Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2544 E. 2019/1688 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2544
KARAR NO : 2019/1688
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2018
NUMARASI : 2018/1507 D.iş- 2018/1562 K.
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP İhtiyati haciz isteyen banka vekili, müvekkili banka ile asıl borçlu … AŞ arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde diğer borçlunun müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, ancak kredi yükümlülüklerin yerine getirilmediğinden hesabın kat edilerek noter kanalıyla borçlulara ihtarname keşide edildiğini ileri sürerek 8.040.743,00 TL alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir.İtiraz eden borçlular vekili, alacaklı bankanın ve gerekse müvekkilllerinin İkametgahı İstanbul Anadolu yakasında olduğunu ve alacağa dayanak teminat mektuplarının haksız olarak nakde çevrildiğinden dolayı muhataplara ve bankaya karşı açılan davalarında İstanbul Anadolu Mahkemelerinde görüldüğünü, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, teminat mektubunun muhataplarının müvekkili ile aralarındaki sözleşmeye aykırı olarak haksız ve kötü niyetli olarak tazmin taleplerinde bulunduklarını, teminat mektupları hakkındaki tedbire rağmen bankanın teminat mektuplarını tazmin ettiğini, hükmedilen teminat tutarının müvekkilinin uğradığı ve/veya uğrayacağı zararlara oranla çok az olduğunu belirterek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.Alacaklı banka vekilinin itiraza cevaplarında özetle; taraflar arasındaki sözleşmede İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetki kılındığını, teminat mektuplarının tazmininden önce veya tazmini sırasında müvekkili bankaya sunulmuş herhangi bir tedbir kararının olmadığını, diğer itirazların ise dinlenebilir olmadığını belirterek ihtiyati hacze itirazın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, taraflar arasındaki sözleşmenin 36.2 maddesi gereğince “İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri ” yetkili olmakla yetki itirazı yerinde görülmediği, itiraz eden vekillerince ihtiyati haciz kararına konu edilen miktarın kat ve kat üstünde mal varlığı üzerine uygulanmak suretiyle şirketin önlenemeyecek zarara duçar olacağı hususu itiraz sebebi yapılmış olmakla; ihtiyati haciz dahil her türlü haciz işlemi borçluya en az zarar verecek şekilde uygulanması gerek İİK’nın amir hükmü, gerekse M.K 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralının gereği olmakla infazda nazara alınması gerektiğinden, ihtiyati haczi veren mahkemenin kararın uygulama alanını daraltması ve somutlaştırmasının önünde herhangi bir yasal engel bulunmadığından İİK 263. maddesinin talep halinde infazda icra müdürlüğü tarafından uygulanması yönünde karar verilebileceği, sair itirazların ise İİK 265 maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle ihtiyati hacze vaki itirazın kısmen kabulü ile borçlular tarafından talep edilmesi halinde İİK 263 maddesinin icra müdürlüğünde infaz aşamasında uygulanmasına, sair itirazların İİK 265 maddesine uygun olmadığından reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı itiraz eden/borçlular vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ İtiraz edenler vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; itiraz dilekçesindeki ileri sürdüğü itirazlarının aynen tekrar ederek, taraflar arasında teminat mektuplarının haksız olarak nakde çevrildiğinden dolayı açılmış derdest davaların olduğunu, tarafların ikametgahları da dikkate alındığında yetki itirazının reddinin doğru olmadığını, teminat mektupları hakkındaki tedbire rağmen muhatapların sözleşmeye aykırı ve haksız talepleri doğrultusunda bankanın teminat mektuplarını tazmin ettiğini, hükmedilen teminat tutarının az olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Talep, ihtiyati haciz kararının itirazen kaldırılması istemine ilişkindir.Somut olayda; ihtiyati haciz talep eden banka, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı için ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ve ilk derece mahkemesince talep uygun görülerek ihtiyati hacze karar verilmiştir.Alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanan ve diğer borçlu …’nın müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesinde, ihtilah halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağı öngörülmüştür. HMK’nın 17. Maddesi uyarınca “Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Anılan yasal düzenleme karşısında yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde geçerlidir. Bu durumda, asıl borçlu şirket tacir olup, müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeye imzalayan diğer borçlu tacir olmasa bile tacirler arasında yetki sözleşmesi, TTK’nun 7. maddesinde öngörülen teselsül karinesi gereğince kefil yönünden de bağlayıcı olacağından ve taraflar arasındaki derdest tazminat davalarında alacaklı bankanın davalı olduğu gözetildiğinde, yetkiye ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar, alacağın muaccel olması ve alacağın rehinle teminat altına alınmamış olmasıdır. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir.Somut olayda; alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince kredi kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirket ile kefil adına noter kanalıyla kat ihtarnamesi gönderildiği, kat ihtarının tebliğine ilişkin tebliğ noter tutanağının dosyaya sunulduğu görülmüştür. Dolayısıyla talep tarihi itibariyle asıl borçlunun takip edildiği, yani hesabın kat edildiği ve kat ihtarının sonuçsuz kaldığı ihtilafsız olduğuna göre, ihtiyati haciz koşullarının somut olayda bulunduğu, takdir edilen teminat miktarı da yerinde görüldü gibi, itiraz edenlerin sair itirazlarının İİK.nun 265. maddesinde belirtilen nedenlerden olmadığından ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz edenlerin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz edenler tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İtiraz edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.25/12/2019