Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/248 E. 2020/1158 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/248
KARAR NO : 2020/1158
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
NUMARASI : 2016/427 E. – 2018/421 K.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
Taraflar arasında görülen tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket yönetiminin, …. A.Ş.’de toplam %33.3 pay sahibi olan davacıyı çoğunluk gücünü kullanarak 2012 yılında davalı şirket yönetiminden hem de davalı şirketin tüm grup şirketlerinin yönetiminden çıkartarak azınlık pay sahipliği haklarından mahrum ettiğini, davalı şirketin 11.04.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında 2 ve 3. gündem maddeleri kapsamında kanuna uygun olarak şirketin işleyişi ve faaliyetleri hakkında TTK’nın 437.maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme talebinde bulunduğunı, ancak taleplerin önemli bir kısmının bilgi verme yükümlüleri tarafından muğlak beyanlarla geçiştirildiğini, bir kısmının ise oylamaya dahi sunulmadan zımnen reddedildiğini, davacının 2012 yılına kadar davalı …. ’nin Yönetim Kurulunda olmasına rağmen hiçbir sebep gösterilmeksizin yönetimden uzaklaştırıldığını, genel kurul tutanağı ile sabit olduğu üzere taleplerin bir kısmının ticari sır gerekçesiyle, bir kısmı ise haksız gerekçelerle tamamen yanıtsız bırakıldığını, şirketin mali işler müdürü … tarafından “2014 yılına ait olağan genel kurul toplantısında 2015 yılında ortaklardan bir borç alınmamıştır.” şeklinde eksik cevap verdiğini, bu sorunun sorulma amacının ödenen faiz ve kaydedildiği hesap itibariyle şirkette oluşan ve 2015 yılında da devam eden bir zarar olup olmadığının öğrenilmesi olduğunu, şirketin internet sitesinde yapılan araştırmaya göre bağlı ortaklıklarla ilgili bilgi bulunmadığını, varsa ilgili bilgi ve belgelerin TTK 434/4 kapsamında genel kurulda ibrazının talep edildiği sorusuna karşılık, şirket müdürü tarafından yetersiz cevap verildiğini, incelemeye sunulması genel kurulda talep edilmesine rağmen belgelerin ibraz edilmediğini, 2015 yılı içerisinde … şirketinde ve iştiraklerinde toplamda ne kadar hukuki gider gerçekleştirildiği sorusuna da işlemlerin ticari sır olduğu gerekçesiyle cevap verilmediğini, ancak sorulan soruların ticari sır kapsamında olmadığını, şirketin bağlı şirketlere hukuk hizmeti verip vermediğine ilişkin soruya verilen cevabın gerçeği yansıtmadığını, … grubu için … tarafından yapılan işlere ilişkin olarak … ’den teklif alınıp alınmadığına ilişkin soruya gerçeğe aykırı cevap verildiğini, şirketin işleyişi ile ilgili bu ve benzeri bir çok soruya cevap verilmeyerek davacının bilgi alma hakkının ihlal edildiğini, davalı şirkette pay sahibi olan müvekkillerinin somut bilgi alma ve inceleme taleplerinin TK437/5 hükmünde ifade edildiğini ileri sürerek, müvekkilerine, davalı şirketçe şirket işleri hakkında bilgi verilmesi ve müvekkillerinin somut sorulara bağlı olarak inceleme talep ettiği hususlarda davalı … şirketinin solo mali tabloları ile şirket mizanı da dahil olmak üzere, ilgili tüm ticari defter kayıtları üzeride TTK madde 437/4 uyarınca soruların cevaplarını içereni kısımları itibariyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ticari defterleri inceleme talebini daha önce genel kurulda veya genel kurul dışında yönetim kuruluna karşı ileri sürmemiş olan pay sahibinin TTK’nun 437.maddesine istinaden doğrudan mahkemeye müracaat ederek ticari defter ve kayıtların incelenmesi yetkisini talep edemeyeceğini, TTK’nın 437.maddesinin 4.fıkrası uyarınca, bir şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının Mahkeme izni ile incelenebilmesi için genel kurulun bu konudaki ret karan gerektiği, davacıların genel kurul toplantısında ticari defter ve kayıtları inceleme talebinde bulunmadıklarından, dava konusu sorulan için bilgi talep ettiklerinden, artık dava ile bu sorular için Mahkemeden inceleme için izin talep etmek hakkını yitirdiklerini, müvekkilinin hukuken cevaplandırmakla yükümlü olduğu tüm soruları genel kurul toplantısında eksiksiz ve hukuka uygun olarak cevaplandırdığını, davacı tarafından cevaplandırılmadığı iddia edilen soruların ise ticari sır niteliğinde olduğunu ve TTK’nın 437/2. maddesi uyarınca gündeme bağlılık ilkesi gereği davalı şirket tarafından cevaplandırılmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından genel kurul toplantısı sırasında yöneltilen tüm sorulara yeterli açıklık ve ayrıntıda cevap verildiğini, davacının iddialarının yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesi kararında; ” Mahkememizce TTK 437. Maddesi uyarıncae genel kurulda sorulan sorular ve verilen cevapların dosya kapsamı ve genel kurulda verilen cevapların yeterli açıklıkta olup olmadığı ve davacı iddialarının değerlendirilmesi yönelik Sermaye Piyasası, Denetim ve Finans Uzmanı bilirkişi …’ tan rapor alınmış, bilirkişi 02.02.2018 tarihli raporunda ‘Davacıların bilgi edinme haklarının kısıtlandığına ya da ortadan kaldırıldığına dair iddialarının, genel kurul toplantısı sırasında yapılan açıklamalar, bu kapsamda karşılıklı soru ve cevap trafiği ve şirketin internet sitesinde mevcut bilgiler dikkate alınarak, finansal raporlamanın hangi esasa göre yapılacağı hususu dışındaki konular bakımından, doğrulanabilir nitelikte olmadığı, finansal raporlamanın TMS/TFRS esaslarına göre ya da MSUGT esaslarına göre yapılması konusunda, yukarıda Bölüm IV/A-13’te yapılan değerlendirmelerin dikkate alınıp alınmayacağı hususu da dahil olmak üzere, nihaî takdirin mahkemeye ait olduğunu’ belirtmiştir.Dava, TTK 437/5.maddesi uyarınca Genel Kurul’da sorulan sorulara aydınlatıcı ve yeterince cevap verilmediği iddiasına dayalı olarak bilgi alma ve inceleme hakkını kullanma talebinden kaynaklanmaktadır.TTK 437/5.maddesinde: ‘Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hallerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklinin de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir.’ hükmü getirilmiştir.Davacı taraf davalı şirketin 2015 yılına ait 11.04.2016 tarihinde gerçekleştirilen genel kurula ilişkin olmak üzere sorulmuş bulunan soruların bazılarına cevap verilmediği veya gereği gibi cevaplandırılmadığını iddia ederek muhalefet şerhini genel kurul tutanağına şerh ettirmiştir.Davacı ve davalıların iddiaları, dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle ve dosyaya sunulan bilirkişi raporu hükme esas alınmayarak yapılan 11.04.2016 tarihli genel kurulda davacı tarafça sorulan soruların şirket genel kurulunda cevaplandırıldığı, finansal tabloların ve faaliyet raporlarının şirket genel kurulunun 15 gün öncesinde hazır edildiği, finansal tablolar ve faaliyet raporların şirketin internet sitesinde yayınlandığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ‘ gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının dosyadaki deliller ile TTK’nın ilgili maddelerine aykırı olduğunu, mahkemece bilgi alınması ve inceleme yönündeki talebin reddine karar verilmesi nedeniyle kararın kesin olmadığını, TTK’nın 437/5.maddesinde mahkemece davanın kabulü halinde kararın kesin olduğunun belirlendiğini, davanın reddi halinde üst hukuki yolların kullanılmasının mümkün olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bir çok kararındaki muhalefet şerhinde de bu hususun kabul edildiğini, müvekkilince şirket genel kurulunda bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında sorulan bir kısım sorulara eksik ve muğlak cevap verildiği gibi bir kısım sorulara ise hiç cevap verilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararının kaldırılarak bilgi alma ve inceleme hakkı verilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı şirket ortaklarının davalı şirketten TTK 437/2 maddesi uyarınca bilgi isteme hakkına ilişkindir. TTK 437.maddesinde pay sahiplerinin genel kuruldan, yönetim kurulundan şirketin işleri hakkında bilgi isteyebileceği, bilgi alma veya inceleme işlemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen veya bilgi alamayan pay sahibinin reddi izleyen 10 gün içerisinde, diğer hallerde makul bir süre içerisinde şirketin merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesine başvurabileceği, başvurunun basit yargılama usulüne göre inceleneceği, mahkeme kararının kesin olduğu düzenlenmiştir.İlk derece mahkemesi TTK 440.maddesi gereğince kararını kesin olarak vermiştir. HMK 346.maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu yapılması halinde ilk derece mahkemesi istinaf dilekçesinin reddine karar vermesi gerekir. İlk derece mahkemesi olumlu veya olumsuz bir karar vermeden dosyayı doğrudan istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesine göndermesi halinde, HMK 352. maddesi gereğince istinaf mahkemesince bu konuda karar verilmesi mümkündür.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-TTK’nın 440/2. maddesi gereğince özel denetçi atanması talebi yönünde ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar kesin olduğundan, özel denetçi atanması talebiyle ilgili istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 346 ve 352/1.b maddeleri uyarınca reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 05/11/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin karar verildi.