Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2666 E. 2022/1271 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2666
KARAR NO: 2022/1271
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2018/1242 E. – 2019/1017 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkile olan borçlarından dolayı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe süresi içinde itiraz ettiğini, davalının uzun zamandır müvekkili ile ticaret yaptığını, bu çerçevede cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının müvekkilden fatura karşılığı mal aldığını, davalının müvekkile bir kısım ödemeler yaptığını, uzun zamandır ödeme yapmadığını ileri sürerek, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli davalının asıl alacağın %20sinden az olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili ile davacı arasında bir cari hesup ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak iizere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı taraf davacı ile aralarında ticari ilişki olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davacı satıcının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerekir. Dava konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, buna göre davacının icra takip tarihi itibariyle 26.393,12 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf faturaları ticari defterlerine kaydetmekle faturalara konu malları teslim aldığını kabul etmiş sayılmalıdır. Bu durumda ispat yükü davalıya geçmiştir. Davalının faturaların bedellerini ödediğini ispat etmesi gerekir. Ancak bu yönde savunması dahi yoktur. Alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebi de haklı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle, davanın KABULÜ ile davanın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve taraflar arasında hukuken muteber bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, TTK 89/2.maddesi hükmü gereğince cari hesap sözleşmesinin yazılı olmadıkça geçerli olmayacağının açıkça düzenlendiğini, yazılı olmasının geçerlilik şartı olduğunu, somut olayda müvekkili ile davacı arasında yazılı cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle icra takibinin ve açılan davanın reddi gerektiğini, kabul kararının yanlış olduğunu, cari hesabın hukuki olarak süre gelen ticari ilişki ve yazılı cari hesap sözleşmesinin varlığına bağlı olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta cari hesap mutabakatı sunulmadığını, müvekkili şirkete tebliğ edilen cari hesap mutabakatının bulunmadığını, icra takibine yapılan itirazlarının haklı ve yerinde olduğunu, gerekçeli kararda savunma ve taleplerine yer verilmediğini, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin cari hesap bakiye alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının takip konusu yapmış olduğu cari hesap alacak hakkının olup olmadığı ve kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. 02.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın ibraz etmiş olduğu ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin sürelerinde yapıldığı, defterlerin birbirlerini teyit ettiği, davacının icra takip tarihi olan 10.09.2018 tarihi itibariyle davalı şirketten 29.470,88 TL alacaklı durumunda bulunduğunun görüldüğü, davalı şirket tarafından ibraz edilen ticari defterlerin ise açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümleri uyarınca süreleri içerisinde yaptırılmış olduğu ticari defterlerin birbirlerini teyit ettiğinin tespit edildiği, davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre davalının icra takip tarihi olan 10.09.2018 tarihi itibariyle davacı şirkete 26.393,12 TL borçlu durumda bulunduğunun görüldüğü, sonuç olarak dosyaya sunulan belgeler, taraflara ait ticari defterler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, davacı vekili tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla 10/09/2018 tarihinde cari hesap bakiye alacağına dayanarak davalı borçlu şirket aleyhinde başlatmış olduğu icra takibinde 26.393,12 TL asıl alacağın ödenmesini talep ettiği, davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre, davacının icra takip tarihi olan 10/09/2018 tarihi itibariyle davalı şirketten 29.470,88 TL alacaklı durumda bulunduğu., icra lakibinde 26.393,12 TL alacağın ödenmesini talcp ettiği, davalı şirket ticari dcfter kayıtlarına göre, davalının icra takip tarihi olan 10/09/2018 tarihi itibariyle davacı şirketi 26.393,12 TL borçlu durumda bulunduğu, davalı şirketin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yaptığı itirazın 26.393,12 TL asıl alacak yönünden iptali gerektiği belirtilmiştir. Davacı vekili davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Davacı takibinde bakiye cari hesap alacağının tahsilini talep etmiştir. TTK’nın 89.maddesinde, iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme, cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmış ve bu sözleşmenin yazılı şekilde yapılması geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir. Taraflar arasında mal ve hizmet satımından kaynaklı ticari ilişki bulunmaktadır. Ancak, taraflar arasında yazılı şekilde düzenlenmiş bir cari hesap sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Satım sözleşmesinin geçerliliği ise herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap sözleşmesi şeklinde işlemediği, açık hesap ilişkisi şeklinde işlediği ve bu hesap ilişkisinde tarafların tek taraflı yada karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli bir hesap dönemine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıkları kabul edilmelidir. Bir olgunun anlatılması taraflara ait olup, bu olgunun hukuki nitelendirmesi hakime ait olduğundan taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinden kaynaklı bir alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, davalının itirazı sonucu takibin durduğu, dava ve itirazın süresinde olduğu anlaşılmış, davalının bu yöne ilişkin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Diğer taraftan, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 222. maddesinin üst başlığı “ Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması “ dır. 222/2. fıkrada, ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu, 3. fıkrada ise ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiğine yer verilmiştir. Somut davada, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve birbirine uyumlu olduğu, düzenlenen bilirkişi raporu ile sübuta ermiş olduğundan, davalı vekilinin bu konularda ki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. HMK’nın 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Davalı taraf bu anlamda savunmasında ileri sürdüğü iddialarını ispat edememiştir. Diğer yandan, davacının takip konusu bakiye alacağı subuta erdiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1.351,91 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline Hazineye gelir kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı taraftan alınması gereken harç yönünden üye hakim …’nun karşı oyuyla, diğer yönlerden oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.
KARŞI OY: Nisbi harca tabi olan davalarda, özellikle 492 sayılı Harçlar Kanunu ile bağlı tarife hükümleri, 5235 sayılı Kanun ve ilgili tüm yasal mevzuat, ulusal ve uluslararası yargı kararları kapsamında, ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak esas hakkında karar verilmedikçe Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf kanun yoluna başvuran davalıdan başvuru aşamasında ve istinaf başvurusunda nisbi değil maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiği kanaati nedeniyle, çoğunluğun nisbi harç alınmasına dair görüşüne katılmadığımı ve hükmün ilgili bentlerine muhalif kaldığıma dair görüşümü bildiririm.