Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/354 E. 2021/54 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/354
KARAR NO: 2021/54
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2018
NUMARASI: 2017/1052E. 2018/1018 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirketin endüstriyel ürünlerin pazarlama ve satımı işe ile iştigal ettiğini, müvekkilinin davalıya sattığı mala ilişkin fatuatutarının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davacının itiraza uğrayan icra takibi ile toplam 18.905,04 TL alacağın tahsili istemiyle davalı aleyhine takibe giriştiği, davalının borcun tamamına itiraz ettiği, toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında ticari satıma dair akdi ilişki ve cari hesap bulunduğu, davacının bu kapsamda takip tarihi itibariyle davalıdan tahsili gereken faturaya dayalı 17.416,11 TL (asıl) alacağının olduğu, davalı takip ile temerrüde düştüğünden takip öncesi işlemiş faiz vs fazla talebin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü gerektiği,…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı/borçlunun Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 18.905,04 TL’lik borcun 17.416,11 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 sayılı Kanun ile değişik 2. maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına, likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Mahkemece yeterli araştırma yapılmadan, deliller usulüne uygun toplanmadan ve eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, Alacağın bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkması neticesinde likit olmaması nedeniyle, davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinin de hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın tümden reddine, davacının alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ilamsız icra takibine vaki vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının yetkisizlikle gönderildiği, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe devam edildiği, takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Ltd. Şti., borçlunun … A.Ş., takibe konu toplam alacağın işlemiş faizlerle birlikte 18.905,04 TL olduğu, icra dosyasına borçlu tarafından yapılan itiraz dilekçesinde, borçlunun alacaklıya borcu bulunmadığı gerekçesiyle takibe, takipte gösterilen borcun tamamına, faize, faiz oranına ve tüm ferilere itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki e-mail çıktılarının incelenmesinde; … tarafından … A.Ş.’ye gönderilmiş oldukları anlaşılmıştır. Yine dosyaya davacı vekili tarafından muhtelif sayıda sevk irsaliyesinin ibraz edildiği, bazı sevk irsaliyelerinde eksiksiz teslim alan ibaresinin altında isim ve imza bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince alınan 24.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların 2016 ve 2017 yılına ait ticari defterleri incelenmiş, her iki tarafın 2016 ve 2017 yılına ilişkin ticari defterlerinin elektronik defter niteliğinde olduğu ve TTK hükümlerine göre usulüne uygun şekilde onaylarının yaptırıldığı tespit edilmiştir. Davacı yanın, davalı yandan 31.12.2016 tarihi itibariyle 14.528,27 TL alacaklı, 31.12.2017 tarihi itibariyle ise de 17.416,11 TL alacaklı olduğu yönünde tespit yapılmıştır. Davalının ticari defterlerinde ise, davaya konu faturalar ve davacı tarafından bu kapsamda yapılan ödemeler kayıt altına alınmış olmakla davalı yanın ticari defterlerine göre davacı yana 31.12.2016 tarihi itibariyle 14.294,63 TL, 31.12.2017 tarihi itibariyle 17.182,47 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Yine bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinde 2015 yılında devir bakiyesi olarak 5.322,90 TL bedelin 2016 yılına devir ettiği, davalı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinde ise 2015 yılından devir bakiyesi olarak 5.089,06 TL’nin 2016 yılına devrettiği, sonuç olarak tarafların ticari kayıtları arasında devir bakiyesinden kaynaklı 233,64 TL fark olduğu belirlenmiştir. Satım sözleşmesinde, satılanın alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü satıcıda olup, somut olayda her iki yanın usulüne uygun düzenlenen ve birbirini doğrulayan ticari defterlerine göre davacı tarafından düzenlenen faturalar tarafların defterlerinde kayıtlıdır. Bu durum, satıcının emtiayı teslim ettiğini kanıtlamaya yeterlidir (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/4293-15075 E, K.sayılı kararı). Davacının satımı, mal teslimini ispat etmiş olması; davalının da borcu sona erdiren ödeme ve benzeri bir savunma sebebi ileri sürmemiş olması, borcu son erdiren bir belgenin de sunulmaması karşısında, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davacının alacağının faturaya dayalı açık hesaptan kaynaklandığı, faturalara dayalı alacağın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, alacağın likit ve belirli olup, ilk derece mahkemesince davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3- Bakiye 892,27 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaldına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.21.01.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.