Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/277 E. 2021/63 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/277
KARAR NO : 2021/63
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/09/2018
NUMARASI : 2014/583 Esas – 2018/822 Karar
DAVA: İpotek Senedindeki İmzanın Sahteliğinin Tespiti
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen deva sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafındana İşbankası aleyhine 35. Asliye Ticaret mahkemesinde 2012/74 Esas numaralı menfi tespit ve İstirdat davacı açıldığını, davanın görülmesi esnasında müvekkilinin itiraz ettiği 20 Temmuz 20004 Tarihli … yevmiye numaralı ipotek senedindeki imzaların kendisine ait olmadığını yönünde üç kişilik bilirkişi heyeti raporu düzenlendiğini, bununla birlikte imzaların sahteliğinin tespit edildiğini, evrak resmi bir evrak statüsünde olduğundan resmi senede geçerlilik kazandıran kişi hakkında dava açmak gerektiğini belirterek, 20 Temmuz 2004 tarihli … yevmiye numaralı ipotek senedinin 1. sayfa dışındaki imzaların kendine ait olmadığına, imzaların sahte olduğuna karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalı banka vekili savunmasında özetle; dava dilekçesini incelemelerinde sahteliğin tespitine yönelik dava açılmadığını adeta tapu sicil müdürünün davaya dahil edilmesi yönünde beyanda bulunulduğunu düşündüklerini, davanın esasında resmi bir kurum olan Tapu sicil müdürlüğü nezdindeki ipotek kurulması işlemi gerçekleştirildiğini, tapu sicil müdürlüğünce düzenlenen resmi senet akit tabloosunun yine düzenleyen görevli memur önünde imzlanarak onaylandığını, dolayısıyla tapu siciline güven ilkesi ve tescilin gerekliğiliği ilkesi gereğince müvekkil banka lehine bir ayni hak olan ipoteğin kazanılması için tescil yapıldığını ve müvekkili banka bu ayni hakkına dayanarak takipleri başlattığını, bu nedenle tapu sicilinie güvenerek bu hakkı iktisap ettiğini bankanın hakkının korunarak geçeril kabul edilmesi gerektiğini, davacının az okuryazar olması nedeniyle iş bu senedin içeriğini kendisine huzurunda okunduğunu, arzu ve isteklerine uygun olduğunu imzasıyla tasdik ettiğini tanıklık ederiz ifadesi olduğunu ve iki tanık huzurunda resmi senet imzalandığını, öte yandan davacının dilekçesinde ipotek senedindeki imzaların kendisine ait olmadığı hususu yönünde bilirkişi rapou ile sabit olduğu iddiaları mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğnu zira bilirkişi raporu bir kanaaten ibaret olduğunu ve kesin olmadığnı ve raporu kabul etmediklerini, dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek rapor alınması grektiğini, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine ve davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesi istemiştir.Davalı… vekili savunmasında özetle; davanın ipotek tesisine ilişkin resmi senetteki imzaların davacıyana ait olmadığından bahisle borç olmadığının tespiti davası olduğunu, iş bu davaya konu olan işlemde ne borçlu ne kefil ne de alacaklı sıfatının bulunduğunu, sadece borcun teminatını teşkil amacıyla yapılan ipotek işlemini yerine getiren Fatih Tapu Sicilinin müdürü olması sebebiyle iş bu davaya dahil edilmesinin ve davalı olmasının mümkün olmadığını, davanın esasına geçilmesi halinde ipotek resmi senedini düzenleyen tapu memuru banka adına imzaları bulunan kişilerli iş bu resmi senet huzurlarındaki imzalan şahitlerin de davaya iştirak ettirilmesi ya da tanık sıfatıyla dinlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun eksik inceleme sonucu düzenlendiğini ve kabul etmediklerini, Adlı Tıp uzmanlarından oluşan bir heyete tapu dosyasında ve banka dosyasında bulunan davacıya ait imzların bulunduğu tüm asıl evraklar ile davacıya ait imzaların bulunduğu başka evrakların resmi belgelerin toplanarak teslimi suretiyle inceleme yapılması gerektiğini, davanın haksız olduğunu belirterek, davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tanık anlatımları ile olayın kesin olarak aydınlatılma imkanı olmamakla grafolojik yönden yeniden raporlar alınmıştır. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik ihtisas Dairesi’nin 16/05/2017 tarih ve 2017/37863 rapor nolu raporunda… ipotek resmi senedinin tüm sayfalarındaki ‘okudum’ yazılarının ve imzaların davacı … eli ürünü olduğu bildirilmiştir.Diğer dosyada alınan rapor ile bu ikinci rapor arasında çelişki olmakla bu defa Emniyet Genel Müdürlüğü İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’ndan 12.06.2018 tarihli rapor alınmış ve bu raporda da senetteki tüm imzaların davacının eli ürünü olduğu heyetçe bildirilmiştir.Gelinen son aşamada ilk rapordan sonra daha çok belge toplanarak alınan iki ayrı resmi rapora ve tanık anlatımlarına göre ‘resmi evrakın sahteciliği’ kanıtlanmamış ve imzaların davacının eli ürünü olduğu tasdik edilmiş olmakla… ” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: 35. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2012/74 esas ile görülmeye başlanan ve akabinde 8. Asliye Ticaret Mahkemesine devredilerek 2014/430 esasını alan dosyada 27 Mayıs 2013 tarihli ara karar doğrultusunda bilirkişi raporu alınmasına karar verildiğini, bu doğrultuda oluşturulan heyetten rapor alındığını, anılan raporda gerekçeleri de belirtilerek ve gösterilerek imzaların … ait olmadığı kanaatine varıldığını, bu kanaat üzerine huzurdaki istinafa konu olan sahteliğin tespiti davası açıldığını, Gerek ilk menfi tespit davası açılırken gerekse de huzurdaki istinafa konu sahteliğin tespiti davası açılırken müvekkilenin hiç imza atmadığı değil, bilakis sadece bir imza attığı ve fakat diğer imzaların özellikle kefalet ile alakalı kısımdaki imzaların müvekkiline ait olmadığı yönünde beyanda bulunduklarını, Huzurdaki dava için Adli Tıp Kurumundan gelen raporun özensiz ve gerekçesiz nitelikte olduğunu, İlk rapordaki bilirkişi görüşlerini çürütecek hiçbir gerekçe ileri sürülmeden imzanın aynı el mahsülü olduğuna dair verilen raporun bilimsellikten uzak olduğunu, iki rapor arasındaki uyumsuzluk sebebi ile ilk derece mahkemesinden dosyanın farklı bir heyetçe incelenmesi talebi neticesinde dosyanın bu kez Polis İstanbul Kriminal Laboratuvarına gönderildiğini, fakat maalesef bu kurumdan gelen raporun da hiçbir gerekçe beyan etmeksizin ve en ufak bir kıyaslama göstermeden özensiz ve bilimsellikten uzak bir rapor düzenlediğini, dosya içerisinde dinlenen tanıkların ifadeleri ve hassaten ipotek senedindeki tanıkların tutarsız ifadelerinin de bir bütün olarak dikkate alınmadığını, İlk raporda ayrıntılı ve bilimsel bir çalışma neticesinde ipotek senedinin 1. sayfasındaki imza ile diğer sayfalardaki imzaların aynı el ürünü olmadığı açıklanmış iken diğer raporlarda neden ilk raporun aksine imzaların aynı el ürünü olduğuna dair bir kanaat belirtildiğinin açıklanmadığını, ilk rapordaki hangi hususun yanlış olduğu hususlarına hiç girilmeden verilen rapora itibar edilerek ve tanık ifadeleri de göz ardı edilerek verilen kararın hukuka uygun olmadığını,Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, resmi senet niteliğindeki ipotek senedinde imza inkarına dayalı sahteliğin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça davalı … Bankası aleyhine İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/74 Esasında açılmış bulunan dava ile davacı tarafından davalı İş Bankası ile davalı … aleyhine açılan ve İstanbul 30 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/278 Esasında açılan davaların birleştirilmesine karar verilerek İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/74 Esasında birlikte görülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyada İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/74 Esasında açılmış olan ilk davaya ilişkin evrakların bulunmadığı, birleşen dosyanın da maktu harçla açıldığı, ilk açılan dava dosyasında nispi harç alınıp alınmadığının denetlenemediği, bunların dışında kararda tek bir dava dosyası varmış gibi hüküm kurulduğu, oysa asıl ve birleşen davaların bulunduğu anlaşılmakla, istinaf denetimine elverişli bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kamu düzenine ilişkin bu husus dikkate alınarak, istinaf nedenleri incelenmeksizin, kararın HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1 a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 21.01.2021