Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2657 E. 2020/462 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2657
KARAR NO: 2020/462
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2019
NUMARASI: 2019/341 E- 2019/1268 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonucunda, talebin usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile … A.Ş. (…) arasında akdedilen “Müşteri Hizmetleri Sözleşmesi” ile; …, Müvekkili Şirkete “kayıt saklama/arşivleme/depolama hizmeti” verdiğini. bu hizmet kapsamında müvekkiline ait her türlü ticari, hukuki, mali vb. kayıt, belge ve evraklar, …’in “… Mahallesi … Sok. No:… Gebze Kocaeli” adresinde bulunan “…” depolama tesisinde bulunduğunu, depolama alanında 11/06/2019 tarihinde büyük çaplı bir yangın meydana geldiğini, meydana gelen yangın nedeniyle müvekkili firmaya ait 718 adet kutu bulunduğunu, bu kutular içerisinde “830 çalışana ait Personel Sicil Dosyası, Arşiv Dava Kayıtları, 2012-2013-2014-2015 yıllarında üretilen Prevenar Enjektür ürününe ait tüm lot kayıtları, Viegra, Lustral, Lipitor, Sulperazon, Norvasc, Duocid, Debridat ve Müvekkil Şirket üretiminden, tanıtımından, ithalatından ve ihracatından sorumlu olduğu diğer ilaçlar 2007 -2009 ve 2012-2014 yıllarına ait Müşteri Satış Faturaları, 2010 yılı Defteri Kebir, 2009-2010 yılı Yevmiye Defteri, 2013 yılı Masraf Raporları, 2004 İhale Evrakları ve diğer finansal evraklar, Müvekkil Şirketin külli intikal yoluyla devraldığı … A.Ş.’ye ait 2002-2010 Defteri Kebir ve Yevmiye Defterleri, 2002-2008 Muhasebe Fişleri, 2002-2019 Sevk İrsaliyeleri ve diğer finansal evraklar, Müvekkil Şirketin külli intikal yoluyla devraldığı … A.Ş.’ye ait 2003-2009 Muhasebe Kayıtları ve Fişleri, 1999-2009 Malzeme ve Hizmet Alım Faturaları, 2004-2006 Vergi İade Dökümleri, 2005 Sevk İrsaliyeleri, 2000-2015 Ücret bordroları Genel Şirket Evrakları, ve diğer tüm finansal evraklar, Atgam Ruhsat Dosyası, Inlyta Ruhsat Dosyası, Prevenar Ruhsat Dosyası ve Müvekkil Şirketin yaptığı ruhsat başvurularına ilişkin Bakanlıkla yapılan tüm yazışmalarının bulunduğunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu TTK 82. madde 7. fıkrası uyarınca; 19.06.2019 tarihli İtfaiye Raporu ve ekleri ile Müvekkili Şirketin zayi olan kayıtlarını gösterir Ek-7 Zayi Kayıt Listesi esas alınarak, bu listelerde yer alan kayıtların zayi olduğuna dair Zayi Belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlık, davacı şirketin işletmesi ile ilgili evrak, bilgi ve belgelerin, depolandığı yerde çıkan yangın sonucunda zayi olması sebebiyle zayi belgesi verilmesine ilişkindir. Yargılama aşamasında davacı tarafın talep ettiği bilgi ve belgeler toplanılmış, uyuşmazlıkla ilgili yangına ilişkin itfaiye müdürlüğünden bilgi ve belge istenilmiştir. 28.06.2019 tarihli tensip tutanağında 11 numaralı ara karar ile birlikte; Davacı tarafa EK 7’de belirttiği zayi listesindeki belgeleri açıklamak ve zayisine karar verilmesini istediği belgeleri tek tek açıkça beyan etmek ve ticaret sicil gazetesinde ilan ettirmek üzere 1 aylık kesin süre verilmesine, aksi halde davanın usulden reddine karar verileceği hususunun ihtarına,(ihtaratın tebliğ yolu ile yapılmasına,)” şeklinde tesis edilen ara kararın davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ara karar gereğince davacı tarafın, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde, zayi olunan evrakları ilan ettirip bu ilanı yaptırdığına dair ilgili bilgi ve belgeleri Mahkememize sunmadığı anlaşılmakla, tensip zaptıyla verilen ara karar gereğince, davanın usulden reddedileceğinin ihtarına rağmen, ara karar gereğinin davacı tarafça yerine getirilmemesi sebebiyle davanın usulden reddine dair ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle, 28/06/2019 tarihli tensip zaptının sonunda verilen 11 nolu ara karar gereğinin davacı tarafça yerine getirilmemesi sebebi ile ara karar gereği davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF BAŞVURU NEDENLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ticari kayıtlarla ilgili olarak TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca açılmış olan zayi belgesi verilmesi davasında talebin ilanının zorunlu olmadığını, yasada talebin ilan edileceğine dair bir hüküm bulunmadığını, İlk derece mahkemesinin tensip tutanağındaki 11 nolu ara karar gereği; müvekkili şirketin zayi olan belge ve kayıtlarına dair her kayda ilişkin tek tek açıklamaları içerir listenin, arşivlenen belgelerin sayısı ve şirket kayıtlarından araştırılıp mahkemenin/kaleminin istediği hale getirilmesi ciddi bir uğraş istese de normalde bu çalışma için kısa addedilecek tensipte tanınan 06.08.2019 tarihine kadarki sürenin bitiminden çok önce, 25.07.2019 tarihinde Mahkemeye sunulduğunu, ara karanın bu kısmının süresinde yerine getirilmiş olduğunu, Aynı dilekçe ile Mahkemeden, ilan masraf tutarının Ticaret sicilinden sorulmasını istediklerini ve bildirilecek ilan masrafını yatırmaya hazır olduklarını ifade ettiklerini, ilanın mahkemenin yazısıyla yapılabilecek olup müvekkili tarafından yerine getirilmesinin mümkün olmadığını, bu taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığını ve karara da bağlanmadığını, Toplamı 110 sayfa tutacak bu ilanın ilgili kurum tarafından kabul edilmeyebileceğinin mahkemeye iletildiğini, mahkemenin ara kararında rücu eğiliminde olduğu yönünde bir intiba uyandırıldığını, bunun üzerine, ara kararından rücu istemli bir dilekçeyi mahkemeye sunduklarını, ancak mahkemenin bu talep hakkında da bir karar vermediğini, Ön inceleme duruşmasında, yukarıda açkıladıkları taleplerin dile getirilmesine ve bu konularda bir ara kararı verilmesi istenmesine rağmen mahkemenin bu konularda bir karar vermeyip istinafa konu nihai kararını verdiğini, Mahkemece verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığını, tensiple kısa bir süre verilmesinin müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini, Mahkemenin karanının yerleyik Yargıtay içtihadına aykırı olduğunu, çünkü kesin süreye konu işlemin müvekkili tarafından doğrudan yapılmasının mümkün olmayıp mahkeme aracılığıyla yapılacak işlemler olduğunu, kendilerine düşen usul işlemlerini yapıp mahkemeden talepte bulunduklarını ancak mahkemenin bu talepleri değerlendirmeden davayı usulden reddettiğini, Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin bir çekişmesiz yargı işidir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının talebi, TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca açılmış bir zayi belgesi verilmesi talebi olup anılan yasal düzenlemede, talebin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yada başka bir gazete veya mecrada yayınlanması gerektiğine ilişkin bir hüküm yoktur. İlan yapılacağına dair bir düzenlemeye, Vergi Usul Kanunu veya başka bir mevzuatta da rastlanmamıştır. İlk derece mahkemesinin bu ilan ara kararını hangi hukuki gerekçeyle verdiği de kararda gösterilmemiştir. Zayi belgesi verilmesi talebi, çekişmesiz yargı işi olup HMK’nın 385/2. maddesi uyarınca resen araştırma ilkesine tabidir. Mahkemenin resen araştırma yapması gerektiği hususu TTK’nın 82/7. maddesinde de açıkça belirtilmiştir. Ancak, resen araştırma ilkesi ile ilan ara kararı arasında bir ilgi yoktur. Bu açıklamalara göre, ilk derece mahkemesinin yasal ve hukuki dayanağı bulunmayan ilan ara kararının yerine getirilmediği gerekçesiyle, adeta bir dava koşulu eksiği varmış gibi, davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Kaldı ki kabule göre de; davacı vekili, süresinde verdiği dilekçe ile mahkemenin tensip kararında istenilen açıklamayı yapmış, hangi belgelerin zayi olduğunu listeler halinde mahkemeye bildirmiş ve ilan masraf tutarının ticaret sicilinden sorulmasını mahkemeden istemiş, belirlenecek masraf tutarını yatırmaya hazır olduğunu bildirmiş, ardından ilana dair ara kararından rücu edilmesini dilekçeyle talep etmiş, aynı talepler 16.10.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında tekrar edilmesine rağmen mahkemece bu talepler hiç değerlendirilmeden istinafa konu nihai karar verilmiştir. HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı, açıklama ve ispat hakkını ve mahkemenin bu açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve karaların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de kapsar. Davacının taleplerinin hiç dikkate alınmaması bu anlamda hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder niteliktedir. Tüm bu hukuki açıklamalara göre, ilk derece mahkemesinin yasal dayanağı bulunmayan Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilana dair tensip ara kararının yerine getirilmediği gerekçesiyle ve bu ilana adeta bir dava koşulu değeri atfedilerek usulden ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece yapılması gereken, ilan ara kararından rücu talebi doğrultusunda, yasal dayanağı bulunmayan ilan ara kararından dönülerek, dosyaya sunulan tüm deliller değerlendirilmek ve resen araştırma ilkesi doğrultusunda gerekli eksik belge ve deliller toplandıktan sonra talebin esası hakkında bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının, talep halinde, davacıya iadesine, 4-Kararın, ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.