Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/356 E. 2021/55 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/356
KARAR NO : 2021/55
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI : 2017/336 E.2018/530K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirketin satmış olduğu ürün karşılığında fatura keşide ederek davalı şirkete gönderdiğini, davalı tarafından kısmi ödeme yapılmış olsa da bakiye borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak karşı tarafça icra takibine itiraz edildiğini beyanla, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirket merkezinin İstanbul Ümraniye’de bulunması nedeniyle davaya bakmakla yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın anılan faturaları ve cari hesap ilişkisine ait delillerini davaya konu takipte müvekkil şirkete gönderilen ödeme emri ekinde tebliğ etmediği gibi dava dilekçesi ekinde de göndermemesi nedeniyle faturaların ne şekilde ve kime tebliğ edildiğinin bilinemediğini, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkiden kaynaklanan borç durumu mevcut olsa bile işbu borcun muaccel olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosya münderecatı ve mali yönden yapılan bilirkişi incelemesi nezdinde davacı tarafın ticari defterlerinde cari hesap alacağının takip dosyasındaki bedeli tevsik ettiği ifade edilmekte ise de salt defter kayıtları iddianın ispat edilmiş sayılmasını gerektirecek ölçüde ve yeterlilikte bir delil değildir. Cari hesap temelinde yer aldığı anlaşılan ve raporda tablo halinde sunulan satış faturaları kapsamında davacının temeldeki sözleşme ilişkisine göre teslim olgusunu yerine getirdiğine dair dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmediği gibi bu yönde sevk irsaliyesi – teslim fişi vs. gibi yazılı belgelerin de mübrez olmadığı görülmektedir. Keza davacının fatura alacağına konu edimini yerine getirdiği yönünde davalının herhangi bir ikrarı da söz konusu olmamıştır. Davacı iddiasını ispatla yükümlü olmakla davalı tarafa defter ibrazı noktasında zorunluluk öne sürmenin de imkanı yoktur. Öte yandan teslim – ifa olgusunun ispatı yazılı delille yapılması lazım gelmekle davacı tarafın delil listesinde ayrıca ve açıkça kesin delil niteliğindeki yemin deliline de başvurmadığı anlaşıldığından bu yönde bir hatırlatma yapılmasına gerek ve yer görülmeyerek ispat olunamayan davanın reddi gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla;Taraflar arasında süregelen ticari ilişkiye istinaden davalı yanca kısmi ödemeler yapılmışsa da bakiye borç ödenmediğinden İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla cari hesaptan kaynaklanan bakiye borcun tahsili talep edildiğini, Davalıya toplamda 99.820,92-TL tutarında mal satışı yapılmış ve teslim edilmiş ancak davalı yanın 93.775,62 -TL ödeme yaptığını, bakiye kalan kısmın ödenmediğini,İstinaf dilekçesine eklenen sevk irsaliyeleri ve faturaların icra dosyasında da bulunduğunu, bu belgeler üzerinde gerekli inceleme ve değerlendirmelerin yapılması gerektiğini, bu belgelerin davaya konu ifa borcunun yerine getirildiğini ortaya koyan belge niteliğinde olduklarını,Yargılamanın henüz tamamlanmadığı istinaf aşamasında da dava konusu ifa borcunun söndüğünün delili olduğu bildirilerek, belge sunulduğu durumlarda ilk derece mahkemesi incelemesi neticesinde yeniden karar verilmesi gerektiğini, davacının alacağının varlığı sabit hale gelmiş olmasına rağmen söz konusu belgeler incelenmeden karar verilmesinin müvekkili şirketin hak kaybına sebebiyet vereceğini, Bu belgeler doğrultusunda yeniden inceleme yapılması için kararın kaldırılmasına, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin, takip talebindeki şartlarla devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının … Ltd.Şti., borçlunun …. A.Ş. olduğu, 6.045,30 TL asıl alacağın takip konusu edildiği, takip sebebi olarak cari hesap alacağının gösterildiği, takip talebinin ekinde M-Z Cari hareket listesi isimli belge suretinin bulunduğu, belge suretinin ve … A.Ş. muavin defter kaydına ilişkin evrak fotokopisinin olduğu anlaşılmaktadır. İtiraz eden borçlu vekilinin icra dosyası içerisindeki itirazlarında, müvekkilinin adresinin Ümraniye /İstanbul adresinde bulunması sebebiyle yetkili icra dairesinin İstanbul Anadolu Nöbetçi İcra Dairesi olduğu, takip yetkisiz icra dairesinde başlatılmakla, yetki itirazında bulundukları, ayrıca müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmamakla icra takibinin tamamına, faiz ve tüm ferilerine itiraz ettiğini bildirir nitelikte beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin 23.112017 tarihli celsesinde verilen ara karar gereğince davalı vekilinin yetki itirazının taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun kabulü ile reddedilmiş olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 21.03.2018 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda, davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, yine dosya içerisindeki bilirkişi tarafından cari hesap ilişkisinin incelenmesinde, taraflar arasında 2013 yılından başlayan cari hesap ilişkisi olduğu, davacı şirketin ticari defter ve belgelerinde davalı şirketin 120 alıcılar hesabı adı altında takip edildiği, bahsi geçen cari hesap ekstresinde görülen işlemlerin davacının ticari defterlerine kaydedildiği, sonuç olarak 15.03.2016 tarihi olan takip tarihi itibariyle davacının davalı firmadan 6.045,30 TL alacaklı olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. Davalı şirket tarafından ticari defterler incelemeye sunulmamıştır.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmekle, davacı vekili bilirkişi raporuna karşı dosyaya sunduğu 17.04.2018 tarihli beyan dilekçesinde rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise 21.03.2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanda bulunarak, salt faturalar üzerinde inceleme yapılarak davacı tarafından iddia edilen hizmetin verilip verilmediği, faturaya konu malların teslim edilip edilmediği yönünde değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığını, bu hususta davacı tarafın ispat yükünün bulunduğunu ileri sürerek somut olay açısından 21.03.2018 tarihli bilirkişi raporunu kabul ettiklerini, davacı tarafın bahsi geçen ispat yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması sebebiyle davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak istinaf dilekçesine ek olarak sunulan sevk irsaliyeleri ve faturaların, yine ekte sunulan kargo teslim alma belgelerine göre davaya konu ifa borcunun yerine getirildiğini ispat eder nitelikte olmaları sebebiyle bu belgelerin incelenmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ekinde sevk irsaliyeleri ve kargo belgeleri sunmuştur. Her ne kadar davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde dilekçe ekinde ibraz etmiş olduğu sevik irsaliyeleri, kargo teslim alma başlıklı belgelerle kargo geçmişi başlıklı belgelerini icra dosyasında yer almış olduğunu ileri sürmüş olsa da dosya içerisine icra dosyasının aslı gönderilmekle bahsi geçen evraklar söz konusu icra dosyası içerisinde bulunmamaktadır.Davalı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde, önceki beyanlarını tekrar ederek davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesi ekinde sunmuş olduğu kargo belgeleri ve irsaliyeleri yargılamanın geldiği aşama itibariyle yeni delil olduğunun kabulü ile bu hususta muvafakatlarının bulunmadığını beyan etmiştir.HMK’nın 357.maddesi uyarınca, istinaf aşamasında yeni vakıa ve delil getirilemez. Sevk irsaliyesinin borcu sona erdiren belgelerden olmadığına ve yargılama aşamasında ileri sürülmeyen delillerin temyiz ve karar düzeltme aşamasında da ileri sürülemeyeceğine göre (Yargıtay 19.HD, T:10/06/2019 2018/3994 E, 2019/3671K), HMK’nın 357. maddesi uyarınca istinaf aşamasında da ileri sürülebilmesi mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta davalının incelemeye ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının delil listesinde münhasıran davalının ticari defter ve kayıtlarına dayanmadığı, bu durumda HMK’nın 222/5. maddesi uygulanamayacağı, davacının ticari satımdan doğan cari hesaba konu fatura içeriği malı davalıya teslim ettiğini ispat edemediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 21.01.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.