Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2521
KARAR NO: 2022/1224
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/09/2018
NUMARASI: 2015/710 E. – 2018/794 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı şirket yetkilisi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait 15900 kg ve maksimum 9 ldm olan yükleme için tarafların anlaştığını, müvekkilince 2.450 Euro navlun bedeli ve 72 Euro yurt dışı gümrük masrafı olarak teklif verdiğini, davalı tarafça bedelin düşürülmesi ve 2.300 Euro olması talep edilmiş ise de tarafların 2.450 Euro navlun bedeli ve 50,00 Euro yurt dışı gümrük masrafı olmak üzere 2.450 Euro’ya anlaşmaya vardığını, müvekkilince taşımanın gerçekleştirildiğini ve 15/03/2015 tarihli, …seri numaralı faturanın düzenlendiğini, ancak fatura bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket yetkilisi savunmasında özetle; e mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere fatura bedelinin hatalı olduğunu, mali müşavirlerinin itirazdan haberdar olmadan faturayı işleme aldığını, faturaya itiraz edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından davalıya verilen taşıma hizmetinin ayıpsız bir şekilde verilmiş olması hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın taşıma ücretine ilişkin olduğu, taraflar arasında taşıma işlemine ilişkin yazılı olmayan taşıma sözleşmesi yapıldığı, davacının davalıya ait 15892 kg 9 Ldm mobilya cinsinden malı İspanya’dan Türkiye’ye taşıma işini ayıpsız olarak ifa ettiği, alınan bilirkişi raporunda davacının incelenen ticari defterlerinin lehine delil vasfına haiz olduğu ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 7.094,26 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının ise usulüne uygun ihtara rağmen inceleme gününde defterlerini sunmadığı dolayısı ile davalının ticari defterlerinin incelenemediği, davacının fatura içeriğine dercettiği ve takip ile istemiş olduğu 2.500,00 Euro toplam ücret konusunda davalı ile anlaştığı hususunda ispat yükü altında olduğu, ancak dosyaya sunulan deliller incelendiğinde taraflar arasında bu ücret üzerinden anlaşıldığına dair bir delilin sunulmadığı dolayısı ile davacının takip ile istenen tutarda alacaklı olduğunu ispat edemediği, taraflar arasında yapılan elektronik posta yazışmalarında ise taşınacak yükün niteliği de gözetilerek davacının 2.700,00 Euro taşıma ücreti ve ilaveten 72 Euro gümrük masrafı üzerinden yapmış olduğu teklifin davalı tarafından 2.300,00 Euro olarak kabul edildiği, davalının bu e-posta gönderimi sonrası davacının taşıma işlemini gerçekleştirdiği, söz konusu tutarı davacının da bu miktar üzerinden kabul ettiği ve taşımayı gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı, fatura içeriğinde yazılan gümrükleme ücretinin ise 50 Euro olarak belirtildiği ve söz konusu masrafın işin gerçekleştirilmesine istinaden davacı tarafından davalı adına yapıldığı, davacının bu ücreti davalıdan işin bir gereği olması nedeniyle talep edebileceği, kaldı ki davalının da bu ücretin ödenmesi hususunda bir itirazı olmadığı, davacının dava açmadan önce davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair dosyaya yansıyan her hangi bir delil ibraz edilmediği, takibin yabancı para cinsi üzerinden başlatıldığı, dolayısıyla takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesinde ön görülmüş olan yabancı para faizinin uygulanacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 2.350,00 Euro asıl alacak miktarı üzerinden iptaline, işlemiş faiz talebinin reddine, belirlenen alacak miktarına takip tarihinden itibarin 3095 sayılı Yasanın 4/A maddesine göre hesaplanacak temerrüt faizinin uygulanmasına, asıl alacağın likit olması ve itirazın haksız olması sebebiyle alacağın % 20’si oranında ve takip tarihi itibariyle takibe konu yabancı para cinsinin efektif satış kuru üstünden hesaplanan 1.398,40 TL (470 Euro) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı şirket yetkilisince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket yetkilisi istinaf başvuru dilekçesinde; davacı ile herhangi bir ücret anlaşması olmamasına rağmen aleyhe karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacı ile anlaşma olmaması ve davacının ücret konusundaki tavrı nedeniyle problem yaşandığını, davalının iyiniyetinin suistimal edildiğini, taraf beyanlarının daha ayrıntılı araştırılarak karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde ; tarafların 2.450 Euro navlun bedeli ve 50,00 Euro yurt dışı gümrük masrafı olmak üzere 2.500 Euro’ya anlaşmaya vardığını, bu nedenle mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, her ne kadar mahkemece dava kısmen kabul edilmiş ise de davacı müvekkilinin alacağını uzun süredir tahsil edememesi ve mağduriyet yaşaması nedeniyle kararın taraflarınca istinaf edilmediğini, davalı tarafın iyi niyetli olmadığını, zira navlun bedeline ilişkin olarak 350,00 Euro’luk bir itirazı olsa da üç yıldır hiç bir ödeme yapmadığını, istinaf dilekçesinde sebep de ileri sürmediğini, istinaf talebinin haksız olduğunu belirterek reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içeriğinde bulunan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı (takip alacaklısı) tarafından davalı (takip borçlusu) aleyhine 13/07/2015 tarihinde 2.500,00 Euro asıl alacağın ve 51,37 Euro işlemiş faiz olmak üzere 2.551,37 Euro’nun tahsili için ilâmsız icra takibi başlatıldığı, alacağın sebebi olarak 10/03/2015 tarihli, 528643 seri numaralı fatura alacağının gösterildiği, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 27/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı (borçlu) şirket yetkilisince 30/07/2015 tarihinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesiyle fatura meblağının anlaşmaya varılan bedel üzerinden olmaması sebebiyle borcun tümüne itiraz edildiği, itirazın süresinde yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalıya ait yükün taşınması karşılığında tarafların 2.450,00 Euro navlun bedeli ile 50,00 Euro gümrük masrafı olmak 2.500,00 Euro’ya anlaşmaya vardığı ve bu miktar üzerinden fatura düzenlendiği iddia edilmiş, davalı tarafından ise fatura bedelinin hatalı olduğu savunulmuş, mahkemece tarafların 2.300,00 Euro navlun bedeli ve 50,00 Euro gümrük masrafı üzerinde anlaşmaya vardığı tespit edilerek yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup bu karara karşı davalı şirket yetkilisince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dosya kapsamına göre taraflar arasında, davalıya ait 15892 kg 9 Ldm mobilya cinsinden malın İspanya’dan Türkiye’ye taşınması işine dair anlaşma bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafından davalıya ait yükün taşımasının gerçekleştirildiği, taşımanın yapılmadığı yönünde davalının bir beyanının bulunmadığı, davalının fatura bedeline yani taşıma ücretine ilişkin itirazının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tarafların ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ancak usulüne uygun ihtar ve tebliğe rağmen davalının defterlerini sunmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalı defterleri incelenememiş, sadece davacı defterleri incelenmiş olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı defterlerinin tasdiklerinin yapıldığı, usulüne uyun tutulduğu, davacı lehine delil niteliğinde olduğu, takip konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, defter kayıtlarına göre davalıdan 7.094,26 TL alacaklı olduğu, e mail yazışmalarında davacı tarafça gönderilen teklifin 2.700,00 Euro taşıma bedeli +72,00 Euro yurt dışı gümrük masrafı şeklinde olduğu, davalı tarafın ise 2.300,00 Euro olması yönünde talebinin bulunduğu anlaşılmıştır. Buna göre mahkemenin de kabul ettiği üzere tarafların 2.300,00 Euro navlun bedeli+50,00 Euro gümrük masrafı üzerinden anlaşmaya vardığı, usulüne uygun tebliğe rağmen ticari defterlerini sunmayan ve sunmama gerekçesini dosyaya bildirmeyen davalının davacıya borçlu olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı şirket yetkilisinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 386,30 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.29.09.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.