Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2563 E. 2022/1281 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2563
KARAR NO: 2022/1281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2019
NUMARASI: 2017/179 E. – 2019/211 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, kuyumculuk sektöründe kullanılan … makinalarının Türkiye’deki satış mümessilliğini yaptığını, taraflar arasında ticari ilişkide davalı adına düzenlenen 04.02.2015 tarihli 419.999.00 USD bedelli faturanın 210.999,00 USD’sinin ödenmemesi üzerine, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının takibe yönelik itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasındaki satım sözleşmesinde müvekkilinin davacıdan 4 adet makina satın aldığını, ilk makinenin 28.03.2014 tarihinde diğerlerinin ise aynı yıl içinde 18.07.2014 tarihinde kurulduğunu, kurulum sonrası müvekkilinin senet karşılığı ödeme yaptığını ve taraflar arasındaki borç ilişkisinin sona erdiğini, ilk senet ödemesinin 02.05.2014 tarihinde 7.000 USD olarak yapıldığını ve 2014 yılı içinde 11 adet senet karşılığında 80.000,00 USD ödeme yapıldığını, 2015 yılında 22 adet senet karşılığında 165.000 USD ödendiğini, 2016 yılında ise 12 adet senet karşılığında 90.000,00 USD ödendiğini, ödemelerin büyük kısmının banka aracılığıyla bir kısmının ise elden ödendiğini, bu şekilde davacıya toplam 335.000,00 USD’nin ödenerek borç alacak ilişkisinin sona erdiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin senet üzerinden kurulduğunu ve davacının davalının istemine rağmen fatura düzenlemediğini, ardından takip konusu faturayı habersiz şekilde düzenleyerek takibe konu ettiğini, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, taraflar arasındaki makine satımına ilişkin ticari ilişkinin 2014 yılının ilk ayında başladığını, takip konusu faturanın kötü niyetle düzenlendiğini ve davacıya alacak hakkı sağlamadığını, fatura içeriğinin gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi incelemesi yapılması halinde yapılan ödemelerin makine bedellerinden fazla olacağının anlaşılacağını savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava fatura alacağına dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Fatura konusu malların davalıya teslim edildiği, makina kurulum belgesi altındaki imzaların davalıya ait olduğu, davalı tarafça fatura bedeline mukabil olarak davacıya senet verildiği hususu her iki taraf vekilinin aşamalardaki beyan ve kabulleri ile sabittir. Davalı tarafça, icra takibine konu senetlerin işbu dava konusu faturalara istinaden ödeme amaçlı olarak davacıya verildiği hususu kabul edilmiş olmakla birlikte icra sürecinde senetler üzerindeki imzalara itiraz edilmiştir. Bakırköy 5.İcra Hukuk mahkemesinin 2016/1477 esas sayılı dosyası celbedilmiş olmakla tetkikinde yapılan yargılama neticesinde imzaya itirazın reddine karar verildiği, karar istinaf edilmediğinden henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf bedelin senetle ödendiğini ileri sürmekte ise de, borca karşı senet verilmesi bir ödeme olmayıp senet bedelinin ödenmesi halinde borcun sona erdiği kabul edilmelidir. İstikrar kazanmış yargısal uygulamalara göre davacı tarafın fatura bedelinin ödenmediği iddiasına karşılık, davalı tarafça senetteki bedelin ödendiği savunulmuşsa, ödemelerin yapıldığını ispat yükü senetle ödeme yaptığını ileri süren tarafa (somut olayda davalıya) düşer. Davalı tarafça senetlere dayalı olarak kambiyo senedine dayalı olarak takip başlatılmış, akabinde temel ilişkiye dayanarak ilamsız icra takibi başlatılmıştır ki, davalı tarafça icra takibine itiraz edildiği hususu da nazara alındığında davacının hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve taraf beyanları nazara alınarak fatura konusu malların davalıya teslim edildiği, makina kurulum belgesi altındaki imzaların davalıya ait olduğu, davalı tarafça fatura bedeline mukabil olarak davacıya senet verildiği hususunun sabit olduğu, davalı tarafça ödeme iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında davalının asıl alacak 210.999,00-USD yönünden itirazın iptaline, takibin 210.999,00-USD üzerinden (Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle tahsilde tekerrür olmayacak şekilde) devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağın 3095 Sayılı Yasasın 4/a Maddesi gereğince 1 yıl vadeli USD döviz hesaplarına uygulanan değişen oranlarda faiz uygulanmasına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 152.200,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” gerekçesiyle davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının 210.999,00 USD asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, takibin 210.999,00 USD üzerinden devamına (Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle tahsilde tekerrür olmayacak şekilde) ,takip tarihinden itibaren asıl alacağı 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına, alacağın %20’si oranında 152.200,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Öncelikle, gerek ödenen senetler, gerekse 30 adet 7.000 USD bedelli ve 30 adet 8.000 USD bedelli senetlerde bedeli malen ahzolunmuştur şerhinden açıkça görüleceği üzere, makinelere karşılık senet verildiğini, buna rağmen hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın dosyadaki deliller değerlendirilmeden, müvekkilin iflasına yol açar şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun müvekkilinin lehine olmasına rağmen, hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın yapılan ödemeler dikkate alınmaksızın davacı lehine hüküm kurulduğunu, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediği gibi, faturaya bedelinin sıralı senet düzenlenerek ödendiğini, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, aksi halde KDV iadesinden yararlanmak için bu faturanın müvekkilinin defterine işleneceğini; Bilirkişi raporunda, 30 adet x 7.000 USD ve 30 adet x 8.000 senet düzenlenerek toplam 450.000 USD alacağın 210.000 USD tutarının banka yoluyla ödendiği, kalan 104.000 USD tutarının ise elden ödenerek senetlerin müvekkiline teslim edildiğinin belirlendiğini, ayrıca müvekkilinin yanında sigortalı olarak çalışan … tarafından 7.000 USD ve … tarafından 8.000 USD’nin senetlere istinaden davacı şirketin banka hesabına gönderildiğinin belirlendiğini, müvekkilin davacıya toplam 75.000 USD borcu bulunduğunu, banka hesaplarına havale edilen ücret düşürüldüğünde ve fatura tanzim tarihi 04.02.2015 tarihinde dolar kuru olarak hesaplandığında, 04.02.2015 tarihli 1.000.999,47 faturaya karşılık 450.000 USD olacağının açık olduğunu; Mahkemece elden ödenen senetlerin bilirkişi raporunda belirlenmesine rağmen dikkate alınmadığını, mahkeme gerekçesinde dava dilekçesinde bulunmayan ve müvekkilinin muvafakati bulunmadan senetlere karşı Bakırköy 5.İcra Hukuk mahkemesinin 2016/1477 Esas sayılı dosyasında açılan imza inkarı davasının kullanıldığını, deliller arasında böyle bir dosyanın bulunmamasına ve müvekkilinin buna muvafakat etmesine rağmen bu dililin gerekçede kullanılmasının hatalı olduğunu; Gerekçeli kararda ” İstikrar kazanmış yargısal uygulamalara göre davacı tarafın fatura bedelinin ödenmediği iddiasına karşılık, davalı tarafça senetteki bedelin ödendiği savunulmuşsa, ödemelerin yapıldığını ispat yükü senetle ödeme yaptığını ileri süren tarafa (somut olayda davalıya) düşer.” denildiğini, ibraz edilen senet asıllarının müvekkilinde olmasının ödemeye karine oluşturduğunu, bu hususun bir çok Yargıtay kararında kabul edildiğini; Mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen hiçbir hususun değerlendirilmediğini, senetlerin bir kısmının banka yoluyla ödendiğini, bir kısmı ise elden ödenerek senetlerin teslim alındığını, banka yoluyla ödenen senedin, banka tarafından borçluya verilmeyeceğinin herkesçe bilindiğini, protesto edilerek elden ödenen senetlerin cevap dilekçesinde sunulduğunu, mahkemece bu hususun dikkate alınmadan karar verildiğini; Bakırköy 5.İcra Hukuk mahkemesinin 2016/1477 esas sayılı dosyası ile müvekkilin imzaya itiraz ettiğini, sigortalı çalışanlar … tarafından havale ile ödenen 7.000 USD ve … tarafından ödenen 8.0000 USD bedelli senetlerin tekrar takibe konduğunu, ekonomik sorunlar nedeniyle imzaya itiraz edildiğini, dosyanın aleyhe sonuçlandığını ve senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmayıp, oğlu tarafından atıldığını; İmza itirazı nedeniyle müvekkili hakkında davacı vekili tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş, müvekkil ve oğlu hakkında Bakırköy 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/221 Esas sayılı dava dosyasında kamu davası açıldığını, suç duyurusu içeriğinde davacının 90.000 USD alacağı olduğunun beyan edildiğini, … ve … tarafından toplam 15.000 USD ödendiğini, bu ödemenin borçtan mahsup edilmediğini, davacının suç duyurusundaki beyanları ve müşteki olan …’ın Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/221 esas sayılı dosyasının 3. celsesinde bu doğrultuda beyanda bulunduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisinde davacı tarafından dört adet makinenin davalıya satılarak teslim edildiği ve bu sözleşme ilişkisi kapsamında davalı alıcı tarafından 60 adet bononun davacıya teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı vekili, 20.09.2018 tarihli esasa ve bilirkişi raporuna ilişkin beyan dilekçesinde, dört adet makine bedeli olan 450.000 USD alacağa ilişkin 60 adet sıralı bono ve iki adet fatura bulunduğunu, kalan ve tahsil edilmeyen 210.990 USD için ilk olarak Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine ilişkin takip başlatıldığını, borçlunun kötü niyetli olarak imzaya itiraz ederek Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, dava açtığını, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla eldeki davaya konu Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını beyan etmiştir. Takip dosyasının incelenmesinde davacı tarafından 419.999 USD fatura alacağı ve işlemiş faizinden yapılan kısmi tahsilatların mahsubu ile bakiye 239.748,09 USD’nin tahsili amacıyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu anlaşılmıştır. Tarafların kabulünde olduğu üzere, ticari satım sözleşmesi nedeniyle davalı davacıya 60 adet sıralı bono vermiştir. Davalı, bonoların bir kısmını banka havalesiyle ödediğini, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen iki adet bononun çalışanları tarafından banka havalesiyle ödendiğini, kalan bonoların da elden ödenerek, bono asıllarının alındığını savunmuştur. Satım sözleşmesi ilişkisinde davalı tarafından borca karşılık bono verilmiş olması, borcun yenilenmesi olmadığı gibi, salt bononun verilmesi ile satım bedelinin ödenmiş olduğu kabul edilemez. Davacı taraf da satım sözleşmesi nedeniyle kıymetli evrak aldığında, bu kıymetli evrakları kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe konu edebileceği gibi temel ilişkiye dayalı olarak da talepte bulunabilir. Ancak bu halde, senet asıllarının nerede olduğunun bildirilmesi ve senet asıllarının sunulması gerekir. Zira satım sözlemesi nedeniyle düzenlenen bonoların asıllarının davacıda olması halinde, bu davada verilecek kararla mükerrer tahsilat yapılabilecektir. Davalı, bir kısım bonoları elden ödeyip bono asıllarını aldığını savunduğuna göre, mahkemece HMK’nın 31. maddesindeki aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde davalı elinde bulunduğu belirtilen senet asıllarının ibrazı istenmelidir. Zira, bir kambiyo senedinin aslının borçlunun elinde olması ödemeye karinedir. Diğer yandan, davacı vekili de ticari ilişki kapsamında 60 adet bono alındığını, bir kısım bonoların ödenmemesi üzerine iki adet bono için Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını ileri sürmesi nedeniyle, temel ilişki kapsamında bono düzenlenmesi karşısında mahkemece, ödenmediği ileri sürülen bonoların asıllarının nerede olduğu davacıdan sorularak, bono asıllarının ibrazının sağlanması, varsa takip dosyalarının getirtilmesi gerekir. Bono aslının davacının elinde olması, ayrı bir ödeme olgusu ispatlanmadığı sürece, bonodan kaynaklı borcun ödenmediğini gösterir. Bonoların davacının elinde olmaması halinde ise, davacı aksini kanıtlamadığı sürece bono bedellerinin ödendiğine delalet eder. Çünkü, bedellerini ödeyerek bonoları alan borçlunun bu bonoları muhafaza etmesi beklenmez. Bonoların davcı tarafından ibraz edilememesi halinde davalının ödeme savunmasının benimsenmesi, davacı aksini ispatlamadığı takdirde ödeme savunmasına itibar edilmesi gerekir. Zira, kambiyo senetlerinde alacak hakkı, senede bağlıdır. Borcunu ödeyip senet alsını alan borçlunun senedi imha etmesi beklenen bir davranış olup, senet asıllarını ibraz etmemesi, davalı aleyhine sonuç doğurmaz. Çünkü, yukarıda belirtildiği üzere, senedin davalının elinde olmaması, ödemeye karine oluşturur. Mahkemece belirtilen şekilde bir araştırma ve inceleme yapılmadan ve davadaki bu noktalar aydınlatılmadan, soyut olarak bir kısım bonoların tahsil edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Diğer yandan, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik imza itirazı bulunduğu ve bono borçlusunun Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1477 Esas sayılı dosyasında imzaya itiraz davası açtığı ayrıca, bu bonolar yönünden Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/221 Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı belirtilmesine rağmen bu dosyalarında getirtilerek incelenmemesi yerinde olmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İlk derece mahkemesince verilen hüküm, Dairemizin iş bu kararı ile ortadan kalktığından, İİK’nın 36/5. maddesi gereğince yatırılmış olan teminatın, yatırana iadesine, 5-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.12.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.