Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/279 E. 2021/162 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/279
KARAR NO: 2021/162
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/11/2018
NUMARASI: 2017/987 Esas – 2018/1087 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu görülmekle, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten takip talebinde bildirilmiş olan alacak kalemlerinden dolayı alacaklı bulunduğunu, alacağın müteaddit taleplere rağmen ödenmemiş olması nedeni ile davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini ve ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini ancak davalı takibe konu alacağa itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olup iptalinin gerektiğini belirterek, itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ve yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalı savunmasında özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine 41.883,18-TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin carisinde görülen borç tutarının 7.233,63-TL olarak kabul edilerek ferileri ile birlikte dosyaya ödendiğini, kalan kısma itiraz edildiğini, müvekkili şirketin carisinde davacı şirkete borcunun kalmadığını, davacı tarafın icra dosyasına sunulan cari hesap dökümü ile müvekkili şirketin cari hesap dökümü karşılaştırıldığında aradaki farkın fiyat farkı faturaları ile hizmet bedeli faturalarından kaynaklandığının görüldüğünü, bu faturaların müvekkili şirket tarafından kesilerek davacı şirkete elden teslim edildiğini ancak davacı şirketin kötü niyetli olarak carisine işlemediğini beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 20/11/2018 tarihli, 2017/987 Esas – 2018/1087 Karar sayılı kararında, “…Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 41.883,18 TL faturadan kaynaklanan alacak için icra takibinde bulunduğu, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde borca kısmi itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu cari hesap alacağından dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra mali müşavir bilirkişi ile davacının ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucu mali müşavir bilirkişi 11/06/2018 havale tarihli raporda; tarafların 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin T.T.K hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, sahiplerine lehine delil niteliği taşıdığını, davacı şirketin icra takibine konu ettiği cari hesap ekstresi içeriğinde bulunan tüm fatura ve tahsilatları ticari defterlerinde kayıt altına aldığı ve davacı yanın icra takip tarihi olan 18/08/2017 tarihi itibariyle davalı şirketten 41.883,18-TL alacağının bulunduğunu, davalı yanın da icra takibi tarihi itibariyle davacı yana cari hesaptan kaynaklı 7.233,63-TL borcunun bulunduğunu, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının davalı tarafça düzenlenen 7 adet toplam 34.649,55-TL tutarındaki hizmet ve fiyat farkı faturalarının davacı yanın ticari defterlerinde kayıt altına alınmamasından dolayı kaynaklandığını, davalı tarafça kesilen bu faturaların davacı şirkete tebliğine ilişkin dava dosyasında bir delilin bulunmadığını, davacı tarafın icra takibi tarihi itibariyle asıl alacağa %9 yasal faiz talep edebileceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu açıklanmış, bilirkişi raporu denetime ve hükme elverişli bulunduğundan hükme esas alınmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere tarafların ticari defterlerinin lehlerine delil teşkil ettiği, takip miktarından ve tarafların ticari defterlerinde kayıtlı farklılığın davalı tarafından davacıya düzenlenmiş olan 7 adet 34.649,55 TL tutarındaki hizmet ve fiyat farkı faturalarının davalı tarafından davacı yana düzenlendiğine dair belge ibraz edilmediğinden ve bu faturaların davalı tarafından davacıya tebliğ ve teslimi ispat edilemediğinden, alacak likit ve muayyen olduğu…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı borçlunun Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ilamsız icra takibine yönelttiği itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, asıl alacak üzerinden % 20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece eksik bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulduğunu, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının cevap dilekçesinde açıkça müvekkili şirketten hizmet alımı yapılmış olduğunu kabul ettiğini, hizmet alımlarının sadece 2016 yılının ilk altı ayında yapılmadığını, diğer aylarda da hizmetin verilmeye devam edildiğini, taraflar arasında süregelen bir ilişki olup aynı gayrimenkul içerisinde yer alan firmaların faturaları elden teslim edebileceğini, bunun en büyük delilinin de davacı kayıtlarındaki diğer faturalarının da elden aldığı halde kayıtlarına işlemiş olması olduğunu, Bilirkişi tarafından sadece faturaların tebliği edilip edilmediği irdelenmiş olup, aynı gayrimenkul içerişinde yer alan taraflar arasındaki ilişki gereğince davaya konu faturaların dışındaki faturaların nasıl teslim edildiğinin incelenmediğini, rapora itirazlar kapsamında dosyanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesi talep edilmişse de mahkemenin bu taleplerinin dikkate almadığını ve savunmalarının hiçbir şekilde incelenmediğini, Raporlarda, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, bu kapsamda defterlerin delil niteliği olduğunun belirtildiğini, müvekkili şirketin icra takibi tarihinde 7.233,63 TL borcu bulunduğunu, bu borcun müvekkili şirket tarafından kabul edilerek icra dosyasına ödenmiş olduğunu, müvekkili şirketin başkaca bir borcu bulunmadığının bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, bunun dışında kayıtlarda herhangi bir borç görünmemesine rağmen, davacı tarafından teslim alınan faturaların işlenmemiş olması sebebi ile borçlu konuma düşürüldüğünü, kesilen ve teslim alınan faturaların davacı tarafından defterlerine işlenmemesi müvekkili şirket tarafından bilinebilecek bir husus olmadığını, bu nedenle sadece davacı defterlerini esas alarak hüküm kurulmasının, bir de müvekkili şirket kayıtlarında bu borç yer almamasına rağmen %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, icra inkar tazminatının amacı var olan borçlara itiraz edilmediğini, ancak usulüne uygun tutulmuş müvekkili şirket kayıtlarında bu borcun yer almadığını, carisinde bulunmayan bir borca itiraz etmesinin ticaretin olağan akışı olup, icra inkar tazminatına ilişkin kararın bu açıdan da hatalı olduğunu, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin açık hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının alacağa dayanak ticari defter ve kayıtlarındaki faturaların davalı yan defterlerinde de kayıtlı olup, tarafların kayıtlarındaki uyumsuzluğun davalının davacıya kestiği bilirkişi raporunda ayrıntılarına yer verilen toplam 34.649,55 TL tutarlı yedi adet hizmet ve fiyat farkı açıklamalı faturadan kaynaklandığı, bu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, davalı tarafından faturaların dayanaklarının da kanıtlanmadığı gözetildiğinde, mahkemece kurulan hüküm ve gerekçesi isabetli olup, aksi yöndeki davalı istinaf nedenleri yerinde değildir. Davacı alacağı faturaya dayalı, belirli ve likit alacak olup, haksız itiraz ile takip durdurulmakla, koşulları oluştuğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafça yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 1.516,91 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11.02.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.