Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2658 E. 2020/75 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2658
KARAR NO: 2020/75
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2019/401 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankadan kredi kullandığını, kredi geri ödemelerinde sıkıntıya düşmesi üzerine davalı banka ile anlaşarak yapılandırma yaptıklarını, yapılandırma kapsamında taksitlerin düzenli olarak ödendiği halde davalı bankanın müvekkilini temerrüde düşürüp işlem yaptığını, davalı bankanın kredi borcuna mahsuben kredi için rehin gösterilen otelin satış yoluna giderek oteli 5.132.000,00 TL bedel karşılığında sattığını ve bu satış işleminden sonra hala 4.000.000,00 TL borcun kaldığını beyan ettiğini, bu miktarda borcun çıkmasının mümkün olmadığını ileri sürerek kredinin yasal süresinde tümerrüde düşüp düşmediğinin tespiti ile düştü ise otel satışından sağlanan gelir ve devamında 24.000.000,00 TL mevduat hesabından talimatla aktarılan kar payı ödemelerinden sonra kalan kredi borcunun hesaplanarak fazlaya ilişkin ödemeler yapıldı ise faizleriyle birlikte taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili bankanın kredi ilişkisinden kaynaklı olarak davacı şirketten alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için bir çok takip başlatıldığını belirterek davanın reddine ve %20 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 06.11.2019 tarihli dilekçesinde, müvekkilinin tapuda maliki olduğu bahçeli otel vasfındaki taşınmazın ipoteğin paraya çevrilmesi için Kuşadası … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından açılan takipte satışa çıkarıldığını, davalı tarafından alacağına mahsuben satın alındığını, bu taşınmazın 3. kişiye satışının gerçekleştirilmek istendiğini belirterek taşınmazın 3. kişilere satışının engellenmesi hususunda ihtiyati tedbire hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği, davalıya ait menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişiler üzerindeki hak ve alacaklarının uyuşmazlık konusu olmadığı, bununla birlikte davacının mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı hususunda herhangi bir delil de ibraz edilmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin haksız olarak temerrüde düşürüldüğünü, davalıya borcun bulunmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu satışı gerçekleştirilen ve davalı banka tarafından alacağına mahsuben alınan otel/taşınmazın 3. kişiye satışının gerçekleşeceğinin öğrenildiğini, otelin satılması durumunda müvekkilinin telafisi imkansız zarara uğrayacağını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, taraflar arasındaki kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırıldığını, kredi geri ödemelerinin yapılandırıldığını ve buna göre ödemelerin düzenli olarak yapıldığını, ancak davalının haksız yere hesabı kat ederek alacağın tahsili için icra takiplerine giriştiğini, bu kapsamda davalı bankanın ipotekli taşınmazı alacağına mahsuben icrada satın aldığını, borcun sona ermesine karşın halen alacaklı olduğunu iddia etttiğini belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine ve varsa fazla ödemelerin iadesine karar verilmesini istemiş, davalı ise, davacının borcunun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini ve tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Bu durumda, davada davacı tarafça davalıya borçlu olunmadığı iddia edilmiş olup, borçlu olunup olunmadığının yargılamada tespit edileceği ve davalıya ait taşınmazın uyuşmazlık konusu olmadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince, davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Bu nedenlerle, HMK.353/1.b.1 maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30/01/2020
KANUN YOLU: HMK. 391/3.maddesi uyarınca karar kesindir.