Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2599 E. 2022/1136 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2599
KARAR NO: 2022/1136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2017/1072 E. – 2019/296 K.
DAVANIN KONUSU: Sigorta tazminatı (Mesleki sorumluluk sigortası kaynaklı)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin ithalat ve ihracat firmalarına gümrük müşavirliği hizmeti vermekte olduğunu, bu nedenle davalı … şirketi acentesi ile arasında 06/05/2014 başlangıç, 06/05/2015 bitiş tarihli mesleki sorumluluk sigorta poliçesi imzalandığını, müvekkilinin gümrük müşavirlik hizmeti verdiği …Tic. A.Ş. adına Dilovası Gümrük Müdürlüğünden tescilli 21/11/2014 tarihli ve … sayılı geçici ithalat belgesi ile yurda 8477.20.00.00 … numaralı eşya ithal işlemi gerçekleştirdiğini, gümrük mevzuatı gereğince eşyanın altı ay sonunda ya yurt dışı edilmesi veya bu yapılamıyorsa Dilovası Gümrük Müdürlüğünden ek süre talep edilmesi gerektiğini, ancak bu süre içinde eşyanın yurt dışı edilmediği gibi ek süre de talep edilmediğini, herhangi bir zarara uğranılmaması için müvekkili şirket tarafından gerekli her türlü başvurunun yapıldığını, bu kapsamda davacı müvekkili vasıtasıyla … San.ve Tic. A.Ş. ile bu şirketin birleştiği … Tic. A.Ş. adına 19/01/2017 tarihli zor durum yazısının Dilovası Gümrük Müdürlüğüne verildiğini, ancak iki şirketin birleşmesinin mücbir sebep kapsamında olmadığı belirtilerek talebin reddedildiğini ve …A.Ş. hakkında 06/02/2017 tarihli ceza tutanağı ile 297.455,58 TL idari para cezası kesildiğini, bu cezanın müvekkili firmanın gümrük müşaviri … tarafından tebliğ alındığını, müvekkili şirket tarafından … Tic. A.Ş. adına uzlaşma talep edildiğini, 04/05/2017 tarihindeki uzlaşma toplantısına firmayı temsilen müvekkili şirketin gümrük müşaviri …’in toplantıya katıldığını, uzlaşma sonucunda cezanın 98.160,00 TL’ye indirildiğini, bu miktar idari para cezasının … Tic. A.Ş. adına müvekkili şirket hesabından Dilovası Gümrük Müdürlüğü Saymanlığına ödendiğini, belirtilen bu gümrük işlemlerinin tümünün 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca müvekkili şirket tarafından …Tic. A.Ş. adına dolaylı temsilci sıfatıyla yapıldığını, … Tic. A.Ş.’nin, kendisine müşavirlik hizmeti veren müvekkilinin ek süre talep edilmesi gerektiği konusunda gerekli bilgiyi kendilerine vermediği gerekçesiyle cezayı üstlenmediğini ve müvekkilince cezanın ödendiğini, adı geçen firmaya ceza düzenlenmesinin müvekkili şirketin personelinin kusuru ve ihmali nedeniyle gerçekleştiğini, müvekkili davacı şirketin ödemek zorunda kaldığı bu miktarın davalı ile imzalanan poliçe kapsamında kaldığını, sigorta şirketinden poliçe kapsamında ödeme yapılmasını talep ettiklerini, ancak bu talebin davalı tarafından reddedildiğini, bunun yasaya ve poliçe hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek, sonuçta 98.160,00 TL alacağın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; ithalat belgelerinden geçici kabule ait talep beyanı ve ekonomik etkili gümrük rejimleri başvuru formunda sigortalı davacının değil dava dışı firmanın imzası ve kaşesi olduğunu, bu durumda davacının firmaya müşavirlik hizmeti verdiğini ispatlayamadığını, dava dışı … Tic. A.Ş. tarafından verilen 19/01/2017 tarihli dilekçede ek süre talep edilememesinin … Tic. A.Ş. ile birleşme nedeniyle şirket içi ihmal ve aksaklıkla ilgili durum olduğunun belirtildiği ve davacı firmaya herhangi bir kusur atfedilmediğini, 19/01/2017 tarihli dilekçe ve sair uzlaşma evrakının mükellef tarafından imza edildiğini, sigortalı davacının herhangi bir dahli olmadığını, dava dışı firmalar tarafından davacıdan idari para cezası sebebiyle davacıdan talepte bulunulduğuna dair herhangi bir talep yazısının veya ihbarın da bulunmadığını, buna rağmen davacının sorumluluğu ısrarla üzerine almaya çalıştığını, davacının Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2 maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ihbar yükümlülüğüne aykırı davranılarak ödeme yapıldığını, ayrıca davacı tarafça ödenen idari para cezasının poliçenin Standart İstisnalar başlıklı kısmında teminat dışı olarak belirtildiğini, kabul anlamına gelmemek şartıyla poliçede 1000 euro muafiyet şartının da bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalı … şirketinin sorumluluğunun sigorta poliçesi ve Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.1. maddesi uyarınca “Sigortalının mesleki faaliyetini ifa ederken” meydana gelen olaylar sonucu oluşan risk ile sınırlı olduğu, anılan Genel Şartların A.3.a maddesinde mesleki faaliyet dışındaki faaliyetlerin teminat harici bırakıldığı, eşyanın yurt dışı edilmesi veya ek süre alınması inisiyatifinin ithalatçı firmaya ait olduğu, her ne kadar davacı taraf ithalatçı firmaya karşı eşyanın süresinde yurt dışı edilmesi veya ek süre talep edilmesi hususunda uyarıda bulunma yükümlülüklerinin bulunduğunu iddia etmiş ise de davacının mesleki faaliyetinin gümrük müşavirliği olduğu nazara alındığında, gümrük mevzuatında davacıya yüklenmiş böyle bir yükümlülüğün bulunmadığı, özellikle dava dilekçesinde belirtildiği gibi altı aylık süre dolmadan ek süre talebinde bulunulması için dilekçe hazırlayıp ithalatçı firmaya imzaya sunulması şeklinde gümrük mevzuatından kaynaklanan bir yükümlülük bulunmadığı, Gümrük Kanunu’nun 181/2. maddesinde dolaylı temsilcinin sorumluluğunun açıkça sınırlandırılmış olması nedeniyle gümrük müşavirinin sorumluluğuna ilişkin TBK’daki temsil ve vekalete ilişkin genel hükümlerin uygulanmasının mümkün olmadığı, ayrıca davacının iddia ettiği gibi davacının sorumluluğunun “uyarı” yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle ithalatçı firmanın uğradığı zarardan kaynaklandığı kabul edilse dahi açıklandığı üzere davacının gümrük mevzuatından kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacının ithalatçı firmaya karşı gümrük mevzuatı dışında bir yükümlülük üstlenmesi halinde bunun gerek sigorta poliçesinde “sözleşmesel sorumluluğun” teminat harici bırakılması gerekse de genel şartlardaki A.1 ve A.3.a maddesindeki düzenlemeler karşısında bu hususunun davacının sınırları gümrük mevzuatı ile çizilen hukuk kuralları ile tespit edilen mesleki faaliyeti dışında kalması nedeniyle davalı … şirketine karşı ileri sürülemeyeceği, bu nedenlerle davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarının yerinde olmadığı, davacı şirketin gümrük idaresi ile yapılan işlemlerinin mevzuata uygun olması nedeniyle davalı … şirketinin iddia olunan zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçesinin ”mesleki faaliyet ifa edilirken” ifadesine dayandırmasının hatalı olduğunu, yurda geçici ithal belgesi ile sokulan eşyanın tüm Gümrük Kanunu kapsamındaki işlemlerinin bitmesine kadar sorumluluğun devam ettiğini, eşyanın yurt dışı yapılması ve ek süre talep edilmesi konularında inisiyatif … Tic. A.Ş.’de olmakla birlikte hangi yönde işlem yapılacağı bilgisi sorularak gümrük işlemlerinin yapılması konusunda müvekkili şirket çalışanlarının uyarıda bulunma görevini yerine getirmediğini ve işlemi süresinde yapmadığını, bu sebeple kesilen idari para cezasının firma tarafından kabul edilmeyerek müvekkili şirket tarafından ödenmek zorunda kalındığını, müvekkilinin müşavirlik hizmeti sırasında kesilen ceza nedeniyle yapılmak zorunda kalınan ödemenin sigorta teminatı kapsamında olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, mesleki sorumluluk sigorta sözleşmesinden kaynaklanan sigorta tazminatı istemine ilişkindir. Davacı, taraflar arasındaki sorumluluk sigortasına istinaden gümrük müşavirlik hizmeti verdiği firma adına kesilen idari para cezasının kendisi tarafından ödenmesi nedeniyle doğan zararın tazminini talep etmiş olup mahkemece, zararın teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, dava dışı … Tic. A.Ş. adına Dilovası Gümrük Müdürlüğünce kesilen ve davacı şirket tarafından ödenen idari para cezası nedeniyle davacı şirketin uğradığı zararın sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava dışı … Tic. A.Ş.’nin Dilovası Gümrük Müdürlüğünden tescilli 21/11/2014 tarihli ve … sayılı geçici ithalat belgesi ile yurda … numaralı eşyayı ithal ettiği, davacı şirketin, gümrük beyannamesi ve süreli vekaletname uyarınca ithal işlemi sırasında ithalatçı firmaya müşavirlik hizmeti verdiği, söz konusu eşyanın gümrük mevzuatı gereğince altı ay sonunda ya yurt dışı edilmesi veya bu yapılamıyorsa Dilovası Gümrük Müdürlüğünden ek süre talep edilmesi gerektiği, eşyanın yurt dışı edilmeyip ek süre de alınmaması sebebiyle söz konusu şirket adına Dilovası Gümrük Müdürlüğünce Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca 06/02/2017 tarihli idari para cezası tutanağı düzenlendiği, bu sırada adı geçen şirketin … Tic. A.Ş. bünyesine katıldığı, bu şirket tarafından yapılan uzlaşma talebi üzerine ceza miktarının 98.160,00 TL olarak tespit edildiği, işlemlerin adı geçen firmalar tarafından bizzat gerçekleştirildiği, davacı tarafından müşavirlik hizmeti verildiği iddia olunan dava dışı … Tic. A.Ş. adına Dilovası Gümrük Müdürlüğünce kesilen idari para cezasının davacı şirket hesabından ödendiği, davacı şirket ile davalı … şirketi arasında 06/05/2014 başlangıç, 06/05/2015 bitiş tarihli mesleki sorumluluk sigorta poliçesi bulunduğu, davacı tarafın, ödediği para cezası nedeniyle uğradığı zararın poliçe kapsamında kaldığı iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Sorumluluk sigortaları, sigorta ettirene veya başkası lehine sigorta hâlinde sigortalıya, zarar gören tarafından tazminat istemi yöneltilmesine karşı koruma sağlayan sigortalardır. Sigortacı, koruma sağlama edimi gereğince sigorta ettirenin mal varlığında gerçekleşen ve gerçekleştiği öne sürülen belirli bir sorumluluk sebebi dolayısıyla ortaya çıkmış olan parasal yükü karşılamaktadır. Başka bir deyişle zarar sigortası niteliğinde olan sorumluluk sigortalarında da sigortacı ancak sigorta ettirenin malvarlığında bir kötüleşmeye veya kötüleşme tehdidine maruz kaldığı takdirde koruma edimini yerine getirecektir. Taraflar arasındaki poliçenin atıfta bulunduğu Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.1 maddesi uyarınca zararının mesleki faaliyeti ifa ederken meydana gelmiş olması gereklidir. Bu nedenle zararın mesleki faaliyetin yerine getirildiği sırada gerçekleşip gerçekleşmediği ve dolayısyla poliçe teminatı kapsamında kalıp kalmadığının tespiti gerekmektedir. Somut olayda davacı tarafça mesleki sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında tazminat talebinde bulunulmuş olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; gümrük mevzuatı hükümleri uyarınca gümrük müşavirlerinin gümrüklü sahadaki eşyalara ait işlemlerin yapılmasından ve tamamlanmasından sorumlu oldukları, gümrük vekaletnamelerinin gümrükteki eşyalarla ilgili işlem yapmaya yetki verdiği, gümrükten çıktıktan sonra eşyanın takibinin gümrük müşavirinde olmasının mümkün olmadığı, geçici kabul işlemlerinde gümrükten çıktıktan sonra eşyanın takibini yapamayacakları, firmanın teslim etmediği eşyayı alıp yurt dışı etmelerinin mümkün olmadığı, ithal edilen eşyanın altı ay sonra yurt dışı edilmesi ile ilgili gümrüğe verilen taahhüdün ithalatçı firma imzası ile verildiği, bu nedenle firmanın sürelerle ilgili bilgi sahibi olduğu nazara alındığında idari para cezasına ilişkin olarak sorumluluğun ithalatçı firmada olduğu, idari para cezası uygulanması ile bunun ödenmesinden davacının mesleki olarak sorumluluğu bulunmadığı ve davacının tazminat talebinin poliçe kapsamında olmadığı anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Kaldı ki, zarar poliçe kapsamında kabul edilseydi dahi taraflar arasındaki poliçenin ”Standart İstisnalar” başlıklı kısmının (j) bendinde, gerçek zarar tutarını aşan tazminat tutarlarının, para cezalarının, cezalandırıcı veya örnek teşkil edici tazminatların teminat dışı olduğu hüküm altına alındığından, zararın para cezasının ödenmesinden doğması sebebiyle de teminat dışı olduğu görülmektedir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irat kaydına; 36,30 TL bakiye istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.15.09.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.