Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/350 E. 2021/155 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/350
KARAR NO : 2021/155
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2018
NUMARASI: 2017/554E. 2018/1035K.
DAVANIN KONUSU: Çek İstirdadı
Taraflar arasında görülen istirdat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili …’nin, … isimli kişi ile yapmış olduğu ticari iş neticesinde, … (…), keşidecisi … San. ve Tic. A.Ş. Olan, 30.05.2017 keşide tarihli, 250.000,00 TL bedelli çeki Aralık 2016 tarihinde müvekkiline ciro ettiğini, süregelen zaman içerisinde çeki zayi olan müvekkilinin Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/322 E. sayılı dosyasıyla çek iptali davası açtığını ve ayrıca Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/13263 soruşturma sayılı dosyasından da kayıp/çalıntı başvurusunda bulunduğunu, ilgili çekin davalı tarafından … Bankası’ndan takasa sunulduğunu ve ilgili çeke ödeme yasağı bulunması sebebiyle ödeme yapılmadığını, çekin bu haliyle davalıya iade edildiğini, bunun akabinde davalı tarafın, müvekkili tarafından açılan Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/322 E. sayılı dosyasına müdahil olduğunu, mahkemece kendilerine istirdat davası açılabilmeleri için süre verildiğini, davalı tarafın 2017/322 Esas sayılı davaya sunmuş olduğu müdahale dilekçesinde söz konusu çekin … tarafından kendilerine ciro edildiğini beyanla, … ile aralarında yapmış oldukları 19.11.2016 tarihli protokolü delil olarak sunduğunu, söz konusu protokol incelendiğinde dava konusu çekin bir ödeme sekli olarak işbu protokolde yer almadığını, kaldı ki bir kişinin veya firmanın aynı çeki farklı zamanlarda ik farklı kişiye veya firmaya cirolamasının mümkün olmadığını, müvekkilinin Aralık 2016 tarihinde söz konusu çeki … aldığını ve kendi ticari defterlerine kaydettiğini, aynı şekilde müvekkiline ciro edilen çekin … ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunu, istirdat davasına konu çekin müvekkilin elinde iken kaybolduğunu ve davalının dava konusu çeki iktisapta kötü niyetli olduğunu belirterek, dava sonusu çekin davalıdan alınarak müvekkiline teslimine (çekin istirdadına), dava konusu çek hakkında Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen takibin iş bu dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin meşru hamili olduğu … numaralı çeki yine şirket yetkilisi … ödeme günü olan 30.05.2017 tarihinde … Bankası Takas Merkezi’ne ibraz ettiğini, çekin arkasına “Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/1 3263 sayılı dosyası nedeniyle İşlem yapılmamıştır” kaşesi vurulup kendisine iade edildiğini, C. Savcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda verilen takipsizlik kararının çek iptali dosyasına sunulduğunu, tahsil edilemeyen çek nedeniyle çekin keşidecisi … San. ve Tic.A.Ş.’ye karşı 02.06 2017 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünde … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, çekin keşidecisi olan firmanın memur işlemini şikayeti nedeniyle ödeme emrinin iptal edildiğini, bunun üzerine yeniden gönderilen ödeme emrinin 14.06.2017 tarihinde borçlu olan keşideci şirkete tebliğ edildiğini, dava konusu çekin müvekkili ile … arasındaki 19/11/2016 tarihli iş protokolüne dayanılarak müvekkiline verildiğini, fakat davacı ile … arasındaki temel ilişkiyi ispat eden bir delilin dosyaya sunulmadığını, …’nin sunmuş olduğu tahsilat makbuzunda kimlerin kaşesi ve imzalarının bulunduğunun incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafça içeriği kabul edilmeyip itiraza uğrayan ve kök rapordaki tespitleri doğrulayan 24.04.2018 tarihli Protokol’de ‘2- Yetgil İnşaatın gayr’ıresmi ortağı … ile … (…) arasında varılan mutabakat sonucu, …’ın alacağı olan 4.250.000,00 TL’den 1.050.000,00 TL …ye ödenmiştir’ denilerek, davacı …’nin davalı … firmasının gayriresmi ortağı olduğu kabul edilmiştir. Şu hususa açıklık getirmekte fayda vardır; her ne kadar davacı dava konusu çeki dava dışı … ile olan ticari ilişkisi neticesinde aldığını beyan etmiş ise de, dava konusu çekin alınmasına dayanak olarak dava dışı … kesilen bir fatura veya dava dışı … verilen bir hizmet/mal olduğuna ilişkin hiçbir bir delil sunmamış, ticari ilişki olduğuna dair sadece beyanda bulunmuştur, Davalı ise dava dışı … ile olan ticari ilişkisini sunulan Protokoller ile ispat etmiştir, bu husus izahtan varestedir… Sunulan Protokol ve dosyada bulunan tüm deliller, davacı …’nin dava konusu çekin yetkili hamili olmadığına işaret etmektedir.Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre , davacı dava konusu çekin iyi niyetli ve meşru hamili iken çeki kaybettiğini, çeki elinde bulunduran davalının bu çeki iktisapta ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğunu ispata yarar delil somut delil sunamadığından ispatlanamayan davaınn reddi gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla; … davanın seyri açısından davaya müdahale talebinde bulunduğunu ve ilk derece mahkemesinin talebi reddettiğini, bu durumun davanın seyrini olumsuz etkilediğini, Davalının dosyaya ibraz ettiği sözleşmede söz konusu çekin bir ödeme şekli olarak belirtilmediğini, Dosyaya sunulan makbuz, fatura ve alındı evrakının bizzat davalının vekili tarafından yalnızca davanın kazanılması amacıyla gerçeğe aykırı olarak düzenlenerek “aslı gibidir” tasdikiyle dosyalara ibraz edildiğini, söz konusu vekil hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/21242 B.M. sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunduklarını, ilk derece mahkemesinin bu hususta herhangi bir inceleme yapmadığını, evrak asıllarındaki imzaların örtüşüp örtüşmediği incelenebilecekken hiçbir inceleme yapılmadan karar verildiğini, … Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/26319 soruşturma numaralı dosyasında davalının dosyaya sunduğu evraklardaki imzaların kendisine ait olmadığını beyan ettiğini, 19.04.2018 ve 22.04.2018 tarihli muvafakatnamelerde davalı tarafın müvekkiline borçlu olduğunu açıkça ikrar ettiğini,Bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere ticari defterlerin usulüne uygun tutulmamış olduğunu, dolayısıyla defterlere delil olarak dayanılamayacağını, Müvekkilinin tahsilat makbuzu düzenleyerek işbu çeki 2016 yılı Aralık ayında aldığını gösterir kaydını davalının ticari kayıtlarından çok çok önce ticari defterine işlediğini, İlk derece mahkemesinin dosyadaki mevcut diğer delilleri göz önünde bulundurarak değerlendirmesi gerekirken, bilirkişinin dahi “muvazaalı” olduğu yönünde tespitte bulunduğu belgeye dayanarak davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792.maddesi uyarınca çek istirdatı davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki Bakırköy 4.ATM’nin 2017/322 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının … olduğu, dava konusunun 30.05.2015 keşide tarihli, … A.Ş. tarafından keşide edilen 250.000,00 TL tutarındaki çekin zayi nedeniyle iptali istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin 20.07.2017 havale tarihli feragat dilekçesini dosya içerisine sunmuş olması sebebiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, … Şti.’nin davaya 06.06.2017 tarihinde müdahil olduğu görülmüştür. Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Şti., borçlunun … A.Ş. olduğu, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı, takip konusu toplam alacağın 263.434,93 TL olduğu, takibe dayanak olarak 30.05.2017 günü … seri nolu 250.000,00 TL tutarındaki çekin gösterildiği anlaşılmaktadır.Davacı vekili; üçüncü kişinin iddia ve beyanlarına karşı vermiş olduğu beyan dilekçesinde, müvekkilinin … yetkilisi ile yapmış olduğu ticari iş neticesinde davaya konu çekin müvekkiline ciro edildiğini, çekin zayi olması üzerine müvekkili tarafından Büyükçekmece C. Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, çekin keşide tarihi geldiğinde … Şti. tarafından … Bankası aracılığıyla takasa sunulduğunu, çek üzerinde ödeme yasağı olduğu için ödeme yapılmadığını ve bu hali ile üçüncü kişiye iade edildiğini, üçüncü kişinin müdahale dilekçesinde …’nin … Şirketinin SGK’lı çalışanı olduğunu, söz konusu çeki almaya yönelik yetkisinin bulunmadığını, bu çekin … tarafından kendilerine ciro edildiğini iddia ederek … ile … Şti. arasında yapılmış bulunan 19.11.2016 tarihli protokolü dosyaya ibraz etmiş olduğunu, ancak söz konusu protokolde dava konusu çekin bir ödeme şekli olarak yer almadığını, dolayısıyla çekin bahsi geçen protokolle bir alakası olmadığını açıkça görüleceğini, … ile arasında akdettiği bahsi geçen bu protokole istinaden buradan elde edeceği hak edişlerin bir kısmını …’ye devrettiğini, söz konusu temlik işleminin … tarafından 19.04.2017 ve 22.04.2017 tarihlerinde yazılı olarak … bildirilmiş olduğunu, ekte sunulan hak ediş devirlerinden açıkça görüleceği üzere …’ye karşı 1.050.000,00 TL para ve bir adet 3+1 ve 2 adet 2+1 daire borçlu olduğuna ilişkin kabul beyanı bulunduğu, bahsi geçen bu bedelin … tarafından …’ye ödenmesine ilişkin de … muvafakatinin olduğunu, bunun üzerine … ile …’nin aralarında 06.05.2017 tarihli muvafakatnameyi düzenlediklerini, söz konusu çekin yasal hamilinin … olduğunu, …’ye ciro edilen çekin … ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunu, … söz konusu çekin … tarafından teslim alınmasından çok sonra 17.03.2017 tarihinde tahsilat makbuzu düzenleyip bu tarihten çok sonraki bir tarih olan 05.05.2017 tarihinde de fatura düzenlediğini, ne bu faturanın ne de tahsilat makbuzunun ticari defterlere işlendiğini, karşı tarafça sunulan makbuzlardan anlaşılacağı üzere önce çekin tahsil edildiğini, yaklaşık ik ay sonrasında ise çeke istinaden bir fatura keşide edildiğini, … dosyaya ibraz etmiş olduğu tahsilat makbuzu, fatura ve … tarafından düzenlendiği belirtilen alındı evrakının yazı sitili ve karakterlerinden görüleceği üzere bu evrakların tek bir elden çıktığını beyan etmiş olduğu anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki SGK Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi Başlıklı belge suretinden, sigortalının …, işverenin … olduğu; ”01.01.2016-31.12.2016 tarihleri arası mizan” başlıklı belge çıktısında, alınan çekler, bakiye borç 250.000,00 TL, alıcılar bakiye borç 306.523,19 TL şeklinde kaydın düşüldüğü; yine ”mahsup fişi” isimli belge çıktısında firma …, 01.12.2016-26-1467314 nolu 30.05.2017 vadeli açıklamalı 250.000,00 TL borç şeklinde ibarelerin bulunduğu, fiş açıklaması:çek kaydı olarak görüldüğü; ” Muvafakatname kabul beyanı” isimli 06.05.2017 tarihli belgede …. Ltd. Şti.’nin kaşe ve imzası ile …’nin imzasının bulunduğu, söz konusu belgenin içeriğinden Yetgil İnşaat’ın … lehine yapmış olduğu 19.04.2017 tarihli ve 22.04.2017 tarihli alacak muvafakatinin … tarafından tebliğ edildiği, bahsi geçen muvafakatnamelere istinaden 1007 ada, 3 parselde … Şti’nin inşaat işleri hak edişinden 1050.000,00 TL nakit alacağının …’ye ödeneceği, yine 381 metrekareye karşılık gelen alacağı B Blok NO:8’de bulunan 3+1 daire, 08 nolu 2+1 Daire ve 01 numaralı 2+1 daireler olarak …’ye devrinin gerçekleştirileceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde ”… San ve Tic. Ltd.Şti.’nin ” başlıklı 22.04.2017 tarihli belgenin incelenmesinde, belgenin altında … kaşe ve imzasının olduğu, belgenin içeriğinden … firmasından alacaklı olduğu … ada … parselde yapmış oldukları inşaat işindeki … şirketine ait hak edişler toplam 850.000,00 TL’nin ve aynı zamanda … Şti. ile yapmış olduğu sözleşmede adı geçen 11 adet daireden …’nin daha önce satış sözleşmesi yapılmış olan 2 adet 2+1, 1 adet 3+1dairenin … tarafından …’ye ödenerek … ile imzaladığı sözleşmedeki adı geçen hak edişinden düşülmesine muvafakat ettiğine yönelik ibare bulunmakla aynı zamanda …’nin … herhangi bir alacağının kalmadığının beyan edildiği görülmüştür. Dosya içerisinde ”… Şti” isimli 19.04.2017 tarihli belgenin incelenmesinde, belgenin altında … kaşe ve imzasının olduğu, belgenin içeriğinden … olarak … alacaklı olunan … ada … parselde … tarafından yapılan inşaat işindeki … ait hak edişten toplam 200.000,00 TL tutarın …’ye makbuz karşılığı ödenmesi, ödenmiş olan maksimum 200.000,00 TL’nin … ait hak edişten düşülmesine muvafakat edildiğinin beyan edildiği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde ”Protokol” adlı belgenin incelenmesinde; protokolün taraflarının devir alan sıfatıyla …, taşeron sıfatıyla … Şti., olduğu, protokolün konusunun … tarafından devir alınacak olan İstanbul ili … İlçesi, … ada, … parselde kain arsa vasıflı taşınmaz üzerinde proje ve mevzuata uygun inşaat yapılmak üzere toprak sahipleri ve yüklenici … Şti. arasında imzalanmış 27.05.2008 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat satış sözleşmesi ile bu sözleşmeye ek olarak yapılan 14.04.2014 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden taşeron … inşaatın yaptırdığı inşatların tespiti ve taşeron alacağının ve ödeme şeklinin belirlenmesine yönelik düzenlendiği, protokolün açıklamalar başlıklı 3. maddesinin i bendinde, taşeronun bu protokolden kaynaklı hak edişleri …. San. Ltd. Şti. tarafından nakit ve çek olarak ödeneceği belirtilmekle, ödeme planı olarak dokuz kalem altında çek ve blok teslimi sonrası nakit tutar bilgileri yazılmıştır. Dava konusu 30.05.2017 keşide tarihli 250.000,00 TL tutarındaki çekin, bu bahsi geçen dokuz kalem içinde yer almadığı görülmektedir. Dosya içerisindeki … tarafından keşide edilen 17.03.2017 tarihli tahsilat makbuzu 250.000,00 TL tutarlı çek için düzenlenmekle, üzerinde … Şti. … ada, … parsele mahsuben 1 adet çek alınmıştır ibaresinin bulunduğu, tahsilat makbuzunun altında … Şti., … Şti’nin kaşe ve imzasının olduğu görülmüştür.Dosya içerisindeki çekin arka sayfasına ilişkin fotokopinin incelenmesinde, keşidecinin … A.Ş., lehtarın …, keşide tarihinin 30,05.2017 olduğu, … son ciranta olduğu görülmektedir.Dosya kapsamında yapılan değerlendirmede dava dışı … cirosunun olmadığı, şirket yetkilisinin şirket kaşesi olmaksızın kendi adına sözkonusu çeki ciroladığı, dava dışı … şirketinin yine dava dışı başka bir şirketin taraf olduğu gayrımenkul satım vaadi sözleşmesinden kaynaklı hakları devralmış olduğu ve davalı … taşeron sıfatı ile bu ilişki kapsamındaki hakedişlerinin … tarafından nakit ve çek olarak ödeneceğinin protokolle bağıtlandığı, bu noktada … ile davacı … arasında iş ilişkisinin olduğunun gerek dosyadaki SGK kayıtlarından gerekse dosya içindeki belgelerden anlaşıldığı, zira … inşaat ile arasındaki yazışmaların incelenmesinde Yetgil’in bahsi geçen hakedişlerinden bir kısmının ve az önce bahsi geçen gayrimenkul satım sözleşmesine konu edilen inşaata ilişkin bir dairenin …’ye verilmesine icazetinin bulunduğu bu bağlamda hakediş alacaklarının bir kısmından … ve aradaki hukuki ilişki çerçevesinde …’yi de ibra etmiş olduğuna yönelik beyanının bulunduğu, dava konusu çeke ilişkin olarak davacının savcılığa suç duyurusunda bulunduğu, bu aşamada dava dışı … yetkilisinin vermiş olduğu ifadesinde, …’nin davalı şirktin ortaklarından olduğu, … şirketinin hakediş alacaklarının bir kısmının dava konusu çek ile ödendiği, çekin kendisi tarafından keşide edilerek …’ye verilmiş olduğu ancak … tarafından düzenlenen çekin alındığına dair belge ve tahsilat makbuzu altındaki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, dosyaya kök ve ek raporlar ibraz edilmiştir. Davacı sadece işletme defteri tutmakla sözkonusu defterin usulüne uygun olmadığı, davacının dava konusu çeki defterine kaydettiği, ancak iki adet 350.000 TL tutarında çeke ilişkin makbuz bulunmasına rağmen davacının sadece 250.000 TL tutarındaki çeki defterine işlediği, aynı zamanda 21.12.2016 ve 01.12.2016 tarihli iki farklı makbuz da da sözkonu çekin mükerrer şekilde kayıtlı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinin de usulüne uygun olmadığı, davalının dava konusu 250.000 TL tutarındaki çeki ticari defterlerine kaydetmiş olduğu, ancak davalının ibraz ettiği makbuz altında, ödeme yapan dava dışı … şirketinin de davalı şirketle birlikte kaşe ve imzasının bulunduğunun görüldüğü, ancak … şirket yetkilisinin savcılığa verdiği ifade de sözkonusu çekin kendisi tarafından …’ye verildiği, davalı şirket ile …’nin birlikte taşeronluk yapmış oldukları, … tahakkuk etmiş hakediş alacaklarına istinaden sözkonusu çekin … verildiğini, … ibraz ettiği makbuz altındaki imzanın kendisine ait olmadığına yönelik beyanının bulunduğu, dosya içerisindeki 28.06.2018 tarihli protokolün incelenmesinde de … … şirketinden olan alacağına karşılık dava konusu çek de dahil olmak üzere … bazı ödemeler yapacağının kararlaştırıldığı, protokolün altındaki her iki tarafın kaşe ve imzasının bulunduğu görülmektedir. Dava dosyası değerlendirildiğinde; davacı iradesinin çekin istirdatı istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatına karar verilebilmesi için davacının, dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Bu durum karşısında davada ispat yükü, çekin istirdadına karar verilmesini talep eden davacıya aittir. Davacı vekili; bir taraftan müvekkilinin dava dışı … yetkilisi ile yapmış olduğu ticari iş neticesinde davaya konu çekin müvekkiline ciro edildiğini ileri sürmekte, diğer taraftan da dosya kapsamında sunduğu belgelerle çek istirdatı talebinin haklılığını davalı şirketle olan ticari ilişki kapsamında ortaya çıkan alacağına dayandırmakta, davalıya yapmış olduğu iş karşılığında hak ettiği alacağa karşılık, davalının dava dışı … olan hak ediş alacağın içinde yer alan tutarın davalının icazeti ile kendisine ödendiğini ileri sürmektedir. Bu nedenle davacı vekilinin iddiasını ileri sürüş şekli çelişkili davranış yasağına aykırılık teşkil edecek niteliktedir. Davacı vekili, dosyaya sunmuş olduğu … ve … arasındaki 19.04.2017 ve 22.04.2017 tarihli yazışmalarla …, … olan hakedişlerine ilişkin 200.000.00 TL tutarın …’ye ödenmesine yönelik iradesinin bulunduğu görülse de sözkonusu protokolde dava konusu 250.000.000 TL tutarındaki çeke yönelik bir atıfta bulunulmamış, çek bilgilerine protokolde rastlanılmamıştır. Davacı vekili, kendisinin teslim almış olduğunu ileri sürdüğü ve usulüne uygun olmayan ticari defterlerine işlediği çekin halihazırda davalının uhdesinde neden bulunduğu hususunda bir açıklama getirememektedir. Kaldı ki davacının ibraz ettiği makbuzlardan bir tanesinde ”… adına …” diğerinde ise ”…” şeklinde ibarelerin bulunduğu anlaşılmakla, davacının sözkonusu çeki hangi hukuki ilişki çerçevesinde teslim almış olduğu hususu da ispata muhtaçtır. Davalının çeki kötüniyetle ve ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olup olmadığı hususu, davacının çekin meşru hamili olduğunu ispatladıktan sonra tartışılması gereken bir meseledir. Bu noktada zaten ispat yükü davacıda olmakla davacı tarafın, davalı vekilinin … adına imza atmaktan çekinmeyip o düzenlemiş gibi sahte evrak düzenleyen davalı taraf vekili hakkında suç duyurusunda bulunduğunu beyan etmekle bu yöndeki değerlendirmelerin davalının kötüniyeti ve ağır kusurunun tespiti aşamasında yapılacağı tartışmasızdır. Kendi yerine sahte imza atıldığı iddiası karşısında … herhangi bir suç duyurusunda bulunduğuna ilişkin dosyada bir belge de mevcut değildir. Yine bu bağlamda davalı vekili tarafından sunulan 28.06.2018 tarihli protokolde davalı ve dava dışı … yetkililerinin imzası olmakla, … karşı davacı tarafından açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Sonuç olarak davacı, çekin meşru hamili olduğunu ispatlayamamış olduğundan, ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönünde verdiği hüküm isabetli olmakla, davacının istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11.02.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.