Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2661 E. 2022/1270 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2661
KARAR NO: 2022/1270
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2019
NUMARASI: 2017/559 E. – 2019/645 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye’nin tanınmış mimari ofislerinden biri olduğunu, Türkiye’de ve yurt dışında pek çok mimari projeyi çizip ve yapımını üstlenen saygın bir firma olduğunu, Muğla İli, Bodrum İlçesi, … Sitesi Villa … adresinde bulunan taşınmazın projelendirilmesi ve işçilik uygulamalarının yapılması işinin müvekkili şirketler tarafından üstlenildiğini, söz konusu taşınmazın iç ve dış mekanlardaki bazı alanlara taş döşenmesi maksadıyla, müvekkili şirketler ile davalı arasında konusu doğal taş plaka olan satış sözleşmesi akdedildiğini, taşların davalıdan temin edilerek söz konusu taşınmazdaki iç ve dış mekanlara döşendiğini, bedellerinin ise davalı satıcıya ödendiğini, ancak faturalarda yer alan kalemlerden “…” niteliğindeki taşların üzerinde kısa bir zaman sonra kirlenme ve geçirilemeyen lekeler meydana geldiğini, bu durumun estetik ve görsel açıdan yapının görüntüsüne ve mali değerine zarar verdiğini ve müvekkillerinin taşınmazın malikine yapmış olduğu işi zamanında teslim edememesinden dolayı maddi ve itibar kayıplarına uğradığını, İstanbul Teknik Üniversitesinde … tarafından Fiziki Mekanik Deney ve Petrografik Analiz incelemesi yapıldığını ve bu inceleme sonucunda “Deney ve analiz sonuçları uyumlu olup taşın su emmesi ve porozitesinin yüksek olduğu, leke oluşumuna neden olabilecek bileşen içeriği saptandığını, bu nedenle taşın ıslak ve trafiğin olduğu mekanlarda kullanılması durumunda kirlenme sorunu ile karşılaşabileceği, renk ve desen değişikliği gibi olumsuzlukların yaşanabileceği” tespit edildiğini, taşın özellikleri gereği döşeneceği dış mekana uygun olmayacağına dair davalı tarafça kendilerine hiçbir uyarıda bulunulmadığını, davalı tarafa müvekkillerinin uğradığı zarar bildirilmiş ise de, davalı ile yapılan şifai görüşmelerde davalının hiçbir sorumluluğu bulunmadığına ilişkin ısrarcı bir tutum takınması sonucu 29 Ocak 2016 tarihinde satıcı … Ltd.Şti.ne Beyoğlu …Noterliği kanalıyla … yevmiye nolu ihtarme keşide edilmesine rağmen zararlarının hiçbir şekilde giderilmemesi üzerine, Bodrum 3.Asliye Hukuk mahkemesinin 2016/24 D.İş sayılı dosyası vasıtasıyla taşların dış mekan kullanımına uygun olup olmadığının ve zararının boyutunun bilirkişi heyeti tarafından tespit edilmesi amacıyla tespit davası ikame edildiğini, taşınmaza döşenen … taşının yapısını ve taşın ıslak zeminde kullanılmasının uygun olup olmadığını incelemesi için jeofizik mühendisleri ile taşın hangi alanlara döşendiğinin ve hangi alanların zarar gördüğünün tespitini yapması için peyzaj mimarı, zararın boyutunun tazminata esas olacak şekilde açıkça belirlenmesi için de hesap bilirkişisinden oluşan bir heyet nezdinde iki kez keşif yapıldığını,bilirkişi raporunun dosyaya ibraz edildiğini, 15 Ağustos 2016 tarihli bilirkişi raporunun jeolojik değerlendirme başlıklı sonuç bölümüne göre “…dış mekan kaplaması olarak kullanılan numune eklerdeki laboratuvar sonucunda da anlaşılacağı üzere alınan numunenin sedimanter yapıda olması, kimyasal etkileşim açısından asitle tepkime vermekte-köpürmekte, %3,9 emme seviyesine sahip, %11 aşınma direnci olan, porozitesinin yüksekliği ile KUMLU KİREÇTAŞI olarak adlandırılan malzemenin ıslak zemin ve dış cephe kaplaması kullanımlarına uygun olmadığının anlaşıldığını, Petrografik acıdan ekteki laboratuvar sonuçları da dikkate alındığında bu özelliklere sahip bir malzemenin de su, hava, güneş, yağış ve havuz kimyasalları gibi ajanların etkisiyle kirlenme, renk değişimleri ve görüntü kirliliği oluşturması doğaldır.” denildiğini ve mahkememizde ikame edilen işbu davanın haklılığı gerek Pamukkale Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Laboratuvarında gerekse de TSE belgeli Denizli Bilgi Zemin ve Yapı Test Laboratuvarı’nda yapılan deneylerle ve bilirkişi raporunda tespit edildiğini, bu açıdan dış cephe kullanımlarında ve ıslak zemin kullanımlarına uygun olmayan taşın gizli ayıplı olduğu ve renk değişikliği olacağı bilindiği halde dış cepheye ve havuz kenarlarına döşenmesinin müvekkilinin ticari itibarında büyük zedelenme yarattığının yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucu tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açıkça ispat olunduğunu, toplam 1088,39 m2 … taşı döşendiği sunulan projede de, taş döşeyen işçilerin hakediş listesinde de açıkça görüldüğünü, her inşaatta gerçekleştiği gibi satın alınan taşların bir kısmının zayi olduğu ve fire verdiğini, sauna alanı ve B.giriş bölümüne döşenen taşlarının yoğun bir şekilde kirlenip lekelenmesi ve kirli paslı bir görüntü oluşturması sebebiyle müvekkil şirketin ticari itibarı zedelendiğinden geçici bir önlem olarak taşların üzeri mastikli tik ağacıyla kaplandığıını, ancak yapılan keşiflerde üzerleri parke kaplı olan alanların metraj hesaplamasına dahil edilmediğini, bu sebeple bilirkişi heyetinin yeniden metraj hesaplaması yapmaları talep edilerek ek bilirkişi raporu alındığını, müvekkili şirketin davalı sebebiyle oluşan bu kötü durumu önlemek için geçici önlemler alması, daha sonra sökülecek bile olsa en azından yapı sahibinin taşınmazdan gerekli estetik faydayı elde edebilmesi için bir kısım alanlar sökülmek ve üzerleri geçici olarak çakıl taşı ile kaplanmak durumunda kaldığını, bu açıdan … villasının inşaatında çalışan işçilerin de kaç m2 … döşediklerinin dava dilekçesi ekinde yer alan hakediş listesinde açıkça görüldüğünü, raporda yer alan metrajların neredeyse üç katı kadar bir alana … taşı döşendiğinin görüldüğünü, yapı sahibinin müvekkili şirkete olan güveninin zedelenmesinin müvekkili şirketin ticari itibari için çok büyük bir iş kaybına sebep olduğundan bahisle, Muğla İli, Bodrum İlçesi, … Sitesi Villa … adresinde kullanılan doğal taş plakalarında meydana gelen 231.731,68 TL.Maddi zararlarının, taşların döşenmesi için harcanan 210.000,00 TL.işçilik ücretinin, taşların sökülmesi için harcanan 27.000,00 TL.İşçilik ücretinin ve ticari itibar kaybından ötürü 20.000,00 TL.Manevi zararları olmak üzere toplamda 488.731,68 TL.nin faiziyle birlikte Beyoğlu …Noterliğinin 29 Ocak 2016 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamelerinin tebliğ tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin TTK 23.maddesinde düzenlenen ticari satış ilişkisi olduğunu, olayda her ne kadar yazılı bir satış sözleşmesi bulunmamış olsa da ortada bir ticari satışın bulunduğunun tartışmasız olduğunu, olayda müvekkilinin satıcı konumunda olduğunu ve bir ürünün nerede ve nasıl kullanılacağı hususunda sorumluluğu olmayan, aleni olarak bir ürünü satan konumunda olduğunu, davacının hangi ürünün seçilmesi gerektiği ve bunun nasıl kullanılacağı, eserin oluşumundan sonra ne şekilde muhafaza edileceğinin kendisinin sorumluluğunda bulunduğunu, TTK 23/C maddesine göre davalının sorumluluğunun bulunmadığını, TTK ticari satışlarda ayıbı düzenleyen hükümlerine göre alıcının derhal muayene (inceleme) ve aynı zamanda 8 gün içinde ihbar mükellefiyetinin olduğuunu, olaydan 18 ay sonra ayıp ihbarı yapmakla davacının TTK’nun bu konuyu düzenleyen özel hükümlerine göre aykırı hareket etmiş bulunduğunu, dava konusu mermer piyasalarında “…” taşının şekli ve niteliği ile ayırdedici özelliğe sahip, kullanım alanlarına ilişkin belirlemenin kolayca yapılması mümkün olan doğal bir taş olduğunu, bu taşın ayıplı olma şansının hiç olmadığını, Bodrum 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/13 D.İş sayılı dosyası ile yapılan bilirkişi incelemesinde yer yer olan lekelerin olduğu ancak bu hasarın doğal sudan kaynaklanmadığının açıkça belirtildiğini, tespit dosyalarında sunulu fotoğraflar incelendiğinde zarar gören taşların nerelerde olduğu ve ne şekilde zarar gördüğünün açık olduğunu, müvekkili tarafından davalının ticari itibarını sarsmaya yönelik herhangi bir fikir yada davranış olmasının mümkün olmadığını manevi tazminat taleplerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı ile davalı arasında … taşının satın alınması konusunda bir uyuşmazlık yoktur.Davacı bu taşı davalıdan satın almak suretiyle kendi müşterilerine farklı mekanlarda kullandığı anlaşılmaktadır.Kullanılan taşın Bodrum’da kullanıldığı villa bahçesinde dış mekan taban kaplaması olarak doğal taş plakalar halinde kullanıldığı, zaman içerisinde su, hava, güneş, yağmur ve havuz kimyasalları gibi ajanların etkisiyle kirlenme, renk değişimi oluştuğu anlaşılmıştır.Mahkemede dinlenen uzman tarafından bu taşların açık havada ve özellikle asidik ortamda kullanılmasının riskli olduğu, lekelenme ve kirlenmeye maruz kaldığında taşın yapısı sebebiyle kolayca deforme olabileceği anlaşılmaktadır.Davacı taraf tacir olup kendisinin yurt içinde ve yurt dışında pek çok mimari projeyi hazırlayan ve yapımını üstlenen saygın firma olduğunu belirtmektedir.Bu durumda kendi müşterilerine uygulayacağı kapmama malzemelerini ve bu davaya konu … taşının özelliklerini, hangi durumlardan etkilenebileceğini, hangi mekanlarda kullanılmasının uygun olduğunu bilebilecek durumdadır.Kaldı ki; uzman tarafından belirtildiği gibi bu durumun bilimsel olarak bilinen bir durum olduğu, bu taşların ne tür zeminde kullanılmasının riskli olduğunu basit bir araştırma ile tespit edebileceği anlaşılmaktadır.Kaldı ki bu iş alanında kendisinin bu konuda uzmanlığı olduğunu kabul etmek gerekmektedir.Tespit raporlarına göre dava konusu kaplama taşın özellikle, kullanıldığı villalardaki havuz kenarlarında renk değiştirdiği anlaşılmaktadır.Havuz kimyasallarından etkilendiği raporlarla sabittir.Taraflar arasında yazılı bir sözleşme yoktur.Davacı tarafından satın almak istediği … taşı yerine ve sözleşmenin aksine başka bir mal verildiği iddiası yoktur.Davacı şirketler sürekli bu işleri yapan bir şirket olmaları nedeniyle bu taşın kaplama yapacakları zemine uygun olup olmadığını bilebilecek durumdadır.Sözleşme gereği davalıya yüklenebilecek bir kusurdan bahsedilemez.Uğramış olduğunu iddia ettiği maddi zararı davalıdan talep edemeyeceği gibi manevi şahsiyetine bir saldırı tespit edilemediğinden manevi tazminat isteminin de şartları oluşmadığı anlaşılmakla, maddi ve manevi tazminat taleplerinin tümünün reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarla, Gerek İTÜ’de görevli öğretim üyesi tarafından hazırlanan teknik rapor gerekse Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/24 D.İ sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere davalı tarafından satışı yapılan … taşının ıslak zemin ve dava dışı cephe kullanımına uygun bir taş olmadığını, davalının satışını yapmış olduğu taşlarda meydana gelen bu ayıptan kaynaklanan maddi zararın giderilmesi ve bu durum nedeniyle yapı maliki olan müşteriye karşı edimin yerine getirilmemiş olması nedeniyle ticari itibarın sarsılmasından kaynaklanan manevi zararın tazmini için davanın açıldığını, cevapta bir takım faraziyeler ileri sürülerek 2015 yılı Eylül ayında Bodrum’da yaşanan yoğun yağışın sebep gösterildiğini ve uğranılan zararın sorumlusunun kendileri olduğunun iddia edildiği, satın alınan ürünlerin yapısal eksikliklerinin müvekkilinden saklandığını, deforme olacağının davalı şirketçe bilinmesine ya da öngörülmesine rağmen hiçbir şekilde müvekkillerine bilgilendirme yapılmadığını, davalının tacir olup taşın özelliklerini ve kullanıldığı alanda hasara uğrayıp uğramayacağını bilmediğini varsaymanın hayatın olağan akışına ve mantık kaidelerine aykırı olduğunu, müvekkillerine bilgilendirme yapılmadığını, mahkemece davanın esası ile ilgili olarak gösterilen delillerin tümü toplanmadan ve deliller yeterince değerlendirilmeden tanık dinletme talepleri hakkında bir karar verilmeden eksik inceleme ile davanın reddine karar verildiğini, red kararında müvekkili şirketin satışa konu bu taşların kaplama yapılacak zemine uygun olup olmadığını bilebilecek durumda olduğunun basit bir araştırma ile tespit edebileceğinin belirtildiğini, raporları dahi değerlendirmeye alınmaması gereken uzman görüşünün esas alındığını, kararın hukuka aykırı olduğunu, HMK 293/3.fıkrası uyarınca uzman tarafından hazırlanan raporun mahkemece değerlendirmeye tabi tutulmaması ve ayrıca katıldığı celsedeki beyanlarının da değerlendirmeye alınmaması gerekmekte iken mahkemenin neredeyse tümüyle kararını uzman beyanına dayandırdığını, mahkemenin davalıya yüklenebilecek bir kusurdan bahsedilemeyeceği yönündeki kabulünün de hatalı olduğunu, TTK 219.maddesi gereğince satıcının alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebi ile sorumlu olduğu gibi satıcının ayıpların varlığını bilmese bile sorumlu olduğunu, TBK 225/2.fıkrasında ise satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından uygulama getirildiğini, satılan maldaki ayıplardan satıcının sorumlu olduğunun açık bulunduğunu ayrıca müvekkilinin manevi şahsiyetine saldırı oluştuğunu gerekçenin yerinde olmadığını, dava konusu taşların deforme olması ve davalının bu zararı gidermeye, taşları değiştirmeye yanaşmaması nedeniyle taşınmazın taahhüt edilen zamanda malikine teslim edilemediğinden müvekkili şirketleri için önemli müşterileri karşısında büyük ticari kayba neden olduğunu, dava konusu … Sitesi’nin Bodrum’un en lüks sitesi olduğunu ve site sakinlerinin oldukça titiz kimseler olduğu düşünüldüğünde müvekkili şirketler yönünde bir an önce önlem alma zaruretinin hasıl olduğu, müvekkilinin yapı malikine karşı çok zor durumda kaldığını, yıllardır güven esasına dayalı olan iş ilişkilerinin yıprandığını ticari itibarının zedelendiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, ticari satım ilişkisinin olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, satım konusu olan “…” taşların ayıplı olup olmadığı, davalı satıcının iddia edilen zarardan sorumlu olup olmayacağı, uzman görüşü sahibinin duruşmada dinlenerek, beyanın hükme esas alınmasının isabetli olup olmayacağı, eksik incelemenin söz konusu olup olmadığı ile mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davalı şirket tarafından, davacı şirketler adına, 07.04.2014 …11.05.2015 tarihleri dahil birden fazla … ürüne ait faturalar ve sevk irsaliyeleri düzenlendiği, İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünden Doç .Dr … tarafından, davacı … Tic.A.Ş ‘nin 24 Aralık 2015 tarihli başvurusu üzerine Ocak 2016 tarihli, “… Taşı Üzerinde Yapılan Fiziki Mekanik Deneyler Ve Petrografik Analiz Sonuçları “ konulu rapor düzenlendiği, raporda, Muğla İli, Bodrum İlçesi, … Sitesi Villa … adresinde uygulaması yapılan … taşının kirlenme ve lekelenmesine neden olan faktörlerin belirlenmesi için gerekli işlemlerin yapılarak, elde edilen sonuçların rapor halinde sunulmasının istendiği bu istek üzerine, deney ve analize tabi tutulan taş malzemesinin başvuruyu yapan firma tarafından laboratuvara teslim edildiği, deney ve analizlerde, uygulama yerinden sökülmüş lekeli plaka ile aynı taşa ait kullanılmamış plaka örneklerinden hazırlanan numunelerin kullanıldığı, göz ile yapılan muayenede uygulama noktasından alınan örnek üzerinde, haleler şeklinde karbonat bileşimli ikincil lekeler ve pas rengine yakın kahverengimsi noktasal lekeler izlendiği, henüz uygulanması yapılmamış plakaların lekesiz olduğu, sonuç olarak, deney ve analiz sonuçlarının birbiri ile uyumlu olduğu, taşın su emmesi ve porozitesinin yüksek olduğu, leke oluşumuna neden olabilecek bileşen içerdiğinin saptandığı, bu nedenle anılan taşın ıslak ve trafiğin olduğu mekanlarda kullanılması durumunda kirlenme sorunu İle karşılaşılabileceği, renk ve desen değişikliği gibi olumsuzlukların yaşanabileceğinin belirtildiği, Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/24 D.İş sayılı dosyasında davacı vekilinin talebi üzerine hazırlanan 15.08.2016 tarihli tespit bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak, Muğla İli, Bodrum İlçesi, … Mah. … Sitesi … adresinde dış mekan kaplaması olarak kullanılan numune eklerdeki laboratuvar tahlilleri sonucunda anlaşılacağı üzere alınan numune sedimanter yapıda olması, kimyasal etkileşim açısından asitle tepkime vermekte – köpürmekte, %3,9 su emme seviyesine sahip, %11 aşınma direnci olan, porozitesinin yüksekliği ile kumlu kireçtaşı olarak adlandırılan malzemenin ıslak zemin ve dış cephe kullanımlarına uygun olmadığı kanaatine varıldığı, petrografik açıdan laboratuvar sonuçlarıda dikkate alındığında bu özeliklere sahip bir malzemeninde su, hava, güneş, yağış ve havuz kimyasalları gibi ajanların etkisiyle, kirlenme, renk değişimleri ve görüntü kirliliği oluşturmasının doğal olduğu, dava konusu … adı altında davalı tarafından davacıya keşide edilmiş faturaların toplamının 231.731,68 TL olduğu, aralarda yaklaşık 10 metrekare, basamaklarda yaklaşık 65 metrekare, havuz alanı geniş alanda yaklaşık 250 metrekare, giriş kapı önünde yaklaşık 50 metrekare, toplam kullanılan taşın 375 metrekare olduğunun belirtildiği, 04.01.2017 tarihli 2016/24 D.İş sayılı dosyaya ibraz edilen ek bilirkişi raporunda, keşif mahallinde, villa girişinden itibaren hemen hemen tüm dış mekan zemin kaplaması olarak kullanılan … olarak adlandırılan ithal doğal taş kaplama malzemesinde meydana gelen kirlenme, renk değişikliği gibi sebeplerden dolayı bahsi geçen malzemenin kullanım yeri ve amacına uygun olup olmadığı ve metrajının hesaplanmasının istendiği, laboratuvar tahlilleri sonucunda anlaşılacağı üzere alınan numuneler sedimanter yapıda olması, kimyasal etkileşim açısından asitle tepkime verdiği, köpürdüğü, %3,9 su emme seviyesine sahip, %11 aşınma direnci olan, porozitesinin yüksekliği ile kumlu kireçtaşı olarak adlandırılan ve yukarıda belirtilen özelliklerdeki malzemenin ıslak zemin ve dış cephe kaplaması kullanımlarına uygun olmadığı, dava dosyasına sunulan fatura toplamının metraj olarak 1.267,67 metrekare olduğu, yaklaşık olarak %5 fire uygulandığında fatura toplamındaki metrajın fiili uygulama ile örtüştüğünün tespit edildiği, faturalardan anlaşıldığı üzere bahsi geçen taşın metrekare fiyatının 22,40 metrekaresinin 150,68 TL +KDV geri kalanının ise 155.00 TL + KDV olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, davacı … A.Ş tarafından 29 Ocak 2016 tarihinde davalı şirkete Beyoğlu …Noterliğinde düzenlenen ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamede, satın alma sırasında taşın kullanılacağı mekanın özellikle belirtilmesine rağmen taşın özelikleri ve mekana uygun olmayacağı İle ilgili hiçbir uyarıda bulunulmadığı, aksine özeliklerinin gizlendiği, kullanılan ürünlerde oluşan deformasyonların müvekkili şirketin müşterisine karşı itibar kaybına neden olduğu, TBK 227.madde gereğince tüm haklarını ve TBK 228.madde gereğince sözleşmeden dönme haklarını saklı tutmakla beraber, gizli ayıplı malın ayıpsız mağduriyet yaratan özelikleri taşımayan kalitedeki, dış mekan kullanımına uygun ve deformasyona uğramayacak nitelikte gri renkli doğal taş İle 3 gün içinde değiştirilmesi, reddi halinde uygulama alanı toplamda 916 metrekare olan, birim fiyatı 50 Euro’dan olan ve toplam değeri 45.810 Euro +KDV olarak ödenmiş meblağın, taşların döşenmesi için harcanan 137.400, 00 TL ‘lik işçilik ücretinin ve hasarlı taşların sökülmesi için harcanacak olan 25.000,00 TL toplamının ihtarnamenin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde yatırılmasının talep edildiği ve İş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece 16.05.2018 tarihli celse ara kararı İle davacının Ocak 2016 ‘da, davalının ise Şubat 2018 tarihinde rapor aldığı İTÜ Jeoloji Bölümden Doç .Dr . …’nun raporları İle ilgili dinlenilmek üzere HMK 293/2 maddesi uyarınca davetine, özürsüz gelmediği takdirde hazırlamış olduğu her iki raporunda HMK293/3.maddesi uyarınca değerlendirmeye alınmamasına karar verilmiştir. Uzman … 10.04.2019 tarihli duruşma zaptına geçen beyanında, Üniversiteye yapılan başvuru üzerine görevlendirildiğini, taşlar üzerinde inceleme yaptığını, incelemede ilgili kişi ne sorar ise o konu üzerinde değerlendirme yapmak zorunda olduklarını, ilk getirilen malzemenin lekeli ve üzerinde birtakım beyaz pulcuklar olduğunu, kesit alarak inceleme yapıldığını, taşın içerisinde kalsiyum karbonat çamuru olduğunu tespit ettiklerini, bu taşlarda bunun olmasının normal olduğunu, doğada yaygın olduğunu, taşın su emmesinin yüksek olduğunu, bunun taş için normal olduğunu, bu taşın kalsiyum karbonat içerdiği için asitten etkileneceği, havuz sularında kullanılan maddelerin PH düzenleyici olarak kullanıldığını ve bu maddelerin oranı ve konsantrasyonun önemli olduğunu, taşın üzerindeki etkinin buna göre değiştiğini, bu taşın atmasforik ortamda ve trafiğin bulunduğu alanlarda kolay etkilenebileceği, su emeceği ve renk bozukluğunun oluşabileceği, bu taşların açık ortamda deforma olmaya müsait olduğu, ıslak zeminde kullanılmasının desenin rengine etki edeceği, diğer tarafın getirdiği taşın kullanılmamış olduğunu, ancak bu taşın Eflani yöresinden çıkarılan bir taş olduğunu, herhangi bir leke olmadığını, aynı deneylere tabi tuttuklarını, davalı tarafın havuzda kullanılan malzeme örneğini sunduğunu, bu malzemeyi farklı oranlarda suya katarak taş üzerine uyguladıklarını daha önce diğer tarafın sunduğu taşla aynı etkiyi yaptığını fark ettiklerini, benzer lekeler oluştuğunu, fotoğrafladıklarını, havuz kenarında uygulanmasının riskli olduğunu, bu taşların bu şekilde bu tür zeminde kullanılmasının basit bir araştırma İle tespit edilebileceği, bilimsel açıdan zaten bilinen bir durumdur şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı vekili, yazılı beyanda bulunarak aleyhe olan hususları kabul etmediklerini belirtilmiştir. Davalı vekili, uzman görüşü İle davacının tanık ve isticvap taleplerine karşı 22.04.2019 tarihli dilekçe ile mimaride ıslak mekan tanımından taşların kurumasını sağlayan güneş ve rüzgarın olmadığı banyo, hamam gibi mekanların anlaşılması gerektiği, villa bahçesinin ise ıslak mekan değil doğal mekan olduğunu, borcun kaynağının sözleşme olduğunu, davacının ileri sürdüğü iddialarının tanık beyanları İle ispatına cevaz olmadığını, basiretli bir tacir gibi sözleşme yapması gerektiğini, davalının taş satan bir firma olduğunu, davacının ise bu konularda uzman yapımcı firma olduğunu, hangi çeşit taşa ihtiyacı olduğu ve sözleşmenin konusunun hangi taş olduğunu detaylı şekilde yer alması gerektiğini, HMK 200 maddesi gereğince, tanık dinlenmesine muvafakatlarının olmadığını, ayrıca isticvap taleplerinde davalının isticvabı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Uzman görüşü HMK’nın 293.madde de “(1) Taraflar, dava konusu olayla ilgili olarak, uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler.Sadece bu nedenle ayrıca süre istenemez. (2) Hâkim, talep üzerine veya resen, kendisinden rapor alınan uzman kişinin davet edilerek dinlenilmesine karar verebilir.Uzman kişinin çağrıldığı duruşmada hâkim ve taraflar gerekli soruları sorabilir.(3) Uzman kişi çağrıldığı duruşmaya geçerli bir özrü olmadan gelmezse, hazırlamış olduğu rapor mahkemece değerlendirmeye tabi tutulmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Uzman görüşü bilirkişi raporu gibi takdiri delildir.Takdiri mahkemeye aittir. Hakim talep üzerine veya kendiliğinden, kendisinden bilimsel mütalaa alınmış olan uzman kişinin davet edilerek mahkemede dinlenilmesine karar verebilir. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 293.maddesinde düzenlenen uzman görüşü, tarafların uyuşmazlığın aydınlanabilmesi, anlaşılabilmesi ve iddia ve savunmaların ispatı için kendisinin belirlediği özel ve teknik bilirkişiden bir konuda bilgi alması olarak düzenlenmiş olup, uygulamada özel bilirkişi adı da verilmektedir.Taraflar kendi menfaatlerini koruyabilmek ve alınan bilirkişi raporundan tatmin olmamaları halinde olayın tam olarak aydınlanmasını sağlamak ve doğru ve adil kararın verilmesi için uzman görüşü alıp mahkemeye ibraz edebilecektir.Mahkeme özellikle özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda, tarafın sunduğu uzman görüşünün dava konusuyla ilgili olması halinde mutlaka dikkate almak ve değerlendirmek zorundadır.Bu anlamda alınan bilirkişi raporuna, taraflardan biri, uzman görüşüne dayanmak suretiyle itiraz etmiş ve bu itirazlar mahkeme tarafından hiç değerlendirmeye alınmamış ve itirazlar gerekçeli bir şekilde karşılanmamış ise uzman görüşüne dayanan tarafın 6100 sayılı HMK’nın 27.Anayasa’nın 36.ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkını ihlal etmiş olabilecektir.Dosyaya ibraz edilen uzman görüşlerinin kısmen de olsa farklılıklar içermiş olması nedeniyle, mahkemece yasal düzenleme kapsamında, uzman görüş raporunu hazırlayan uzman kişinin duruşma da dinlenilmesinden ve kararda yer verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. TBK’nın 219.maddesi gereğince satıcı, alıcıya karşı her hangi bir suretle bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niceliği etkileyen kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından sorumludur.Satıcı, bu ayıpları bilmese bile onlardan sorumludur.Somut olayda davalı satıcının ayıplı mal sattığına dair iddia subuta ermemiştir.Tespit raporu uzman görüşlerine dair raporlar ve uzman beyanından dava konusu emtianın kullanılmasının uygun olmayan alanlarda kullanıldığı, davacının iddiasının aksine davalı satıcının satış anında emtiaların kullanım alanını bildiği ve buna göre satış yaptığı iddiaları subuta ermemiştir.Aksine davacı tarafın mesleki konuda uzman bir tacir olarak dava konusu emtianın özelliklerini bilmesi veya bilebilmesi gerekir iken bu hususun dikkate alınmadığı, davalı satıcının meydana gelen değişikliklerden sorumluluğunun kabulü mümkün olmayacaktır.TBK 219. maddedeki satıcının ayıptan sorumluluğuna dair şartların gerçekleşmediğinden ve mahkemece davanın red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle HMK 293. maddesi TBK 219 ve devamı maddeleri ile tüm dosya kapsamından davalı satıcının ayıplı ürün sattığı iddiası ispat edilemediğinden ve hiç kimse kendi kusurundan menfaat sağlayamayacağından, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından davanın reddi kararında bir isabetsizlik görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı … Tic. A.Ş. vekili tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 2-Davacı … Tic. A.Ş. vekili tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12.10.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.