Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2520 E. 2020/568 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2520
KARAR NO : 2020/568
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2019
NUMARASI : 2018/898- 2019/605 E.K
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Hasımsız olarak görülen davada ilk derece mahkemesince ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA Davacı vekili, müvekkili şirkete ait 2018 yılı Pay Defterinin zayii olduğunu, hırsızlık şüphesinin bulunduğunu belirterek Türk Ticaret Kanunu’nun 82.maddesinin 7 numaralı fıkrası uyarınca, müvekkili şirkete ait 2018 yılı Pay Defterinin zayi olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, zayi olduğu ileri sürülen pay defterinin mevcudiyetine dair noter kayıtları, kayıp iddiasına ilişkin davacı başvurusuyla düzenlenen kolluk tutanakları getirtilerek incelendiği, davacı şirket hakkında bir vergi veya SGK incelemesinin bulunmadığının anlaşıldığı, TTK madde 82’ye göre zayi belgesi verilebilmesi için tacirin bir taraftan defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve özeni göstermiş olması, diğer taraftan ziyaa uğramanın onun iradesi dışında meydana gelmiş olmasının zorunlu olduğu, tacir, yasa gereği tutmak zorunda olduğu işletmesine ait defterler ve belgelerini iş yerinde ve emin koşullarda saklamak ve muhafaza etmek yükümlüğünde olduğu, ancak davacı tacir şirketin, bir tacirden beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen, (anonim şirket için en önemli ve tutulması kanunen zorunlu defterlerden olan) pay defterinin ziyaa uğramasının iradesi dışında gerçekleştiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; hırsızlık şüphesi ile zayi olduğu düşünülen pay defterinin bulunması için kolluk kuvvetlerine başvurulduğunu, müvekkili şirket hakkında bir vergi veya SGK incelemesinin bulunmadığının sabit olduğunu, bu tespit edilen hususlar ışığında müvekkili şirketin pay defterini kusurlu bir şekilde zayi etmesinin mantık çerçevesinde mümkün görülmediğini, ayrıca Türk Ticaret Kanunu madde 82nin 7inci fıkrası uyarınca hırsızlık durumu halinde zayi belgesi talep etmek hakkının kanun ile bahşedilmiş bir hak olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince hasımsız açılan zayi belgesi istemine ilişkindir. Davacı, şirkete ait 2018 yılı pay defterinin işyerinde kaybolduğunu iddia etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkeme, lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Somut uyuşmazlıkta talebin, TTK’nın 82/7. maddesinde öngörülen hakdüşürücü süre içinde yapıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir. Somut olayda; davacı şirkete ait 2018 yılı pay defterinin kaybedildiği belirtilmiş ve nitekim 19.09.2018 tarihli Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü Levent Polis Merkezi Amirliğince tutulan Kayıp Eşya Müracaat Tutanağında da, şirkete ait 2018 yılı pay defterinin kabedildiği şeklinde beyanda bulunulmuş ve fakat istinaf dilekçesinde ise bu defterlerin çalınmış olabileceği iddiası ileri sürülmüştür. Tacirin yukarıda bahsedilen kanun maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve belgelerinin korunabilmesi amacıyla gerekli dikkati ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Ayrıca, ziya durumunun tacirin iradesi dışında meydana gelmesi zorunludur. Somut olayda; tacir ziya durumunun nedenini açıklamakta dahi çelişkiye düşmüştür. Tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekir. Zayi belgesi verilmesi istenilen defterin ne şekilde ve ne zaman zayi olduğuna dair somut bir iddia ve kanıt dahi sunulmamıştır. Davacı tacirin, defterin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden, ilk derece mahkemesince verilen red kararı isabetlidir (Yargıtay 11 H.D’si 04/02/2008 tarih, 2006/14049 E. 2008/956K. Sayılı ilamı).Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16/06/2020