Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2500 E. 2021/833 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2500
KARAR NO: 2021/833
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2019
NUMARASI: 2018/666 E. – 2019/354
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava dışı … Ticaret Limited Şirketine asansör yaptırdığını ve davalı tarafça periyodik yapımlarının yapıldığını, 17.06.2012 tarihinde asasörde meydana gelen iş kazasında yaralanan işçilerin Gebze İş Mahkemesinde ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat davaları açtıklarını, müvekkili şirketin işçilere yaptığı, ödemelerden, davalının kusuru oranında sorumluluğu bulunduğundan Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/85 Esas sayılı dosyasında rücu davası açıldığını, yargılama sırasında şirketin terkin edildiğinin öğrenildiğini, davaya devam edilebilmesi için şirketin ihyasının gerektiğini ileri sürerek, Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Memurluğu vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TTK.32 madde hükümlerine göre usulüne uygun işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebep olmadığını bildirmiş, davanın husumet yönünden reddine, müvekkilinin yargılama giderleri ile sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tasfiye memuru …’ davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/85 esas sayılı dosyasında davanın görülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, şirketi temsil etmek üzere son tasfiye memuru davalı …’un görevlendirilmesine karar vermek gerekmiş, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması dava açılmasına sebebiyet vermemesi ve davacının İş Mahkemesinde açtığı davanın şirketin terkin edilmesinden önceki tarihe ait olması karşısında tasfiye memurunun dava ve icra takibinin varlığından haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi sonuçlandırarak şirketin sicilden terkinini usul ve yasaya aykırı olarak yaptığı, davacı tarafın ihya davası açmasına sebebiyet verdiği gözönünde tutularak davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış, davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmuştur.” gerekçesiyle, davanın kabulü ile dava dosyasıyla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına, davalının tasfiye memuru olarak atanmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı Tasfiye Memuru … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Yasal süresi içerisinde 10.07.2018 tarihinde davaya cevap süresinin uzatılması hususunda vekil tarafından mahkemeye dilekçe verildiğini, ancak vekilin 11.07.2018 günü Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik operasyon kapsamında tutuklanması nedeniyle cevap dilekçesi ve delil listesinin sunulamadığını, vekilin 16.01.2019 tarihinde tahliye olmasına rağmen kendisine tebligat yapılmadığından yargılamada hazır bulunulamadığını, müvekkilinin ekonomik durumunun iyi olmaması nedeniyle ayrı bir vekil görevlendiremediği gibi kişisel sorunları nedeniyle duruşmaları da takip edemediğini, ilk derece mahkemesince yazılı yargılama usulüne göre yargılama yapıldığını, ancak sözlü yargılama gününün HMK’nın 184-186. maddeleri uyarınca usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, sözlü yargılama gün ve saatine ilişkin duruşma zaptının vekile ait adresin bağlı bulunduğu muhtarlığa 19.03.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, duruşma zaptında delil ve tanık listesinin verilmesinin istendiğini, ancak mahkemece ertesi gün henüz ara karardan haberdar olunmadan karar verildiğini, yazılı yargılama usulünde sözlü yargılamaya ait usule uyulmamasının bozma nedeni olduğunu, müvekkilinin tasfiyeyi usulüne uygun şekilde sonuçlandırdığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiye sonucu sicilden terkin edilen şirketin, ek tasfiye işlemleri için ticaret siciline yeniden tescili (ihyası) talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 547. maddesi gereğince “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhya davalarında davalı taraf ise şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Dava ek tasfiye işlemlerine ilişkin olup TTK’nın 1521. maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/2924 esas 2018/1935 karar sayılı ilamı). Ancak, ilk derece mahkemesince düzenlenen tensip tutanağında, yargılamanın yazılı usule göre yürütülmesine karar verilerek, yazılı usulü düzenleyen yasa hükümleri içeren tensip tutanağının davalıya tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince, uyuşmazlığın taraflarınını sürpriz bir kararla karşılaşmamaları için, öncelikle davanın basit usule tabi olduğu konusunda yeni ihtar tebliğ etmesi, aksi takdirde, hukuki dinlenilme hakkının temini için davanın başladığı usulde sonuçlandırılması gerekmektedir. İlk derece mahkemesinin yazılı yargılama usulüne göre düzenlenen tensip zaptı, cevap ve delillerin sunulması için davalı tasfiye memuruna 27.06.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yasal süresi içinde cevap verme süresinin uzatılması davalı vekili Av. … tarafından talep edilmiş, ilk derece mahkemesinin 16.07.2018 tarihli ara kararıyla davalının cevap verme süresi iki hafta uzatılmıştır. Ancak, uzatılan cevap süresi içinde davalı vekili cevap ve delil sunmamış, buna ilişkin mazeret de bildirilmemiştir.İlk derece mahkemesince, dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanarak 27.11.2018 tarihli tutanakla taraflar yazılı yargılama usulüne göre yapılacak duruşmaya çağrılmıştır. Çağrı kağıdı davalı vekiline 06.12.2018 tarihinde Tebligat Kanun’unun 21. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Davalı veya vekilinin usulüne uygun çağrı kağıdının tebliğine rağmen 26.12.2018 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasına katılmadıkları ve mazeret sunmadıklarının anlaşılması üzerine mahkemece ön inceleme duruşması yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş ve tahkikat duruşma gününün taraflara tebliğine karar verilmiştir. Tahkikat duruşmasına ilişkin davalıya tebligat yapılmadığının 23.01.2019 tarihli oturumda belirlenmesi üzerine mahkemece, davalı vekiline duruşma tutanağı örneğinin eklenerek tahkikat duruşma gününün tebliğine karar verilmiş ve tutanak 19.03.2019 tarihinde Tebligat Kanun’unun 21. maddesine göre davalı vekiline tebliğ edilmiştir. Davalı vekilinin, ertesi gün 20.03.2019 tarihinde yapılan oturuma katılmadığı ve herhangi bir beyan sunmadığı açıktır. HMK’nın 27. maddesine göre açıklama ve ispat hakkı hukuki dinlenilme hakkının temel unsurlarından biridir. Hukuki dinlenilme hakkının kullanılması için yargılamaya ilişkin şekil şartları, usul kanununda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince davanın yazılı yargılama usulüne göre yapılmasına karar verildiğine göre, tahkikat duruşma gününe ilişkin tebligattan sonra, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 186. maddesi uyarınca tahkikatın bitirilerek sözlü yargılama gününün belirlenmesi gerekirdi. Ancak ilk derece mahkemesince, belirtilen şekilde işlem yapılmaksızın tahkikat duruşma gününe ilişkin tebligatın yeterli görülerek hazır olmayan davalı vekilinin yokluğunda, sözlü yargılama için ayrı bir gün belirlenerek, tarafların sözlü yargılama duruşmasına çağrılmadan karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu açıklamalara göre, yargılamaya ilişkin şekil şartlarına uyulmadan ve hukuki dinlenilme hakkını gözetmeden karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı Tasfiye Memuru … vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı Tasfiye Memuru … vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24.06.2021
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.