Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/353 E. 2021/99 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/353
KARAR NO: 2021/99
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2018
NUMARASI: 2017/519E. 2018/935K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin benzin İstasyonu işlettiğini ve davalıya yakıt satıp faturalar düzenlediğini, davalının faturalara ilişkin borcunu ödememiş olması nedeniyle, davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir akdi ilişkinin bulunmadığını, her ne kadar fatura kesilmiş olsa da davacı şirketin bu faturalara karşılık müvekkiline mal teslim etmediğini, faturanın delil niteliğinden bahsedilebilmesi için taraflar arasında geçerli bir borç ilişkisinin veya sözleşmenin olması gerektiğini, sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesinin akdi ilişkinin varlığının kanıtı olmadığını, faturayı düzenleyen davacı şirketin bu ilişkinin varlığını ve faturada belirtilen mal veya hizmeti teslim ettiğini kanıtlaması gerektiğini, faturada belirtilen ürünlerin taşınabilmesi için taşıma irsaliyesi düzenlenmesinin, Vergi Usul Kanunu yanında tehlikeli madde taşımacılığı mevzuatı gereğince zorunlu olduğunu, davacı şirketin mal tesliminde bulunmadığı için taşıma irsaliyesi düzenlemediğini, takip talebinde belirtilmeyen faturaların itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Bilirkişinin denetime ve hüküm kurmaya elverişli raporuna itibarla yapılan değerlendirmede; taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu ve davacının teslim yükümlülüğünü ispat ettiği, nitekim faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve takip tarihi itibariyle davacının 176.336,59 TL alacaklı gözükürken davalının da 176.276,59 TL borçlu gözüktüğü, aradaki 60 tl lik farkın davalı defterlerinde kayıtlı olan 31.08.2015 tarihli ödemeye ilişkin oluştuğu, ispata muhtaç olan bu ödemenin davalı lehine değerlendirilmediği, davalının malları aldığına ilişkin bağlı bulunduğu Vergi Dairesine bildirimde bulunarak ticari ilişkiyi kabul ettiği göz önüne alındığında davacının takip tarihi itibariyle 12 adet faturadan kaynaklı 176.336,59 TL alacaklı olduğunu ispatlamakla davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir. Davalının hem kendi defterlerinde davacıya borçlu gözükmesi hemde vergi dairesine faturaları bildirerek mal alımını doğrulaması göz önüne alındığında davalının takip tarihi itibariyle davacıya borçlu olduğunu bildiği halde sırf alacağını engellemek amacıyla takibe haksız yere itiraz ettiği göz önüne alındığında asıl alacak olan 176.336,59 TL nin % 20 si oranında ( alacağın faturaya dayalı olması ve miktarının belirli bulunması nedeniyle likit oluşu göz önüne alınarak ) icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair karar verilmiş, Her iki taraf tacir olup uyuşmazlık ticari işten kaynaklandığı için takipten itibaren asıl alacağa ticari avans faizi uygulanmasına dair karar verilmiştir. Davacının kendi defterlerine göre dahi davalıdan 176.336,59 TL alacaklı gözüktüğünü bildiği halde 12 adet fatura bedelinin tamamını 242.075,31 TL üzerinden icra takibine konu etmekte kötü niyetli olduğu anlaşılmakla reddedilen kısım üzerinden % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının İst.Anadolu .. İcra Müdürüğünün … Esas sayılı dosyasında 176.336,59 TL asıl alacak yönünden takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takipten itibaren asıl alacağa yıllara göre değişen oranda ticari avans faizi uygulanmasına, alacak miktarı likit olup davalının kendi defterlerine göre davacıya bu miktarda borçlu olduğu anlaşılmasına rağmen takibe haksız yere itiraz ettiği göz önüne alınarak asıl alacak miktarı olan 176.336,59 TL’nin %20’si ( 35.267,31 TL ) oranında icra inkar tazmitanın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının kendi defterlerine göre davalıdan 176.336,59 TL alacaklı olduğu sabit olmasına rağmen takibin 242.075,31 TL üzerinden yapıldığı anlaşılmakla davacının reddedilen kısım yönünden taktibe geçmekte kötü niyetle olduğu anlaşılmakla reddedilen 65.738,72 TL’nin %20’si oranında (13.147,74 TL) kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Davacıya yemin teklif edilmiş olmasına rağmen yeminin usulüne uygun eda ettirilmediğini, ilk derece mahkemesi kararında yemin delilinden hiç bahsedilmediğini, 02.10.2018 tarihli celsede davalı şirketin iki yetkilisinden biri olan …’ün hazır edildiğini ancak ilk derece mahkemesince yemin metninin okunmayarak sadece …’e sorular sorulduğunu ve sorulara doğru cevap vereceğine dair yemin ettirildiğini, Davacı ile müvekkili şirket arasında akdi ilişki bulunmadığını ve davacı şirketin müvekkili şirkete mal veya hizmet teslim etmediğini, Davacının mal teslim ettiğine dair irsaliye vb. belgeleri bulunmadığını, Öncelikle yemin delilinin usulüne uygun eda ettirilmediğini ve yemin deliline ilk derece mahkemesi kararında hiç yer verilmediğini, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, esasının incelenmeden kararaın kaldırılmasını ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemesine, aksi durumda davacı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkinin bulunmadığı ve icra takibine konu faturalardaki malların teslim edilmediği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faturalı ticari satıma dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vâki itirazın, İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davacının satım konusu emtiayı davalıya teslim ettiğinin, bizzat davalı tarafından vergi dairesine sunulan Ba formları ile sabit olduğu, davalının satın aldığı mallara ilişkin olarak davacı tarafından düzenlenen faturaları kayıtlarına işleyerek ilgili vergi dairesine bildirdiği, malın fatura ile teslim edildiğinin kural olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki değerlendirmesi isabetlidir. Yemin teklif eden tarafın hazırladığı yemin metni mahkemeye verir. Yemin teklif eden taraf, hangi vakıa hakkında yemin teklif ettiğini bildirir; yemin konusunu (sorusunu) ise hakim tespit eder. Bundan sonra hakim, yemin metnini okuyup yalan yere yeminin sonuçları konusunda gerekli ihtaratı yapar. Yemin edecek taraf, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse, hakim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhal bu konuda kararını verir ve gerekirse yemin metnini tekrar düzenler. Hakim, HMK’nın 233/4. maddesindeki şekle uygun olarak yemin yaptırdıktan sonra, yemin eden tarafın ifadesini dinleyip aynen tutanağa geçer ve yazılanları yüksek sesle okuyup yemin eden tarafa yeminininde ısrar edip etmediğini sorar. Yemin edenin beyanında ısrar etmesi halinde bu beyan da tutanağa geçirildikten sonra imzası alınmasıyla birlikte yemin tamam olur (HMK m.238). Somut uyuşmazlıkta davalı yanın hazırladığı yemin metni doğrultusunda davacı yetkilisi yemin için hazır bulunmuş ve teklif edilen yemini eda etmiştir. İstinafa konu edilen yemin metni, HMK’nın 233/4’de düzenlenmiş koşulları taşımakta olup mahkemece de HMK ‘nın 233 vd. maddelerinde düzenlenen usule uygun şekilde yeminin yaptırıldığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, kesin delil niteliğindeki taraf yemininin ve taraf ticari kayıtlarının esas alınarak, satıma konu emtianın davacı tarafından davalıya teslim edildiği kabul edilmek suretiyle verilen hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 9.034,16 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 7-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28.01.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.