Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2504 E. 2019/1776 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2504
KARAR NO : 2019/1776
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2019
NUMARASI : 2018/384 Esas – 2019/643 Karar
DAVANIN KONUSU: Olağanüstü Genel Kurula Çağrı İzni Verilmesi
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı … A.Ş ‘nin %79 payına sahip hissedarı olduğunu, müvekkili ile diğer yönetim kurulu üyesi olan … arasında bulunan husumet nedeniyle … pay defteri ve yönetim kurulu defterlerini şirket merkezinden alıp götürdüğünü, şirketin işleyişi ile ilgili bir kısım usulsüz işlemler yaptığını, yönetim kurulunun sürekli olarak toplanamadığını, genel kurulun toplantıya çağrılamadığını, şirket yetkilisi olarak şirketin menfaatine aykırı iş ve işlemlerde bulunulduğunu, davanın kabulüne, TTK’nın 410/2. maddesi gereği davalı şirketin genel kurul toplantısına çağrılmasına, bunun için müvekkile genel kurulu ekli gündem ile toplantıya çağırma izni verilmesine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ve davalı …vekillerinin aynı olduğunu ve bu vekillerin yasa ve usule aykırı şekilde aynı uyuşmazlıkta çatışan menfaatleri temsil ettikleri açık olduğundan dava dilekçesi ve davanın açılmasına dair usul işlemleri geçersiz sayılarak huzurdaki davanın öncelikle açılmamış sayılmasına, Mahkeme’nin aksi yönde bir takdiri söz konusu ise davacı vekillerine hangi tarafı temsil ettiklerini ve edeceklerinin açıklattırılmasına, bu açıklamada … adına üçüncü kişiler karşısında takip edilmiş olan davaların bilgilerinin kesin süre içinde dosyaya sunulmasının istenmesine ve usule aykırılıklar giderildikten sonra usulüne uygun düzenlenmiş dava dilekçesi, ekleri ve delillerinin tarafımıza tebliği ile yeniden cevap için tarafımıza süre verilmesine ve her halükarda davanın hukuki yarar yokluğu ile usule aykırı şekilde ikame edilmiş hakkın kötüye kullanımı niteliğinde bir dava olduğu nazara alınarak haksız, dayanaksız ve kötü niyetli davanın usulden ve esastan reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, TTK’nın 410/2.maddesi gereğince, anonim şirketin çoğunluk hissesi sahibi davacı tarafın genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesi ve şirket defterlerinin iadesi talebine ilişkin olduğu, aynı taleplerle İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesine de dava açıldığı ve İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/511 esas 2018/1142 karar sayılı ilamı ile davalı …ye genel kurula çağrı izni verilerek, kayyum olarak atanmış olması karşısında davanın konusuz kaldığı, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, davnın esası hakkında hüküm tesisine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesine, davacı yararına maktu avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, HMK’nın 331. maddesi uyarınca, davanın açıldığı tarih itibariyle konusuz olması nedeniyle müvekkiline yargılama giderleri yüklenmesinin usule aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilmesine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 410/2. maddesi gereğince, anonim şirket genel kurulunun çağrılmasına izin verilmesi istemine ilişkindir.TTK’nın 410/2.maddesi gereğince, çağrı izni talebi hakkında, ilk derece mahkemesince verilen karar kesindir. Mahkemece kanun yolunun açık olarak gösterilmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Kesin kararın istinafı halinde HMK’nın 346. maddesi uyarınca, kesin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması halinde, ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekir. Ancak, ilk derece mahkemesince bu konuda bir karar verilmeden dosyanın istinaf mahkemesine gönderilmesi halinde, HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca istinaf mahkemesince de bir karar verilmesi mümkündür.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-TTK’nın 410/2, HMK’nın 346 ve 352/1.b maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının talep halinde iadesine, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 352/1.b. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 31/12/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.