Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/28 E. 2019/1668 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/28
KARAR NO : 2019/1668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/973 Esas – 2018/657 Karar
TARİHİ: 17/10/2018
DAVA: TAZMİNAT
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin görevsizliğine dair karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının İstanbul Sabha Gökçen Havalimanı’ndan Antalya Havalimanı’na gitmek üzere … 11/05/2018 tarihli bir bilet aldığını, yolculuk öncesinde … marka … model yarış bisikletini … bagajına teslim ettiğini, bagajını teslim aldığı Antalya Havalimanında bisikletini kontrol ettiğinde bisikletin gövde kısmının kırılmış olduğunu farkederek … bisikletinin bedelinin tazminini talep ettiğini, hatalı olduğunu kabul eden davalı şirketin, davacıya ederinin çok altında bir tazminat teklifinde bulunduğunu, … markasının Türkiye distiribütörü … mağazasında zarar gören bisikletin değerinin 10.105,00 TL olduğunu, davacının bisikletini 13/05/2017 tarihinde ABD’den 1.840,24 Dolar karşılığında satın aldığını, davalı şirketin davacıya zararına karşılık 1.332,00 TL teklif ettiğini, … mağazasının davacının bisikleti için tamir edilemez şeklinde rapor verdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 6.000 TL maddi ve 3.000 TL manevi tazminatın, olay tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ihtilafa Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 106. ve 124. maddelerinde belirtildiği üzere, Varşova/Lahey konvansiyonu ve onu tadil eden 4. numaralı Montreal Protokolü hükümlerinin uygulanacağını, bu nedenle davacının talep miktarının kabulünün hiçbir şekilde mümkün olmadığını, davalı ortaklığın sorumluluğunun sınırlı olduğunu, ihtilafa konu taşımanın yurtiçi taşıma olduğunu, davacının manevi tazminat taleplerinin fahiş ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın sınırlı sorumluluk limitleri içerisinde kalmak kaydıyla ancak gerçek zararını talep edebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen 17/10/2018 tarihli kararla; davacının profesyonel sporcu olduğu, bisikleti bu amaçla kullandığı, bu nedenle tüketici sayılamayacağı, davanın ticari dava niteliğinde olmaması nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2.maddeleri gereğince mahkemenin görevsiz olduğu, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine, HMK’nın 20. maddesindeki usul çerçevesinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkili tacir olmasa bile, uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen taşıma sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle, TTK’nın 4. ve 5. maddeleri uyarınca ticari dava niteliğinde olduğunu,Kurulan bu taşıma sözleşmesi gereği (TTK m.875/1) taşıyıcı, taşınılan eşyanın (yarış bisikleti) taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyanından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğunu, dava konusu olayda müvekkilinin yarış bisikleti gövde kısmından kırılmış olup, eski hale dönmesi mümkün olamayacak düzeyde zarara uğradığını, bu nedenle davalı taraf için kusur sorumluluğu doğduğunu, İşbu nedenle sehven Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesinde açılan davanın 2018/207 esas ve 2018/462 karar sayılı gerekçeli kararında da belirtildiği üzere; TTK’ya göre düzenlenen yolcu taşıma sözleşmesine aykırılık nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davasının, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, Sivil Havacılık Kanunu’nun 106. maddesine göre, müvekkili ile davalı şirket arasında kurulmuş olan taşıma sözleşmesine atıf yapan herhangi bir madde bulunmaması dolayısıyla kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere, Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğini,Görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna dair emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23/9/2014 Tarihli 2014/10710 esas, 2014/14307 sayılı kararının ve yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/14600 esas, 2017/281 karar, 16.1.2017 karar tarihli kararının mevcut olduğunu, Bu nedenlerle, asliye ticaret mahkemesinin görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yurt içi hava yolu taşıması sırasında davacının bagaj olarak verdiği bisikletinde meydana gelen hasara dayalı açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk olarak Tüketici mahkemesine açılan davada, Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; yasa yolundan geçmeksizin kesinleşen bu karar uyarınca dosyanın gönderildiği Asliye Ticaret Mahkemesince de yazılı gerekçe ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir Bu son karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. Maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.28/05/2014’te yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesine göre tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade eder.Yine anılan Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2. Maddesi uyarınca ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır. O halde somut olay bakımından, bisiklet yarışının ve bu sporun yapılmasının mesleki ve ticari bir amaç kapsamında düşünülemeyeceği, davacının tüketici sıfatının bulunduğu, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu, bu nedenle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesinin görevsiz olduğuna dair tespiti isabetli olmakla birlikte, görevli mahkemenin yanlış gösterildiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının gerekçe ve gönderilecek mahkeme yönünden düzeltilmesi gerekir.Somut olayda ilk derece mahkemesi görevsizlik kararı vermiş olup görevli mahkemeyi hatalı değerlendirdiğinden, HMK’nın 353/1.c. maddesinin değil, 353/1.b.2. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda, kararı veren ilk derece mahkemesince, dava dosyası Dairemizce kendisine gönderildikten sonra, HMK’nın 20. maddesi uyarınca işlem yapılacaktır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek Dairemizce görev konusunda yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilerek görev konusunda Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;1-Davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğundan Mahkemenin görevsizliğine, 2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca taraflardan birinin yasal iki haftalık süre içinde başvurusu halinde, dava dosyasının, kararı veren ilk derece mahkemesi tarafından görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, 3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harçlarının iadesine,5-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,6-Dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,7-Gerekçeli kararın, HMK’nın 20.maddesi uyarınca, kararı veren İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19/12/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.