Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/25 E. 2020/1009 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/25
KARAR NO: 2020/1009
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2018
NUMARASI 2016/554 Esas – 2018/903 Karar
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak istirdadı
Taraflar arasında görülen çekin istirdadı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hamil olduğu … Bankası A.Ş. Ümraniye Şubesine ait … çek nolu 26.03.2016 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çekin tahsil için bankaya teslim etmek üzere zarf içerisinde naklederken kaybedildiğini, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/71 Esas sayılı dosyası ile zayi olan çekin iptali için dava açıldığını, mahkemece verilen ödeme yasağı kararının ilgili banka şubesine bildirildiğini, çek aslının ibrazı üzerine mahkemece istirdat davası açılması için süre verildiğini, davalının çekin iktisabına dayanak yaptığı dava dışı … ve … ile ticari ilişkisine ilişkin belgelerin 3.500,00 TL olmasına rağmen çek bedelinin 20.000,00 TL olduğunu, basiretli bir tacirin 3.500,00 TL borç için 20.000,00 TL değerinde çeki ödeme aracı olarak vermeyeceğini, fatura tarihlerinin 30.03.2015 ve 01.05.2015 olmasına rağmen çekin keşide tarihinin 26.03.2016 olduğunu, bu nedenle davalının ticari defterlerinin incelenerek dava dışı … ve … ile arasındaki ticari ilişkinin varlığının incelenmesi gerektiğini, çekin arkasında bulunan cironun karalanmış olduğunu, çeki eline geçirenin büyük bir olasılıkla müvekkili şirkete ait kaşeyi çeke bastığını ve daha sonra üzerini karaladığını, çeki eline geçiren kişinin çek üzerinde oynama yaptığını ve yaptığı oynamayı karalayıp kendi cirosu yaptığının belli olduğunu, çeki ele geçiren kişinin iktisabında ağır kusurlu olduğunu, sahtelik def’isinin tüm cirantalara karşı ileri sürülebileceğini ileri sürerek,26.03.2016 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, … nolu çeke ilişkin tedbirin devamına, çekin istirdadına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin iyi niyetli hamil olduğunu, dava konusu çekin müvekkilince 02.09.2015 tarihinde kredi için … Ümraniye/Sanayi Şubesine teminat olarak teslim edildiğini, çekin müvekkiline …’dan 02.09.2015 tarihinde önce geçtiğini, iptal davasının ise 21.01.2016 tarihinde İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/71 Esas sayılı dosyasında açıldığını, davacının önceki ciranta … ve … ile aralarındaki tahsilat sorunları nedeniyle çekin iptalini istediğini, çekin davacının elinden rızası dışında çıktığına ilişkin kanıt bulunmadığını, müvekkilinin çeki ticari ilişkide bulunduğu …dan ciro yoluyla aldığını, çekin temelindeki hukuki sebepten bağımsız mücerret bir ödeme aracı olduğunu, davacının çeki verdiği lehtar ile arasındaki hukuki ihtilafların çek hamili üçüncü kişileri bağlamayacağını, kambiyo senedi olan çekin iktisap nedeninin araştırılmasına gerek olmadığını, davacının çeki verdiği kişilerle yaşadığı alacak sorunları nedeniyle çekin istirdadını istemesinin kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “…Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davalı ile dava dışı ihbar olunan … arasına ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafından bu kişiye 58 adet fatura karşılığı toplam 26.368,90 TL tutarında satış faturası düzenlendiği, çekin davalıya geçtiği tarihte de davalının bu kişiden alacağının bulunduğu, banka ile yapılan yazışmalar sonucunda davalının davaya konu çeki 02/09/2015 tarihinde … AŞ Ümraniye Şubesine teslim etmiş olduğu, toplanan tüm deliller ile davalının davaya konu çeki iktisabı sırasında ağır kusuru veya kastını gösterir herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı anlaşıldığından davalının iyi niyetli 3. Kişi olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.” Gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ DAVACI VEKİLİ İSTİNAF BAŞVURU DİLEKÇESİNDE; Mahkemece alınan bilirkişi raporunda çekin verilmesinden önce davalının 2.722,85 TL alacağı olduğunun belirlendiğini, davacı ile dava dışı … arasındaki ticari ilişkide borç miktarı ile kambiyo evraklarının teatisi dikkate alındığında basiretli bir tacirin bu şekilde işlem yapmayacağının açık olduğunu, davalının dosyaya sunduğu faturaların 30.03.2015 ve 01.05.2015 tarihli olmasına rağmen çekin keşide tarihinin 26.03.2016 olduğunu, belirtilen tarihler arasında uzun bir süre bulunduğunu, bu süre içinde de taraflar arasında bir ticari ilişki bulunmadığını, 20.000,00 TL bedelli çekin üzerinde kalan meblağı karşılayacak yeni bir borç kaydının belirlenmediğini, bu durumda tarafların danışıklı hareket ettiklerini gösterdiğini, bu tür eylemlerin de ağır kusur sayılması gerektiğini, çekin arkasında bulunan cironun karalanmış olduğunu, çeki eline geçiren kişinin büyük olasılıkla müvekkili şirkete ait kaşeyi çeke bastığını, daha sonra ise üzerinin karalandığını, karalamanın altında atılı bir imzanın bulunmadığını, çeki eline geçiren kişinin çek üzerinde karalama yaptıktan sonra cirosunu atması nedeniyle ciro silsilesinin kopuk olduğunu, sonraki cirantaların hak sahibi olmasının mümkün olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin hükmün kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf başvurusuna verdiği cevapta; davanın çekin tahsilini engellemek için davayı kötüniyetle açtığını, çekin ticari ilişki kapsamında iktisap edilerek, iptal davasından önce bankaya ibraz edildiğini, çekin bir birini takip eden ciro silsilesi ile müvekkilince iktisap edildiğini savunarak, istinaf isteminin reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdatı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosyanın incelenmesinde, dava konusu çekin keşide tarihinin 26.03.2016, keşidecisinin …San.Tic,A.Ş.olduğu, çekin ….Ltd.Şti. emrine düzenlendiği, çekin lehdar cirosuyla … tarafından iktisap edildiği, bu cirodan sonraki cironun karalanmak suretiyle silindiği, sonraki cironun …, sonraki cironun ise …’a ait olduğu, çekteki son cironun davalı şirkete ait olduğu görülmektedir. Yargılama sırasında muhatap bankadan gelen 26.05.2016 tarihli yazı cevabından, çekin davalı tarafından 28.03.2016 tarihinde … A.Ş.’ye ibraz edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından ibraz edilen çek tevdi bordrosunda ise çekin 02.08.2015 tarihinde … A.Ş.’ye teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bankanın 18.05.2018 tarihli yazı cevabından, çekin davalı tarafından 02.09.2015 tarihinde … A.Ş.’ye teslim edildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu çekin iptali talebiyle İstanbul Anadolu 8. Ticaret Mahkemesinde 2016/71 Esas sayılı dosya üzerinden 21.01.2016 tarihinde davacı tarafından dava açılmış, davalının çeki ibraz etmesi üzerine mahkemece istirdat davası açılması için dava davacıya süre verilmiş, eldeki davanın açılması üzerine mahkemece, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece, yargılama sırasında tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmışıtr. Bilirkişi tarafından davacı ve davalının dava dışı ciranta … ile ticari ilişkilerinin bulunduğu, davacının 2015 yılı hesaplarına göre 3.268,82 TL alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Davalının ise çekin verilmesinden önce …. 2.722,85 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. TTK’nın 792. maddesine göre; “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.” aynı Kanunun 790.maddesinde ise “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve bir birine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir beyaz ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” düzenlemesi bulunmakta Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı ve davalının dava dışı ciranta … ile ticari ilişkilerinin bulunduğu, davacının çekin rızası dışında elinden çıktığına ilişkin herhangi bir kanıt sunmadığı, davalının çeki ticari ilişki kapsamında iktisap ettiğini savunduğu, davalının iktisabında ağır kısır veya kötü niyetli olduğuna ilişkin davacı tarafından getirilen herhangi bir kanıt bulunmadığı, davalının alacak miktarı ile çek miktarı arasında uyumsuzluk bulunmasının kötüniyet veya ağır kusur olarak değerlendirilmeyeceği, esasen kıymetli evrak olan çekin sebepten mücerret bir ödeme aracı olduğu, çekin davacı tarafından iptal davası açılmasından uzun süre önce davalı tarafından kredi temini amacıyla bankaya ibraz edildiği anlaşılmakla mahkemenin ret gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.10.2020 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.