Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2596 E. 2019/1691 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2596
KARAR NO : 2019/1691
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2019
NUMARASI : 2019/425 -2019/426 E.K
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden taraf vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP İhtiyati haciz isteyen vekili, borçlunun müvekkiline vermiş olduğu 16.05.2018 vadeli 100.000 TL bedelli bonodan dolayı alacaklı olduğunu, bono bedelinin vadesinde ödenmediğini belirterek 100.000 TL alacak için borçlu hakkında ihtiyati hacze karar verilmesini istemiş, ilk derece mahkemesince talep uygun olarak teminat mukabilinde ihtiyati hacze karar verilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, ihtiyati hacizde yetkili yerin müvekkilinin ikametgahının bulunduğu yer olan Bilecik Mahkemeleri olduğunu, tarafların kardeş olup, müvekkilinin alacaklıya bono tutarınd borcunun bulunmadığını, kaldı ki bononun teminat bonosu olduğunu, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin kaçma yada mal kaçırma amacının olmadığını belirterek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, ihtiyati haczin konusunu oluşturan bonoda “… ihtilaf vukuunda Bakırköy Mahkemelerinin selahiyetini şimdiden kabul eylerim.” şeklinde kaydın olduğu, bu nedenle yetki yönünden yapılan itirazın yerinde olmadığı, diğer yandan senedin teminat amaçlı olarak verildiği iddiasının yargılamayı gerektirdiği, yargılamanın konusunu oluşturan hususların İİK m.257 kapsamında ihtiyati hacze itiraz olarak ileri sürülemeyeceği, somut olayda ihtiyati haczin yasal şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ İtiraz eden vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir olmadığından bonodaki yetki şartının HMK 17. maddesi gereğince geçerli olmadığını, müvekkilinin ikameti olan Bilecik Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca tarafların kardeş olmaları hasebiyle mal kaçırma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, bononun teminat amaçlı verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Talep, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, bonoda borçlu …’in keşideci, …’nin lehtar olduğu, talep tarihi itibariyle bononun vadesinin geçmiş olduğu, bonoda ihtilaf vukuunda Bakırköy Mahkemelerinin yetkili kılındığı dosya kapsamıyla sabittir.6100 sayılı HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK’nın 17. maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır.Somut olay bakımından, itiraz eden keşideci ile alacaklının tacir olduklarına dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığından bonodaki yetki şartı geçerli değildir. Ne var ki, Poliçe, bono ve çek birer ibraz senedidir. Ancak, bu kıymetli evrakların ibrazı, yapıldığı kişi ve sonuçları bakımından farklılık gösterir. İbraz, poliçede muhataba, bonoda tanzim edene, çekte ise muhatap bankaya yapılır. İbraz, bono ve poliçe de borçlunun ödeme yapacağı kimseyi öğrenmesini sağlayıcı bir fonksiyona sahiptir. Bu sayede ibraz üzerine poliçe ve bono borcu götürülecek borç haline dönüşmektedir. Bu durumda alacaklının ikametgahı mahkemesinde ihtiyati haciz talep edilebileceğinden borçlunun itirazının bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz edenin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İtiraz edenl tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.25/12/2019