Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2479 E. 2022/1203 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2479
KARAR NO: 2022/1203
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2019
NUMARASI: 2017/51 E. – 2019/100 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, 17.01.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından Nakliyat Emtia Abonman Alt Sigorta Poliçesi ile sigortalanan … Tic. A. Ş.’ye ait kağıt bobin emtialarının Polonya’dan, Ankara / Türkiye’ye nakil işlemini davalı … Tic. A. Ş sorumluluğunda … tarafından gerçekleştirildiğini, 1 nolu davalı … Tic. A. Ş ‘ye taşıma sözleşmesini düzenleyen … Sıfatıyla tüzel kişilik olarak dava açıldığını, 2 nolu davalı …’ye taşıyıcı sıfatıyla tüzel kişilik olarak dava açıldığını, sigortalıya ait emtianın Polonya’dan, Ankara /Türkiye ‘ye nakliyesinin davalı …A.Ş. sorumluluğunda … tarafından gerçekleştirildiğini, nakliye sonrası yapılan kontrollerde kağıt bobinlerin sigortalı firma yetkilisine teslimi esnasında yapılan kontrollerde emtianın hasarlı olduğunun tespit edildiğini , tutanaklar düzenlendiğini, hasara konu bobinlerin tamamının yan yüzeyleri ile masura kısımlarında darbeye bağlı olarak yırtılma, ezilme şeklinde hasar meydana geldiğinin eksperler tarafından gözlemlendiğini, hasar olması durumunun taşınan yükün taşımayı gerçekleştiren araca layığı ile yerleştirilmemesi ve/ veya sabitlenmemesi nedeni ile ürünlerin güzergah boyunda hareket ederek birbirlerine temas etmeleri sonucunda zarar görmüş olacakları görüşüne varıldığını, fatura ve tespitler gereğince 10. 121,69 Euro (32. 558,44 TL)sigortalı zararının müvekkili şirket tarafından İbraname gereğince halefiyet ve temlik esasına göre sigortalının haklarını devralan müvekkilinin TTK ilgili hükümleri gereğince rücu hakkı doğduğunu, alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itiraz edildiğini, İtirazın haksız olduğunu iddia ederek, İcra takibine karşı yapılan İtirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …A.Ş. Vekili savunmasında özetle; müvekkilinin taşıma sözleşmesinde taraf olmadığını, davalı …’nin müvekkili şirketin acentesi olmadığını, husumet düşmeyeceğini, CMR sigortasının bir sorumluluk sigortası olduğunu, karayolu ile uluslararası eşya taşımacılığı yapan şirketlerin sorumluluk sigortası olduğunu, CMR sigortası sunulduğunda taşımaya ilişkin sorumluluğun anlaşılır hale geleceğini, taşıyanların mutlaka taşıma sigortaları olduğunu ve taşınan emtiayı sigorta eden firmanın öncelikle iş bu sigortaya başvurması gerektiğini, ekspertiz raporunda tahmini bir bedel tespit edildiğini, raporda tamamen hasar gördüğüne dair kesin bir ibare olmadığını, antrepo şartlarında emtianın hasarlarının tespitinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; davacının aktif dava ehliyeti olmadığını, malın maliki ve satıcısının … adlı Polonya firması olduğunu, mal bedelinin alıcı … A.Ş. tarafından yurtdışında ki satıcı firmaya ödendiğinin belli olmadığını, davacının ancak, sigortalısı hak sahibi ise alacağı temlik alabileceğini, CMR’nin 30/1. maddesine göre usulüne uygun hasar ihbarı yapılmadığını, taşıyıcının malı hasarsız olarak teslim ettiğini, CMR’nin 30/1. maddesinin aynen “Gönderilen taşıyıcı ile beraber durumunu kontrol etmeksizin ve genel görünümü itibarıyla ziya ve hasar hakkında taşıyıcıya ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin eşyayı teslim aldığı takdirde, aksi ispat edilinceye kadar gönderilenin eşyayı taşıma senedinde yazılı olduğu biçimde teslim aldığı takdirde, aksi ispat edilinceye kadar gönderilenin eşyayı taşıma senedinde yazılı olduğu biçimde teslim aldığı varsayılır, ihtirazı kayıt, ziya veya hasarın haricen belli olmadığı durumlarda ise en geç, Pazar ve resmî tatil günleri hariç, teslim tarihini izleyen yedi gün içerisinde ileri sürülmelidir. Haricen belli olmayan ziya veya hasarlarda ihtirazı kaydın yazılı olmak zorunludur” hükmüne yer verdiğini, deliller arasında süresinde yapılmış bir hasar ihbarı bulunmadığını, dava konusu hasarın alıcının deposunda gerçekleşmiş olmasının muhtemel olduğunu, hasarlı olduğu belirtilen alçı bobinlerinin alıcı tarafından 23.04.2015 tarihinde hasarsız olarak teslim alındığını, 23.04.2015 tarihli tutanağın en sağ tarafında yer alan “ Hasar” başlıklı kutucuğuna hiçbir hasar şerhi düşülmediğini, tutanak başlıklı yazıların 30.04.2015 tarihli olup mal teslim edildikten yedi gün sonra düzenlendiğini, ayrıca bu tutanakta taşıyıcının imzasınında olmadığını, yine taşıma senedinde alıcının hiçbir hasar kaydının mevcut olmadığını, alıcı çalışanının malları hasarsız aldığını, kendilerine ihbar tarihinin 04.05.2015 olarak tespit edildiğini, CMR’nin 30/1. maddesi bağlamında müvekkili şirkete usulüne uygun süresinde hasar ihbarı yapılmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, CMR’nin 17/4-b maddesi gereğince müvekkili şirketin tazminat sorumluluğuna gidilemeyeceğini, CMR’nin 17/4- b maddesinin, ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman, özellikleri gereği fire veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olması durumunda taşımaya konu malların hasarının taşıyıcının sorumluluğunda olmadığına dair olduğunu, rücu meblağının CMR hükümlerine göre hesaplanmadığını, faiz oranı ve başlangıç tarihinin CMR’nin 27. Maddesinde düzenlenmiş olup yıllık %5’i geçmeyeceğini, faizin başlangıç tarihinin ise isteğin taşımacıya gönderilmesi tarihi olduğunu, bildirim yoksa faizin dava tarihinden itibaren başlayacağını, ayrıca alacağın likit olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkemece, davaya konu taşımanın Türkiye- Polonya arası uluslararası bir taşıma olması nedeniyle CMR Konvansiyonu hükümleri uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği, yükün alıcısına teslim olunduğu, 30. 04. 2015 tarihli tutanaklarda bobinlerde darbe, çizik, ezik hasarların bulunduğunun yazılmış olması ve hasarların açıktan çıplak gözle görülebilen hasar olması nedeniyle CMR Konvansiyonu md. 30 uyarınca taşıyıcıya derhal ihbarının gerekmesi ve yapılan tespit tutanaklarında da taşıyıcı katılımının bulunmaması, CMR Konvansiyonu md. 17 uyarınca taşıma sırasında meydana gelen hasardan taşıyıcının sorumluluğu söz konusu olmasına karşın hasarın taşıma sırasında meydana gelmiş olduğunun sabit olmaması, ihbarın süresinde yapılmamasına bağlı olarak malın bu şekilde kabul edildiğinin kabulünün gerekmesi, tek taraflı tutulan tutanağında yeterli olmaması nedenleriyle davacının davasının ispat edilemediği, her ne kadar davalı … isimli şirket pasif husûmete dair savunmada bulunmuş ise de dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki e- posta yazışmalarında … isimli şirketin davaya konu edilen taşımaya aracılık ettiği ve bu suretle taşımada rol aldığı anlaşılan şirketin davaya konu edilen taşımaya aracılık ettiği ve bu suretle taşımada rol aldığı anlaşılarak pasif husûmete dair savunmasına itibar edilmediği ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/9238 Esas. 2013/11331 karar sayılı emsal ). gerekçesiyle davanın ve davalının kötüniyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmemiştir. ” gerekçesiyle, ispat olunamayan davanın reddine, yasal şartları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve davacı vekili istinaf nedenleri olarak, davalı … tarafından talep edilen tarafsız bir survey kuruluşuna yaptırılan ekspertiz raporunda bile iddaları ispatlar nitelikte tespitler bulunduğunu, delilleri arasında yer alan ekspertiz raporunun hakkaniyetli olarak değerlendirilmediğini, 2. sayfada, hasarın nakliyat esnasında oluştuğu tespitinin yapıldığını, 5. sayfada, hasarın nerede ve ne şekilde meydana geldiğinin belirlenemediğini, ancak 6 farklı üründe hasar olması durumunun taşınan yükün taşımayı gerçekleştiren araca layığı İle yerleştirilmemesi ve/ veya sabitlenmemesi nedeni ile ürünlerin güzergah boyunda hareket ederek birbirleri ile temas etmeleri sonucunda zarar görmüş olduğu görüşüne varıldığını, ekspertiz raporunun bir çok yerinde ve özellikle rücu bölümünde emtiada oluşan zararın davalı firma sorumluluğunda ve özellikle taşıma esnasında meydana geldiğinin tespit edildiğini, Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin 17. fıkrasında ve 13. fıkrasında tarafsız olarak düzenlenen eksper raporunun delil niteliğinde olduğu kanuni düzenlemesine rağmen bilirkişi heyetinin ekspertiz raporundan hiç söz etmediğini, raporda, emtianın araca layıkı ile yerleştirilmediği, sabitlemenin yapılmadığının tespit edildiğini, bu görevin tamamen taşıyan tarafın sorumluluğunda olduğunu, sigortalının ayrıca TBK’nın 183. madde hükümlerine göre hak ve alacaklarını müvekkiline temlik ettiğini, bu durumda davacının sigorta ilişkisi dışında alacağın temlik hükümlerine göre de talep hakkının bulunduğunu, taşıyıcının sorumluluğunun ters çevrilmiş bir kusur sorumluluğu olduğunu, bilirkişinin, ekspertiz raporunda söz edilen, emtianın araca layıkı İle yerleştirilmediği sabitlemenin yapılmadığı ve bu hususun taşıyanın sorumluluğunda olduğu tespitinin göz önünde tutulmadığını, bu eksiklik sonucu taşıyıcının emtiayı emniyetle taşıması ambalaj ve yüklemeye nezaret etmesi gerektiği yönündeki istikrar kazanan uygulamayı göz önünde tutmadığını, ambalaj ve istif hususunda bilirkişilerce yapılan tespite karşın, kabul anlamına gelmemekle birlikte taşıyıcının sorumluluğunun devam edeceğini, yükleme, boşaltma, istifleme göndericiye veya alıcıya ait olsa da taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi bulunduğunun ilke olarak kabul edilmesi gerektiğini, delillerle emtianın teslim edildiği 30.04.2018 tarihinden itibaren yedi iş günü içinde ihbarın yapıldığının tespit edildiğini, rapordaki faize İlişkin yapılan tespite itiraz ettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin sigorta tazminatını ödediği tarih itibariyle faiz talep hakkını elde ettiğini, alacağın likit olduğunu iddia ederek, ekspertiz raporu ve yasal mevzuat kapsamında kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, Nakliyat Emtia Abonman Alt Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin davalı taşıyandan rücuen tahsili amacı ile başlatılan ilamsız icra takibinevaki itirazın iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, dava dışı sigortalı … Tic. A.Ş. ile davacı … arasında, başlangıç tarihi 20.03.2015, bitiş tarihi 19.05.2015 tarihi, sigorta konusu, cam tülü, nakil vasıtası kamyon, ön plakası … arka plaka …, sevk başlangıç yeri Polonya, sevk bitiş yeri Ankara olan “ Nakliyat Abonman Alt Sigorta Poliçesi “ düzenlendiği, 15.05.2015 tarihli nakliyat ekspertiz raporuna göre, firma tarafından ithal edilen malzemenin Polonya’dan, Ankara / Türkiye’ye sevk edilmesi üzere … Tic. A. Ş ile anlaşıldığı, kağıt bobinlerin firma yetkililerine teslim edilmesine müteakip yapılan kontrollerde 6 adet bobinde hasar meydana geldiğinin anlaşıldığı, söz konusu kağıtların alçıpan levhalarda, bütünlüğün ve mukavemetin sağlaması ile İzolasyon amacıyla kullanıldığı, bu sebeple ürün kalitesi açısından hasarlı kağıtların imalatta kullanılma durumunun mümkün olmadığı bilgisinin alındığı, yapılan incelemede, toplam 2. 903,20 metre kare kağıt sarılı bobinin yan yüzeylerinin birkaç noktasında darbe sonucu oluşan ezilmelerin ve parçalanmaları mevcut olduğu, sert cisim temasına bağlı olarak masuradan en dış kısma kadar çizik izinin bulunduğunun gözlemlendiği, bobinin tamamının kullanılmaz duruma geldiğinin anlaşıldığı, toplam 3.048,00 metre kare kağıt sarılı bobinin yan yüzeylerinde darbeye bağlı deformasyonların bulunduğu, ruloda bulunan kağıtların 3’te 2’lik kısmının kullanılamaz duruma geldiği, toplam 2.962,50 metre kare kağıt sarılı bobinin masura kısmının her iki taraftan da ezilmiş olduğu, dolayısıyla alçıpan imalatında kullanılan makineye monte edilememesi sebebiyle tamamen hasarlı duruma geldiği, toplam 2.844,00 metre kare kağıt sarılı bobinin yan yüzeyinde darbeye bağlı ezilmeler şeklinde hasar meydana geldiği, bobindeki kağıtların 3’te 2 oranında kullanılamaz duruma geldiği, toplam 2.962,50 metre kare kağıt sarılı bobinin yan yüzeylerinde darbeye bağlı olarak deformasyonların mevcut olduğu, söz konusu ürünlerin yaklaşık %65 oranında hasarlandığı, toplam 2.962,50 metre kare kağıt sarılı bobinin yan yüzeylerinde darbeye bağlı ezilmelerin gerçekleştiği, bobinde sarılı vaziyette bulunan kağıtların yarıya yakın kısmının kullanılabilirliğini yitirdiğinin gözlemlendiği, netice olarak hasara konu bobinlerin tamamının yan yüzeyleri ile masura kısımlarında darbeye bağlı olarak yırtılma, ezilme şeklinde hasar meydana geldiğinin gözlemlendiği, hasarın nerede ve ne şekilde meydana geldiğinin belirlenemediği, ancak altı farklı üründe hasar olması durumunun taşınan yükün taşımayı gerçekleştiren araca layığı ile yerleştirilmemesi ve/ veya sabitlenmemesi nedeni ile ürünlerin güzergah boyunda hareket ederek birbirlerine temas etmeleri sonucunda zarar görmüş olacakları yönünde olduğu, alış faturası incelendiğinde toplam 53.938,00 metre kare alçı kağıdının 19.989,00 kg net ağırlığa sahip olduğunun anlaşıldığı, hasarlı toplam 13.170,95 metre kare alçıpan kağıdının 4.881,05 kg olduğunun tespit edildiği, toplam hasar tutarından 195,24 € sovtaj bedelinin tenzil edildiği, tespit edilen hasar tutarının 9.703,29 € olduğu, ibraz edilen belgelerin tetkikinde, sigorta konusu kıymetlerin nakliye firması tarafından tam ve sağlam olarak teslim alındığı, nakliye esnasında ürünlerde hasar meydana geldiği kanaatine varıldığı, nakliye işlemlerini gerçekleştiren …A.Ş. isimli firmanın hadisede sorumluluğunun belirtildiğinin ifade edildiği, 30.04.2015 tarihli, maizeme sorumlusu, vardiya şefi, üretim müdürü ve fabrika müdürü imzalarını ihtiva eden el yazılı şekilde hasara dair ayrı ayrı tutanakların düzenlendiği, dava dışı sigortalı şirkete 9.703,00 Euro hasar bedelinin davacı … tarafından ödenerek, 26. 05. 2015 tarihli İbraname, mutabakatname ve tazminat makbuzu düzenlendiği, ibranamede sigorta şirketine TTK’nın 1472. maddesi gereğince temlik edildiği beyanının yer aldığı, davacı … şirketinin istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu dilekçeye ekli 21 Ekim 2015 tarihli, … başvurusu üzerine … tarafından düzenlenen ekspertiz raporunun tercümesinden, ekspertiz başvuru tarihinin 31 Temmuz 2015, inceleme tarihleri ve yerinin 28 Ağustos 2015,4 Eylül 2015 tarihi olarak belirtildiği, raporda, sevkiyatların teslimi sırasında kargonun yerleştirildiği konumdan kaydığı ve bunun sonucunda sevkiyat bölümlerinde mekanik hasar meydana geldiğinin belirlendiği, CMR nakliye senedine “ Dört adet ambalaj biriminde kumaş rulolarında ciddi hasar meydana gelmiştir. Kargo paletin üzerinden kaymıştır . Gönderideki diğer birimlerde de basınç ve ezilme belirtileri gözlenmiştir “. diğer sevkiyata ait nakliye senetlerinde herhangi bir açıklama olmadığı, eksperin yaptığı görüşmeler sonucunda Ankara’da bulunan … alıcısının mal tasnifini tamamladığı ve her gönderiden dörder birimin yer aldığı toplam sekiz ambalaj biriminin hasarlı olarak ayrıldığı ve hasar talep başvurusu yapıldığının öğrenildiği, hasar nedeni başlığ İle ambalajlama kusuru sonucu nakliye sırasında uygulanan normal kuvvetler nedeniyle palet üzerine yerleştirilen ruloların yerlerinden kaymasından dolayı oluşan mekanik yük ve gerginliğin malzemeyi kötü biçimde etkilenmesinden kaynaklandığı, ruloların palet üzerinde polimer film ile sabitlenmesinin, malların kaymasını engelleyemediği, bunun sonucunda malların mekanik hasara maruz kaldığı, nakliye sırasında olağan dışı bir olayın meydana geldiğine dair herhangi bir bilginin alınamadığının belirtildiği, davacı … tarafından ödenen 9.703,00 Euro hasar bedeli asıl alacak ve 418,69 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.121,69 Euro (=32.558,44 TL alacağın tahsili amacı ile davalılar ve … aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 08.01.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlu şirketlerin yasal süre içerisinde borca ve takibe itiraz ettikleri, davacının ise İİK 67. madde gereğince İtirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında, sigorta poliçesi, hasar ödemesi, yurt dışından ithal edilen ürünlerin karayolu İle taşımasının gerçekleştirildiği, bu taşımanın CMR hükümlerine tabi olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, meydana gelen hasardan nakliyeyi gerçekleştiren davalıların sorumlu olup olmadığı, bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı İle kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. 09.01.2019 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı yan ödemesi ile sınırlı olmak üzere gerek TTK’nın 1472, gerekse TBK’nın 183 ve devamı maddelerine göre sigortalısına halef olmuş olduğu, aktif husûmete ehil olduğu, davalı … firması antetli, 11.12.2015 tarihli cevabı yazıda CMR hükümlerine ve Avusturya taşıma işleri komisyoncusu ile ilgili mevzuata göre ticari faaliyet ve taşıma yürüttüğü, somut olayla ilgili takip dosyası oluşturduğu, bu durumda davalı … firmasının somut olayda taşıyıcı sıfatını kabul ettiğinin açık olduğu, ancak CMR m. 17/4-b bendine dayanarak sorumluluktan kurtulma iddiasında bulunduğu, öte yandan davacı sigortalısı ile davalı … firması arasında e-posta yazışmalarında davalı … firmasının taşıma sürecinde rol aldığının açık olduğu, e- posta yazışmasında davalı … firmasının temsilen acente sıfatı ile mi bir kerelik temsilci sıfatı İle mi ya da doğrudan kendi adına mı hareket ettiğinin teyit edilemediği, oysa yükleme talimatı incelendiğinde davalı … firmasının antetli kağıdında aynı zamanda diğer davalı … firmasının da antedi kullanıldığı, aralarında sıkı bir temsil ilişkisi olduğunun anlaşıldığı, … tarafından işin üstlenildiği ve daha sonra davalı … firmasına işin aktarıldığının açıkça görüldüğü, talimatın 15.04.2015 tarihli ve somut taşımaya ilişkin olduğu, gönderenin talimatı ve faturasında da davalı … firmasının taşıyıcı olduğunun belirtildiği, bu durumda … firmasının taşıma işleri organizatörü sıfatı ile işi alıp temsil ettiği … firmasına aktardığı, akdi taşıyıcı olarak her iki davalının taşıma sürecinde yer aldığının değerlendirildiği, buna karşılık fiili taşımanın CMR taşıma senedine göre dava dışı … firmasınca ifa edilmiş gözüktüğü, davalıların akdi taşıyıcılar olduğu, davacı karşısında müteselsil sorumlu olduğu, asıl taşıyıcı sorumluluğun ise dava dışı … firmasında olduğunun değerlendirildiği, dava konusu olayda, davacının ödeme sebebi olan sigortanın konusunun Polonya’dan Türkiye’ye taşınan rulolar halinde ve “ cam tülü” tanımlı emtia olduğu, taşıma Sözleşmesinin Polonya- Türkiye arasında karayolu İle yapılan uluslararası bir taşıma olduğu için uyuşmazlığın özellikle taşıyıcının sorumluluğu bakımından CMR Konvansiyonu çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, taşıma sözleşmelerinin CMR hükümlerine göre herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp sözleşmenin sözlü olarak dahi yapılabilmesinin mümkün olduğu, ancak CMR hükümlerine tabi bir taşıma senedi -sevk mektubu düzenlenmiş ise CMR hükümlerine göre taraflar arası sözleşmenin varlığı, malın taşıyıcıya sözleşmeye uygun teslimi ve taraflar arası sözleşme şartları bakımından temel ispat belgesi CMR taşıma senedi olduğu, dosyada mevcut taşıma senedi suretinde ihtirazı kayıt bulunmadığı gibi malın alıcısına teslim edildiğinde sabit olmadığı, bu nedenle CMR m. 30 gereği malın alıcısına ihtirazı kayıtsız teslim edildiğini ispata elverişli olmadığı, ”… – Forklift Operatörü “ kaşesinin bulunduğu, teslim kısmında imza teyit edilemediği, buna karşılık yükün alıcısına teslim edildiği, alıcı … firması tarafından gerek E-posta İle gerekse de antetli kağıda yazılan ihtar İle hasar bildiriminin 08. 05. 2015 tarihinde yapıldığı, oysa sunulan tutanaklar incelendiğinde 30. 04. 2015 tarihli tespit edildiği gözlendiği, bu durumda yükün davacı sigortalısına en geç 30. 04. 2015 tarihinde teslim edildiği taşıyıcı katılımı olmaksızın yapılan tespitte 5 adet bobinde hasar teyit edildiği, en geç derhal ( açıkça görülen hasar durumunda ) bildirim şartının CMR m. 30 gereği olduğu, açık olmayan hasarlarda ise 7 İş gününde ihbar şartı olduğu, somut olayda 30. 04. 2015 olduğu, Perşembe gününe denk geldiği, bu durumda 2 Mayıs, 4-9 Mayıs olmak üzere 7 gün dolduğu, bildirimde 08. 05. 2015 olup bu süreye uyulduğu, ancak somut olayda hasarın dıştan görülebilir nitelikte ve derhal bildirimi yapılmak gereken türden bir hasar olduğu, bu durumda CMR m. 30 hükmünde aranan şartların sağlanmadığı, böylece davacının hasarın taşıma sürecinde meydana geldiği karinesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, CMR m. 30 İle düzenlenen süre hak düşürücü süre değilse de taşıma süreci sorumluluğu bakımından hasarın taşıma sürecinde meydana geldiği karinesinden yararlanmak için bu süre içinde bildirim veya hasar tutanağı düzenlemek gerekeceği, ancak hasar tutanağının taşıyıcı – adam ve yardımcıları ya da kamu otoritesi katılımı olmadığında hasar bildirimi yerine geçmeyeceği, nitekim CMR taşıma senedinde de şerh olmadığı, davacı tarafından hasarın taşıma sürecinde meydana geldiğinin varma yerinde, aktarma sırasında veya boşaltma sırasında meydana gelmediğini ispat etmesi gerektiği, CMR Konvansiyonu m. 17/1’ e göre “ Taşımacı yükü teslim aldığı andan,teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından doğacak hasardan sorumludur”, somut olayda, hasarın taşıma sürecinde meydana geldiği sabit olmadığı, CMR’nin 17/2 maddesine göre ise taşıyıcı kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebepten ileri geldiğini ispat edemedikçe eşyaya gelen borcu tazmin borcu altında olduğu, bir başka deyişle taşıyıcının kusurlu olduğunun karine olarak kabul edildiği, sorumluluktan kurtulabilmesi için taşıyıcının kusurlu olmadığını ispat etmesinin zorunlu olduğu, bu düzenlemeye karşılık taşıyıcının CMR Konvansiyonu 17/2 uyarınca eğer kayıp, hasar ve gecikme, ” istek sahibinin ihmalinden “,” istek sahibinin verdiği talimattan, “yüke has bir kusurdan“, ”taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmişse taşımacı sorumlu tutulamayacağını, CMR m. 17/4-b ) hiç ambalajlama ve ambalaj kusuru, aktarma- yükleme- boşaltma – istifleme, kırılma gibi eşyanın özel niteliği gibi bir takım hususları da taşıyıcının sorumluluktan kurtulması özel sebepleri olarak saydığını, CMR 18/2. maddede açıkça CMR m. 17/4’te sayılı sebeplerden birine dayanan taşıyıcının bunu ortaya koyduğunda zararın bu sebeplerle meydana geldiğinin varsayılacağını belirttiği, yani bu sebeplerden birine dayanan taşıyıcının üstündeki ispat külfetinin yer değiştireceği, somut olayda bu sayılan sebeplerden herhangi birinin dava dışı gönderen tasarruf alanında teyit edilemediği, dava konusu yükler bakımından özel ambalaj şekli öngörülmediği, dıştan sadece naylon kaplamanın yeteceği, eğer hasar taşıma sırasında veya davalının aktarmalarından kaynaklanmış ise burada ambalaj eksiği veya ambalaj yetersizliği iddiası İle sorumluluktan kurtulmanın mümkün olmayacağı, taşıyıcının taşıma öncesi teslim aldığı andan varma yerinde teslim ettiği ana kadar olan zayi, hasar ve gecikme kaynaklı zarardan sorumlu olduğu, taşıma başlangıcında ihtirazı kayıtsız teslim alınan yükün varma yerinde ihtirazı kayıtsız ve hasarsız tesliminin önemli olduğu, somut olayda taşıma başlangıcında hiçbir ihtirazı kayıt, tutanak ve sair delil olmaksızın taşımaya alınan emtianın tam ve sağlam taşımaya alındığı ve varma yerinde de aynı şekilde teslim edildiği karine olarak kabul edileceği, taşıma sırasında hasar sabit olursa tamamından davalıların sorumlu olması gerekeceği, sonuç olarak, her iki davalının da taşıma sürecinde görev aldığı, davalı … firmasının işi davalı … firmasına verdiğinin sabit olduğu, ancak davalılar arasında acentelik ilişkisinin teyit edilemediği, buna karşı aynı evrakla taşıma işi yapan çözüm ortağı olarak hareket ettikleri ve davacı karşısında her ikisinin de akdi taşıyıcı olduğunun değerlendirildiği, dava konusu taşıma süreci sonunda gereği gibi tutulmuş bir hasar tespit tutanağı bulunmadığı, derhal yapılması gereken hasar ihbarının derhal yapılmadığı, her ne kadar 7 İş günü içinde ihbar varsa da açık hasar halinde bu sürede yapılan bildirimin yeterli olmayacağı CMR m. 17/1 gereği hasarın taşıma sürecinde meydana geldiğini ispat külfetinin davacı üstünde olduğu, görünüşe göre hasarın boşaltma sırasında veya sonrasında aktarmalarda da meydana gelmiş olabileceği, hasarın taşıma sürecinde meydana geldiği tespit edilecek olursa, davacının 9. 703,00 Euro tazminatın tamamını davalıdan talep edebileceği, zira taşınan yükün özel ambalaj gerektiren nitelikte olmadığı, davacının faiz talebinin somut olaya ve CMR m. 27 hükmüne uymadığı, sınırlı sorumluluk uygulamasına yer olmadığına, davacının takip tarihinden itibaren yıllık %5 faizi ile rücu konusu edebileceği belirtilmiştir. Davacı vekili rapora itiraz ederek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekili ise hasarın taşıma sırasında oluştuğunun ispatlanamadığını, ihbarın süresinde yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun,yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece bilirkişi raporundaki tespitler kapsamında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık konusu taşımanın Polonya- Türkiye arasında karayolu ile gerçekleştirilen Uluslararası bir taşıma olması nedeniyle, CMR hükümlerinin uygulanması ve değerlendirilmesi gerekecektir. CMR, uluslararası karayolu taşımacılığında koşulları standardize ederek taşıyıcının sorumluluklarını belirleyen bir sözleşmedir. CMR’nin 17. maddesinde taşımacının sorumluluğuna yer verilmiştir. Konvansiyonun17/1. maddesi kapsamında, taşıyıcının yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından doğacak zarardan sorumludur. Taşıyıcı ancak, kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya taşıyıcının verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmişse sorumlu olmaz ( CMR m. 17/2). Bu durumda ispat yükü taşıyıcıdadır ( CMR m. 18/1). CMR m 30 başlığı “ İstem ve Davalar” dır. CMR 30/1. maddede, alıcının, taşımacı ile durumlarını kontrol etmeden veya ziya ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmî tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse bu hususun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturacağı, açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirmenin yazılı olarak yapılacağı belirtilmiştir. Somut olayda, bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde belirtildiği ve dosya içerisinde ki CMR taşıma senedi örneği ve diğer belge ile hasara dair tutanak örneklerinden, malın alıcısına ihtirazı kayıtla teslim edildiğine dair herhangi bir kayıt mevcut değildir. 23. 04. 2015 tarihli, alçı levha kağıt bobin sayım formunda “Hasar” la ilgili bölümde herhangi bir şerh mevcut olmadığı gibi teslim edilen ürünlerle ilgili tutanaklar 30.04.2015 tarihli olarak düzenlenmiş ve düzenlenen tutanaklarda taşıyıcı yer almamaktadır . Hasar ihbarı ise 08.05.2015 tarihlidir . Bilirkişi raporunda, hasarın dıştan görülebilir ve derhal bildirimi yapılmak gereken türden hasarlar olduğu belirtilmiş. Bu durumda, CMR’nin 30. madde hükmünde aranan şartların saptanmış ve bu davacının hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini ispat etmiş olduğunun kabulü mümkün olmayacaktır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28.09.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.