Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/37 E. 2019/98 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/37
KARAR NO : 2019/98
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2018 tarihli ara kararı
NUMARASI : 2018/973 Esas
DAVANIN KONUSU: Ortaklıktan çıkarma- yöneticinin azli
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında, davalı- karşı davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ve davalının … Ltd.Şti.’nde % 50-% 50 ortak ve yetkili müdür olduğunu, taraflar arasında anlaşmazlıklar yaşandığını, müvekkilinin şirketin faaliyetinin devam ettirmek isterken davalının şirket faaliyetini sona erdirmek istediğini, tarafların birlikte çalışmasının mümkün olmadığını belirterek, davalının şirket ortaklığından ve şirket yöneticiliğinden çıkarılmasına karar verilmesini, karar verilinceye kadar şirketin zarara uğramaması ve faaliyetini devam ettirebilmesi için davalının şirketteki yönetici sıfatının ve yetkilerinin kullanması ve önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesi ile; asıl dava yönünden davacı tarafça hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini, karşı dava olarak, davacının hissedarı ve müdürü olduğu … İletişim Ltd. Şti.’ne dürüstlük kuralını ihlal ederek şirketle haksız rekabet içine girdiğini belirterek, davacının şirketteki yönetim hakkı ve yetkisinin kaldırılmasını, yargılama sonunda şirket ortaklığından çıkartılmasını, şirkete Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 427/1-4. maddesi uyarına yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi, karşı davadaki tedbir talebiyle ilgili olarak verdiği 22/11/2018 tarihli ara kararıyla; “…Şirket ortaklarının toplanıp karar alamaması organ yokluğu olarak kabul edilemez. Davacı ortağın yetkilerini kötüye kullanıldığına ilişkin olarak yaklaşık İspat koşulu gerçekleşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, karşı davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine” karar vermiştir. Bu karara karşı, davalı- karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkili davacı ve karşı davalının, … Limited Şirketi’nde eşit oranda hissedar ve şirketi müştereken temsile yetkili müdür olduğunu, şirketin her tür idari işlerinin müdürlerin ancak müşterek imzaları ile yerine getirilebildiklerini, halihazırda davalı şirkette, yönetimsel hiçbir işlem yapılamadığını,Karşı davalının, şirketin markasını kendi adına ticari unvan olarak tescil ettirmek suretiyle aynı adreste ve aynı faaliyet konusu dahilinde yeni şirket kurarak ortağı ve yetkilisi olduğu şirket aleyhine haksız rekabete yönelik eylemlerine devam ettiğini,Karşı davalının tüm bu hukuka aykırı eylemleri nedeni ile hakkında İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2018/1015 E. sayılı dosyası ile açtığı davanın yanı sıra huzurdaki davayı ikame ettiğini, aynı zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu,İlk derece mahkemesinin, tedbiren kayyım tayini taleplerini reddine dair olarak verdiği kararında, şirket ortaklarının toplanıp karar alamamasının organ yokluğu olarak değerlendirilemeyeceğini ifade etse de bu görüşe katılmadıklarını, şirket ortaklarının eşit payı haiz müşterek imzalı müdür oldukları ve karşılıklı olarak birbirleri aleyhine davalar açtıkları dikkate alındığında, artık şirketin yönetimsel olarak kilitlendiğinin kabulü ile şirkete yönetim kayyımı atanmasında zorunluluk olduğunu,İlk derece mahkemesince, tedbir taleplerinin reddine dair ara kararında ayrıca ‘yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği ifade edilmiş ise de haklı davalarının ispatına yarayan ve birçoğu resmi belge hükmündeki delillere itibar edilememesinin mümkün olmadığını, Devaya cevap ve karşı davada belirtildiği üzere karşı davalı; müvekkilinin şirketteki mail hesaplarını ele geçirdiğini, müvekkili ile ortak olduğu …Stratejik ve Finansal İletişim Limited Şirketi’ne ait … markasım şahsen adına tescil ettirmek için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvurduğunu, bizzat müdürü olduğu şirket ile aynı yerde ve aynı faaliyet alanında, şirket ile açıkça iltibas yaratacak ticaret ünvam ile tek ortaklı … Hizmetler A.Ş. adında yeni bir şirket kurup faaliyete geçirerek o şirketin sınırsız yetkili Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu, müvekkili ile ortak olduğu … İletişim Ltd. Şti’de müvekkile ait mail hesaplarındaki tüm tür belge ve bilgiyi kendisine yedekledikten sonra sistem üzerindeki tüm verileri silmek sureti ile müvekkilinin ulaşmasına engel olduğunu, bu şirketteki @…com uzantılı mail adresini de yeni kurduğu şirket üzerinden aldığı ©…tr uzantılı mail adresine yönlendirdiğini,Karşı davalının tüm bu eylemleri bariz bir şekilde haksız rekabet niteliğinde olduğunu ve müvekkilinin yetkilisi olduğu İ…ratejik ve Finansal İletişim Limited Şirketinin yeni işler almasına engel olduğu gibi müşterileri her iki şirketin aynı şirket olduğu yönünde yanıltmak sureti ile müvekkilinin maddi olarak zarara uğramasına neden olduğunu, müvekkili ile ortak olduğu şirketin ise hiçbir idari işi ile ilgilenmediğini,Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, ortaklıktan çıkarma ve yöneticinin azli davası içinde, ihtiyati tedbir yoluyla davalı şirketlere yönetim kayyumu atanması istemine ilişkindir. Somut olayda, davalı şirketin gerektiği gibi yönetilemediği sebebiyle doğrudan şirkete yönetici kayyımı atanması talep edilmiştir. Oysa bir tüzel kişiliğe kural olarak kayyım atanması ancak kişiliğin organsız kalması halinde mümkündür. Eldeki davada, davalı şirkette organ boşluğu bulunmamaktadır. Davalı şirkette organ boşluğu bulunmamaktadır. TTK’nın 630.maddesinde, azil davası yönünden özel bir geçici hukuki koruma öngörülmediğinden, bu konuda HMK’nın 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekir.İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır (m. 389/1). Kanun, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir.Somut olayda; haksız rekabet iddiaları ve diğer iddialar yönünden bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında, taraflarca yeniden tedbir talep edilmesi her zaman mümkündür. Mahkemece ara kararının verildiği aşamada yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden, ilk derece mahkemesinin ret kararı isabetlidir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine,
2-Davalı-Karşı Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına,
3-Davalı-Karşı Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. Ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/01/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi .24/01/2019
KANUN YOLU :HMK 362/1-f.maddesi uyarınca karar kesindir.