Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2672 E. 2022/1238 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2672
KARAR NO: 2022/1238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10.07.2019
NUMARASI: 2018/355 Esas – 2019/745 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … bankası A.Ş’nin … numaralı, 21/11/2016 düzenleme tarihli, 18.000 TL tutarındaki çekin yetkili hamili olduğunu, davalının da çekin keşidecisi olduğunu, müvekkilinin çeki muhatap bankaya ibraz ettiğinde karşılığının olmadığını öğrendiğini, davalı ile iletişime geçerek çek bedelinin ödenmesini talep ettiğini, borçlunun haricen ödeyeceğini söylemesi üzerine çekin karşılıksız işlemi yapılması için gerekli ibraz süresinin geçtiğini, ancak davalının borcu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak B.çekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, borçlunun kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, itirazın iptali ve % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; takip dayanağı olan çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğini, bu nedenle hamili keşideci ve cirantalara karşı başvuru hakkının kalktığını, kambiyo ilişkisinin bulunmadığını, ispat yükünün davacıya ait olup alacağın neden kaynaklandığını ispat etmesi gerektiğini, taraflar arasındaki kambiyo ilişkisi sona erdiğinden davacının iddialarının yerinde olmadığını, davacı ile davalı arasında hukuki ve ticari ilişki olmadığını, davalının ticari defterleri incelendiğinde davacıya borcunun bulunmadığının tespit edileceğini, davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı taraflar arasında ticari ve hukuki ilişki bulunmadığını beyan etmiş ise de davalının delil listesinde 13/05/2016 tarihli sözleşmenin feshi nedeniyle müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini iddia etmektedir. Bu sözleşmede dava dışı … A.Ş ile … arasında düzenlendiği, davacının şahit olarak imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının bu sözleşmeye istinaden aldığı çekin sözleşmenin feshedilmiş olması sebebiyle iadesi gerektiği, bu nedenle müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini iddia etmiştir. İspat yükü davalıda olup davalı dava konusu olan çekin … A.Ş ile … arasındaki hizmet sözleşmesinde dayalı olarak şahit olarak imzası bulunan …’e verildiğini, sözleşmenin feshedilmiş olması sebebiyle müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini iddia etmiş ise de bu sözleşmede dava konusu olan çeke atıfta bulunulmadığı, sözleşmede keşideci davalının taraf olmadığı, davalı yemin deliline dayanmış olduğu, kendisine hatırlatılmasına rağmen davacıya yemin teklifinde bulunmadığı anlaşıldığından ispat yükü kendisine düşen davalı ispat yükünü yerine getiremediği…” davanın kabulüne, B.çekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takipte 18.000 TL üzerinden itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren % 9,75 ve değişen oranlarda geçmemek üzere avans faizi ile takibin devamına, 18.000 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında herhangi bir hukuki veya ticari ilişki bulunmadığını, takip dayanağı çekten dolayı davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davaya konu çekin, davacının da şahit olarak imzasının olduğu 13.05.2016 başlangıç tarihli sözleşmeden dolayı davacıya verildiğini, bu sözleşmeye göre … şirketi mühendis …’ın iş deneyim belgesini 3 yıl süreyle yani 13.05.2016 yılından 13.05.2019 Yılına kadar kullanacağını ve bunun karşılığında mühendis …’a 180.000,00TL ödeme yapacağını, ancak mühendis …’ın bu iş deneyim belgesinin kullanılabilmesi için, mühendisin şirketin %51 hissesine ortak olması gerektiğini, taraflar delil olarak ibraz ettikleri sözleşmeyi imzaladıklarını ve sözleşmede şahit olarak imzası bulunan davacı …’a ise 180.000,00TL nin %10 u kadar yani 18.000,00 TL verilmesi konusunda şifahen anlaştıklarını, aynı gün mühendis …’in bir kısım alacağına karşılık gelmek üzere aynı bankanın ve seri numaraları birbirini takip eden keşidecisi davalı şirket ve lehtarı sözleşmede ismi yazılı ve icra takibinde de 2.borçlu olarak yer alan ama hakkında dava açılmayan … Tic. A.Ş. Cirolu iki adet çek verildiğini, dava konusu çekin de aynı şekilde ve aynı gün imzalanan bu sözleşmeden dolayı davacı …’a verildiğini, birkaç gün sonra bu sefer mühendis … ve davacı … davalı şirkete gelerek yapılan sözleşmeden döndüklerini iş deneyim belgesini kullandırtmayacaklarını bildirdiğini, mühendis …’in, … şirketine ortak olmayacağını söyleyip davalı şirketten aldığı iki adet çeki iade ettiğini, davacı …’ın ise sözleşmeye istinaden aldığı çekin kendisinde olmadığını ama daha sonra çeki iade edeceğini söylediğini, ancak davacı davaya konu ettiği çeki iade etmediği gibi hakkı olmadığı halde söz konusu çeki tahsil için takibe koyduğunu, bu nedenle davalı şirket haklı olarak takibe itiraz ettiğini, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişi … da yapmış olduğu incelemede ; davalı müvekkili ile davacı arasında kambiyo ilişkisinin ortadan kalktığını, davacının iddia ettiği alacağının nedenini belirtmediğini ve davalı müvekkili şirketin mevcut sözleşmeye taraf olmadığını davacıya ödeme yapılacağına ilişkin sözleşmede bir hükümünde bulunmadığını dolayısıyla davacının davalı şirketten alacağının bulunmadığı tespitlerini yaptığını, Davacının aynı zamanda davalı şirket yetkilisine gönderdiği ve dava konusu çek ile ilgili whatsapp yazışmasında da ”…açıkçası kullanmadığınız bir belge için tamamını istemem size haksızlık olur , ama hiç ödenmemesi de bana haksızlık olur, bir orta yol bulalım….” şeklinde mesaj atmak suretiyle aslında iş bu çekten dolayı alacağının bulunmadığını açıkladığını, davacının bu mesajından da açıkça anlaşıldığı gibi davalı şirket davaya konu çekten dolayı zenginleşmediğini, davacının, bedelsiz olan çeki takibe koymak suretiyle asıl kendisi sebepsiz zenginleşmeye çalıştığını, dolayısıyla dava dosyasındaki delillere dayanmayan, hatalı ve eksik inceleme ile karar kurulduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, karşılıksız kalan çekten dolayı, çek tanzim tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 730/14. maddesi delaletiyle 644. Maddesi uyarınca, çek hamili tarafından keşideci aleyhine açılmış, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı bir alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı çek hamili olup zaman aşımına uğrayan çekten dolayı başvurabileceği iki yol vardır: çek hamili ya kendisine çeki ciro eden kendinden önceki cirantayla arasındaki temel ilişkiye dayalı olarak alacak davası açar ya da çek keşidecisine karşı sebepsiz zenginleşme davası açar. Davacı, somut olayda, çek keşidecisine karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak talepte bulunmuştur. İcra dosyası içerisindeki takibe konu olan çek incelendiğinde keşidecinin davalı … Ltd Şti, lehtarın … A.Ş olup sırası ile cirantaların … Ürünleri A.Ş, …, … olduğu anlaşılmış olup çek hamili olan …’in süresi içerisinde çeki muhatap bankaya ibraz etmediğinden TTK 644 maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideciye başvuruda bulunma hakkı olduğu tartışmasızdır. Eldeki davada takip ve davaya konu çekten ötürü sebepsiz zenginleşilmediğini kanıtlama yükümlülüğü davalı keşideci üzerindedir. İlk derece mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere, davalının savunmasında ileri sürdüğü ve feshi ile çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğinin kanıtlandığını ileri sürdüğü sözleşmenin, dava dışı … A.Ş ile … arasında düzenlendiği, davacının sözleşmede şahit olarak imzası bulunduğu, sözleşmede dava konusu olan çeke atıfta bulunulmadığı gibi, sözleşme uyarınca davacıya verildiğine dair kanıt bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derce mahkemesi kararı isabetli olup, aksi yöndeki davalı vekili istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ilk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 922,17 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.29.09.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.