Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/286 E. 2020/1468 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/286
KARAR NO : 2020/1468
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2018
NUMARASI : 2014/420E. 2018/1168K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirketin, davalı şirkete satılan mallar karşılığı alacaklı olduğunu, alacakları ödenmeyince Kadıköy … Noterliğinin 24.01.2013 tarih … yevmiye no’lu ihtarnamesinin davalıya gönderildiğini, karşı taraf buna rağmen ödeme yapmayınca müvekkili şirketin alacağını alabilmek için İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı tarafın icra takibine de haksız şekilde itiraz ederek kötü niyet ile takibin durmasını sağladığını, icra dosyasına yapılan itiraz dilekçesinde iddia edildiği gibi müvekkili şirket ile davalı şirketin imzaladığı bir sözleşmenin esasen olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde ödeme şeklinin barter çek ile yapılacağının kararlaştırılmadığını, barter çekiyle ödeme savunmasının doğru olmadığını belirterek, müvekkili şirketin alacağının nakden ödenmesi için İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalı şirketin asıl alacak miktarının %40’ından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; her ne kadar dava dilekçesinde taraflar arasında bir sözleşmenin akdedilmediği iddia edilmiş ise de sözleşmenin mevcut olduğunu, davacı şirket ile akdedilen sözleşmenin barter çeki ve mal tesliminde faturaya istinaden çek veya banka havalesi ile yapılacağının kararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından davacı şirketin …. cari hesabına 87.928,44-TL tutarındaki barter çekinin alacak olarak kaydedildiğini, müvekkili şirketin hiçbir nakit borcu bulunmadığını, sadece davacının 14.069,20-TL … çek alacağının mevcut olduğunu, söz konusu alacak ile ilgili mutabakata varılması için davacı şirketle tüm uğraşmalara rağmen iletişime geçilemediğini, müvekkili şirket tarafından bütün şirket adına kesilmiş sevk irsaliyeleri ve faturaların gereğine uygun şekilde ödemelerinin yapıldığını, ödenmiş olan borca istinaden yapılan icra takibine itirazın haklı olup takibin haksız ve kötü niyetli olduğu aşikar olduğunu belirterek, davanın reddine, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacı ile davalı arasında ticari bir ilişki olduğu taraflar arasında ihtilaf konusu olmayıp, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, davacı tarafından, davalının aldığı malların bedellerine istinaden verdiği barter çeki karşılığının ödenip ödenmediği, taraflar arasında mevcut 22.02.2011 tarihli sözleşmenin geçerli olup olmadığı,bu kapsamda davalının dava konusu takip nedeni ile davacı ya borçlu olup olmadığı ve miktarı noktasında toplanmakta olup, davacı yanın incelenen 2011, 2012 ve 2013 yılları ticari defterlerinde, davalı ile olan hesap hareketlerini 120.002 no.lu cari hesap kodunda takip etmekte olduğu, yaptığı ödemeleri bu hesabın borcuna kaydetmiş olduğu görüldüğü, Davalı yanında incelenen 2010, 2011, 2012 yılları ticari defterlerinde, davacı ile olan hesap hareketlerini 320,02.0158 no.lu cari hesap kodunda takip etmekte olduğu, yaptığı ödemeleri bu hesabın borcuna kaydetmiş olduğu davacının, 2012 yılı ticari defterlerine göre, davalı yandan 31.12.2012 tarihi itibariyle 102.330,47 TL tutarında alacaklı olduğu, davalının, kapanış tasdiklerinin usulüne göre yapıldığı, bu itibarla lehine delil vasfı bulunan 2010 ve 2011, 2012 yılları Ticari defterlerinde, davacıya 14.069,20 TL tutarında cari hesaba dayanak borcu olduğu, Davacının, dava dışı … firmasından adına düzenlenen 21.12.2011 tarihli 224467 numaralı 87.928,44 TL tutarındaki barter çekinin tahsilatını yapmadığı , davalı tarfça ödemelerin barter çeki ile ödeme yapılabileceği yönündeki iddiasını ispat edemedeiği gibi barter çeki ile ödeme yapılabileceğine dair hüküm içeren sözleşme altındaki imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmadığı yönündeki bilirkişi raporu nazara alındığında davalının bu yöndeki iddiasının ispat edemediği, yine ödeme savunmasında bulunan ve ispat külfeti kendisinde olan davalının başkaca ödeme belgesi ibraz etmediği ve yemin deliline da açıkça dayanmamış olduğu görülmekle davalının bu iddiasını ispat edemediği v edavacının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ile takibin 102.330,47-TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmasına karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak, davanın kabulü ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ile takibin 102.330,47-TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmasına, davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 20.466,09.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine… ” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; … A.Ş.’nin dosya içerisindeki müzekkere cevabında müvekkili şirketin davacı lehine barter çeki düzenlediğini ve bu çekin davacının cari hesabına alacak olarak kaydedildiğini belirtmiş olduğunu,Davacının … A.Ş. nezdinde halihazırda hesabı bulunduğunu, dolayısıyla davacının üyelik sözleşmesi akdetmiş olduğunun ihtilafsız bulunduğunu, böyle bir durumda da müvekkilinin, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye güvenerek barter çeki ile ödeme yapmasının olağan olduğunu, barter çekinin teslim edildiğine ilişkin bir kaydın müvekkili firmaca tutulmasının zorunlu olmadığını, dosyada sunulan deliller dikkate alınmaksızın ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğini, Gerek ticari defter gerek mahkeme kararı ile de sabit olduğu üzere, taraflar arasında 2007 yılından beri süregelen ticari ilişkiye rağmen davaya esas sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, Müvekkili şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin 2007 yılında başladığını, 2007 yılından 2010 yılına kadar davacı ile dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, daha sonra ise dava dışı şirketin yetkililerinin bu şirketin borçları nedeniyle yeni bir şirket kurduklarını, müvekkili şirketin de 2007 yılından itibaren sorunsuz ilerleyen ticari ilişkiyi sürdürmek amacıyla yeni kurulan Mfm Ambalaj unvanlı şirket ile çalışma kararı aldığını, her iki şirketin adres bilgilerinin aynı olduğunu, yani şirketler arasında organik bağ bulunduğunu,Karşı tarafça sözleşme ile bağlı olunmadığının ileri sürülmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, tarafların sözleşmeyi sürdürmek konusundaki iradelerini fiili olarak ortaya koyduklarını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının dosyada mübrez belgeler ve müvekkili şirketin iddiaları değerlendirilmeksizin verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan bakiye açık hesap alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Uyuşmazlığa esas İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Şti, borçlunun … A.Ş. olduğu 102330,47 TL asıl alacak ve 12.888,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 115.219,20 TL alacağın takibe konu edildiği, takip sebebi olarak Kadıköy ….Noterliğinin 24.01.2013 tarihli ihtarnamesine konu cari hesap alacağının gösterildiği anlaşılmaktadır. İtiraz eden davalı, icra dosyasına yapmış olduğu itirazında, alacaklı şirketin nakit hiçbir alacağı bulunmadığını, ancak 14.069,20 TL bedelli barter çek alacağı olduğunu, talep edildiği anda da çekin kendilerine teslim edileceğini belirterek, nakit borç bulunmaması nedeniyle borca ve faize itiraz edildiği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamındaki ”SÖZLEŞME” başlıklı belgenin incelenmesinde, sözleşmenin 22.02.2011 tarihinde imzalandığı, bir yıl süreli olduğu, sözleşmenin eldeki davanın davacısı … Şti. tarafından davalı … A.Ş.’nin taleplerine uygun şekilde temin edilen ürünlerin … tarafından yazılı olarak bildirilecek adreslere süresi içinde teslim edileceği, ürünlerin … tarafından sipariş edilmesinden sonra en geç 20 gün içinde temin edilerek … teslim edileceği hususlarına ilişkin düzenlendiği, sözleşmenin ”ÖDEME” başlıklı 7. maddesinde, ödemenin % 40 barter çeki ve mal tesliminde faturaya istinaden çek ve veya banka havalesi ile yapılacağına ilişkin düzenleme yapıldığı, sözleşmede firma adı altında davacının kaşe ve imzasının yer aldığı ancak müşteri adı altındaki davalı kaşe ve imzasının boş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından taraflar arasındaki ödemenin barter çeki ile yapılacağına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı iddiası karşısında ilk derece mahkemesince bilirkişi incelemesine gidilmiş, dosya içerisindeki 02.10.2015 tarihli grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişi raporunda, 22.02.2011 tarihli sözleşmede … adı atfen atılmış imzanın o tarihte davacı şirketin yetkilisi olduğu belirtilen … elinin ürünü olmadığı yönünde değerlendirme yapılmıştır.İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda her iki tarafın 2010-2011-2012 yıllarına ait ticari defterleri incelenmiş, sonuç olarak davacının ticari defter kayıtlarında davalının üye olduğu ”…” a ait 21.12011 tarihli … numaralı 87.798,44 TL tutarlı barter çekinin kaydına rastlanmadığı, davalının ticari defterlerinde ise dava dışı Türk Barter firmasında adına düzenlenen 224467 numaralı barter çekinin kayıt altına aldığı, davalının 2012 yılı ticari defterlerinden anlaşılacağı üzere davacının cari hesap bakiyesinin 14.069,20 TL tutar borç bakiyesi verdiği, dolayısıyla davalının usulüne uygun 2010-2011-2012 ticari yılı defterlerinde davacıya 14.069,20 TL tutarında cari hesap borcu olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlarında, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında ortaya çıkan alacağın … çeki ile ödenebileceği esasına yönelik herhangi bir yazılı sözleşme olmadığını iddia etmektedir. Dosya içerisinde dava dışı … vekilinin 30.01.2015 tarihli müzekkere cevabı bulunmakla, söz konusu yazının içeriği incelendiğinde; davacının imzaladığı üyelik sözleşmesi uyarınca … tarafından … numaralı 87,928,44 TL tutarlı … çekinin … eline düzenlenmiş olduğunu ve böylece bu alacağın bakiyesinin davacı … hesabına cari alacak şeklinde kaydedilmiş olduğu belirtilmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde, taraflar arasında 2010 yılından beri süregelen bir ticari ilişki olduğunu, bu sözleşmenin ödeme başlıklı 7. maddesi gereğince ödemenin %40 barter çeki ile yapılabileceğinin kararlaştırıldığını, dolayısıyla davacı tarafça cari hesap ilişkisi çerçevesinde ortaya çıkan ve müvekkili tarafından ödenmediği iddia edilen 102.330,47 TL’nin 87.928,44 TL’lik kısmının ödemesinin barter çeki ile yapılmış olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki öncesinde davalı müvekkilinin dava dışı … Şti. ile arasında 2007-2010 tarihleri arasında ticari ilişki olduğunu, söz konusu şirket yetkililerinin borçlarının olması nedeniyle bahsi geçen şirketi kapattıklarını, davacı … Şti.’yi kurmuş olduklarını, iki şirket arasında organik bağ olduğunu, karşılıklı iyi niyet çerçevesinde davacı şirkete imzalamış için gönderilen dava konusu sözleşmenin üzerindeki imzanın kime ait olduğunun taraflarınca bilinmediğini ileri sürmüştür.Somut olayın incelenmesinde; taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden davacı lehine doğan borcun bir kısmının barter çeki ile ödenmiş olduğu yönünde savunma sebebi olarak ileri sürüldüğü, davaya konu ticari ilişki kapsamında cari hesaptan kaynaklı alacak talep edenin davacı şirket olduğu, dava dışı … Şti. unvanlı şirketle davalının ilişkisinin 2007-2010 tarihleri arasında devam ettiği, davalı vekilinin dosya içerisinde 27.11.2013 tarihli beyan dilekçesinde dile getirilmekle, eldeki uyuşmazlığa konu sözleşmenin imzalandığı tarih ise 22.02.2011 olmakla davacı … Şti.’nin o tarihte şirketi temsile yetkili şahıs tarafından bahsi geçen sözleşmenin imzalanmamış olduğu bilirkişi tarafından ortaya konulmuştur. Davalının takibe konu 102.330,47 TL alacağın 87.928,44 TL tutarındaki kısmın barter çeki ile ödemiş olduğu yönündeki savunması mevcuttur. Barter sisteminin temel amacı üyelerin nakit ödeme yapmak mecburiyetinde kalmaksızın ihtiyaç duydukları mal ve hizmeti temin edebilmelerini sağlanmasıdır. Davalının davacı adına … tarafından 224467 numaralı barter çekini muhasebe kayıtlarına kaydetmiş olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında bu yönde herhangi bir anlaşma olmadan davalının davacı lehine barter çeki düzenlemesinin bu çekin davacının cari hesabına kaydedilmiş olmasının tek başına söz konusu cari hesap ilişkisi çerçevesinde ödemenin barter çeki ile yapılabileceğinin kabulüne olanak verip vermediği uyuşmazlık konusudur.Yapılan işlemlerin bedelleri üyeler adına açılan barter hesabına alacak ve borç olarak kayıt edildiğinden tarafların kendi aralarında yaptıkları sözleşmeye bedelin bir kısmının nakit ödeneceği hususunda hüküm koymaları dışında barter sisteminde genel anlamda nakit para kullanılmamaktadır. Dolayısı ile somut olayda ilk derece mahkemesince ödemenin nakit olarak yapılacağı yönünde istisnai nitelikte yazılı bir anlaşma bulunup bulunmadığı irdelenmek suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Ayrıca dosyanın incelenmesinde … A.Ş.’ nin cevabi yazısında davalıya ait barter çekinin davacının cari hesabına kaydedildiği bildirilmiş olmakla, davacı vekili dosyaya beyan dilekçesinde müvekkilinin yetkili temsilcisi imzasıyla oluşturulan bir üyelik sözkonusu olmadığından müvekkilinin barter sistemine üye olmadığını ileri sürmüştür. O halde bu durumda ilk derece mahkemesince, davacının …. A.Ş.’deki dosyasının aslının veya bir örneğinin ve cari hesap dökümünün celbi suretiyle öncelikle davacının … sistemine üye olup olmadığı ön sorun olarak çözülmelidir. Davacının barter sistemine üye olduğu tespit edilirse, tarafların geçmişten gelen ticari ilişkileri bir bütün olarak değerlendirilerek ve gerekirse yetkisiz temsil veya zımni muvafakat bulunup bulunmadığı gibi olgular da değerlendirilerek, davalının barter çekiyle yaptığı ödemenin geçerli bir ödeme olup olmadığı, bakiye bir alacak varsa miktarının ne olduğu belirlenmek suretiyle sonuca gidilmelidir. İlk derece mahkemesi, yukarıda açıklanan delilleri toplayıp değerlendirmeden karar vermiştir. Bu deliller, davanın çözümünde oldukça önemli deliller olup bu eksikliğin ilk derece mahkemesince tamamlanması sonrasında bir karar verilmesi gerekir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davalı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1 a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.24.12.2020