Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/310 E. 2021/30 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/310
KARAR NO : 2021/30
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2018
NUMARASI : 2017/357E. 2018/924K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin davalıya çeşitli tarihlerde fatura karşılığı mal teslim ettiğini ancak bakiye bedelin ödenmediğini, mal tesliminin imzalı irsaliyeli faturalarla sabit olduğunu belirterek alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali ile takibin devamını, asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.Davalı taraf davaya yanıt vermemiş olup, borçlu vekili takibe süresinde itirazında; borcun fer’ileri ile birlikte tümüne itiraz ederek takibi durdurmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tarafların ticari defterlerinin SMM Bilirkişisi marifetiyle incelenmesine ilişkin ara karar oluşturulmuş olup, ilgili vergi dairelerinden tarafların BA/BS formlarına dair yazı cevabı ve davalıya ait SGK çalışan kayıtlarının dökümü dosya arasına alınmıştır.Belirlenen inceleme gün ve saatinde davacı taraf defterlerini incelemeye sunmuşsa da, davalı yan defterlerini ibraz etmekten zımnen imtina etmiştir.Davacı kayıtlarının incelenmesinde, takip ve dava konusu faturaların kendi defterlerinde işlenmiş vaziyette bulunduğu ancak davalı tarafça defter sunulmadığından davacı defteri kendi lehine delil teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır.Davalı tarafa ait ilgili vergi dairesinden getirtilen BA/BS formlarının incelenmesinde; davacının takibe ve davaya konu ettiği fatura tutarlarından bir kısmının davalı tarafından maliyeye beyan edildiği, bu beyanların mahkememiz yönünden de ikrar mahiyetinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla, davalının maliyeye bildirdiği faturalar ile sınırlı olmak üzere davanın kabul edilmesi gerekmiştir. Zira davacı vekili de rapora bu yönden itiraz etmediği, kendi defterlerine göre davanın kabulünü talep ettiği dikkate alınarak, davacı defterlerinin tek taraflı olarak lehine delil teşkil etmeyeceği sebepleriyle davanın kısmen kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca kısmen iptali ile; 47.915,08 TL’nin (%18 KDV Dahil) takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine, alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir nitelikte olduğundan hükmedilen alacağın %20’si 9.583,01 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ”karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Müvekkili şirketin “…” markası altında vida ve perçin üretimi yaptığını, taraflar arasında, müvekkili şirket tarafından üretilen ürünlerin satışına dayalı kurulan sözleşme gereğince, müvekkili şirketin davalıya fatura karşılığı çeşitli tarihlerde mal teslim ettiğini, davalı şirketin ise cari hesaba mahsuben sadece bir kez ve son derece cüz’i miktarda ödeme yaptığını, Davalıya 2016 yılı Mart ayından başlayarak çeşitli tarihlerde birçok ürün teslim edilmesine ve karşılığında fatura keşide edilmesine rağmen davalı yanca ödeme yapılmadığını, cari hesapta biriken borç miktarının 09.03.2017 tarihi itibariyle 90.977,69 TL’ye ulaştığını, ilk derece mahkemesi tarafından davalının maliyeye bildirdiği faturalar ile sınırlı olmak üzere davanın kısmen kabulü yönünde hatalı şekilde karar verildiğini,Müvekkili şirket tarafından davalı adına keşide edilen faturaların bir kısmının 2016 yılına, bir kısmının ise 2017 yılına ilişkin olduğunu, tüm faturaları ve irsaliyeleri delil olarak sunduklarını, ayrıca dava dilekçesinde davalı şirketin maliyeye beyan ettiği (BA) (BS) formlarına dayanıldığını, ilk derece mahkemesi tarafından davalı şirketin (BA) (BS) formlarının vergi dairesinden celbine karar verildiğini, ancak dosyaya davalı şirkete ait sadece 2016 yılına ilişkin BA ve BS formlarının kazandırıldığını, davalı şirketin 2017 yılına ilişkin (BA) (BS) formaları celp edilmeden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığını, düzenlenen raporda müvekkili şirketin 2016 yılında davalıya kestiği tüm faturaların davalı tarafından vergi dairesine beyan edildiğinin tespit edildiğini, davalıya ait 2017 yılına ilişkin BA formu dosya kapsamında bulunmadığından bilirkişi tarafından bu hususta inceleme yapılamadığı, 2017 yılına ilişkin (BA) formunun ilk derece mahkemesince vergi dairesinden celp edilmesine karar verilmesi halinde müvekkili şirketçe davalıya kesilen 2017 yılındaki faturaların da davalı şirketçe kabul edilerek vergi dairesine beyan edildiğinin görüleceğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olarak eksik inceleme sonucu verildiğini belirterek, kararın kısmen reddine yönelik kısmının kaldırılmasına ve davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, fatura alacağına dayanarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki titrazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının … Şti., borçlu … A.Ş. Olduğu 90.977,69 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip sebebi olarak ise 16.03.2017 faiz başlangıç tarihli 90977,69 TL tutarındaki cari hesap ekstresinin gösterildiği, takip talebine ekli cari hesap ekstresinin incelenmesinde, 2016 ve 2017 yılına ait işlem türü fatura olan belgelerin cari hesaba kayıt edilmek suretiyle … adına 94.977,69 TL borç kaydı oluşturulduğunun görüldüğü, borçlu vekilinin icra dosyasına itirazında, müvekkilinin … herhangi bir borcu bulunmadığını ve herhangi bir şekilde temerrüte düşürülmediğinden faiz de istenemeyeceğini beyan etmiş olduğu anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinde, dosya içerisinde, dava dilekçesine ekli olarak muhtelif sayıda faturalar ve sevk irsaliyelerinin bulunduğu, ancak bir kısım sevk irsaliyelerinde teslim alan kısmında isim ve imza bulunduğu, Bayrampaşa Vergi Dairesinden gelen yazı cevabında … A.Ş. hakkındaki 2013,2014,2015,2016 yıllarına ait BA formlarının gönderilmiş olduğu, yine Tuzla Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen cevabı yazıda … Şti. ‘ye ilişkin 2013,2014,2015,2016,2017 yıllarına ait BA ve BS formlarının gönderilmiş olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesince alınan 07.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 2016/2017 yılına ait ticari defterleri incelenmiş, davalının davacı tarafa 09.03.2017 tarihi itibariyle 90.977,69 TL borçlu olduğu, davacının cari hesap ekstrası dökümünden ve ticari defter kayıtlarından tespit edilmiştir. Yine bilirkişi tarafından … A.Ş.’ye ait dosya içerisinde BA ve BS formları incelenmiş, netice olarak davalı tarafın davacı taraftan 2016 yılında almış olduğu malzemeye ilişkin olarak 8 adet fatura karşılığı KDV hariç 40,606,00 TL alışlarının BA formu ile bildirmiş olduğu ancak 2017 yılına ilişkin BA formu bulunmadığından bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Davacı istinaf başvurusunda, davalı şirketin 2017 yılına ilişkin vergi dairesine bildirmiş olduğu BA formlarının celp edilmesi suretiyle eksikliğin giderilmesi gerektiğini, ancak bu şekilde taraflarınca davalı adına keşide edilen 2017 yılına ait faturaların davacı şirketçe kabul edilerek vergi dairesine bildirilmiş olduğunun görüleceğini ileri sürerek kararın ortadan kaldırılmasını talep etmektedir. Davacının dava dilekçesinde açıkça deliller kısmında BA ve BS formlarına dayanmış olduğu görülmektedir. İlk derece mahkemesince davacının takip dayanağı yaptığı fatura örnekleri davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderilerek bu faturaların davalı tarafından 2017 yılı BA (Büyük Alış) formunda vergi dairesine bildirilip bildirilmediği ve bildirilmiş ise sonradan verilen düzeltme beyanı ile bildirimden çıkartılıp çıkartılmadığının sorulması gerekir. Bir satım faturasının alıcı ticari defterlerine kaydedilmesi halinde sonradan bu kayıt silinse dahi malın teslim alındığına karine olduğu gibi satım faturası BA formu ile vergi dairesine bildirilirse sonradan düzeltme yapılsa da malın teslim alındığına karinedir. Şayet bu araştırma sonucunda takip konusu faturaların davalının BA (Büyük Alış) formunda yer almadığı anlaşılırsa bu kere bu faturalara konu malların davalıya teslimine ilişkin üzerinde teslim alan isim ve imzası bulunan irsaliyeler yönünden davalının isticvap edilip, teslim alan imzalarının kendisine ya da çalışanına ait olduğunun kabul edilmemesi halinde imza ve sair incelemeler yapılarak karar verilmesi gerekmektedir (Yargıtay 19.HD.T.09/04/2019, 2017/5059 E, 2019/2363 K, sayılı ilamı).Yukarıdaki açıklamalara göre ilk derece mahkemesinin uyuşmazlık noktalarını net olarak ortaya koymadığı, davanın çözümünde oldukça önemli olan 2017 yılına ilişkin BA formları celbedilmeden karar verildiği anlaşıldığından, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, HMK’nın 356/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14/01/2021