Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2576 E. 2022/1376 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2576
KARAR NO: 2022/1376
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI: 2018/154 E. – 2018/1338 K.
DAVANIN KONUSU: Tanıma Ve Tenfiz
Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 120 nolu reasürans sözleşmesi akdedildiğini, ardından bu sözleşmenin 121, 124, 126, 130, 131 ve 132 numaralı sözleşmeler ile uzatıldığını, davalının ilgili sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine, davacı tarafından söz konusu sözleşmelerde yer alan tahkim şartı uyarınca tahkim yoluna başvurulduğunu, tahkim yargılaması neticesinde davalının davacıya 120.393,99 USD ile faiz ve tahkim masraflarını ödemesine karar verildiğini, bu kararın davalı tarafından göz ardı edildiğini, sorunun dostane yolla çözülmesi amacı ile ihtarname gönderilmesine rağmen sonuç alınamadığını, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletlerinin New York Sözleşmesine taraf oduklarını, ileri sürerek, 30.04.2013 tarihli hakem kararının New York sözleşmesi uyarınca tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davaya konu kararın müvekkili şirketin gıyabında, temsil hakkı verilmeksizin ve tek taraflı olarak alındığını, taraflar arasında geçerli şekilde düzenlenmiş bir sözleşme veya tahkim şartı bulunmadığını, davacı tarafça sunulan 28.02.1978 tarihli reasürans sözleşmesinde müvekkili şirketin imzasının bulunmadığını, sunulan özel riskler bir nolu zeyilnamesinde … Sigorta AŞ ibaresi bulunmasına rağmen, imza hanesinin başka bir şirketin unvanının bulunduğunu, sözleşme gereğince müvekkilinin herhangi bir prim aktarımı yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, kırk yıl öncesine dayanan böyle bir işlemin var olup olmadığının şirket kayıtlarından belirlenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Türk Hukuku’nda yabancı hakem kararlarının tenfizi Türkiye’nin taraf olduğu yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi hakkında 1958 tarihli New York Anlaşması veya 5718 sayılı MÖHUK hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. New York Anlaşması, Türkiye tarafından 08.05.1991 tarih ve 3732 sayılı kanun ile onaylanmış ve 25.09.1991 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulmuştur. Türkiye, New York Anlaşmasının I/3 maddesi hükmü uyarınca anlaşmayı çekince ile onaylamış olup, bu sebeple anlaşma Türkiye’de, sadece Türk Hukuku’na göre ticarî sayılan işlem ve ilişkilerden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak anlaşmaya taraf olan devletlerde verilen hakem kararlarının tanınması ve tenfizine uygulanacaktır. Somut olayda davaya konu kararın verildiği ülke Amerika Birleşik Devletleri olup, New York Anlaşması’nın tarafıdır. Bu durum karşısında iş bu davada New York Anlaşması hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Somut olayda hakem kararının tenfizi talep edilmiştir. Tenfiz, yabancı karara devletin cebri icra organları marifeti ile icraîlik gücünün verilmesi ve dolayısı ile bu vasfı kazanan yabancı kararın yerine getirilmesidir. Prensip olarak yabancı hakem kararlarının tenfizi istemlerinde tenfizi istenen kararın şeklî ve maddî anlamda kesinleşmesi gerekir. New York Anlaşması’nın IV/1-e maddesinde de yabancı hakem kararının tenfizi kararın taraflar açısından ‘Bağlayıcı’ hale gelmiş olması şartına bağlanmıştır. New York Anlaşması’na göre (m.IV) Türk Mahkemelerinde tenfiz davası açan davacının dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye 1-Hakem kararının onaylanmış aslını veya aslına uygunluğu onaylanmış bir suretini, 2-Hakem kararının dayandığı tahkim şartı veya sözleşmenin usulüne uygun aslını veya asla uygunluğu onaylanmış bir suretini, 3-Şayet karar ve tahkim şartı ya da sözleşmesi tenfiz ülkesinin resmi dilinde değilse hakem kararı ile tahkim sözleşmesi veya şartının usulüne uygun ve onaylı tercümelerini ibraz etmek zorunda olup, iş bu belgelerin dosyaya ibrazı için davacı vekiline yargılama aşamasında süre verilmiş ancak belgeler tamamlanmamıştır. Yüksek Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereği dava dilekçesine eklenmesi gereken belgeler tenfiz şartı olarak kabul edilmiş olup, somut olayda anılan belgelerin noksansız olarak ibraz edilmemesi nedeni ile tenfiz şartı yokluğundan davanın usulden reddine…” gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece, New York Konvansiyonu’nun IV. maddesinde yazılı belgelerin sunulmaması nedeniyle davayı usulden reddine karar verildiğini, oysa gerekli tüm belgelerin dava dilekçesinin ekinde ibraz edildiğini, buna rağmen mahkemenin 15.11.2018 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararıyla ilave belge sunulmasına karar verildiğini, buna istinaden istenen belgelerin de 29.11.2018 tarihli dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğunu, önceki dilekçelerde sunulan beyanların aynen tekrar edildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, 1958 tarihli New York Konvansiyonu uyarınca, yabancı hakem kararının tenfizi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı taraf, taraflar arasında düzenlenen Reasünans Sözleşmesi ile bu sözleşmenin uzatılmasına ilişkin Ek Sözleşmede tahkim şartı bulunduğunu, sözleşmedeki tahkim şartı uyarınca, davacının hak ettiği alacağın ödenmemesi üzerine hakeme başvurulduğunu, hakem tarafından 30.04.2013 tarihinde verilen hakem kararının davalı tarafından, ihtara rağmen yerine getirilmediğini ileri sürerek, yabancı hakem kararının tenfizine karar verilmesini istemiştir. Davalı ise taraflar arasında geçerli bir sözleşme ve tahkim sözleşmesi ilişkisi bulunmadığını savunmuştur. Türk hukukunda yabancı hakem kararlarının tenfizi Türkiye’nin taraf olduğu yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi hakkında 1958 tarihli New York Anlaşması ve 5718 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. New York Anlaşması, Türkiye tarafından 08.05.1991 tarih ve 3732 sayılı Kanun ile onaylanmış ve 25.09.1991 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulmuştur. Türkiye, New York Sözleşmesinin I/3 maddesi hükmü uyarınca anlaşmayı çekince ile onaylamış olup, bu sebeple anlaşma Türkiye’de, sadece Türk Hukuku’na göre ticarî sayılan işlem ve ilişkilerden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak anlaşmaya taraf olan devletlerde verilen hakem kararlarının tanınması ve tenfizine uygulanacaktır. Davaya konu kararın verildiği ülke Amerika Birleşik Devletleri olup, New York Sözleşmesi’nin tarafı olduğundan, tenfiz talebine New York Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekir. Prensip olarak yabancı hakem kararlarının tenfizi istemlerinde tenfizi istenen kararın şeklî ve maddi anlamda kesinleşmesi gerekir. New York Sözleşmesi’nin IV/1-e maddesinde de yabancı hakem kararının tenfizi için, kararın taraflar açısından bağlayıcı hale gelmiş olması şartına bağlanmıştır. New York Sözleşmesi’nin IV. maddesine göre, Türk mahkemelerinde açılacak tenfiz davasında, dava dilekçesi ile birlikte, hakem kararının onaylanmış aslı veya aslına uygunluğu onaylanmış bir suretinin, hakem kararının dayandığı tahkim şartı veya sözleşmenin usulüne uygun aslı veya aslına uygunluğu onaylanmış bir suretinin, şayet karar ve tahkim şartı ya da sözleşmesi tenfiz ülkesinin resmi dilinde değilse, hakem kararı ile tahkim sözleşmesi veya şartının usulüne uygun ve onaylı tercümelerinin eklenmesi zorunludur.İlk derece mahkemesince yargılama sırasında bu belgelerin asılları veya yetkili makamlarca onaylanmış suretlerinin sunulması için verilen süreye rağmen sözleşme ve kararların asılları veya onanmış suretleri ibraz edilmemiştir. Sözleşmede tahkim şartının bulunup bulunmadığı ve tahkim şartının bağlayıcı olup olmadığı sözleşme aslından veya usulüne göre onaylanmış örneğinden anlaşılabilecektir. Bu belgelerin eksiksiz ibrazı tahkim yargılaması için şart olup, sunulan belgelerin Sözleşme ve Yasa’da belirlenen nitelikte bulunmadığı, Dairemizce ilk derece mahkemesinden celp edilen kasa evraklarının da asıl belgeler olmadığı gibi usulünce onanmış örnek niteliğinde olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,40 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.20.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 361 maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.