Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/32 E. 2020/1066 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/32
KARAR NO: 2020/1066
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2018
NUMARASI: 2016/819 E. – 2018/376 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan .. Aş.’nin (…Ltd.Şti) Mecidiyeköy şubesinden 04.04.2013 tarihinde satın aldığı … marka buzdolabının 07.05.2013 tarihinde tedarikçi olan diğer davalı … Ltd.Şti tarafından teslim edilerek aynı tarihte garanti belgesi düzenlendiğini, garanti belgesine göre ürünün 2 yıl süre ile garanti kapsamında olduğunu, Mart 2015 tarihinde üründe gizli ayıplar olduğunun ortaya çıktığını, ürünün ön kapağında paslanma, bozulma ve renk değişimi olduğunu, 26.03.2015 tarihinde yetkili servis hizmeti alındığını, yetkili servisin ayıbın kullanım hatası ve kimyasal madde teması sonucu meydana geldiğini iddia ederek ürünün temizlenmesi için solüsyon önerdiğini, ancak müvekkilinin kimyasal ürünü buzdolabına temas ettirmediğini, kaldı ki kullanılan solüsyonun da üründeki ayıbı gidermediğini, garanti şartlarının 6.maddesine göre, arızanın kullanım hatası sonucu ortaya çıkıp çıkmadığının yetkili servisçe düzenlenecek raporla belirleneceğinin düzenlenmesine rağmen buna ilişkin bir rapor düzenlenmediğini, garanti şartlarının 4.maddesi gereğince garanti süresi içinde malzeme, işçilik ve montajdan kaynaklanan arıza bulunması halinde ücretsiz değiştirileceğini, buna rağmen ayıbın giderilmesi için ücret talep edilmesinin yerinde olmadığını, ürünün ücret karşılığı değişim önerisinin servisçe kabul edilmeyerek satıcı ile görüşülmesinin tavsiye edildiğini, ayıbın garanti süresi içinde ortaya çıkmasına rağmen ürünün ücretsiz değiştirilmesi talebinin yerine getirilmediğini, bu nedenle müvekkilinin seçimlik haklarından olan ürünün iadesi ile bedelinin tahsilini isteme zorunda kaldığını ileri sürerek, ayıplı ürünün davalılarca geri alınmasına, sözleşme bedeli olan 4.985,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sözleşmede belirlenen edimini yerine getirerek emtiayı alıcıya teslim ettiğini, davacı tarafından ileri sürülen ayıbın satıcı ile ilgili olmayıp üretimden kaynaklanması nedeniyle pazarlamacı olan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığından davanın üreticiye yöneltilmesi gerektiğini, kaldı ki ayıp bildiriminin süresinde yapılmadığını, ayıbın ortaya çıkması halinde derhal satıcıya bildirilmesi gerektiğini, oysa davacının ayıbı davalı ile ilgisi olmayan servise bildirdiğini, bu bildirim diğer davalı açısından süresinde bildirim olarak kabul edilse dahi, satıcının bünyesinde bulunmayan servise yapılan bildirimin müvekkiline yapılmış bir bildirim olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin satıcı olup üretici/ithalatçı olmadığını, garanti belgesindeki şartların da satıcıya ilişkin olmayıp üreticiye ilişkin olduğunu, davanın ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini savunarak, usul ve esas yönünden davanın reddini istemiştir. Diğer davalı … Ltd. Şti.’ne usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalı şirket cevap dilekçesini sunmamıştır. Davanın açıldığı İstanbul 1.Tüketici Mahkemesinin 16.02.2016 gün ve 2015/902 Esas, 2016/806 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “Bilirkişi kurulunun düzenlediği 24.08.2017 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; 2. nolu davalı … Ltd. Şti. (yeni unvan; … A.Ş.) tarafından davacıya 04.04.2013 tarihli … seri nolu, ‘… Buzdolabı.’ açıklamasını içeren 8.389,32.-TL lik İrsaliyeli Faturanın düzenlenmiş olduğu, davacı tarafından da söz konusu faturanyı davalı şirkete ödenmiş olduğu, taraf ticari defterlerinin birbiri ile örtüştüğü ve taraflar arasında iş bu fatura bedeli yönünden herhangi bir ihtilafın olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın ayıplı olduğu iddia edilen buzdolabının müşteri kullanımından mı yoksa cihazın hatalı olmasından mı kaynaklandığı yönünde olduğu, Yapılan teknik inceleme neticesinde davaya konu … model … seri nolu Buzdolabının paslanmaz çelikten imal edilmiş alt bölümünün paslanmaz sac malzemesinin ‘haddelenme’ yoluyla şekillendirilmesi sırasında meydana geldiği yani bunun bu haliyle ‘gizli ayıplı’ olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur. Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; Huzurdaki davada davacı, davalı … A.Ş. den satın almış olduğu … marka buzdolabının gizli ayıplı olduğu iddiası ile ayıplı ürünün davalı firmalar tarafından geri alınması ve malın bedeli olan 4.985,00-TL nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmektedir. Davalılardan … A.Ş. (Eski Unvan: … Ltd.Şti.) vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ise; davacı şirket olduğundan görevsiz mahkemede dava açıldığı, davacının ayıp bildirimini süresinde yapmadığı, garanti şartlarında da belirtildiği gibi yetkili servise belirtildiği usulde yapılmış olması gerektiği ve davalı şirkete de bildirimde bulunulması gerektiği, ürünle ilgili belirtilen ayıbın niteliği ve davalı şirketin satıcı olması hasebiyle bir sorumluluğunun bulunmadığı, ürünle ilgili ayıp iddiasının doğru olması halinde ürün imalatçısının sorumluluğu cihetine girdiği anlatımındadır. Davacı yanın ibraz etmiş olduğu ticari defterlerde; davalı ile olan ticari münasebetini 329.02 nolu hesap kodu altında takip etmekte olduğu, davalı tarafından düzenlenen faturaları bu hesabın borcuna, davalıya yapılan ödemeleri ise bu hesabın alacağına kaydedilmiş olduğu, dava konusu ayıplı olduğu iddia edilen buzdolabına ilişkin düzenlenen fatura ile tamir faturası ile davalı şirkete ödemelerinde bu hesaba kaydedilmiş olduğu ve 31.12.2013 tarihi itibariyle bu hesabın herhangi bir borç yada alacak bakiyesi vermemiş olduğu görülmektedir.Huzurdaki davanın konusunun cari hesap bakiyesi olmadığı, davacı tarafından davalıdan 04.04.2013 tarihli fatura ile satın alınan KDV Hariç 4.970,97-TL lik … Buzdolabının ayıplı olması iddiasından kaynaklanmaktadır. Bilirkişi kurulundan teknik bilirkişi raporda; Buradaki muntazam (sanki cetvelle çizilmiş gibi) görülen çizgiler, kullanıcı tarafından, herhangi bir temizleme işlemi sırasında kullanılan malzeme ile ilgili olarak değil, bu çizgiler davaya konu … model … seri nolu Buzdolabının paslanmaz çelikten imal edilmiş kapısının sac malzemesinin ‘haddelenme’ yoluyla şekillendirilmesi sırasında meydana geldiği yani bunun bu haliyle ‘gizli ayıplı’ bir imalat olduğu ancak imal sonrası yüzey işlemleri (cilalama gibi) kapatıldığı, ancak kullanım sırasında (temizleme sabunlu veya özel paslanmaz yüzey temizleyiciler) cilanın kalktığı ve metaldeki bu ‘gizli ayıplı’ imalat görüntülerinin ortaya çıktığı kanaatine varılmıştır. Sadece alt kısımda meydana çıkması ise bu bölümde kullanılan saclardaki hatanın meydana çıktığı anlaşılmaktadır. Diğer bölümlerde hadde hatalı sac kullanılmamıştır. Bu bölüm sacları değiştirilmedikten sonra bu çirkin görünümlü kullanım devam edecektir. Veya sık sık cilalanma yoluna gidilmesi gerekecektir. Ancak bu haliyle Buzdolabının alış değerinin görünüş dikkate alındığında % 25 değer kaybı olması gerektiği kanaatine de ulaşılmaktadır. Tüm bu açıklamalardan da belirlendiği üzere davanın Kabulü ile … model … seri nolu BUZDOLABI’nın gizli ayıplı olması nedeniyle davalıya iadesi koşulu ile 4.985.-Tl nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulüne, emtianın gizli ayıplı olması nedeniyle davalıya iadesi koşulu ile 4.985 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, karar vermiştir. Bu karara karşı davalı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili şirketin imalat firmalarınca gönderilen ürünlerin yalnızca satışını yaptığını, imalat, montaj ve servis niteliğindeki faaliyetlerde yer almayan müvekkilin üründeki imalattan kaynaklanan gizli ayıplardan ve kullanıcı hatalarından sorumlu tutulamayacağını, emtianın sadece satış aşamasında yar alan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unun 9. Maddesine göre ayıplı maldan satıcının sorumluluğunun malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslimi olduğunu, ürününün satışının gerçekleştirilerek davacıya teslimi ile müvekkilinin satıcı sıfatıyla tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğinden müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğinden davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olduğu kabul edilse dahi usulüne uygun ayıp ihbarı yapılmadığını, ileri sürülen ayıbın müvekkiline bildirilmediğini, ayıbın müvekkili ile ilgisi bulunmayan yetkili servise bildirildiğini, satıcı ile hiç bir bağlantısı bulunmayan yetkili servise yapılan başvurunun müvekkiline yapılmış ihbar olarak kabul edilemeyeceğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … LTD ŞTİ vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişinin kendisine verilen görevi aşarak değerlendirme yaptığını, buzdolabının ön kapağında lekelenme ve paslanma şikayeti olmasına rağmen taleplerin ötesinde gizli ayıp bulunduğuna ilişkin rapor tanziminin hatalı olduğunu, bu nedenle farklı bilirkişiden rapor alınması veya aynı bilirkişiden itiraz kapsamında ek rapor alınması gerekirken mahkemece istemin reddedildiğini, itirazların bilirkişi raporuyla değerlendirilmemesi nedeniyle hak arama özgürlüğünün kısıtlandığını, dava dilekçesinde ileri sürülen ayıpların tüketicinin kullanımından kaynaklı lekelenmeler olmasına rağmen, dava dilekçesinde belirtilmeyen nedenlerle ürünün ayıplı olduğundan bahisle rapor düzenlenmesinin ve bu hususta bir ıslah bulunmamasında rağmen bu raporun hükme esas alınmasının taleple bağlılık kuralına aykırı olduğunu, üründe kullanılan çelikte ayıp bulunmadığını, malzemenin bu tür ürünlerde kullanılan standart malzeme olmasına rağmen bilirkişinin hatalı değerlendirme yaptığını, buna ilişkin itirazların değerlendirilmesi için de rapor alınmadığını, mahkemece faizi hükmedilmesinin hatalı olduğunu, zira ürünün halen davacının kullanımında olmasına rağmen faize hükmedilemeyeceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle TBK’nın 219 ve 227. maddeleri uyarınca, satılanın ayıbı nedeniyle iadesine ve ödenen satım bedelinin temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalıların vekillerince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından, 04.04.2013 tarihli faturayla dava konusu buzdolabı emtiasının davalı … Ltd.Şti’nden satın alındığı, emtianın davacıya teslim edildiği dosyadaki fatura suretinden anlaşılmıştır. Dosyadaki garanti belgesine göre ürünün ithalatçısı davalı … Ltd.Şti. olup, ürünün 07.05.2013 tarihinde teslim edildiği, garanti süresinin iki yıl, azami tamir süresinin otuz gün olduğu belirlenmiştir. Ürünün tesliminden sonra 25.03.2013 tarihinde, ürünün her iki kapısının alt kısmında paslanma bulunması nedeniyle davacının ithalatçı şirket bünyesinde bulunan servise başvuruda bulunduğu, bunun dışında 06.03.2015 ve 31.03.2015 tarihli servis fişleri ile işlem yapıldığı anlaşılmıştır. Teknik servis tarafından yapılan inceleme sonucunda, cihazdaki lekelenmelerin üretim hatasından ileri gelmediği, kimyasal madde kullanımından kaynaklanması nedeniyle kapı değişiminin ücretli yapılabileceği belirlenmiştir. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde, buzdolabının paslanmaz çelikten imal edildiği, sac malzemenin heddelenme yoluyla şekillendirilmesi sırasında meydana geldiği, ayıbın bu haliyle gizli ayıp niteliğinde olduğu ancak imalat sonrası cilalama gibi yüzey işlemleri ile ayıbın kapatıldığı, kullanım sırasında sabun veya yüzey temizleyiciler ile ile silinmesi sonucu cilanın kalkması nedeniyle metaldeki gizli ayıbın ortaya çıktığı, hatalı sacın sadece bu kısımda kullanılması nedeniyle diğer bölümlerde ayıp bulunmadığı, bu şekli ile sacların değiştirilmesinin ürünün çirkin görünümünün devam edeceği veya sık sık cilalama yoluna gidilmesi gerektiği, bu hali ile buzdolabının alış değerinin yüzde 25 oranında kaybolduğu belirlenmiştir. TTK’nun 23/1-c maddesinde, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya inceletmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Satıcı, TBK’nın 219. maddesine göre, ayıptan genel olarak sorumludur. TBK’nın 223. maddesine göre, alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Somut olayda, emtianın teslim alınmasından sonra, üretimden kaynaklı ve sonradan cila ile örtülen ayıbın ortaya çıkmasından sonra derhal ayıbın servise bildirilmesi nedeniyle ayıp ihbarının her iki davalı yönünden süresinde yapıldığının kabulü gerekir. Alıcıya karşı, satıcı ve ithalatçının birlikte sorumlu olduğu, satıcının TBK’nun 219.maddesi gereğince satılandaki ayıp nedeniyle alıcıya karşı sorumlu olduğu, bu durumda satıcının sadece ithal edilen malın davalıya teslimi ile yükümülükten kurtulduğu, satılanın ayıplarından sorumlu olmadığına ilişkin savunma ve istinafının yerinde olmadığı, satıcı ve ithalatçının, imalatçı ile birlikte satılanın ayıplarından alıcıya karşı sorumlu olması karşısında davalıların bu yöne ilişkin istinaf istemleri yerinde değildir. Satım konusu buzdolabının kullanım amacı dikkate alındığında, bilirkişi tarafından belirlenen kapının alt kısmındaki sacda imalat hatası bulunduğu, imalat sırasındaki gizli ayıbın cilalanmak suretiyle örtüldüğü, ancak kullanım sırasında kapının silinmesiyle kapının alt kısmındaki gizli ayıbın ortaya çıktığının ve üretimde kullanılan sacın ayıplı olduğunun belirlenmesi karşısında bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olması, davacının talebinin de gizli ayıp nedeniyle bedel iadesi olması karşısında mahkemece talebe bağlı kalınarak değerlendirme yapıldığı, talebin aşılmadığı anlaşılmakla davalı … Ltd.Şti. vekilinin bu yöne ilişkin istinaf istemi de yerinde görülmemiştir. Ancak, ürünün halen davacı elinde bulunmasına ve ileri sürülen ayıba göre kullanılacak halde olması ve halen kullanılması, mahkemece birlikte ifa kararı verilmesi karşısında tarafların edimlerinin aynı anda ifa edecekleri dikkate alındığında, hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi yerinde olmadığından, hüküm fıkrasının düzeltilmesi gerektiğinden HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurularak faizin teslim tarihinden itibaren başlatılması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 352/1.b.2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının faiz yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1- Davanın asıl alacak yönünden kabulü ile … model … seri nolu BUZDOLABI’nın gizli ayıplı olması nedeniyle davalıya iadesi koşulu ile 4.985.-TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine; edimlerin birlikte ifasına karar verildiğinden, davacının faiz talebinin redine, 2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 340.53 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 85,13 TL’nin düşümü ile 55,40 TL bakiye ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan 114,33 TL peşin ve başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 1825,50 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince karar tarihi itibariyle 3400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalıların istinaf başvurusu kısmen kabul edildiğinden davalılardan … Tarafından yatırılan 454,93 TL istinaf peşin harcının ve davalı … Tarafından yatırılan 454,93 TL istinaf peşin harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, yatıranlara iadesine; istinaf kanun yoluna başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, b-Davalılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin, kararımızın mahiyetine göre, takdiren davalılar üzerinde bırakılmasına, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından, istinaf yargılaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 3531.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 15/10/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.