Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2700 E. 2022/1242 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2700
KARAR NO: 2022/1242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11.10.2019
NUMARASI: 2016/314 Esas – 2019/936 Karar
DAVA: İstirdat
Taraflar arasındaki istirdat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu Türkiye … Bankası Kemeraltı/İzmir Şubesinin 08/09/2015 keşide tarihli 25.800 TL tutarında keşidecisi … San. ve Tic. Ltd. Şti. olan çekin yasal hamili olduğunu, çekin kaybedildiğini ancak çekin 3. şahıslar tarafından bulunarak sahte imza ile cirolatılarak tedavüle konulduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, takip konusu 1 adet çek üzerinde son yetkili hamilin müvekkili olduğunun tespiti ile çekin ödenmesi halinde çek bedelinin avans faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmayarak elindeki çeki kaybettiğini belirtmiş olsa da, çekin ne şekilde kaybettiğini açıklaması gerektiğini, soyut iddia olduğunu, davacı taraf hukuka aykırı olarak çekin elde edildiğini iddia etmişsede ciro silsilesi içerisinde müvekkiline gelene kadar çekin hangi sürecinde hukuka aykırılık olduğunu bu dava dilekçesinde belirtmediğini, günümüz ekonomik koşullarında ödemelerin geciktirilmesi adına suç teşkil etmesine rağmen sahte imza atılarak bu şekilde haklı alacağın tahsiline engel olmak için bu nevi yollara (başkalarına imza attırılması v.s ) başvurulmuş olabileceği göz önünde bulundurularak, davacı tarafın çeki ne şekilde nasıl kaybettiğini açık bir şekilde belirtmediği, kaybolduğuna dair iddiada bulunduğunu, davacı taraf yukarıda belirtilen hususları dava dilekçesinde açıklamadan kötü niyetli ve çeki ne şekilde elde ettiklerini açıklamadan, müvekkilinin iyi niyetli hamil sıfatlarını sorguladığını, davacı taraf dava dilekçesinin son kısmında müvekkilinin çek keşidecesinden çek miktarı kadar hala alacaklı olduğunu belirttiğini ama çek keşidecisinin İstanbul 1.İcra Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu 2016/483 esas sayılı dosyasına vermiş olduğu dilekçesinin 2 numaralı bendinde … ‘a dahi borcu bulunmadığını beyan ettiğini, davacının alacağının devam ettiğini belirtmesine karşın, çek keşidecisinin borcun ödendiğinden bahsetmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, çek ödeme vasıtası olup haklı hamil iken çek keşidecisi firmadan hala alacaklı olması çekin kendi hakimiyetinde iken kaybolmadığının göstergesi olduğunu, gerek keşideci gerekse lehtar davacının iş bu çeke ilişkin menfii tespit ve icra hukuk mahkemesinde borca itiraz davaları açmış olup aralarındaki anlam veremedikleri bir meseleden dolayı çekin ödenmesini geciktirmeye çalıştıklarını beyan ederek, davanın reddini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, rıza hilafına elden çıktığı iddia edilen çekin istirdadı istemine ilişkindir. Benzer konuda İstanbul BAM 14. H.D.’nin, 2018/1146- 2019/830 E.K. sayılı ilamında belirtildiği gibi, ” Dava konusu çekin incelenmesinde; ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı anlaşılmaktadır. Mevcut ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı anlaşılmakla çekin borçtan mücerret olma niteliği karşısında, davanın tarafları ile cirosu bulunanlar arasında taraf ticari defterlerine göre herhangi bir ticari ilişki bulunmaması, davalı tarafın çeki kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olduğu anlamına gelmeyeceğinden, davacı vekilinin tarafların ticari defterlerinde inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacının ciro imzasının sahte olduğu alınan bilirkişi raporu ile sabit ise de TTK’nın 677. maddesindeki düzenlemeye göre, imzaların istiklali prensibi benimsenmiş olup, ciro imzalarından biri sahte bile olsa, düzgün ciro silsilesine göre çeki iktisap edenin, çeki iktisapta ağır kusurunun bulunduğunun ayrıca kanıtlanması gerekir.” denildiği, Mahkememizce yapılan yargılamada dava konusu çekteki ciro silsilesi düzgün olduğu, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iade ile yükümlü olup davalının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı, davalı taraf iyi niyetli yetkili hamil konumu olduğu…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu çek üzerindeki müvekkiline ait imza ve kaşenin müvekkiline ait olmayıp sahte olduğunun İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/485 Esas, 2017/1046 Karar sayılı dava dosyasında alınan 07.11.2017 tarihli rapor ile kararı ile takip konu çekteki imza ile ilgili düzenlenen 17.07.2017 tarihli bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, Müvekkilinin, dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alacağına karşılık olarak davaya konu çeki aldığını, çekin kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından ele geçirilmek suretiyle müvekkili adına sahte imza ve kaşe ile ciro edilerek tedavüle sokulduğunu, müvekkilinin çekin keşidecisi dava dışı şirket ile arasında ticari çalışmasının varolduğunun ve çekin yetkili hamili olunduğunun dosyada mevcut 10.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiğini, çek üzerinde müvekkilinin sahte imza ve kaşeden sonra cirosu bulunan dava dışı … Şti.’nin defter incelemesi için Bursa Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucunda bu şirket tarafından ticari defterlerin ibraz edilmemesi sebebiyle herhangi bir inceleme yapılamadığını, Çekin üzerindeki imzanın müvekkilinin el ürünü olmaması sebebiyle ciro silsilesinde kopukluk oluştuğunu, çekle ilgili ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasına rağmen davalının çeki tahsil edebilmek amacıyla icra takibi başlatmış olduğunu, davalının çeki iyiniyetle iktisap ettiğine ilişkin mahkemeye herhangi bir delili ibraz etmemiş olmasının, davalının kendisinden önceki ciranta ile arasında ticari bir ilişkisinin olduğuna yönelik herhangi bir beyanın dahi mevcut olmaması karşısında, davalının çeki elinde bulundurmakta kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiğini, Tüm bu itirazlar doğrultusunda; davalının çeki elinde bulundurmasında kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunun varlığı ortada iken, davalının iyiniyetli hamil olarak kabul edilmesi hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, rıza hilafına elden çıktığı iddia edilen çekin istirdadı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çekin incelenmesinde; ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı anlaşılmaktadır. Mevcut ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı anlaşılmakla , çekin borçtan mücerret olma niteliği karşısında, davanın tarafları ile cirosu bulunanlar arasında taraf ticari defterlerine göre herhangi bir ticari ilişki bulunmaması, davalı tarafın çeki kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olduğu anlamına gelmeyeceğinden, davacı vekilinin çekte ciro imzası bulunan …Kollektif Şti.’nin ticari defterlerini ibraz etmediği de gözetildiğinde ciro silsilesinde kopukluk olduğunun kabulü gerekeceği yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacının ciro imzasının sahte olduğu İstanbul 1. İcra Hukuk mahkemesinin 2016/485 E- 2017/1046 K sayılı davasında alınan bilirkişi raporu ile sabit ise de TTK’nın 677. maddesindeki düzenlemeye göre, imzaların istiklali prensibi benimsenmiş olup, ciro imzalarından biri sahte bile olsa, düzgün ciro silsilesine göre çeki iktisap edenin, çeki iktisapta ağır kusurunun bulunduğunun ayrıca kanıtlanması gerekir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, dava konusu çekteki ciro silsilesi düzgün olup, aksi ispatlanamadığı için davalı taraf iyi niyetli yetkili hamil konumundadır. TTK’nın 792 maddesine göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iade ile yükümlü olup çek istirdadına ilişkin işbu davanın reddi yönünde verilen karar isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.29.09.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.