Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/302 E. 2020/1487 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/302
KARAR NO: 2020/1487
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2018
NUMARASI: 2017/821E. 2018/1024K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; davalı ile müvekkili firma arasında taşıma hizmeti konusunda ticari ilişki kurulduğunu ve taraflar arasında 16.11.2016 tarihli yurt dışı kiralık araç anlaşması imzalandığını, bu ilişki sebebi ile müvekkilinin, davalı için taşıma yaparak gönderilecek olan malları Bursa’dan Fransa’ya taşıdığını ve malları teslim ettiğini, müvekkili firma vermiş olduğu hizmet karşılığında yapılan sözleşme gereğince alacağı doğduğunu, müvekkilinin alacağına ilişkin olarak 18.11.2016 tarihli … nolu 3500 Euro bedelli faturayı düzenlediğini ve davalıya bu faturayı yolladığını, kötü niyetli davalı yan müvekkili üzerine düşen edimi yerine getirdikten sonra müvekkiline ekspres fark ve gümrük masrafı faturası adı altında 05.12.2016 tarihli … nolu 863 Euro bedelli faturayı yolladığını, müvekkili firma anlaşmaya aykırı olarak yollanan ve 22.12.2016 tarihinde eline ulaşan iş bu faturayı Kadıköy …Noterliği’nin 23.12.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile yasal süresi içerisinde iade ettiğini, davalının tüm şifahi görüşmelere rağmen borcunun bir kısmını ödemesine rağmen bir kısmını ödememesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki olduğunu, davacı ile müvekkili şirketin aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin zaman zaman yurt dışı taşıması için araç kiralama yoluna gittiğini, 16.11.2016 tarihli sözleşmenin de bu amaçla tanzim edildiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında tanzim edilen yurt dışı kiralık araç sözleşmesine istinaden aynı hafta için iki adet aracın kiralandığını, … plaka sayılı araca, … firmasına ait yükün yüklenerek Fransa 67 bölgeye götürülmesinin kararlaştırıldığını, yüklenen araç terminli olduğundan belirli bir sürede tesliminin gerektiğini, bu hususun davacı firmaya da bildirildiğini, Almanya’da görünen aracın termin gününde yerine varmasını beklenirken, davacı firma yetkilisinin, yanlış bilgi verildiği, konumu paylaşılan aracın aslında diğer araç olduğunu, … firmasının yükünü taşıyan aracın hala Trieste limanında beklediğini, şoförlerinin hatalı dorse alıp limandan ayrıldığını müvekkiline bildirdiğini, sonrasında yine şirket çalışanlarından birisi ile yapılan görüşmede aracın hala Trieste Limanı’nda olduğunun ve çıkış yapmadığının, Avusturya ve Almanya’ya geçmediğinin bilgisinin verildiğini, davacı şirketin sözleşmeye göre taşıma işini zamanında yerine getirmediğini, 16.11.2016 tarihli sözleşmede Fransa 67 bölge mallarının 24.11.2016 Perşembe günü teslim edilmiş olması gerektiğini, aksi halde hat duruşu yaşayacağının açıkça belirtilmiş olmasına rağmen davacının buna riayet etmediğini, 18.11.2016 günü yüklenip 24.11.2016 Perşembe günü teslim edilmesi gereken yükün Fransa saatiyle 30.11.2016 günü saat 18:41 ‘de yerine ulaştığını belirterek, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuk mesnetsen yoksun davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davanın davacı tarafından davalıya kiralık araç hizmeti verilerek taşıma işi gerçekleştirilimiş ise ödenmeyen taşıma ücreti bulunup bulunmadığı talebi ile ilgili olarak açıldığı, taraflar arasındaki taşıma ilişkisinin ihtilafsız olduğu, mali müşavir marifeti ile taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede defterlerin TTK 64 ve devamı ile V.U.K ve tebliğleri gereğince usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafından ç4 adet fatura karşılığında 37.264,78 TL borç kaydedildiği iki adek ek karşılığında yapılan ödemeler sonucunda 10.797,75 TL davalıdan alacaklı göründüğü, davalı da kendi defterlerine göre davacı tarafından kesilen bu faturaların kaydının yapıldığı 37.264,77 TL alacak kaydı girişi yapıldığı, taraflar arasında uyuşmazlık konusunun davalının kendi defterlerine geç teslimden kaynaklı toplam 10.79774 TL lik iki adet fatura kesilmesinden kaynaklandığı bu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı kayıtlarındaki bu faturaların yurt dışı gümrük masrafı ve yurt dışı diğer ücretler olarak kesilen faturalar olduğu, davacı tarafından Bursa-Fransa taşıma hizmetinin verildiği, faturanın davalı kayıtlarına da girmiş olması nedeni ile hizmet ifasının gerçekleştiği, karinenin davacı lehine oluştuğu, davalı tarafından kesilen ve davacı kayıtlarında yer almayan fatura nedeni ile tanzim ettiği fark gümrük masraflarına ilişkin belge sunulmadığı,asıl yük sahibi tarafından davalı yana yansıtılan davacıya da yansıtılabilecek ise de dosya kapsamında bu husus ta da delil senelmadığı anlaşılmakla her iki tarafın defterlerinde kayıtlı bulunan fatura yönünden davalının yaptığı itirazın iptali ile taraflar tacir olmakla bu miktara 3095 S.Y gereğince ticari faiz uygulanması gerektiği, inkar edilen alacak fatura alacağı olup likit olmak davalının İİK 67/2 maddesi gereğince 10.797,75 TL nin % 20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının İst. And. … İcra Md. nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 10.797,75 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren bu miktara ticari faiz uygulanmasına, davalının İİK 67/2 md. gereğince talep edilen asıl alacak 10.797,75 TL nin %20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Davacı tarafın … plaka sayılı araç ile taşınan terminli yükü, kararlaştırılan tarihte teslim etmediğini, davacının iyiniyet kurallarına ve ticari teamüllere aykırı şekilde müvekkiline gerçeğe aykırı bilgi vermesi nedeniyle taşıma sürecinde müvekkili şirketten anlık araç konumu ve bilgi bekleyen dava dışı alıcı şirketin hatalı bilgilendirildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin ticari itibarı zedelenmiş olduğunu ve müşterisini kaybetme noktasına geldiğini, Davacı şirketten gelen tüm bilgi akışı çelişkili olduğunu, Fransa 67. Bölgeye gidecek … plakalı aracın konumu ile ilgili davacı şirketin iki ayrı çalışanından birinin aracın limanda beklediğini söylediği anda diğeri aracın bir gün sonra varış yerine ulaşacağı bilgisini verdiğini, bu duruma ilişkin olarak müvekkili şirket çalışanı … tarafından gönderilen 24.11.2016 tarihli mail ile açıklama istendiğini, Davalı şirket çalışanı … tarafından gönderilen 24.11.2016 tarihli mailde ”Telefonda belirtmiş olduğum gibi benim de sizin ile beraber bilgim oldu. Şoför … nolu dorsenin kontrolü var diye …’i alıp çıkmış. Bunu da … tesadüfen öğrendi ki, limandaki acentemiz …’ün kontrolü var diye haber verince. Hepimiz çok şaşkınız.” denilmek suretiyle aracın gerçek konumundan haberdar olunmadığını, davacı şirket şoförünün Fransa 67. Bölgeye gidecek olan aracın yerine diğer aracı alarak limandan çıktığını, tüm bu durumun davacı tarafça tesadüfen öğrenildiğinin ifade edildiğini, Davacı şirket çalışanı … tarafından gönderilen 25.11.2016 tarihli mailde aracın Fransa saatine göre 13:00 civarında varış adresinde olacağını bildirdiğini, yine davacı taraftan verilen başka bir bilgiye göre ise, 25.11.2016 tarihinde aracın limandan çıkacağını ve 26.11.2016 tarihinde Avusturya’da gümrükte olacağının bildirildiğini. 26.11.2016 günü saat 12:00 civarında kurulan iletişimde aracın 2 saatlik yolunun kaldığı hususunun müvekkiline iletildiğini, ancak, 2 saat sonra kontrol edildiğinde aracın halen varış adresinde olmadığını, bu süreçte davacı şirket yetkilileri ve çalışanları ile iletişim kurmanın mümkün olmadığını, 27.11.2017 tarihinde ulaşılan bir davacı çalışanı ise aracın henüz limandan çıkış yapmadığını, araç konumları ile ilgili verilen hiçbir bilginin doğru olmadığını taraflarına aktardığını, Mail yazışmalarının, her iki şirketin resmi alan adı üzerinden gerçekleştirildiğini, taşıma sürecindeki iletişimi kesin olarak ortaya koyduğunu, Davacı şirketin çekicisinin olmadığını, çekicinin ancak 26.11.2016 cumartesi günü limana gönderilebildiğini, gümrük kontrolü cumartesi günü yapılamadığından aracın çıkış yapamadığını ve gecikmenin bu nedenlerle yaşandığının anlaşıldığını, Taraflar arasındaki yazışmalarda, davacı şirket tarafından müvekkiline hiçbir kusur izafe edilmediğini, müvekkili şirketin gümrükçüsünden kaynaklanan bir sorun yaşandığının belirtilmediğini, böyle bir iddiada bulunulmadığını, hiçbir aşamada gecikmenin müvekkili şirketten kaynaklandığına dair yazılı ya da sözlü bir bildirimde bulunulmadığını, Geç teslim nedeniyle ortaya çıkacak hat duruşu masrafı çok daha fazla tutarda olabilecekken, müvekkili şirketçe iki aracın eksprese çevrilmesi sebebiyle bu tutarın en aza indirgendiğini, müvekkili şirketin çabaları ile teslimin daha fazla gecikmesi engellendiği için hat duruşu masrafı olarak dava dışı alıcı şirket tarafından 2.000,00 Euro ödendiğini, bu masrafın, alıcı … unvanlı şirket tarafından müvekkili şirkete fatura edildiğini, bunu kanıtlar nitelikteki 13.12.2016 tarihli ve 2.000,00 Euro bedelli faturanın bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde sunulduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından, gecikmenin hangi tarafın kusurundan kaynaklandığı yönünde inceleme yapılmadığını, gerekçeli kararda bu hususa ilişkin hiçbir izahatta bulunmadığını, davacı şirket çalışanlarının kusur kabul niteliğindeki maillerinin değerlendirilmediğini, Bilirkişi raporunda, ilgililerinin müvekkili şirkete yansıttığı zararların davacıya yansıtılabileceği tespit edilmiş ise de müvekkili şirketin geç teslimden dolayı başkaca ek masraflara da katlanmak zorunda kaldığını, davacıya yansıtılabilecek zararın yalnızca hat duruşu bedeli ile sınırlanamayacağını, Davacı tarafa yansıtılan 05.12.2016 tarihli ve 3.231,34 TL bedelli faturanın ekspres fark tutarı ve yurtdışı gümrük masraflarından oluştuğunu, bu masraflar, davacı tarafından yükün sözleşme ile kararlaştırılan tarihte, varış adresine teslim edilemeyecek olması nedeniyle, müvekkili şirkete ait iki aracın eksprese çevrilerek teslimin bir an önce gerçekleştirilmesi için yapıldığını, Davacının alacak talebinin yargılamayı gerektirdiğini ve likit olmadığını, davacının müvekkili şirketten alacağı bulunduğunu kabul etmemekle birlikte, aksi kabulde dahi icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, geç teslim nedeniyle alıcı şirket tarafından müvekkili şirkete fatura edilen hat duruşu masrafının davacı şirkete yansıtılması ticari mevzuata uygun olmakla birlikte, hat duruşu masrafının daha fazla artmaması için müvekkili şirket tarafından alınan önlem çerçevesinde yapılan masrafların da davacıya yansıtılmasının hukuka uygun olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, uluslararası yük taşıma işinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlığa esas İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Ltd.Şti, borçlunun … A.Ş. olduğu, takibe konu alacağın 10.797,75 TL asıl alacak ve 289,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11,087,29 TL alacaktan oluştuğu, takibe dayanak olarak 18.11.2016 tarihli 3.5000 Euoru bedelli fatura bakiyesinin tahsili -… plaka araç ile yapılan taşıma bedelinin gösterildiği, borçlunun icra dosyasına itirazında karşı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığından asıl alacağa, takip öncesi ve takip sonrası işletilmiş faiz ve ferilerine itiraz etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki ”yurt dışı kiralık araç anlaşma formu” başlıklı belgenin incelenmesinde; talep edilen aracın … sayılı araç olduğu, taşıyıcı firmanın ise … Şti. olduğu, boşaltma adreslerinin Fransa 67 + Fransa 59 şeklindeki ibarelerle gösterildiği, nakliye süresi 6-7 gün olup, bu süre içinde adreste olunamaz ise ve taraflarınca onaylanmış mücbir sebep içeren yazalı bir bildirim mevcut değilse gecikme bedeli olarak 129 Euro ve her gün için navlundan kesinti yapılır şeklinde ibarenin yazılı olduğu, yine Fransa 67. bölge mallarının 24.11.2016 Perşembe günü teslim edilmiş olması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Özel şartlar başlığı altında 5. maddede, taşıma sırasında oluşabilecek her türlü aksaklıktan dolayı ürün teslimatı zamanında gerçekleşmiyorsa araç söförü ve taşıyanın hiç vakit kaybetmeden … yetkililerine durumu bildirmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya içerisindeki 100473 seri numaralı 02.12.2016 tarihli faturanın incelenmesinde; … A.Ş. tarafından … Şti. adına keşide edildiği, ”yurt dışı diğer hizmetler” açıklamalı faturanın 7.556,40 TL tutarında olduğu anlaşılmaktadır. Yine … seri numaralı 05.10.2016 tarihli fatura da ise, ekspers fark tutarı ve yurt dışı gümrük masrafı tutarı için … tarafından … adına 3.231,34 TL fatura keşide edilmiştir. Kadıköy …Noterliğinin … yevmiye numaralı 23.12.2016 tarihli ihtarnamesinde, ihtar edenin …, muhatabın … olduğu, ihtaraneminin konusunun az yukarıda bahsi geçen 3.231,34 TL tutarındaki faturanın iadesi konusunu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki e-mail çıktılarında, 67. ve 69. Bölge araçlarına ilişkin olarak araçların içerisinde taşındıkları geminin limana yanaşması geciktiği için bir takım aksamaların yaşanmış olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında 27.08.2018 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda her iki tarafın da 2016 yılına ilişkin ticari defterleri incelenmiştir. İnceleme neticesi, davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen 05.12.2016 tarihli, yurt dışı gümrük masrafı- ekspers fark tutarı açıklamalı 3.231,34 TL tutarlı fatura ile 07.12.2016 tarihli yurt dışı diğer ücretler açıklamalı 7.566,40 TL tutarlı faturaların davalı kayıtlarında mevcut olup davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı ve ihtilafın bu meseleden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili dosya içerisindeki cevaba cevap dilekçesinde, müvekkilinin taşıma işini davalının talimatları doğrultusunda yaptığını, davalının farklı gümrükten çıkış yapmak istemesi üzerine davalı tarafından yeniden hazırlanan evrakların eksik olması neticesi gecikmeli şekilde yerine ulaştığı iddia edilen aracın Trieste Limanında beklemek zorunda kaldığını beyan etmiştir. Davalı vekili ise ikinci cevap dilekçesinde, davacı şirket şöförünün Fransa 67. Bölgeye gidecek olan araca değil yanlış bölgeye gidecek aracı alarak Limandan çıktığını ileri sürmektedir. Bu sebeple her ne kadar karşı taraf gümrük evraklarında davacı şirket gümrükçüsü tarafından hata yapmış olduğundan bahisle aracın Trieste Limanı’nda incelemeye alınmış olduğunu öne sürmüş olsa da bu iddiaları kabul etmediklerini, bu hususun da davacı şirket çalışanı … tarafından gönderilen 24.11.2016 tarihli mail içeriği ile sabit olduğunu savunma sebebi olarak ileri sürmüştür. … isimli … çalışanı tarafından … isimli diğer bir … çalışanına gönderildiği anlaşılan dosya içerisindeki mail çıktısının incelenmesinde, … firmasından yüklenen aracın terminli olduğu, sözleşmede varması gereken tarihin bu belirlenen tarihte aracın varmaması durumunda aracın hat duruşu yaşanacağınını belli olduğu, söz konusu aracın varması beklenilen araçta firmanın kendilerine yanlış bilgi verdiği, terminli aracın halen limanda beklediği, karşı tarafın şöförünün yanlış aracı limandan alarak ayrıldığı ve bu durumndan kaynaklı olarak müşterileri ile sıkıntı yaşamış oldukları şeklinde ifadelerin mevcut olduğu görülmektedir. Dosya içerisindeki mail çıktıları içerisinde, … tarafından 24.11.2016 tarih 17:03 saatinde … yetkililerine gönderilmiş olduğu anlaşılan mailde, ” şöför … sayılı dorsenin kontrollü vardiye … alıp çıkmış, ” şeklinde ifadenin mevcut olduğu görülmektedir. İlk derece mahkemesince, davacı tarafından Bursa Fransa taşıma hizmetinin verildiği, bu hizmete ilişkin faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dolasıya hizmetin ifasının gerçekleştiği, davalı tarafından keşide edilen davacı kayıtlarında yer almayan fark faturasına ilişkin olarak davalı tarafça herhangi bir belge sunulmadığı gerekçeleriyle dava kabul edilerek davalının itirazı reddedilmiştir. Oysa ki davalı taraf dosya kapsamındaki beyanlarında, yurt dışı gümrük masrafı-eksper fark tutarı ve yurt dışı diğer masraflar tutarı açıklamı toplamdaki 10.797,75 TL tutarındaki takibe konu fatura alacağının dayanağını açıklamıştır. … plaka sayılı aracın termin yük olduğu, bu nedenle belirli bir sürede tesliminin gerçekleştiği, bu hususun davacı tarafa da bildirildiği, uyuşmazlığa esas yurt dışı kiralık araç anlaşma formunda da bu hususun düzenlendiği, sözleşme gereği 24.11.2016 Perşembe günü teslim edilmesi gereken yükün Fransa saati ile 30.11.2016 günü teslim edilmiş olması sebepleriyle takibe esas faturaların haklılığını iddia etmektedir. Az yukarıda bahsi geçen mail çıktılarının ilk derece mahkemesince iddia ve savunma kapsamında tartışılarak gerekçede yer verilmediği, ancak karara esas olan 27.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda tek taraflı mailler ile davalının taleplerini karşı tarafa iletmiş olmasının davalının gecikmeden kaynaklı olduğunu iddia ettiği zararları iade faturası şeklinde keşide ederek davalıya yansıtmakta ispata yeterli olmadığı şeklinde sonuca ulaşılmakla, ilk derece mahkemesince yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında taraf çalışanlarının karşılıklı e-mail yazışmalarının içeriğini değerlendirmemiştir. Bahsi geçen mail çıktılarına itibar edilip edilmeyeceği noktasında içeriği her iki taraf vekiline de sorulmak suretiyle dosya kapsamındaki diğer bilgi ve belgeler ilişkilendirilerek uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmeli bu şekilde gecikmeden kaynaklı kusurun kime ne oranda yüklenebileceği hususu kesin şekilde ortaya konulmalıdır. Davalı vekilinin, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde ibraz etmiş olduğu yansıtma faturası ilk derece mahkemesince hiç değerlendirilmediğinden karar verilmiş olmakla, tekrar taraf ticaret defterleri üzerinde inceleme yapılarak davalının müşterisi … Firması tarafından davalı adına keşide edilen 13.12.2016 tarihli, 2000 Euro tutarlı ”geç teslim yansıma bedeli” açıklamalı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, bu fatura nedeni ile davalı tarafın fatura keşidecisine bir ödeme veya mahsuplaşma yapıp yapmadığı, ödeme veya mahsuplaşma yapılmışsa, sözkonusu faturanın hangi taşımadaki gecikmeye ilişkin olduğu, eğer davacının iddia ettiği dava dilekçesine konu taşımaya ilişkin ise dosyadaki delillere ve yazışma içeriklerine göre davacının bu zarardan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise talebin kadri maruf ve sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı denetlenebilir bir şekilde ortaya konulup değerlendirilerek sonuca ulaşılmalıdır. Yine, ortaya çıkacak sonuca göre, davalının davacı adına ”ekspers fark tutarı ve yurt dışı gümrük masrafı tutarı” ve ”yurt dışı masraflar ”adı altında fatura keşide ederek yansıttığı zararların bu bağlamda talep edilmesinin aradaki sözleşme hükümleri uyarınca mümkün olup olmadığı, davalının ticari defterlerinde bu faturalara ilişkin herhangi bir harcama kaydının mevcut olup olmadığı az yukarıda bahsedildiği şekilde tespit edilmek suretiyle sonuca gidilmelidir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesince davanın çözümünde oldukça önemli nitelikteki delillerin değerlendirilmesi yapılmadığından, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24.12.2020
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.