleşse bile bunun tahsilinin imkansız olacağını, bu nedenlerle bir nolu davalı haricinde adı geçen davalıların menkul , gayrimenkul ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarını kapsayacak şekilde doğmuş alacak bedeli olan 584.504,00 üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 19/10/2018 tarihli, 2018/1097 sayılı kararında özetle “… Davalı şirketle ilgili olarak mahkemece verilen konkordato mühleti dikkate alınarak ihtiyati haciz talebinin reddine, Diğer davalılar yönünden tüzel kişilik perdesinin aralanması ve taraflar arasındaki organik bağın varlığının araştırılması somut yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati haciz talebinin reddine, İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin dava dilekçesi ve ekinde sunduğu belgeler incelendiğinde, davacı vekili, tüzel kişilik perdesini aralanması suretiyle davacının davalı …. olan alacağının tahsil imkanın ileride olmayacağından bahisle bu şirket dışındaki davalıların menkul ve gayri menkul mallarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş ise de; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemede kanaat uyandırmaya yeterli olmadığı, söz konusu ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257/I hükmündeki hukukî sebep açısından reddedilmesi gerektiği…” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkemece tesis edilen 19/10.2018 tarihli ara karar adeta bir matbu metinden alınmış şekilde hazırlanmış ve tarafımızın iddia ve beyanları dikkate alınmaksızın, davanın açılmasından hemen bir gün sonra alelacele tesis edilmiş hukuka ve hakkaniyete aykırı bir karar olduğunu, mahkemece, 1 numaralı davalı … Tic. Ltd. Şti. Hakkında tedbir kararı talep dahi edilmediğini, dosya incelendiğinde dava dilekçemizin son paragrafında açık bir şekilde görülebileceği üzere tarafımızca “1 numaralı davalı haricinde adı geçen diğer davalıların menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarını kapsayacak şekilde doğmuş alacak bedelimiz olan 243.282 TL üzerinden HMK madde 389 ve devamı hükümlerine uygun şekilde tedbiren ihtiyati haciz konulması” talep edildiğini, tesis edilen ara karar gerekçesinde tarafımızca talep edilen tedbirin icra ve iflas kanunun madde 257’de düzenlenen ihtiyati haciz talebi dolarak değerlendirildiğini, bu kapsamda tüm gerekçeli kararda İİK hükümleri ve ihtiyati haciz şartları değerlendirilmiş olduğunu, bu şartların tamamının var olmadığı kanaatiyle tedbir talebinin reddedildiğini, HMK hükümleri kapsamında ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbire karar verilebileceği hüküm altına alınacağını, bununla birlikte talebimizin HMK madde 389 ve devamı hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekirken ve bu husus tarafımızca açık bir şekilde belirtilmişken yerel mahkemece tesis edilen kararda İİK hükümlerinin ve İİK hükümlerine göre tesis edilecek olan ihtiyati haciz kararının şartlarının değerlendirilmesini, sabit veya muhtemel bir alacak olmadığı gerekçesiyle dava konusu ile ilgisi olmayan bir kanaat ile ret kararı verilmiş olması ara kararın istinaf incelenmesi neticesinde kaldırılması için açık bir sebep olduğunu, dava konusu iddiamızın kesin bir şekilde ispat edilmesi için uzman bilirkişilerce incelemeler gerçekleştirmeleri, davalı şirketin defterlerinin ve faaliyetlerinin ayrıntılı bir şekilde gözden geçirilmesi gerekli olup davanın bu aşamasında bu bilgi ve belgelere tarafımızca ulaşılmasının mümkün olmadığını, bununla birlikte talep ettiğimiz tedbir kararının tesis edilmesi için de tüm bu delillere gerek duyulmadığını, HMK hükümleri uyarınca tedbir tesis edilmesi için yaklaşık ispatın yeterli olduğunu ve bu yükümlülük taraflarınca yerine getirildiğini, nitekim Yargıtay uygulamasın da bu şekilde olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/12016 Esas, 2016/236 Karar ve 18/01/2016 tarihli kararında yukarıda açıkladığımız hususlar uyarınca Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/9991 Esas sayılı dosyasından tesis edilen 19/10/2018 tarihli ara kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve 1 numaralı davalı haricinde adı geçen diğer davalıların menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarını kapsayacak şekilde doğmuş alacak bedelimiz olan 584.504 TL üzerinden HMK madde 389 ve devamı hükümlerine uygun şekilde tedbiren ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı tarafından davalı …. Ltd. Şti. den satım ilişkisi kapsamında alacaklı olunduğunu, davalı şirketin konkordato müracaatı üzerine tanının mehil nedeniyle alacağın tahsili için bu şirkete takip yapılamadığını, diğer davalıların şirket ortakları olup müvekkilinin alacağından tüzel kişilik perdesi aralanarak diğer davalılarında sorumlu görülüp onlardan da tahsili gerektiğini ileri sürerek açılan dava içinde davalı şirket dışındaki davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği, isteminin mahkemece yukarıdaki gerekçe ile reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. Davanın konusu olmayan mal varlığı hakkında tedbir kararı verilemez. Para alacağı için açılan davada, mal varlığı üzerine tedbir konulamaz. Koşulları varsa, ihtiyati haciz hükümlerinden yararlanılabilir. Yargıtay’ın emsal içtihadında da durum bu yöndedir ( Yargıtay 19. HD. 2012/16760 E-2013/3136 K.sayılı, 19/02/2013 tarihli kararı). Yine, Yargıtay 21.HD.’nin E. 2015/5842, K. 2015/8588 sayılı, 20.4.2015 tarihli kararında belirtildiği üzere: “…Amaç bakımından ihtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla HUMK’un 101 vd., HMK’nın 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yol olduğu halde, ihtiyati haciz, bir alacağın tahsilini temine yarayan bir vasıtadır. İhtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veya açmayı yahut yapmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir. Halbuki ihtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur “.Somut olayda, davacı tarafından davalı şirketten var olduğu ileri sürelen alacaktan diğer davalı şirket ortaklarının da perdenin aralanması ilkesi uyarınca sorumlu oldukları ileri sürülerek alacağının tahsili amaçlanmaktadır. Bu nedenle HMK 389 vd. Maddeleri uyarınca dava konusu olmayan davalılara ait gayrimenkul ve menkuller üzerinde ihtiyati tedbir konulması talebi yerinde değildir.Davacı vekilince HMK 389 vd. Maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği, ancak mahkemece bu yöndeki taleplerinin reddinin yasa ve usule aykırı olarak reddedildiği ileri sürülmüştür. Davadaki davacı talep ve iddiası dikkate alındığında, aleyhlerinde ihtiyati haciz talep edilen davalıların, dava konusu alacaktan borçlu şirketle perdenin aralanması ilkesi uyarınca sorumlu olup olmayacakları, alacağın varlık ve tutarı yargılamayı gerektirdiği de dikkate alındığında ve bunun dışında mahkemece yargılama aşamasında değişen koşullara göre talep halinde her zaman geçici koruma kararı niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği de gözetildiğinde, bu aşamada İİK’nın 258.maddesi anlamında alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğu hususunda kanıt sunulmadığı da dikkate alındığında, mevcut deliller ve yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle mahkemenin talebin reddi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir.İDM karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davcı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.