Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/306 E. 2019/263 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/306
KARAR NO : 2019/263
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2018
NUMARASI : 2017/461- 2018/935 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı borçlu şirketten aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturalı cari alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek takibe itirazının 24.876,46 TL üzerinden iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirketin adresinin İstanbul Bayrampaşa ilçesi olup, bu sebeple yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin 2017 yılının başlangıcında cari hesap ve ticari defterlerinde davacı şirketten alacaklı gözüktüğünü, buna rağmen davacının cari hesap tablosundaki bakiye alacağı veya bir hesap hatası olup olmadığını müvekkili şirkete bildirmeden yasal işleme başvurduğunu, başlatılan takip evrakının ekinde davacı şirkete ait olduğu iddia edilen cari hesap tablosunun da gönderildiğini, bu cari hesap tablosunda 24.876,46 TL borç bakiyesi görünmesine rağmen kötü niyetli olarak 34.876,46 TL miktarlı icra takibi başlatıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA BS formları üzerinde yapılan inceleme sonucunda Mali müşavir bilirkişinin 17.09.2018 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalının faturayı kabul etmesine rağmen davanın reddinin doğru olmadığını, özellikle 18.06.2018 tarihinde isticvap beyanınında fatura inkar edilmiş ise de, bilirkişi tarafından sunulan kök raporunun 9. ve 10.’uncu sayfasında davalı şirketin işbu faturayı cari hesap listesine eklemiş olduğu ve BA-BS formlarının celbi içn yazılan müzekkere gelen cevabı yazıda 03.11.2016 tarihli faturanın davalı şirket tarafından defter kayıt belgelerine işlendiğinin ispat edildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu değil davalı şirketten alacaklı konumda olduğunu, bilirkişinin, her iki şirket arasındaki uzun süreli gerçekleşen ticari ilişkide ,mal/hizmet alımı ile ilgili ispat yükümlülüğünü müvekkil şirkete yüklemesinin dosya kapsamında yer alan belge ve deliller ile davalı şirket yetkilisinin çelişkili ve gerçeği yansıtmayan beyanları karşısında hak ve nesafete aykırı bir durum oluşturduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Dava, ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.Anayasa’nın 141/3. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nın 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür.Anayasa Mahkemesinin 01/02/2017 tarihli, 2014/12158 başvuru numaralı kararında belirtildiği üzere, gerekçeli karar hakkı, Anayasa’mn 36.maddesi İle güvence altına alman adil yargılanma hakkının bir unsurudur.Somut olayda ilk derece mahkemesince, gerekçeli kararda iddia ve savunmaya yer verdikten sonra toplanan deliller hiç tartışılmadan ” Tarafların iddia ve savunmaları sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere; davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” denilmekle suretiyle davanın reddine karar vermiştir. Bunun dışında bir gerekçe veya delil değerlendirmesine yer verilmemiştir.HMK’nın 353/1 .a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, bölge adliye mahkemesince işin esası incelenmeden, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için, dosyanın kararı veren mahkemeye veya yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar verilir.Tüm bu değerlendirmeler ışığında, somut uyuşmazlığa ilişkin dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmediği, Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, davanın reddine dair gerekçelerin karar yerinde gösterilmediği, sadece bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulduğundan HMK’nın 297. maddesindeki zorunlu unsurları içeren bir karar olmadığı kanaatine varıldığından, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, davanın esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi İçin dosyanın kararın veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.